Dolar (USD)
34.65
Euro (EUR)
36.36
Gram Altın
2928.16
BIST 100
9636.12
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

İhlas suresi, İhlas suresinin okunuşu ve anlamı nasıldır?

İhlas suresi Kuranı Kerim''de 112. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olmasına karşın İhlas suresi iniş sırasına göre 22. suredir. İhlas suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. İhlas suresi 4 ayeti kerimedir. İhlas dine içtenlikle bağlanmak anlamına geliyor. İşte İhlas suresi hakkında bilgiler ve İhlas suresinin okunuşu ve anlamı...
İhlas suresi, İhlas suresinin okunuşu ve anlamı nasıldır?
26 Mart 2020 11:44:00
İhlas suresi Kuranı Kerim''de 112. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olmasına karşın İhlas suresi iniş sırasına göre 22. suredir. İhlas suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. İhlas suresi 4 ayeti kerimedir. İhlas dine içtenlikle bağlanmak anlamına geliyor. İşte İhlas suresi hakkında bilgiler ve İhlas suresinin okunuşu ve anlamı...

İhlas suresi Kuranı Kerim'de 112. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olmasına karşın İhlas suresi iniş sırasına göre 22. suredir. İhlas suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. İhlas suresi 4 ayeti kerimedir. İhlas dine içtenlikle bağlanmak anlamına geliyor. İşte İhlas suresi hakkında bilgiler ve İhlas suresinin okunuşu ve anlamı...

İhlas suresi, Mekke döneminde nüzul olmuştur. İhlas suresi, 4 âyettir. İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak demektir. Allah’a bu sûrede anlatıldığı şekilde inanan, tevhit inancını tam anlamıyla benimsemiş ihlâslı bir mü’min olacağı için sûre bu adla anılmaktadır.

İHLAS SURESİ HAKKINDA BİLGİLER

İhlâs sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 4 âyettir. İsmini, İslâm dininin esasını teşkil eden tevhîd akîdesinin veciz bir ifadesi olan “İhlâs” sözünde alır. “İhlâs”, dini hâlis yapmak, şirk bulaşıklarından temizlemek ve sadece Allah’a kulluk etmek demektir. Surenin kaynaklarda tespit edilen yirmiden fazla ismi vardır. Yaygın isimlerinden biri (Kul hüvellahü ehad)dır. Ayrıca (Samed), (Tevhîd), (Esâs), (Tecrîd), (Necât), (Velâyet), (Mukaşkışe), (Muavvize) isimleriyle de anılır. Mushaf tertîbine göre 112, iniş sırasına göre ise 22. sûredir.

İhlas Suresi Konusu
Cenâb-ı Hakk’ın birliği ve en mühim sıfatları gayet veciz bir şekilde beyân edilir.

İhlas Suresi Ne Zaman Ve Nerede Nuzül Olmuştur?
Mushaftaki sıralamada yüz on ikinci, iniş sırasına göre yirmi ikinci sûredir. Nâs sûresinden sonra, Necm sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır. Mekke’de indiğini söyleyenler Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber’e gelerek “Bize rabbinin soyunu anlat” dediklerini, bunun üzerine bu sûrenin indiğini bildiren rivayetleri delil getirirler (Müsned, V, 133-134). Medine’de indiğini söyleyenler ise yahudilerle hıristiyanların Hz. Peygamber’e yönelttikleri Allah hakkındaki sorulara bir cevap olmak üzere Cebrâil’in Hz. Peygamber’e gelip “Kul hüvellahü ehad” sûresini okuduğunu bildiren rivayetleri delil göstermişlerdir (Taberî, XXX, 221-222; Râzî, XXXII, 175). Ancak sûrenin üslûp ve içeriği Mekke döneminde indiği izlenimini vermektedir.

İhlas Suresi Fazileti
Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûre Kur’an’ın üçte birine denktir.” (Buhârî, Tevhid 1; Müslim, Misâfirîn 259)

Kur’ân-ı Kerîm’in muhtevasını “tevhid ve mârifetullah”, “âhiret bilgisi” ve “doğru yol bilgisi” diye üçe ayırırsak, İhlâs sûresi bunların birincisini ele aldığı için, bu yönüyle Kur’an’ın üçte birine denk olduğu anlaşılabilir.

Resûlullah (s.a.s.) sahâbîlerden birini bir seriyyenin başında kumandan olarak göndermişti. O mübârek sahâbî, arkadaşlarına namaz kıldırıyor, ancak kıraatini her defâsında İhlâs sûresi ile bitiriyordu. Medine-i Münevvere’ye döndüklerinde, durumu Allah Resûlü’ne haber verdiler. Efendimiz:

“–Ona, niçin böyle yaptığını sorun!” buyurdu. Arkadaşları bunun sebebini sorduklarında sahâbî:

“–Bu sûre, Rahmân’ın vasıflarını anlatmaktadır. Bu yüzden, onu okumayı seviyorum.” cevâbını verdi.

Bunu öğrenen Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“–Ona söyleyin, Allah Teâlâ da onu seviyor.” (Buhârî, Tevhîd 1)

Yine Peygamberimiz (s.a.s.), sevdiği için bu sureyi her namazda okuyan bir sahabîye:

“Onu sevmen seni cennete götürür” müjdesini vermiştir. (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 11)

İhlas Suresi Nüzul Sebebi
Müşriklerin, Resûlullah (s.a.s.)’e:

“Rabbinin nesebini söyle” demeleri üzerine Cenâb-ı Hak, kendini tanıtmak üzere bu sûreyi indirdi. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 133-134)

Araplarda bir yabancıyı tanımak istediğinde “Onun nesebi nedir?” diye sormak adetti. Çünkü onlarda bir kimseyi tanımanın ilk şartı, nesebinin ne olduğu ve hangi kabileden geldiğinin açıklanmasıydı. Bu sebeple, Rabbinin kim olduğunu öğrenmek için Peygamber Efendimize de O’nun nesebini sormuşlardı.

İhlas Suresi Arapça Okunuşu
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ ﴿١﴾ اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ ﴿٢﴾ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ ﴿٣﴾ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ ﴿٤

İhlas Suresinin Türkçe Yazılışı ve Okunuşu

-Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.

1- Gul huvallâhu ehad.

2- Allâhu’s-samed.

3- Lem yelid ve lem yûled.

4- Ve lem yekun lehû kufuven ahad.

İhlas Suresinin Anlamı, Meali
-Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

1- De ki: O Allah birdir.

2- Allah samed (her şey O’na muhtaç, O kimseye muhtaç değil)’dir.

3- O doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.

4- Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir.

Hakkında

Mekke döneminde inmiştir. 4 âyettir. İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak demektir. Allah’a bu sûrede anlatıldığı şekilde inanan, tevhit inancını tam anlamıyla benimsemiş ihlâslı bir mü’min olacağı için sûre bu adla anılmaktadır.

Nuzül

Mushaftaki sıralamada yüz on ikinci, iniş sırasına göre yirmi ikinci sûredir. Nâs sûresinden sonra, Necm sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır. Mekke’de indiğini söyleyenler Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber’e gelerek “Bize rabbinin soyunu anlat” dediklerini, bunun üzerine bu sûrenin indiğini bildiren rivayetleri delil getirirler (Müsned, V, 133-134). Medine’de indiğini söyleyenler ise yahudilerle hıristiyanların Hz. Peygamber’e yönelttikleri Allah hakkındaki sorulara bir cevap olmak üzere Cebrâil’in Hz. Peygamber’e gelip “Kul hüvellahü ehad” sûresini okuduğunu bildiren rivayetleri delil göstermişlerdir (Taberî, XXX, 221-222; Râzî, XXXII, 175). Ancak sûrenin üslûp ve içeriği Mekke döneminde indiği izlenimini vermektedir.

Konusu

Sûrede Allah Teâlâ’nın bazı sıfatları veciz bir şekilde ifade edilmiştir

Fazileti

Hz. Peygamber bu sûrenin önemi ve fazileti hakkında söyle buyurmuştur: “Varlığım elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûre Kur’an’ın üçte birine denktir” (Buhârî, “Tevhîd”, 1). Yine Hz. Peygamber, sevdiği için bu sûreyi her namazda okuyan bir sahâbîye, “Onu sevmen seni cennete götürür” müjdesini vermiştir (Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 11, “Tefsîr”, 93; diğer hadisler için bk. İbn Kesîr, VIII, 539-546).

İhlâs Suresi Tefsiri

İhlâs sûresi, İslâm’ın esası olan tevhid (Allah’ın birliği) ilkesini özlü bir şekilde ifade ettiği ve Allah Teâlâ’yı tanıttığı için Hz. Peygamber tarafından Kur’an’ın üçte birine denk olduğu ifade buyurulmuştur. Kelâmın akışı ve konunun Allah’ın nesebini (hangi soydan geldiğini) soranlara verilen cevapla ilgili olması dikkate alındığında 1. âyetteki “O” diye çevirdiğimiz “hüve” zamirinin Allah’a ait olduğu açıkça anlaşılır. Allah ismi, varlığı ezelî, ebedî, zarurî ve kendinden olup her şeyi yaratan, her şeyin mâliki ve mukadderatının hâkimi, her şeyi bilen ve herşeye kadir olan... Yüce Mevlâ’nın öz (has) ismidir (bk. Bakara 2/255).

Müfessirler bu sûrede ağırlıklı olarak Allah’ın birliğini ifade eden ahad terimi ile var oluş bakımından kimseye muhtaç olmadığını anlatan “samed” terimi üzerinde durmuşlardır. “Tektir” diye çevirdiğimiz “ahad” kelimesi, “birlik” anlamına gelen vahd veya vahdet kökünden türetilmiş bir isimdir (Ebû Hayyân, VIII, 528); sıfat olarak Allah’a nisbet edildiğinde O’nun birliğini, tekliğini ve eşsizliğini ifade eder; bu sûrede doğrudan doğruya, Beled sûresinde (90/ 5, 7) dolaylı olarak Allah’a nisbet edilmiştir; bu anlamıyla tenzihî veya selbî (Allah’ın ne olmadığını belirten) sıfatları da içerir. Nitekim devamındaki âyetler de bu mânadaki birliği vurgular. Bu sebeple “ahad” sıfatının bazı istisnalar dışında Allah’tan başkasına nisbet edilemeyeceği düşünülmüştür. Aynı kökten gelen vâhid ise “bölünmesi ve sayısının artması mümkün olmayan bir, tek, yegâne varlık” anlamında Allah’ın sıfatı olmakla birlikte Allah’tan başka varlıkların sayısal anlamda birliğini ifade etmek için de kullanılmaktadır. Türkçe’de de “bir” (vâhid) ile “tek” (ahad) arasında fark vardır. Bir, genellikle “aynı türden birçok varlığın biri” anlamında da kullanılır. “Tek” ise “türdeşi olmayan, zâtında ve sıfatlarında eşi benzeri olmayan tek varlık” mânasına gelir. İşte Allah, bu anlamda birdir, tektir. Ahad ile vâhid sıfatları arasındaki diğer farklar ise şöyle açıklanmıştır: Ahad, Allah’ın zâtı bakımından, vâhid ise sıfatları bakımından bir olduğunu gösterir. Ahad ile vâhidin her biri “ezeliyet ve ebediyet” mânalarını da ihtiva etmekle birlikte, bazı âlimler ahadı “ezeliyet”, vâhidi de “ebediyet” mânasına tahsis etmişlerdir. Allah’ın sıfatı olarak her ikisi de hadislerde geçmektedir

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin