Hür tefekkürün kaleleri ziyaretçilerini bekliyor
ÖZLEM DOĞAN / İSTANBUL
Üstat Cemil Meriç'in deyimiyle; 'dergiler hür tefekkürün kalesidir.' Ayrıca edebiyatın kalbi dergilerde atar. Batı'da 17. yüzyılda başlayan dergicilik Türkiye'de 19. yüzyılda kendini gösterdi. Matbaanın ülkemizde geç kullanılması sebebiyle aksayan bu gelişme, ilk gazetenin çıkmasının ardından Osmanlı topraklarında da yayılmaya başladı. Zamanla değişik türleriyle dergiler okuyucuyla buluştu. 19. yüzyıldan bugüne yerel, yaygın süreli, haftalık, aylık, yıllık birçok dergi rafları süsledi. Kimi yıllarca okuyucularının evine misafir oldu. Kimi ise çeşitli sebeplerle yayın hayatına son vermek zorunda kaldı.
Osmanlı'dan günümüze dergiler
1849-1851 yılında başlayan ve yirmi sekiz sayı yayımlanan Vaka-i Tıbbiye dergisi ilk bilinen Türkçe dergidir. Cemiyet-i İlmiyeyi Osmaniye derneğinin yayın organı Mecmua-i Fünun, 1869 yılında kapanana dek yayınını sürdürdü. Artık dergiler toplum hayatına girmiş, Osmanlı Tanzimat aydınlarının seslerini duyurabildikleri mecralar haline gelmişti. Ayine-i Vatan, Tuhfet-ül Tıp, Takvim-i Ticaret'in ardından 1862 yılında Mustafa Refik tarafından çıkarılan ve yalnızca üç sayı yayınlanabilen ilk resimli mecmua Mirat yayın hayatına merhaba dedi. Osmanlı dönemi dergileri arasında en çok adı bilinen ve kırk dokuz sayı yayınlanan Teodor Kasap imzalı Diyojen, bir mizah dergisidir. En az Diyojen kadar tarihimizde farklı yeri olan Servet-i Fünun, Şehbal, Sebil-ür Reşat gibi farklı alanlarda farklı kalemlerin seslerini duyurabildiği önemli mecmualar, tarihimizdeki yerlerini aldılar.
Halife Abdülmecid'in dergi röportajı
Dünyada her alanda değişim yaşanırken, Osmanlı da bu gelişmeleri yakından takip ediyordu. İyi eğitim alan, her yenilikten haberdar olmak için dünya basınını yakından takip eden ve en az bir yabancı dil bilen padişah ve şehzadelerin Türk basınıyla da yakından alakadar olduğunu biliyoruz. Halife Abdülmecid'in zengin kütüphanesinde bulunan Türk ve yabancı mecmuaların yanı sıra Sedad Simavi'nin 1919 yılında İnci Dergisi için Halife'yle Bağlarbaşı Köşkü'nde gerçekleştirdiği röportajı anımsatmadan geçmek olmaz. Röportajın konusu ise kadının toplumdaki yeri, giyim tarzı ve edebiyat alanındaki çalışmalarıydı.
Geçmişten bugüne kalanlar
Geçmişten günümüze yolculuğunu sürdüren ve yazarlar için adeta bir okul niteliği taşıyan birkaç dergi hala yayınlanmaya devam ediyor. 1933 yılından bu yana aylık olarak okuyucusuyla buluşan Varlık dergisi ilk olarak Yaşar Nabi Nayır tarafından çıkarıldı. 1972'de Ahmet Kabaklı tarafından yayınlanmaya başlanan ve o günden bu güne kadar her ay muntazaman yayınına devam eden Türk Edebiyatı dergisi de Tarihin sert rüzgarlarına dayanan bir diğer dergimiz. Yahya Kemal tarafından Mondros Mütarekesi yıllarında kurulan Dergah dergisi ise 1990 yılında tekrar yayın hayatına başladı. Mustafa Kutlu editörlüğünde çıkan ve Şair-Yazar Ali Ayçil'in Genel Yayın Yönetmenliğinde seyrine devam eden dergi hala yolculuğunu sürdürüyor.
Günümüzde dergiler ve fuarlar
Sirkeci Tren Garı'nın tarihi atmosferinin eşlik ettiği Uluslararası 7.Türkiye Dergi Fuarı 10-15 Mayıs tarihlerinde dergiseverlere kapılarını açıyor. Yedi yıl önce İstanbullularla buluşan dergi fuarına bu yıl 20 ülkeden 305 dergi katılıyor. Üstelik bu yıl okul dergileri de fuarda yer alıyor. Fuarda yer alan dergiler etkinliklere de imza atıyor. Temrin'den Mostar'a, Haksöz'den Tohum'a, İtibar'dan Dergah'a, Hece'den Türk Edebiyatı'na, Yediiklim'den birçok dergi okuyucularını bekliyor. Dergi yazarlarıyla söyleşiler, fuara özel indirimli abonelikler, sinemadan edebiyata, dini yayınlardan Osmanlıca'ya, tiyatrodan felsefeye, politikadan çocuk dergilerine kadar geniş bir yelpazeye sahip olan fuar dopdolu ve keyifle gezebileceğiniz bir ortam.
Geleneği sürdürüyoruz
ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu da dergi fuarındaydı. "ÖNDER'in çatısı altında çıkan Tohum dergisi ve Türkiye'de dergicilik adına kısaca görüşlerini aldık: "Türkiye'de dindar kesimin serencamında dergiler önemli bir rol oynuyor. Mehmet Akif ve aynı görüşteki fikir adamlarının çıkardığı Sebil-ür Reşat ve ona benzer dergilerle başlayan bir serüven söz konusu. Bu serüven Cumhuriyet'le birlikte kesintiye uğradı ama 1950'den itibaren dergilerimiz yayın hayatına yeniden başladı. Tohum dergimiz de 1963'te yayınlanmaya başlayan ve Türkiye'nin dindarlaşmasına ciddi bir katkıda bulunan dergilerden biri. Günümüzde basılı yayınların tamamen sanal ortama geçeceği söylense de, geleneği olan dergilerin matbu olarak devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Böylece geçmişten bize kalan geleneği de sürdürmüş oluyoruz."
İttihad-ı İslam, Fetih ve Ayasofya
İstanbul'un 563. fetih yıldönümü münasebetiyle Şekercihan Derneği yarafından düzenlenecek olan "İttihad-ı İslam, Fetih ve Ayasofya" konulu panel, 15 Mayıs Pazar günü saat 14:00'te Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek. "Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslam'dır" diyen Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur eserleri ışığında gerçekleştirilecek olan programın ana konularından biri de 'İslam Birliği' olacak.
Kur'an ziyafeti
Dünya Kur'an Okuma Birincisi Tayfur Sönmez'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayacak programın açış konuşmalarını Şekercihan Derneği adına Dç. Dr. Hüseyin Özdemir, İYAD (İstanbul Yeni Asya Derneği) adına Prof. Dr Ruhi Yavuz yapacak. Programda ayrıca "Bir kahraman bekliyoruz" başlıklı sinevizyon gösterisi sunulacak.
Fetih ve Ayasofya ilişkisi
Mesut KÖSEOĞLU'nun Şiir, Mesut Yavaş'ın ilahi dinletisiyle renk katacağı panelde SDÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İshak Özgel "Risale-i Nur'da İttihad-ı İslam", Edebiyatçı-Yazar İslam Yaşar ise "Fetih ve Ayasofya" konularında sunum yapacak.
STK'lar da unutulmadı
Programın sonunda İttihad-ı İslam hakikatinin inkişafı ve Ayasofya'nın vaziyet-i kudisiyene çevrilmesi için hizmet eden STK'lara plaket verilecek.
Bilgi için Şekercihan Derneği'nin 0212 532 66 99 nolu telefonuna başvurulabilir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.