Hukuken engel yok
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, Başkan Erdoğan’ın yeniden aday olması kesinleşti. Hukuken Erdoğan’ın aday olmasında hiç bir sakınca bulunmuyor
AV. CÜNEYD
ALTIPARMAK
CUMHURBAŞKANLIĞI
seçimleri yaklaşıyor. Ve yaklaştıkça gündem yeni tartışmalar doğuruyor. Bunların başında Başkan Recep Tayyip
Erdoğan’ın yeniden adaylığı konusu var. Gelin bu konuyu hukuk zemininde
incelemeye çalışalım.
Cevabını
aradığımız temel soru şöyle:
Erdoğan tekrar adaylığı hukuken
mümkün müdür?
Bu sualin
üzerinde uzlaşılmış ve uzlaşılmamış iki tane cevabı var. Birincisi Anayasa’nın
116. maddesinin 3. fıkrası “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından
seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha
aday olabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, Meclis tarafından seçim
kararı alınırsa, Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olabilecektir. Peki
seçimler zamanında yapılırsa durum ne olur?
3. kez aynı koltukta!
Erdoğan,
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna ilk olarak 2014 yılında oturdu. Sonra 2017 yılında
ülkede bir sistem değişikliğine gidilerek “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine”
geçildi. Değişiklilerin ilk seçimle
yürürlüğe gireceği karara bağlandı. 2018’de yapılan seçimler ile Erdoğan “yeni
duruma” göre Cumhurbaşkanı oldu. Makamın görev ve yetkileri kanunla yeniden
düzenlendi ve değiştirildi.
BİRİNCİ GÖRÜŞ:
Anayasanın,
Cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen 101.maddedeki “bir kimse en fazla iki defa
Cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmü değişmediği için, Başkan Erdoğan 2014’te
birinci, 2017’de ikinci kez seçildi. Artık normal şartlarda seçim yapılırsa,
yani sürenin bitmesine müteakip yapılacak seçimde tekrar aday olmaz.
İKİNCİ GÖRÜŞ:
Engel
olmayacağı fikrine sahip olanlar ise 2017’de sistem değiştiğine, bu sisteme
göre Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk kez 2018’de Cumhurbaşkanı seçildiğine
vurgu yaparak “2018 yeni sistemde ilk seçim olduğuna göre, Erdoğan, 2023’te
süresinde icra edilecek seçimlerde aday olabilir” diyorlar
Üç temel nokta
Konuyu tüm
hatları ile görebilmek için, üç temel noktayı kapsayan bir yaklaşım gerekiyor.
BİR: Cumhurbaşkanına verilen yetkiler
değişti. 2017 Anayasa değişikliklerinin bir sonuç ifadesi “Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi” olarak çıktı. Parlamenter sistemden Cumlhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemine geçildi. Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri büyük oranda değişti. En
belirgin olarak başbakanlık kalktı. Artık sorumsuz, partisiz, siyasetten uzak
bir cumhurbaşkanı yok. Tam tersine bizatihi sorumlu, yükümlü ve siyasi bir
figür vardır. Ayrıca 4 yıllık görev süresi de 5’e çıkarıldı.
Eski durumda
var olanı bir kimseyi, sadece eski durumda var diye yeni durumun haklarından
mahrum bırakabilir miyiz?
Kanunen bu olamaz.
İKİ:
Anayasa’nın 101. maddesi değişmiş ve yeniden yazılmıştır. Bir maddenin
değişmesi ile korunması aynı şeyler değildir. Bu maddede bir değişiklik
olmasaydı, Erdoğan’ın adaylığı konusundaki itirazlar haklı olabilirdi. Bir
maddedeki bir ifadenin korunması, maddenin değişmediği anlamına gelmez. Bir
maddenin kısmen önceki düzenleme ile aynı hususları içermesi, onun değişikliğe
uğradığı yani artık “yeni bir madde” olduğu gerçeğini örtmez.
ÜÇ: Anayasanın
101. maddeyi yeni bir madde olarak ele almamıza neden olacak bir başka dayanak
daha vardır. Aynı kanunun 18. maddesi 101.maddede yapılan değişikliğin birlikte
yapılacak ilk TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yürürlüğe gireceğini ifade
etmektedir. Bu halde ortada “eski benzer ifadeleri içerse bile” artık yeni bir
norm vardır. Yeni norm yeni durum demektir.
Son kararı YSK verecek
Cumhurbaşkanlığının Erdoğan’ın şahsında sürekliliği ile “tekrar aday olup olamayacağı” ayrı bahislerdir. Burada “367 krizi” bağlamında aslında murat edilmeyen bir durumun, toplumun gündemine getirilmesi daha büyük bir krizi tetikleyebilir. Açık normatif durum ortadadır. Bu konuda yetki Yüksek Seçim Kurulundadır. Adaylığın kabul edilmesinin Anayasa Mahkemesi ile bir ilintisi yoktur. Adaylık başvurusu sonrası kararı verecek merci Yüksek Seçim Kurulu’dur.