Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
ALİ ADAKOĞLU - ANKARA
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, önceki akşam Çankaya Köşkü'nde ulusal gazetelerin genel yayın yönetmenlerine bir iftar verdi. Görevi devraldığı günden itibaren büyük bir hassasiyetle üzerinde durdukları terörün kalıcı olarak sonlandırılması konusunda atılan önemli adımları anlatan Başbakan Yıldırım, "Artık bölgede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyerek hükümetin kararlığını ortaya koydu.
Başbakan'ın iftar sohbetinden ana konular şöyleu2026
Halkımızla tek yürek
"Genel Başkan adaylığımın açıklandığı gün Diyarbakır Tanışık köyüne gittim. Terör örgütünün, parçaları bile bulunmayacak şekilde katlettiği 16 kardeşimizin yakınlarının acısını paylaştık. Hepsi birbirinin akrabası. Örgüt, "Cezalandırdık" diyor ama köyde çoğunluk HDP'ye oy vermiş. Seyithan kardeşimiz, babasının ve büyük oğlunun gözleri önünde hunharca katledilmiş. Oğlu hala perişan vaziyette. Asıl hedefin 10 km ilerideki Diyarbakır merkeziydi."
"Güvenoyu aldıktan hemen sonra da Diyarbakır Havaalanının açılışına gittik. Tel örgülerden geçilerek gidilen iptidai bir havaalanı vardı. Cumhurbaşkanımız ile birlikte, 6-7 milyon kişiye hitap edecek son derece modern bir alanın yanı sıra, okul, yol, hastane gibi son derece önemli hizmetlerin açılışını da yaptık. Daha sonra Kuşba'ya gittik. Yol boyunca sokaklardan geçerken insanlar yol kenarında ve pencerelerde coşkuyla el sallıyor, bizi selamlıyorlardı. Bazıları ise kendisini saklayarak el sallıyordu."
Saha hakimiyeti sağlandı
"Güneydoğu'da terörün olduğu tüm yerlerde saha hakimiyeti sağlandı. Birçok şehirde operasyonlar yapıldı. "Kurtarılmış mahalle" ilan edilen yerler vardı, hepsi temizlendi. İnsanlar şehirde rahat dolaşır hale geldi, ciddi bir rahatlama var.Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımız, terör örgütünün yaptığı bu işlerin tamamen yanlış olduğu kanaatine varmış. Bu çok önemli."
İnsanlar rahatladı
Eskiden bölgede HDP dışındaki tek parti olarak siyasi faaliyetleri yürütmekte bile çok zorlanıyorduk. Şimdi siyaset de rahatlamış. Eskiden bölgede bizim işimiz çok zordu. Şimdi ise terör örgütünün işi çok zor. İnsanlar büyük ölçüde rahatlamış görünüyor ama hala bir tedirginlik gözleniyor. İnsanlar, "Acaba bundan sonra ne olacak. Acaba yine ortada mı kalacağız. Devlet bize sahip çıkacak mı?" diye düşünüyor. Bu tedirginliği gidermemiz lazım. Bunun için büyük bir plan yaptık. Artık bölgede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak."
Yepyeni şehirler kuracağız
"Bir kere bölgede ciddi bir fiziki tahribat var. Bunu da, bakmayın; "Devlet yaptı" propagandalarına, evler arasında açtıkları tünellerle, terk ederken yaptıkları tuzaklamalarla tamamen kendileri yaptı. İlk işimiz fiziki rehabilitasyon. Bu enkazları ortadan kaldırarak yepyeni marka şehirler kuracağız. Bu konuda insanların kafasını çelmek için çok uğraştılar. "Sizi kandırıyorlar, evlerinizi elinizden alacaklar" dediler. Halk da imza verme konusunda başlangıçta biraz tereddüt etti ama sonrasında gayet güzel bir itimat ortamı oluştu, çok güzel yürüyor."
Sosyal tamirat zamanı
"Asıl zor olan ve mutlaka yapılması gereken ise sosyal tamirattır. Terörün verdiği manevi tahribatı ortadan kaldıracaksınız, acıları tamir edeceksiniz. Çok daha önemlisi de ileriye dönük umutlar oluşturacaksınız. Bunlar kamu eliyle olmaz. Bu, STK'lar, özel sektör ve vatandaşlar bazında yürüyecek bir projedir.Ramazan'da acilen "kardeş aile" uygulaması başlatıldı. Çeşitli dernek ve iş adamlarının katkılarıyla muhtaç ailelerin ihtiyaçları gideriliyor. Tabi HDP ve belediyeleri ortada yok.
------------------------
Belediyeler dağa çalışıyor
Başbakan Binali Yıldırım, terörle mücadele konusunda HDP'li belediyelerin yaptıklarına da değiendi. Yıldırım, "Bu belediyelerin işi vatandaşa hizmet değil, terör örgütü ile dirsek teması kurmak olmuş ve bunu da saklamıyorlar. HDP'li belediyeler adeta dağa eleman yetiştirme merkezlerine dönüşmüş. Seçilen isimlerin hiçbir fonksiyonu yok. Onların arkasında adeta gölge başkan olarak görev yapan terör örgütü üyeleri her şeye karar veriyor. Farklı görüntüler altında faaliyet yürütülen merkezlerde patlayıcı yapma kursuna kadar varmışlar. Bu belediyelerin, kanunlarımızın suç saydığı bütün faaliyetleri, kaynak kullanımları ile ilgili gerekli işlemler yapılıyor. Görevden el çektirmeye kadar her türlü tedbir alınacak. Bütün bu yaşananlardan sonra artık buralardan terör örgütlerine yine destek verilmesine asla müsaade edilmeyecek."
----------------------------------
4 büyük cazibe merkezi
"Bölgede atılacak üçüncü adım ise ilk defa uygulanacak çok önemli bir plandır. Bölgede en az dört adet büyük cazibe merkezi oluşturulacak. Bir ilimiz merkez, etrafındaki illerle birlikte özel öneme haiz bölgeler oluşturulacak. Mesela Kars merkez olmak üzere Iğdır, Ardahan ile birlikte bir bölge oluşturacak. Buralarda sağlıktan eğitime, yaşam standartlarına kadar hiçbir şeyin İstanbul'dan farkı olmayacak. AVM'lerden sinema salonlarına kadar her konuda vatandaşlar istedikleri imkanlara ulaşabilecekler.Ayrıca o bölgelerin potansiyeline uygun fabrikalar kurulacak. Kamu- özel sektör işbirliğiyle, yatırım ajansı marifetiyle çok ciddi istihdam alanları oluşturulacak. Bunun için de özel sektörün gidip oralarda yatırım yapması beklenmeyecek."
Her şey yoluna girecek
"Önce devlet fabrikayı kurup alt yapısını hazırlayıp yatırımcıya teslim edecek. En önemlisi de üretilen ürünlere 5-10 yıllık alım garantisi vereceğiz. Devletin özel sektörden yaptığı alımlar o bölgelere kaydırılacak. Güneydoğu'nun tamamı ile Doğu Anadolu Bölgesinin sınır boyları bu projeye dahil edilecek. Bu proje için 5 yıllık sürede 30-35 milyar TL harcanacak.Toprak bütünlüğümüzü kimse tartışmaya açamaz. Buna kalkışan 78 milyonu karşısında bulur.Bu kardeşlik ortamı kolay oluşmadı. Her şey yoluna girecek. Artık kimse tekrar eski günlere dönüleceğini beklemesin."
Bizi by-pass edemezler
"Güney sınırımızda Akdeniz'i de içine alan bir oluşum gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bu sadece PYD değil. Bazı devletlerin de ciddi gayretleri var. Bir kanton oluşturulmaya çalışılıyor. Barzani'ye de "Bize katıl yoksa seni yok ederiz" anlamına gelen baskılar yapılıyor. Esed de ciddi anlamda bunu destekliyor. Amaç Türkiye'yi zora sokmak. Bu gayretlerin iki hedefi var. Birincisi, o bölgede bir Kürt devleti kurarak yıllardır devam eden kargaşa ve istikrarsızlığı kalıcı hale getirmektir. Sömürgecilik artık eski klasik usullerle değil, yerel unsurlar kullanılarak yapılıyor.İkincisi ise Türkiye asırlardan bu yana Avrupa ve Asya arasında bir köprü görevi yürütüyor. Türkiye'nin bu stratejik önemini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunu yakından takip ediyoruz ve bu planın gerçekleşmesine asla izin vermeyeceğiz. Öncelikle ülkemizin güvenliğini savunma hakkımız var. Ayrıca bölgedeki oluşumun doğrudan muhatabı biziz. Oysa bu bölgeyi karıştıran ülkeler çok uzaklarda, burada olup bitenlerden hiç etkilenmiyorlar. Üç milyon mülteci bizim ülkemize geliyor."
Dostlarımızı artıracağız
"Ülkeler arasında zaman zaman ilişkiler gerilir ama asla daimi düşmanlıklar olmaz. Rusya ile de öyle bir durum yaşıyoruz. Biz haklıyız, sınırımız ihlal edildi, egemenlik haklarımız söz konusu. Elbette bundan taviz veremeyiz. Ama oraya takılıp kalmanın da bir anlamı yok. Bundan hem Türkiye hem de Rusya zarar görür. Ayrıca iki ülke halkı arasında da bir problem yok. Adımlar tek taraflı olmaz; karşılıklı atılır. Durumun normalleşmesi ve dostlukların gelişmesi için iki tarafta da aynı irade olmalıdır. Bu irade bizde de var, karşı tarafta da var. Sayın Putin'in, ilişkileri normalleştirmek istediklerini beyan etmesi çok önemlidir. Diplomasi yürüyor."
AB ülkelerinin sahtekarlığı
"AB ülkeleri seçim dönemlerinde kendi iç politikaları için Türkiye'yi kullanır hale geldiler. Örneğin İngiltere Başbakanı Sayın Cameron, madem AB'nin bizim 3 bin yılından önce giremeyeceğimiz kadar önemli bir yapı olduğunu düşünüyor kendisi neden AB'den çıkmak istiyor? Vize muafiyeti için Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik talepleri de boş. Biz yıllarca ekmeğimizi böleriz, yolları böleriz ancak Türkiye'yi böldürtmeyiz' diyoruz. AB'ye de bu mesajımızı en net şekilde ilettik, iletiyoruz."
Başkanlık var zaten
"Türk hukuk sistemine kara bir leke olarak geçen 367 skandalından sonra yapılan referandumda halkın verdiği oy, Türkiye'de başkanlık sistemini başlatmıştır. 10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle de Başkanlık sistemi fiilen başladı. Şu anda üzerimize düşen bu fiili durumun, Anayasal ve hukuki zeminini hazırlamak. Bu konuda A, B, C, D her türlü planlarımızı hazırlamış durumdayız.
+++++++++++++++++++++
Çankaya'dan izlenimleru2026
Çankaya Köşkü'ne girdiğim andan itibaren Ahmet Necdet Sezer'li günler geldi aklıma. Çünkü medya sürekli Sezer'in köşkteki 'tasarruflarından' bahsediyordu. AK Parti iktidarından önce Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine tosladığımız yer de burasıydı. Yine başrollerinde Ahmet Necdet Sezer'in olduğu, Başbakan Ecevit'e Anayasa kitapçığını fırlattığı yerdi burası.
Sezer'in 'tasarrufları' sadece Köşk'e internet almamak veya ampulleri değiştirmemekle kalsa iyi. Sezer AK Partili yöneticilerin teklif ettiği isimlerin hiç birini atamaz hep kendi 'tasarrufunu' kullanırdı. İşler vekaletle yürüyordu ancak.
Ramazan'da su içerdi
Sezer'li günlerin bir alameti farikası da Ramazan günlerinde yaşanırdı. Cumhurbaşkanı Sezer, gündüz vakti nedense basın mensuplarının karşısına çıktığında hep kadeh kadeh su içerken görüntü verirdi. Böylelikle "Türkiye'nin laik olduğu ve laik kalacağı" önemle vurgulanmış olurdu.
Yemek Duası Başbakan'dan
Önceki akşam Başbakan Binali Yıldırım'ın gazetelerin genel yayın yönetmenlerine Çankaya Köşkü'nde verdiği iftarda ise Sezer'in verdiği karelerle taban tabana zıt görüntüler vardı. İftar yemeğinin ardından Yemek Duası'nı Başbakan Yıldırım okudu.
Tatlıya kadar müsaade
Başbakan Yıldırım, iftar öncesi bizlere "Tatlıya kadar bana müsaade edin sonra sohbetimize başlarız" dedi. Gerçekten de tam tatlı servisi yapılırken Yıldırım geri döndü. Dakiklik karşısında şaşırınca Başbakanlık ekibinden biri "Binali beyi tanıyanlar onun dakikliğini iyi bilir. Kabine toplantıları bile 1 dakika bile şaşmadan başlar" dedi.
Bunun üzerine Binali Yıldırım'ın mimarlığını üstlendiği devasa projelerin neden vaktinden bile önce bitirildiğini bir kez daha anladım. Bu zamana karşı hassasiyet elbette işlerin hızına da yansıyordu şüphesiz.
Tam da projelerin sırrının bu dakiklik olduğunu düşünürken Başbakan Yıldırım'ın şu cümlesini işittim: "Dünyada birçok ülke kamu yatırımları noktasında durmuş vaziyette. Türkiye ise devasa yatırımları bir bir hayata geçiriyor. Dünya Türk mucizesinin her geçen gün daha iyi şekilde farkına varıyor."
Diktatörlük safsatası yapıyorlar
Çankaya Köşkü'ndeki sohbetimizin sonlarına doğru Başbakan Yıldırım'ın, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili bir cümlesini not ettim.
Yıldırım şunu söyledi: "Belediye Başkanlığı neyse Başkanlık da odur. Seçimle gelir ve her partiden Meclis üyeleri vardır. Zaten muhalefetin diktatörlük safsataları da toplumda karşılık bulmuyor!"
Evet, Yeni Türkiye emin adımlarla ilerliyor. Çünkü millet bu yürüyüşü engellemeye yönelik hiçbir safsataya prim vermiyor!
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.