Her iyilik bir sadakadır
GÜNÜN AYETİ
Hayır, kim
güzel davranış ve iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında
ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
(Bakara
Suresi, Ayet 112)
GÜNÜN HADİSİ
Sizden kim
kötü bir iş görürse
onu eliyle değiştirsin. Eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Buna da
gücü yetmezse kalben karşı gelsin. Bu imanın asgari gereğidir.
(Müslim, İman 78)
BİSMİLLÊHİRRAHMÊNİRRAHÎM...
Yüce Rabbimize hamd ve sena ederiz. Aziz
Peygamberimiz, biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) gönüller dolusu salât ve selam ederiz.
Sevgili kardeşlerim! Bugünkü Cuma
Sohbetimizde, almak-vermek konusu üzerinde duracağız.
Yüce Rabbimiz biz insanları en güzel biçimde yaratmıştır. Dağları,
denizleri, bitkileri, ovaları, hayvanları, madenleri ve diğer bütün yeryüzü
varlıklarını biz insanlar için yaratmıştır. Yani biz tüm bu güzelliklerin alıcısıyız.
Her şey
bizler için
Yüce kitabımız Kur’ân-ı Mübin’in açıklamasına
göre bütün yeryüzü varlıkları biz insanlar için yaratıldığı gibi güneş, ay ve yıldızlar
gibi semavî varlıklar da biz insanlara faydalı olmak, yarar sağlamak için yapılandırılmıştır.
Sevgili kardeşlerim; ana görevimiz Rabbimize ibadetli kul olarak ebedi hayatımızı
mesut etmek, dünya hayatımıza da istikrar ve huzur kazandırmaktır. Bunun için
hayatımızı ilahi emirler ve yasaklar içinde programlandırmak konumundayız.
Neler
verebiliriz!
Her bir mümin yaşadığı bu dünya hayatında
ilişkiler içinde bulunduğu insanlarla münasebetlerini ben ne alabilirim değil,
ne verebilirim esası üzerine oturtmalıdır. Zengin-fakir, erkek-kadın, yöneten-yönetilen, âlim-cahil,
ergenlik çağına erişen her Müslümanın temel amacı bu olmalıdır. Ben ne
alabilirim değil, ben ne verebilirim.
Hayırda yarışın
Yüce Rabbimiz bize hayır yapmak ve hayırda
yardımlaşmak gibi hayırda yarışma emrini de vermektedir. Bu emir “Aman, hayırlarda
yarışınız” (Mâide 48) şeklindedir ve “Rabbinizin mağfiretine ve Cennet’ine
erişmek için yarışınız ” âyeti ile de örneklendirilmekte ve de
pekiştirilmektedir. (Âl-i İmran 133; Hadid 21)
Verici olma emri
Sevgili kardeşlerim “Hayır yapma; yardımlaşma
ve yarışma” şeklindeki emirlerde dikkatlerimizi çekmek istediğim çok çok önemli
nokta şudur: Yüce Rabbimiz bu emirlerini verirken kimlere vermektedir. Zenginlere mi, ilim adamlarına mı, yöneticilere mi, annelere mi,
babalara mı, gençlere mi, âlimlere mi, cahillere mi?
Bu emirler ergenlik çağına ulaşan herkesedir.
Muhatap herkestir. Her bir Müslüman, her bir ergen kişi ‘ben ne alabilirim değil
ne verebilirim’ demekle fiilen bu çizgiyi sürdürmekle yükümlüdür.
Her gün bir sadaka veriniz
Aziz Peygamberimiz verici olma konusunda bizlere şöyle yol göstermektedir: “Her gün ama her gün her biriniz bir Sadaka vermekle yükümlüdür.”
Kur’ân-ı Kerîm’de, sosyal yardımlar dâhil imanı
kanıtlayan söz, davranış ve iş anlamına gelen “Sadaka” sözcüğünü yalnızca maddî
yardım anlamına anlayan sahabiler ile Peygamberimiz arasında şu diyaloğ yaşanır:
-Ya Rasûlallah! Her
birimiz her gün sadaka vermeye nasıl güç yetirebiliriz?
-Kişi eğer maddî/nakdi bir yardım yapamıyorsa, ihtiyacı olan kişiye bedenen yardım etsin. O
bedenen yardımı da kişi için sadaka olur.
-Ya Rasulallah! Medine
toplumundayız. Eğer bu imkânı da sağlayamazsak ne yapacağız?
‘-Kişi bildiği iyilere, doğrulara
çağırsın; yararlı olanlara yönlendirsin. Bu yaptıkları da onun için sadaka
olur.
-Ya Rasûlallah! Her
birimiz bu görevi de yapacak konumda değiliz. Ne yapacağız?’
-Kişi insanlara zarar
vermesin. Zarar vermemek de bir sadakadır. Zarar vermemek
çevrenizdeki insanlara verici olmaktır.
Aziz Peygamberimiz
efendimiz bu açıklamalarıyla yetinmediler. Medine İslam toplumunda henüz
ergenlik çağına erişmiş 13- 15 yaş arasındaki gençlerin de, vasıfsız insanların
da, bilginlerin de, yetişkin tecrübeli insanların da yapabilecekleri işlerden
örnekler vererek her birimizin yükümlü olduğu sadakayı örneklendirmişlerdir.
Günahları bağışlanan fahişe kadının hâli
Peygamberimiz, hayırlı iş konusunda bizlere şöyle bir müjde veriyor: “Sizden önceki topluluklar içinde bir fahişe kadın, susuzluğunu gidermek için bir kuyu başına gelir. Bir de ne görsün, susuzluktan kavrulan bir köpek kıvranıyor. O fahişe kadın örtüsünü ip gibi kullanarak ayakkabılarıyla kuyudan çıkardığı suyla köpeğin susuzluğunu giderir. Allah bu ameli sebebiyle o fahişe kulunu bağışladı.
Bu konuda güzel örnek
Peygamberimiz bir hadislerinde de “En faziletli sadaka aç bir canlıyı doyurmaktır.” buyurmaktadır. Günlük yaşamdan aldığımız iki örnek vermek istiyorum: Ev komşumuz genç bir hanım kardeşimiz var. Geçen gün baktım yedi-sekiz tane kediyi doyuruyor. Onlara özel mamalar alıyor, onlar için bir de yuvamsı bir baraka kurmuş. İnanın gıpta ettim. Bu ne büyük soylu davranıştır. Şöyle söylemekten de kendimi alamadım: Kızım galiba sen Cenneti böylece kazanacaksın.
Etkileyici bir
hatıram
Beni etkilemiş bir olayı
da aktarmak istiyorum. Kitaplarından tanıdığım hukukçu ünlü bir akademisyen
vardı. İslâmî yaşama ilgisiz görünümlüydü. Bir tv programında anlattıklarından
hayretlere düştüm. Yıllardan beri her gün
10-15 kilo et ve kemik alıyor, getirip köpeklere yediriyor. Alıştırdığı
köpekler aç kalır endişesiyle yıllardır bayram tatillerine bile çıkmıyormuş. Şimdi düşünüyorum, bu kişi yüreğinde İslâmî iman taşıyorsa köpeklere
olan merhameti onu -hiç şüphe etmiyorum- Cennetliklerden kılabilir.
Tebessüm güzel iştir
Sevgili Peygamberimizin bir öğüdü
şöyledir:
“Mümin kardeşine tebessüm etmen de bir sadakadır.”
Bir tebessüm bir insanı hayırlara yöneltebilir.
Hayıra yönelen insan da büyük fedakârlıklar yapabilir. Tebessüm deyip geçmeyin.
Yaşadığımız dünyada Allah’tan kopan insanlar ilgiye muhtaç, mânen yetim yani
bir tebessüme muhtaç hale gelebiliyor.
Tüm güzel işler sadakadır
Bu güzellikleri şöyle örneklendirebiliriz.
* Öğrenilebilir ve
uygulanabilirolan her bir şeyin öğrenilmesi ve öğretilmesi bir sadakadır.
* İnsanlara faydalı olan
bütün bilgilerin öğretilmesi bir sadakadır.
* Bilgisayarla ilgili küçük
de olsa bir bilginin aktarılması da bir sadakadır.
Faydalı söz iyi davranış
Kişiyi verici kılan ama
her birimizin de yapabileceği Peygamber buyrukları olan öğütlerden bazılarını
arz edeyim. O, şöyle buyurur:
* Her iyi, güzel ve faydalı
söz, iş, davranış bir sadakadır.
* Sadakanın en faziletlisi
dili yalan, gıybet, iftira ve kırıcılık gibi haramlardan korumaktır.
* En üstün sadaka ihtilaflı,
dargın kişilerin arasını bulmaktır.
* İki kişi arasında
adaletle hüküm vermek de bir sadakadır.
* En makbul sadaka müminin
bir bilgiyi öğrenmesi, onu bir başka kişiye öğretmesidir.
* En faziletli sadaka aç
bir canlıyı doyurmaktır.
* Sadakanın en faziletlisi
içinde düşmanlık besleyen akrabaya verilen sadakadır.
* Allah katında sadakaların
en değerlisi fakirin gücü nispetinde verebildiği sadakadır.
-----------------
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.