Hedef, çiftçimize minimum maliyet
Ezgi ÇelikAnkara
Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven, Ankara Temsilcimiz Bayram Zilan, Ankara Ekonomi Müdürü Şakir Kurter, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Ayhan Karayama'yı makamında ziyaret etti. Karayama, Tarım Kredi Kooperatifleri'nin çalışmaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
"Tarım Kredi çiftçiye dokunan bir organizasyon"
Tarım Kredi Kooperatifleri'nin, yaygın teşkilatıyla Türkiye'nin en büyük çiftçi kuruluşlarından birisi olduğunu kaydeden Karayama, 17 bölge müdürlüğü, 1625 kooperatif, 12 şirket, 186 hizmet bürosu ve 7.000'in üzerinde çalışanıyla büyük bir aile olduğunu söyledi. Köylerde dahil tarımla ilgili üretimin olduğu her yerde faaliyette olduklarını belirten Karayama, "Tarım Kredi, çiftçiye dokunan, kurumun kendisine ait olduğunu hissettiği, gittiğinde oturup çayını kahvesini içtiği, ben bu sene şu ürünü ekeceğim hangi gübreyi kullanayım, hangi tohumu kullanayım diye sorabildiği, iletişimin zirvede olduğu bir kuruluş. Çiftçilerin ihtiyaçlarının minimum maliyetler ile karşılanması ve onların ürettiği ürünlerin doğru bir şekilde pazarlanması ve organizasyonların oluşturulması anlamında bir görev üstlenmektedir" dedi.
"Gübretaş Türkiye'de piyasanın üçte birine hakim"
Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği bünyesindeki Gübretaş'a ilişkin bilgi veren Karayama, "Tarım Kredi, ortaklarının gübre ihtiyacını kaliteli ve uygun fiyatla tedarik edebilmek için Gübretaş'ı 1993 yılında almış. Daha sonra bunun yüzde 25'ini halka açmış şu anda yüzde 75 hissedarı olduğu bir şirket. Gübretaş'ın İstanbul'da Genel Müdürlüğü, İzmit Yarımca'da fabrikası var. İskenderun ve İzmir'de fabrikaları var. Türkiye'de gübre sektöründe, piyasanın 3'te 1'ine hakim bir kuruluş. Tarım Kredinin, yıllık yaklaşık 2 milyon ton ortaklara temin ettiği gübre var. Gübre, kimyasal bir içeriğe sahip olduğu, doğalgaz ve fosfat kayası ağırlıklı olarak ham madde olarak kullanıldığı için ağırlıklı olarak da ithal edilen bir ürün. Ya ham madde ya da mamul madde olarak ithal ediliyor. Türkiye'de fosfat kayası ile ilgili Doğu Anadolu Bölgesinde bir çalışma yapılıyor. O sahalar devreye girdikten sonra bir miktar fosfat kayası ithalatının önüne geçilecektir ama şu anda ham madde veya mamul madde olarak gübrenin tamamına yakını ithal ediliyor. Gübretaş burada ham madde olarak getirdiği ürünleri tesislerinde gübreye dönüştürüyor."
"Razi petrokimya, karlı bir yatırım oldu"
Gübretaş'ın ürettiği ve sattığı 150'den fazla gübre çeşidi olduğuna dikkat çeken Karayama, "Sıvı, katı, nitratlı, fosfatlı ve organik madde içeren gübreler Gübretaş'ta halen üretiliyor ve 170 civarında gübre çeşidinin satışı yapılıyor. Bakanımızın da yönlendirmesiyle orgonomineral, organik ve mikrobiyal gübreler gibi sahalara da girmeye, bu alanlarda üretim yapmaya çalışılıyoruz. Türkiye'de yaklaşık 5,5-6 milyon ton gübre tüketimi var. Bu tüketimin 2 milyon tona yakını Tarım Kredi ve Gübretaş aracılığıyla sağlanıyor. Gübretaş'ın İran'da Türkiye'nin en büyük uluslar arası sanayi yatırım olan Razi Petrokimya Tesisleri var. Orada doğalgazdan amonyak ve dap gibi çeşitli gübre ve gübre ham maddeleri üreten bir kuruluş ve dünyanın her tarafına satış yapıyor. Özellikle Hindistan piyasasına satış yapıyor. İran'daki Razi şirketinde Gübretaş'ın hisse oranı yüzde 48.8. Onun dışında Türk ve İranlı ortaklarımız var. İranlı çalışan personelin yüzde 4 civarında hissesi var. Dolayısıyla özelleştirme İdaresinden 2008 yılında satın alınmış olan Razi Petrokimya Şirketi, Tarım Kredi açısından. sağlıklı, düzgün ve karlı bir yatırım olmuş. Hem kendine ödenen paraları tamamıyla amorti etmiş hem de gelir getirmeye devam ediyor."
"Patlayıcıda kullanılmak üzere gübre yakalandığında içimiz sızlıyor"
Nitratlı gübrelerin patlayıcı olarak kullanımına ilişkin de bilgi veren Karayama, "Bakanlığımız geçtiğimiz yıl terör eylemlerinedeniyle nitratlı gübrelerin satışını yasaklamıştı. Şimdi nitratlı gübrelerin 33'lük olanları çok daha çabuk patlamaya müsait olduğu için satışındaki yasak devam ediyor. 26'lık nitratlı gübrelerin ise kontrollü satışı sürüyor. Türkiye'nin herhangi bir yerinde Gübretaş çuvallarında bir patlayıcıda kullanılmak üzere gübre yakalandığında içimiz sızlıyor. Bakanlığımız ayrıca satılan gübrenin takibiyle ilgili adımlar attı. Daha önce çiftçinin arazisinde kullanmak üzere aldığı gübreyi ne yaptığını, gübrenin nereye gittiğini takip etme imkanımız yoktu. Şimdi Bakanlığımız gübre ile ilgili takip sistemi kurdu ve bayilerine kamera sistemi ile beraber gübrenin üretimden çiftçi tarafından kullanıcıya kadarki bütün sürecini takip edecek bir mekanizmayı oluşturdu. Bu sayede gübrelerin terör eylemlerinde kullanılmasına şahit olmayacağız."
"İthalatını yaptığımız tohum çeşitlerinin tamamı Türkiye'de üretilmeli"
Çiftçinin en önemli girdi ihtiyaçlarından birinin de tohum olduğuna dikkat çeken Karayama, "Tohumla ilgili faaliyet gösteren Tareks Tohumculuk şirketimiz var. Balıkesir, Tekirdağ, Nevşehir, Çorum, Konya ve bir çok ilde tesisleri var. Tarım Kredi olarak, Türkiye'nin ithalatını yaptığı tohum çeşitlerinin tamamının Türkiye'de üretilmesi için bir vizyon geliştirmemiz ve bir organizasyona gitmemiz gerekiyordu. Bu konuda bu şirketimiz diğer faaliyetlerden ayrıldı ve sadece tohum ile ilgilenen bir şirket haline getirildi. Bu konuda gece gündüz çalışarak sonuç alacaklar inşallah. Tohumluk faaliyetinde bulunduğumuz ürünler; patates, mısır, buğday, arpa, yonca ve nohut. Tareks Tohumculuk, özellikle patates ve mısırda önemli bir piyasa payına sahip. Kendi yerli çeşitlerimiz örneğin Albayrak diye bir mısır, Başçiftlik Beyazı diye bir patates çeşidimiz var. Tareks bunların da çoğaltılması ve yaygınlaştırılması ile ilgili çalışmalar yürütüyor. Geçtiğimiz dönemde ihracat yapmaya başlayan şirketimiz İran'a nohut ihracatı gerçekleştirdi. Hem iç piyasanın ihtiyacının karşılanması, hem de ihracatta mesafe alınması için gayret ediyorlar."
"Urfa'da fabrika hazırlığımız var"
Hayvancılıkla uğraşan ortaklarının yem ihtiyacını karşılamak üzere Türkiye genelinde 10 tane yem fabrikaları olduğunu kaydeden Karayama, "Bu sene 4 tane daha ilave yem fabrikasınıntemellerini atacağız. Bu yem fabrikaları ile bütün ortaklarımızın yem ihtiyacını karşılamayı hedefliyoruz. Kuruluş misyonumuza da uygun olarak, diğer tarımsal girdilerde olduğu gibi yemde de regülasyon görevimizi sürdürüyoruz. Çünkü kooperatiflerimizde 48 TL'ye satılan bir çuval yemi, çiftçimiz kooperatif satış fiyatı üzerindeki bir fiyatla dışarıdan almaz. Tarım Kredi, böyle bir regülasyon görevi de görüyor. Bu sadece yemde değil. Gübre ve diğer ürünlerde de aynı şekilde. Yeni yapacağımız fabrikalar değişik illerde Tekirdağ, Aksaray, Şanlıurfa ve Erzurum'da olacak. Tekirdağ, Marmara bölgesine, Aksaray, Adana Mersin ve etrafındaki illere, Erzurum Doğu Anadolu Bölgemize hitap edecek. Şanlıurfa ise ham maddenin en yoğun bulunduğu illerden birisi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ihtiyacını karşılayacak" dedi.
"2017'yi büyüme ve atılım yılı ilan ettik"
2017 yılını Tarım Kredi olarak kalkınma, büyüme ve atılım yılı ilan ettiklerini söyleyen Karayama, "Yaklaşık 600 milyon liralık yatırım planladık. Bunların içinde sigorta şirketleri, yem fabrikaları, Adıyaman'da yapılacak badem ve fıstık işleme tesisi bulunmaktadır. Badem ve fıstık işleme tesisinin ise yakında temeli atılacak. Balıkesir Gömeç'te de bir zeytinyağı fabrikamız var. O tesisi daha modern hale getirmek ve kapasitesini yükseltmek anlamında bir çalışma yapıyoruz. Kırklareli'nde ham yağ ve rafineri diye iki fabrikamız vardı. Onları tek büyük bir fabrikaya dönüştürüyoruz. Bu yatırımlarımızla Türkiye'nin istihdamına katkı sağlamayı da hedefliyoruz."
"Faaliyetlerimizde karlılık, öncelik olmaktan çıktı"
Faaliyetlerine ticari bir bakış açısıyla yön vermediklerini belirtenKarayama, "Bakanımız göreve geldikten sonra faaliyetlerimizde karlılık öncelik olmaktan çıktı. Geçmişte Kooperatiflere kalan komisyon ya da karlılık öncelikli tutulmuş. Kooperatifçilik maksadından çıkılmış, kar hedeflenmiş. Bu Tarım Kredinin imajını da kötü bir noktaya taşımış maalesef. Gübreyi, tohumu, ilacı en pahalı satan, yüksek kredi faizleri, yüksek komisyonlar ve çiftçinin karşısında bu sebeple başı önde duran bir kooperatif ve bu işten en çok rahatsız olan da personelimiz vardı. O dönemde zorda kalan çiftçinin geldiği bir ticari kuruluş olmamız gerçekten üzücü. Bakanımızın göreve geldikten sonra bize ilk toplantımızda verdiği görev; "Çiftçinin girdi ihtiyaçlarını minimum maliyetle karşılayacaksınız, fiyatlarınız herkesten daha uygun olacak, en kaliteli ürünü en ucuz fiyata satacaksınız" oldu. Bakanımız özellikle de gübrenin altını çizmişti. Çünkü gübre tarım sektöründe çiftçi için kangren haline dönüşmüştü. Tarım Kredi burada karı düşünmekten ziyade üründe hem regülasyon görevini yerine getirmeyi hem de çiftçinin maliyetini düşürmeyi hedef aldı. Tarım Kredi'nin pahalı, çiftçiyi mağdur eden bir kuruluş gibi yerleşmiş olan kötü imajını düzelteceğiz." dedi.
"Satın alma garantisi çiftçiyi rahatlatıyor"
Tarım Kredinin ortaklarının ürettiği ürünün pazarlanması ve değerlendirilmesi anlamında da bir görev üstlendiğini kaydeden Karayama, "Bu sene Türkiye'nin ithalatçı olduğu ürünlerde, özellikle de bakliyatta sözleşmeli üretime geçiyoruz. Türkiye'de üretim miktarı, fiyatla bağlantılı bir periyotta değişiyor. Bir yıl fiyat yüksek olduğu zaman ertesi yıl herkes o ürüne yönlendiği için fiyat düşünce vazgeçiyor. Dönemsel bazı ürünlerde ithalat yapmak zorunda kalıyoruz. Milli Tarım Projesini ve havza bazlı üretim modelini sahada uygulanmasına destek vermek amacıyla bu yıl sözleşmeli üretim uygulamasını yaygınlaştırıyoruz. Sözleşmeli üretim aslında üretimde planlamanın alt yapısını sağlıyor. Çiftçilerimiz ile sözleşme yaparak "ben sizin ürettiğiniz şu ürünün tamamını satın alma garantisi vererek sizinle sözleşme yapıyorum" dediğinizde o vatandaş gidip başka bir ürünle macera peşinde koşmaz. Bu sistemle çiftçi rahatlıyor." dedi.
"Milletimizin hizmetine sunacağız"
15 Temmuz darbe girişiminden sonra TMSF'ye devredilen FETÖ ile irtibatlı şirketlerle ilgilendiklerini ifade eden Karayama, "Asya Emeklilik ve Işık Sigorta ismiyle bilinen şirketleri ihale ile satın aldık. Bu şirketleri yeni ismiyle ve yeni organizasyonuyla faaliyete geçirdik. Yakında bir lansmanla kamuoyuna sunacağız. Faaliyet alanımızla ilgili diğer şirketlere de talip olduğumuzu TMSF'ye bildirdik. O şirketlerle ilgili çalışma ve görüşmelerimiz devam ediyor. Bu milletten himmet toplanarak, ya da şantajla tehditle para toplayarak kurulan bu şirketlerin millete hizmet eder hale getirilmesi için görev üstlenmeye hazırız" ifadelerinde bulundu.
"Hizmet için geldik"
Tarım Kredi Kooperatifi'nde genel müdürden başlamak üzere ücret politikasında düzenlemeyegittiklerini açıklayan Karayama, "Sayın Bakanımız,'Tarım Kredi Kooperatifleri artık yöneticilerin maaşlarıyla gündeme gelmekten çıkartılmalı. Birtakım kötü niyetli kişilerin hedefi olmaktan kurtarılmalı. Burası servet biriktirme yeri olmamalı' dedi ve Yönetim Kurulumuz ve İdare bu yönde kararlar aldı. Çiftçilere hizmet etmekle görevli bir kuruluşun yöneticilerinin makul ve izah edilebilir haklara sahip olması gerekir. Geldiğimiz günden beri de bu kurumu bakanlığımızın politikaları ile uyumlu hale getirmek için çaba saffettik. Bakanlık ile Tarım Kredi bugüne kadar hiç bu kadar iş birliği içerisinde olmamıştı. Artık Tarım Kredi izlediği politikalarla üreticiyle ve ortaklarıyla barışık bir duruma geldi. Kurumun yalnız bırakmadığı ortaklar, kendi kurumlarını sahiplenmeye başladılar. Personelimiz başını öne eğmeden yürüyor, kendini ve kurumunu gururla tanıtıyor. Çiftçiye doğru bilgileri, ucuz girdileri sunmanın gururunu taşıyor" şeklinde konuştu.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.