Hayatımız filme alınıyor
BİR AYET
“Sorgulama Günü olan O Gün’de dillerine mühür vuracağız. Bize elleri konuşacak. Ayakları da yaptıklarına tanıklık yapacak.”
(Yasin Suresi-Ayet 65)
BİR HADİS
“İyi işe vesile olan, hayatında da, öldükten sonra da o işi yapanlar kadar sevap kazanır. Kötü işe ön ayak olana da, bu iş terk edilinceye kadar, bunun günahı yazılır.”
(Taberani)
HAYATIMIZ FİLME ALINIYOR
“Vay halimize bu nasıl kitapmış, küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüş” (Kehf suresi, Ayet 49)
Bismillahirrahmenirrahim
Hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kalbin tasavvur edemeyeceği ebedi cennetleri güzel kulları için hazırlayan yüce Allah'ımıza hamd ve sena ederim.
Akıllı kişileri, nefislerini kontrol altına alan ve ebedi hayatları için çalışan kullar olarak tanımlayan aziz Peygamberimiz, hayat önderimiz Hz. Muhammed'e salât ve selâm ederim.
Sevgili Kardeşlerim! İslam dininin iman esaslarından biri de âhiret hayatına iman etmektir. Kur'an'ımız, pek çok surede ayrıntılarını verdiği bu iman esasını aklımıza da kabul ettirmektedir. Anlamı üzerinde durmaksızın çokça okuduğumuz Yasin suresinin 77 ile 79. ayetlerinde Rabbimiz şöyle buyurur:
“İnsan onu bir damla hayat maddesinden yarattığımızı bilmiyor mu da apaçık bir hasım kesiliyor? Üstelik kendi yaradılışını unutarak bize örnek vermeye kalkışıyor da bu çürüyüp dökülen ve toprağa karışan kemikleri kim dirilterek, insan haline dönüştürecek, diye. Ey aklını kullanabilen insan! Sen şöylece cevap ver: İlk defa kim yarattıysa o diriltecek. O, yaratılışın bütün inceliklerini bilen Rabdir.”
Bedenler birleşecek
Kıyametin gerçekleşmesiyle birlikte, ruhlarımız yeniden yaratılarak bedenlerimizle birleştirilecek ve biz bütün iradeli sözlerimiz, davranışlarımız, işlerimiz ve ilişkilerimizden sorgulanacağız.
Cuma suresinin 8. âyetinde şöyle buyrulur:
“Ey Peygamber/Ey Yükümlü insan şöyle de: O kaçar olduğunuz ölüm size mutlaka erişecek. Sonra da gizliyi ve açığı bilen âlemlerin Rabbinin huzuruna sevk edileceksiniz. O da size yapar olduklarınızı bildirecektir.”
Bu yeniden diriliş gerçeğini inkâr, hakikati değiştirmeyecektir. Teğabun suresinin 8. âyetinde, bu hakikate şöylece işaret edilmektedir:
“Yaradan'ın egemenliğini hâkimiyetini ve ahiret hayatının sorgulamasını inkâr edenler yeniden diriltilmeyeceklerine inanıyorlar. Ey Peygamber/Ey mükellef insan, sen de şöylece haykır: Rabbime yemin olsun elbette diriltileceksiniz. Hiç şüphesiz yaptıklarınız da size haber verilecektir. Yeniden yaratma ve yargılama Allah'a kolaydır. “
Hesap nasıl olacak?
Aziz kardeşlerim! Mükâfatlandırma veya cezalandırma için Sorgulama Kur'an'ın, Rabbimizin diliyle El-kitab olarak nitelediği gibi hayat filminize göre yapılacaktır. Başrolünü oynadığımız bu hayat filminin çekimi her an, şu anda da devam ediyor. Bu arada ifade edelim:
İnsan Hayatı, senaryosunu Allah’ın ve kendisine cüzî irade verilen insanın yazdığı, yönetmenliğini Peygamberlerin üstlendiği, kayıt ve çekim işlemlerini ilgili görevli meleklerin yaptığı, erkek ve kadın her ergin kişinin başrolüne çıktığı ve ilişkide olunan insanların figüran olarak konumlandığı bir filimdir.
Sevgili kardeşlerim; edebiyat yapmıyoruz. Açıkladıklarımız, saf gerçektir. Biz bunu dile getiriyoruz. Aslında bu hayat filmi gerçeğine Rabbimiz diğer ayetlerinde de işaret buyurmaktadır. Dünya hayatı, bir oyun ve eğlence olarak nitelendirilmektedir. Kur'an'da. Ankebut suresinin 64. Ayetinde şu açıklamayı yapar:
“Bu dünya başka değil, bir oyun ve eğlence misali kısacık bir hayattır. Ahiret hayatı ise hayatın ta gerçeğidir. Bir bilselerdi.”
Sevgili kardeşlerim; Yaradan İslam dini ile bir hayat nizamı sunuyor. Ebedi hayatımız, bu hayat düzenini yaşayıp yaşamamamıza göre şekillenecektir. Dünya hayatının önemsiz olduğu söylenemez. Söylenemezse peki âyetteki bu oyun ve eğlence vasfını nasıl anlayacağız? Bu vasıfla anlatılmak istenen dünya hayatının önemsizliği değil kısalığıdır. Bir sinema veya televizyon filmi gibi kısalığıdır.
Âhiret penceresinden bakıldığında uğruna mücadele verdiğimiz bu dünya hayatının bir kuşluk veya akşam vakti kadar süren kısacık bir hayat filmi olduğu görülecektir. Naziât suresinin son âyetinde şöyle buyrulur:
“Dünya hayatına tapar gibi olanlar Kıyamet gerçeğini gördükleri zaman bu dünya hayatının bir akşam veya bir kuşluk vakti kadar olduğunu derinden kavrayacaklardır.”
Sözlerimiz kayda alınıyor
Bu hayat filmi için sözlerimiz anında tescil ediliyor. Biz her an meleklerin uzattığı mikrofonların önündeyiz. İradeli söz söylemeye gör. Anında tescil ediliyor. Kâf suresinde Rabbimiz bu gerçeği şöyle açıklar:
“Biz insanı yarattık, ona nefsinin neler fısıldadığını biliriz. Biz ona can damarından daha yakınız. İnsanı sağından ve solundan kuşatan o iki vazifeli meleği de bir düşün. İnsan bir söz söylemeye görsün. Hazır bir yazıcı anında kayıt işlemini yapmaktadır.” (Kaf 16,17)
İşlerimiz de filme alınıyor
Sözlerimiz, davranışlarımız ve işlerimizden oluşan amellerimize gelince, onlar da anında görüntülenmektedir. Rabbimiz bizleri Zuhruf suresinin 50. âyetinde şöylece uyarıyor:
“İnsanlar gizlediklerini ve kendi kendilerine aralarındaki fısıldaşmalarını bizim işitmediğimizi mi sanıyorlar. Hayır. Onların yanı başındaki görevli elçi meleklerimiz anında yazıyorlar.”
Sevgili kardeşlerim! Anlamını sunduğumuz âyette “Yektübûne/yazıyorlar” ifadesi yer almaktadır. Masdarı “Yazmak olarak” anlamlandırılan bu fiil, harfleri bitiştirmek manasına gelmektedir. Buradan hareketle bu fiilin görüntüleri birleştirmek yani montaj işlemleri anlamına geldiğini söyleyebiliriz.
İstinsah etmek ne demektir?
Edebiyat yapmıyoruz. Görüntüleri birleştirme olan montaj işlemi anlamı Casiye suresinin 29. âyetinde açığa çıkarılarak şöyle buyruluyor:
“ İşte bu, size kaşı gerçeği dile getirecek Kitabımızdır. Çünkü Biz (görevlendirdiğimiz elçilerle) yaptıklarınızı istinsah ediyorduk.”
İstinsah etmek yani birer nüshasını çıkarmak, bugün kullandığımız bir tabirdir. Örneğin elimizdeki evrakın bir nüshasını çıkarmak onu kopyalamaktır. Bir davranışın, bir işin kopyasını çıkarmak resmini almaktır. Kur’ân alınan bu resimlerin konuşacağını söylüyor. Konuşan resim ancak sesli ve hareketli film olabilir.
Ahiret sorgulaması için herkese Kur'an'ın el-Kitap dediği bu hayat filmi sunulacak. (İsra 14) Bu hayat filmi yaptıklarımızı bütün gerçekliği ile açığa çıkaracaktır. Bu hakikat İnfitar sûresinde pekiştirilerek farklı bir boyutuyla bize açıklanmaktadır. Bir diğer anlatımla hayat filmimizin kayıt ,çekim ve montaj işlemi yaşamımız boyunca devam edecektir.
Hayat filmine göre sorgu var
Aziz kardeşlerim; kıyamet sorgulaması senin hayat filmine göre yapılacak. İster 15, ister 75 yaşında olsun, mükellef olan herkese bu hayat filmi verilecek ve ona “Oku kitabını” denilecek.
Alak suresi incelendiği zaman anlaşılacağı üzere ”Okumak” emri bizim anladığımız manada salt okuma değildir, görülebilecek her varlığı izlemektir. Peygamberimiz okuma yazma bilmezdi. Böyle iken Peygamberlik görevi “Okuma” emri ile başladı. Okunacak Kur'an diye bir kitap da yoktu.
Peki, bu İkra/Oku emrinin mefulü nedir? Ne okunacak? Okunacak olan izlenebilir her bir varlıktır. Güneş, ay, yıldızlar, çiçekler, çimenler, ağaçlar, insanlar… Kur'ân dilinde her bir varlık bir ayettir. Her âyet bizi Allah Zülcelal'in varlığına, birliğine, kudretine, hikmetine, şefkatine götürür.
Evet, “Oku kitabını, hesab görücü olarak olarak kendi nefsin sana yeter.” denilecek. Yaradan sorgulamayı bize yaptıracak. Herkes yaptığını Kur’ân dilinde el-Kitap denilen hayat filminde bulacak.
Haramlardan sakınmak gerek
Bizim ahiret saadetimizi sağlayacak olan, sâlih amellerimiz kadar haramlardan da sakınmamızdır. Bu sebeple örneğin faize, zinaya karşı durmuşsun, onlar da kayıtlı. Mümin hayat filmini izlerken günahlarını da görecek, ama tövbe ettiği günahların örtülendiğini de görecek.
Kâfir de izleyecek yaptığı her şeyi
Evet inkârcı ve isyancı kişi de bakacak hayat filmi olan amel kitabına. Kendisini ürpertecek ve feryat ettirecek, hayat filmine bakacak da İslâm dinini çağdışı görmüş, seküler yaşamı benimseyerek Allah'ı hayatının merkezinden çıkarmış, İslam karşıtı toplum önderlerini yücelterek izlemiş; faizi meşru, zinayı helal, yalanı ve ekonomik entrikaları mubah görmüş… Hepsini görecek. Namaz kılmamış, zekât vermemiş, hukukî ve sosyal adalete karşı çıkmış, aşağılamış-nefretle bakmış. Hepsini ama hepsini en küçük ayrıntısına kadar görecek. Bunları izleyen inkârcı ve azgın günahkâr çaresiz inkâra yöneltecek. Ya Rabbi bu el-Kitap olan bu hayat filmi benim değildir diyecek. İşte o zaman dillere mühür vurulacak.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.