Havası soğuk insanı sıcak memleket: Erzurum
Merve Kantarcı ÇULHA
"Havası soğuk, insanı sıcak memleket" diye tanımlıyor yöre halkı burayı. Namıdiğer "Dadaşlar diyarı" Erzurum. Biraz soğuk havası ve uzaklık görüntüsü aldatmasın sizi. Doğu Anadolu'nun tarihi ve kültürüyle zengin şehri olmasının yanı sıra sıcak ve misafirperver yanıyla hemen kaynaşıyorsunuz şehirle. Her ne kadar kış aylarının popüler rotaları arasında gibi görünse de aslında her mevsim gezilecek yerleri ve tadılacak lezzetleri bir hayli fazla olan bu şehir, özellikle son yıllarda ev sahipliği yaptığı uluslararası spor organizasyonlarıyla yerli ve yabancı turistlerin de uğrak noktası.
İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı devletlerinden kalma mimari mirasların izlerine Erzurum'un her yerinde rastlamak mümkün. Buram buram tarih kokan bu şehirden biraz uzaklaşmak isterseniz de Tortum Şelalesi'nin muhteşem manzarasını mutlaka izleyin ve mutlaka bir köyün yaylasında temiz havayı içinize çekin. Ve tabii ki kendine özgü yöresel lezzetlere sahip bu şehrin mutfağıyla tanışmayı deneyin. Şimdi fotoğraflarla şehri özetleyelim.
Çifte Minareli Medrese
Hava alanında indikten sonra biraz dinlenmenin ardından ilk durağımız Erzurum'un sembolü haline gelen Çifte Minareli Medrese oldu. Saat 22.30. Evet gezmek için biraz geç bir saat. Fakat bir şehri tam anlamıyla keşfetmek istiyorsanız, mutlaka gece de dolaşmalısınız. Orada bize denk gelen emniyet amirleri "hoş geldiniz" diyerek, çaylarından bize de ikram ediyor. Gece ışıklandırmasıyla ayrı bir zarafeti olan Çifte Minareli Medrese, 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı düşünülen bir Selçuklu eseri. Rivayete göre bu harika eseri yapan bir usta ve bir çırağı varmış. Bina yükseldikçe çırak bu işte ustasından daha zanaatkar olduğunu göstermeye başlamış. Bu durumu ne kadar kıskansa da usta bir şey diyememiş. Bir gün yine çalışırken çırak, ustasına seslenerek su istemiş ve bunu duyan usta: "Usta idim oldum şegirt (çırak), al destiyi suya seğirt" diyerek kendini minareden aşağıya atmış. Bunu görüp hatasını anlayan çırak, çok pişman olmuş ve ustasının arkasından kendini aşağıya atmış. Çalışan işçiler bu vahim olaya çok üzülmüş ve işi yarım bırakarak gitmişler. Minarelere baktığınızda birinin diğerinden farklı ve daha kısa olduğu belli oluyor. Hikayemizi dinledikten sonra, çaylar için teşekkür ediyor, fotoğraflarımızı çekiyor ve şehrin diğer sokaklarına doğru ilerliyoruz.
Yakutiye Medresesi
Erzurum'da adım adım her yer tarih olduğu için gezilecek yerler birbirine çok yakın. Arabanız olmadan da yürüyerek birçok yeri görebilirsiniz. Sonraki durağımız ise 1994 yılından bu yana İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan Yakutiye Medresesi. Anadolu'daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü olan medrese, plan düzeni, dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleri ile Erzurum'un en gösterişli yapılarından biri. Çok cüzi bir miktar ücret ödeyerek içini gezebiliyor ve kısa bir tarih yolculuğuna çıkabiliyorsunuz.
Üç Kümbetler
Üç Kümbetler, Anadolu'da bulunan anıt mezarların en güzel örnekleri arasında yer alıyor. Üç kümbetten en büyüğünün Emir Saltuk'a ait olduğu ve 12. yüzyılın sonlarında yapıldığı düşünülüyor. Diğer iki kümbeti ise kimlerin yaptırdığı bilinmiyor.
Erzurum Evleri
Kültürüyle, tarihiyle ilgimizi çeken Erzurum'da, eski evler değerlendirilmiş ve müze haline getirilmiş. Birden fazla eski evler tek bir çatı altında toplanarak, restoran müze haline getirilmiş. Tandırdan öküz arabasına, yer sofralarından eski kıyafetlere ve mutfak eşyalarına kadar birçok eşyanın yer aldığı Erzurum evlerinde, 20 bin ev eşyası bulunuyor. Evlerin içerisinde bulunan asırlık bu eşyaları görmek için düşük bir ücretle gezebiliyor ya da orada oturarak bir çay eşliğinde geçmişe yolculuk yapabiliyorsunuz. Burada yöreye has müziklerle, Erzurum'a özgü yöresel lezzetleri de tadabilirsiniz. Dikkatimizi çeken bu evleri gezdikten ve fotoğraflarımızı aldıktan sonra demliklerle gelen çaylarımızı içiyor ve gezimize devam ediyoruz. Söylemeden geçmeyim; burada birçok restoranda yemeğin ardından çaylar ücretsiz ve kafelerde çaylarınızı demlikle isteme alternatifiniz de bulunuyor.
Tortum Şelalesi
Erzurum'un sakladığı en güzel doğa harikalarından biri olan Tortum Şelalesi, şehre yaklaşık bir saat 10 dakika uzaklıkta. Yol uzak gelebilir ama gittiğinizde 48 metreden aşağı dökülen şelalenin güzelliğini gördüğünüzde "yolları aştığımıza değdi" diyeceksiniz.
Burayı ziyaret etmeden giden Erzurum'a tekrar geliyor
Abdurrahman Gazi ismi Erzurum'da büyük önem taşıyor. Şehitlik ve gazilik mertebesine erişmiş bir insan olduğu için O'nun manevi şahsiyeti Erzurumluların daima dilinde ve gönlünde yaşıyor. Palandöken Dağı'nın üst yamaçlarında türbesi bulunan ve bir ziyaretgah yeri olan Abdurrahman Gazi'nin Hazreti Peygamber'in sancaktarı olduğu halk arasında yaygın. Hazreti Peygamber'in İslam Orduları Erzurum'u fethederken, Sancaktarı Abdurrahman Gazi'nin kellesi bir düşman kılıcı ile koparılır ve yere düşer. Kellesini koltuğuna alan Abdurrahman Gazi elinde bulunan İslam'ın Sancağı'nı Palandöken'in en yüce noktasına dikmek üzere dağa yokuşa koşmaya başlar. Abdurrahman Gazi, Palandöken Dağı'ndaki "Şığvaler" mevkiine gelince dağda bulunan çobanlar evvela dona kalırlar, sonra biri dayanamayıp:
"Olaaa hele bakın şuraya eskerin kellesi koltuğunda dağa doğru koşuyor" diye bağırmağa başlar. Efendimizin sancaktarı ve ashaptan evliyaullah bir zat, olduğu yere düşer kalır. Hem gazilik hem de Şehitlik rütbesine erişir. Palandöken'in Şığvaler tepesi denilen Sultan Sekisi yamaçlarında ruhunu teslim ederken ona kavuşmaya çalışan kardeşi de Türbe Deresi'nde aynı anda şahadete erişir. Her iki kardeş Erzurum halkı tarafından ruhlarını teslim ettikleri yerde defnedilir. Ve o tarihten sonra da Gazi'nin kabri Erzurum için büyük bir ziyaret merkezi olur. Zamanın Valisi Yusuf Ziya Paşa buraya birde Camii yaptırmıştır. Rivayete göre "Erzurum'a gelip de Abdurrahman Gazi'yi ziyaret etmeyenler bir daha Erzurum'a gelecekler. "Allah cennetini layık görsün inşallah o mübarek insanlara diyoruz ve devam ediyoruz.
Gizemli Yol hikayesi
Abdurrahman Gazi Türbesi'ne çıkan karayolun sol tarafındaki yol "gizemli yol" olarak biliniyor. Yolun başındaki bir tabelada "Aracı durdurunuz, vitesi boşa alınız, frenden ayağınızı çekiniz, denemeye başlayabilirsiniz" şeklinde uyarı yazısı bulunuyor. Denedik, aracımızı durdurduk, otomobil kendiliğinden yokuş yukarı hareket etti. Bu mucizeye tanık olmak isteyenler bu yola geliyor ve deniyor. Gördükleri manzara karşısında şaşıranlar bunu 'Abdurrahman Gazi'nin kerameti' olarak yorumluyor. Bazıları da tepede manyetik alan olduğunu ve araçları bu manyetik alanın çektiğini söylüyor. Bilim adamları bunun tamamen bir göz yanılması olduğunu belirterek, yokuş yukarı gibi gözüken yolun aslında rampa aşağı olduğunu söylüyor. Biz de akıl sır erdiremeden, "her şeyde bir keramet vardır" diyerek şehitlerimize Fatiha okuyarak oradan ayrılıyoruz.
Nerede kalınır?
Erzurum'da kalacak yer noktasında birçok alternatif bulunuyor. Oteller, pansiyonlar, öğretmen evi ve Atatürk Üniversitesi'nin konuk evlerini tercih edebilirsiniz. Kışın Palandöken'den dolayı otellerin fiyatları fazla olabiliyor, fakat ilkbahar ve sonbahar aylarında fiyatlar normal. Soğukla arası iyi olmayanlara kesinlikle ilkbahar aylarını öneriyorum.
Yayla gezisi
Her şehirde merkezde gezilenler ve görülenler dışında oranın gerçek sahipleri aslında köyleridir. Her gittiğim şehirde mutlaka bir köy ziyareti, yayla ziyareti yapıyorum. Sırt çantamızı ve çayımızı alıyor dağlara atıyoruz kendimizi. Yaylada dağlardan gelen rengarenk çiçeklerin kokusu, masmavi gökyüzü, doğal ses ve dağlardan akan buz gibi su her yudumda insanın içini berraklaştırıyor sanki.
Ne yenir?
Erzurum'un en meşhur lezzeti cağ kebabı. Kuzu etiyle hazırlanan kebabın bir gün içinde bekletildiği özel terbiyesi ile tam bir lezzet şöleni. Kadayıf dolması da Erzurum mutfağının özgün lezzetleri arasında. Bunların yanında den çorbası, su böreği, kesme çorbası, kete, çiriş, lor dolması da yöre mutfağının özgün yemekleri arasında yer alıyor.
Ne alınır?
Her şehrin kendine has hediyelik eşyaları olduğu gibi Erzurum'da da birçok alternatif bulunuyor. Buraya gelen oltu taşından yapılmış bir tesbih veya sevdiklerine takı almadan gitmiyor. Doğrusu sadece gezeceğim diye niyet etseniz de taş mağazalarına girince, kendinizi dükkanlarda buluyorsunuz. Bu nedenle giderken taş mağazalarına bütçe ayırmayı unutmayın. Hediyelik eşyalarımızı da aldıktan sonra İstanbul'a dönmek üzere yola çıkıyoruz. Birgün ziyaret etmeniz duasıyla...
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.