Hasret son bulsun!
Ezgi ÇELİK
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından camiye çevrilen Ayasofya, 500 yıl cami olarak hizmet vermişti. Fethin sembolü olarak görülen Ayasofya, 29 Mayıs 1934 tarihinde çıkarılan bir kararnameyle müzeye çevrilmişti. Başkan Erdoğan’ın Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması konusunda bir çalışma yapılması talimatı vermesiyle birlikte vatandaşın beklentisi arttı. Konuya ilişkin Milat’a konuşan Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri, tartışmaları bir kenara bırakarak, Müslüman âleminin müjdeli haberi beklediğini ifade etti.
Milletin hakkı gasp ediliyor
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Ayasofya Camii’nin fethin sembolü olduğunu belirterek, tarihi eserin İslâm’a hediye edilmiş en güzel eser olduğunu ifade etti. Ayasofya’nın ibadete açılmasına karşı çıkanların kim olduğunu gayet iyi bildiklerini kaydeden Bayraktutar, “‘1453’te zulüm başladı’ diyenler bu milletin bir ferdi değil, başka milletlerin uşağı, yalakası ve onlara hizmet eden biridir. Onların dedeleri Lozan’da bu milletin dinini değiştireceklerdi. Onun için kimsenin söylediklerine bakmadan biz Ayasofya’yı ibadete açmalıyız” dedi.
Fatih’in emanetinin bir an evvel ibadete açılması gerektiğini kaydeden Bayraktutar, “Bu milletin hakkıdır ve milletin hakkı gasp edilmiştir. Ayasofya’nın kesinlikle ibadete açılarak sahibine teslim edilmesi gerekir. Sahibi millettir. Hasret son bulmalı ve milletimize müjdeyi vermeliyiz” diye konuştu.
Tartışmanın anlamı yok
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, “Ayasofya’nın ibadete açılmasına yönelik beklentimizi yıllardır duyuruyoruz. 29 Mayıs İstanbul’un Fethi’nin 567. yılı nedeniyle yaptığımız açıklamada ‘Fetih ruhu her yanı sarsın ve Ayasofya ibadete açılsın’ demiştik. Aslında geç kalınmış bir hadise. Bu sebepten dolayı hükümetin attığı adımları destekliyoruz. Bir an önce ibadete açılarak bu hasretin sona erdirilmesi gerekir. Bu konuyu artık konuşmanın veya tartışmanın bir anlamı olmadığı kanaatindeyim. Geciktirilmesi doğru değildir ve gereği yapılarak Ayasofya ibadete açılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Ayasofya bu milletin onurudur
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, “Milletimizin en büyük beklentilerinden bir Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılmasıdır. Bu konuda hükümetin çalışmaları sürüyor. Ayasofya’nın camiye çevrilmesiyle ilgili Danıştay kararı bekleniyor. Bizler tutarlı bir şekilde derhal açılmasını talep ediyoruz. Ayasofya, bu milletin onuru, umudu, izzeti, şerefi ve haysiyetidir. Biz Müslümanlar için geçmiş ve tarihimizle bütünleşen ecdadımızın bir emanetidir. Onlarının emeklerinin ve hizmetlerinin bir karşılığı olarak Ayasofya’nın açılmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Büyük açılışı iple çekiyoruz
Diva-Sen Genel Başkanı Mustafa Çopursuz ise Ayasofya’nın ibadete açılmasının mütedeyyin vatandaşların bir özlemi olduğunu vurguladı. Çopursuz, “Ayasofya’nın ibadete açılacağı günü iple çekiyoruz. Bu konuda desteği olan ve desteği olacak olan herkese Diva-Sen ailesi olarak şükranlarımızı sunuyoruz. Ayasofya’da ibadet edebilmek bütün Müslüman âleminin ortak hayalidir. Hükümetin bu anlamda attığı olumlu adımlar hepimize büyük bir sevinç yaşatmıştır. İnşallah bu beklentimize en kısa zamanda kavuşmuş olacağız” diye konuştu.
Bu çile bitsin artık
Hak-İş’e bağlı Öz Orman-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Settar Aslan ise 86 yıldır mahzun olan Ayasofya’nın çilesinin artık son bulması gerektiğinin altını çizdi. Aslan, “1934 yılındaki bu hükümet kararı, dönemin siyasî şartları ve uluslararası ilişkiler bağlamında ‘zorunlu’ olarak alınmıştır.86 yıldır mahzun olan Ayasofya’nın çilesi artık son bulmalı; bu büyük mabet, yeniden cami niteliğine dönmelidir” ifadelerini kullandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.