Harf devrimi neydi? Ne değildi?
Cumhuriyet'in kabul edilmesinin ardından adına 'Türk Devrimi'denilen birçok sözüm ona yenilikler girdi bu ülkeye. İsviçre'den ithal edilen Medeni Kanun, Halifeliğin Kaldırılması, Soyadı Kanunu'nun kabul edilmesi, batının şeklini birebir kopyalayıp bu topraklarda zorunluluk haline getirilen Şapka ve Kıyafet Kanunu gibi. Ve tüm bunların en can alıcısı, var olan zengin, derin kültüre en büyük darbeyi vurup, kültürümüzü yozlaştıran, geçmişi bir kağıt gibi dürüp atan, 1 Kasım 1928'de gerçekleştirilen Harf İnkılabıu2026
6 asır ayakta kalmış bir Cihan İmparatorluğu'nun mirası üzerine kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti, batı ile her alanda entegre olmayı kendisine prensip edinmişti. Gelişmenin, çağdaşlaşmanın, dünya sahnesinde söz sahibi olabilmenin sırrını, Osmanlı kültür ve mirasından uzaklaşıp, Avrupalılaşmakta, sosyal, kültürel, ekonomik alanda ilerlemenin yegane yolunu birtakım devşirme usullerle olacağını savunuyordu. Nitekim tüm inkılapların temelinde bu eksik ve çarpık anlayış, Harf İnkılabının gerçekleşmesinde de kendini fazlasıyla göstermiştir. Şimdi konumuz olan Harf İnkılabının nasıl geliştiğine, gelin adım adım bir bakalım.
İlk Teklifler
Latin alfabesinin Türkçeye uyarlanması görüşü ilk kez 1860'lı yılarda Azeri edebiyatçı Mirza Feth Ali Ahundzade tarafından ortaya atıldı. Ahundzade ayrıca Kiril alfabesi kökenli bir alfabe de hazırlamıştı. 1908-1911 yılları arasında Latin esaslı yeni Arnavut alfabesinin benimsenmesi, Türk aydınları arasında da tartışmalara neden oldu.
1911'de bazı İslam alimlerinin Latin harflerinin şeriata aykırı olduğuna dair fetvasına karşı sert bir polemiğe taraf olarak giren Hüseyin Cahit Yalçın, Latin esaslı Arnavut alfabesini savunmakla yetinmeyip, Türklerin de aynısını uygulamalarını önerdi. Yine aynı tarihte İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Arnavut kolu Latin esaslı alfabeyi çoktan kabul etmişti.
Atatürk ve Harf Devrimi
Mustafa Kemal'in bu konuyu ilk olarak 1900'lü yılların başında düşündüğü ve Halide Edip'le paylaştığı bilinir. Bu konuyla ilgili olarak 1927'de Filistin'de bir Yahudi'nin Latin harfleriyle fakat İbranice yayımladığı kitabını da görmezden gelemeyiz. İthamar Ben-Avi adlı bu Latin harfleri savunucusu, dindar Yahudilerce topa tutulmuş ve ilhamını Türklerden aldığı iddia edilmişti. Ben-Avi ise kendini şöyle savunmuştu: ''Bu fikri ben Atatürk'ten almadım, aksine onun ilham kaynağı benim. Mustafa Kemal 1911'de Kudüs'e geldiğinde ona Osmanlının geleceğinin Latin harflerinde yattığını anlatmıştım. O da ikna olmuştu. Hatta Latin harflerinin şerefine diye kadeh kaldırmıştık."
1922'de Hüseyin Cahit'in ''Neden Latin harflerini kabul etmiyoruz?'' sorusuna ''Henüz zamanı değil'' demesi de o tarihlerde siyasi, dini ve kültürel anlamda muhalefetin susturulması ve Mustafa Kemal'in otoritesini iyiden iyiye kurması değiştirme ortamını da sağlamıştır. Alfabe tamamlandıktan sonra 9 Ağustos 1928'de Mustafa Kemal alfabeyi Cumhuriyet Halk Partisi'nin Gülhane'deki galasına katılanlara tanıttı. Bunu takip eden 2 ay sonrasında da alfabe tüm devlet dairelerine ve halka ulaşmış oldu.
2 Araştırma, 2 Tespit
Sevan Nişanyan'ın ''Yalnız Cumhuriyet'' isimli kitabında Harf İnkılabı üzerine bazı önemli tespitler yer almaktadır; "Milli bir seferberlik olarak benimsenen ve olağanüstü bir ısrarla sürdürülen okuryazarlık kampanyasına rağmen, 1927-1935 yılları arasında yeni okuma-yazma öğrenenler resmi rakamlara göre Türkiye nüfusunun sadece %10,3 ünü bulmuştur. Oysa örneğin 1960-1970 yılları arasında okur-yazar sayısındaki artış, toplam nüfusun %27,2 si ve 1960'ta okur-yazar olmayan nüfusun %40,1 dir. Bu rakamlar, okur-yazarlık artışında belirleyici olan etkenin harf devrimi olmadığını düşündürmektedir. Harf devrimini izleyen yıllarda gazete satışlarında görülen ve yaklaşık 20 sene boyunca engel olunamayan düşüş ise, harf devriminin okur-yazarlık oranını artırmak bir yana, azaltmış olabileceği olasılığını dahi akla getirmektedir.''
Diğer bir önemli tespitte ise, tarihçi-yazar Mustafa Armağan'ın aktardıkları şunlar: ''Ankara Üniversitesi Dil Öğretim Merkezi araştırmasının sonucu ilköğretim okullarında okutulan ders kitaplarının içerdiği kelime ve kavram sayısı ülkelere göre şu şekildedir:
ABD: 71.681
Almanya: 70.400
Japonya: 44.224
İtalya: 31.762
Fransa: 30.193
Suudi Arabistan: 13.579
Türkiye: 7.260
Bu rakamlar bize diyor ki; ilkokulu bitiren bir Amerikan çocuğu 70 bin kelime öğreniyor. Aynı yaştaki bir Türk çocuğu ise 7 bin kelimeu2026
Sıraladığım tarihlerin neyi hatırlattığını bir düşünelim. 1839, 1856, 1876, 1908, 1923, 1963, 1987, 1996, 1999 ve 2005. Evet hepsi de Avrupalı olmak için yaptığımız ama içeriği farklı olan başvurularımızdır. Tanzimat Fermanıyla başlayan Islahat Fermanı, 1.ve 2. Meşrutiyet, Cumhuriyet, Nato, Avrupa kıskacıyla devam eden bir serüvenin tarihleri. Neler yaptık, neler yapmadık bu Avrupa için bir hatırlasak! Harf devrimi de bu yaptıklarımızdan en büyüğü neredeyse. Yani Avrupalı olmak için bir milletin en temel değerinin değiştirilmesinin adıdır Harf devrimi.
Harf devrimi bir milletin 900 senelik kültürel, ilmi, dini, medeniyet birikiminin yok edilmesidir. Köklerinden koparılmasıdır. Okumuş yazmışların, alimlerin bir günde sıfırlanması, cahil konumuna düşürülmesidir. Cemil Meriç'in dediği gibi, " 1 Kasım 1928'den itibaren kütüphaneler birer "tuğla yığınına" dönecek, 900 senelik birikimin üzerinden asfalt geçirilecekti."
İnönü'nün İtirafı
Sonuç olarak "Harf İnkılabı" başlığı altında asıl ulaşılmak istenen hedefin ne olduğunu, hangi zihniyetle nelere savaş açıp mücadele edildiğini göstermek açısından İsmet İnönü'nün şu sözlerine kulak verelim ve bu inkılabın muhasebesini bir de bu açıdan yapmaya çalışalım. "Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazı ile yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı."(İsmet İnönü, Hatıralar Cilt 2, sayfa 223.)
Gazete satışlarındaki görülen ve yaklaşık 20 sene boyunca süren düşüşler; bu değişikliğin okur-yazarlık oranını azaltmış olduğu gerçeğini göstermektedir.
Bir milletin 900 senelik kültürel, ilmi ve dini, medeniyet birikimini bir kağıt gibi dürülüp atılmasının adıdır Harf İnkılabı!
Cemil Meriç'in dediği gibi, "Kütüphaneler birer tuğla yığınına dönecek, 900 senelik birikimin üzerinden de asfalt geçirilecekti.
ŞÜKRÜ KAHRAMAN
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.