Hamas Kuvayı Milliye gibi halk hareketidir!

20 Temmuz 2024 00:00:00

Filistin Uzmanı Muharrem Güneş ''Hamas 100 yıllık bir işgal neticesinde verilen büyük mücadelelerin, ödenen bedellerin neticesinde ortaya çıkan bir halk hareketidir. Bu yönüyle Kuvayi Milliye benzetmesi de çok örtüşmektedir. Çünkü Kuvayi Milliye tam bir halk hareketidir'' diye konuştu.

FATMA GÜLŞEN KOÇAK

Türkiye’de Siyonistlerin ve İsrail sevicilerin Hamas’ı terör örgütü gibi göstermek için yaptıkları algı çalışmaları devam ediyor. Ne yazık ki insanlar bu algı operasyonunun etkisiyle kanaat sahibi olabiliyor. Filistin Uzmanı Muharrem Güneş ile İsrail terörünü ve bir halk hareketi olan Hamas’ı konuştuk.

Türkiye’de ana muhalefet liderinin Hamas’ı terör örgütü olarak gördüğü bir yerde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan geçtiğimiz aylarda Hamas Gazze’de Anadol’unun ileri hat savunmasını yapıyor açıklamasını yaptı. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçmişte de Türkiye Cumhuriyeti Filistinli halkın dirilişinin sürekli yanında olmuştur. Aslında Türkiye her ne kadar birtakım girişimlerde bulunsa da kendisinin yanında fiili olarak uluslararası arenada destekçi ülke bulamadığı için çok fazla risk alamadı. Hatta ilk başta ticari antlaşmalarını bile Avrupa'daki ülkelerin tamamen her yönüyle İsrail'in yanında olması hasebiyle bitiremedi. Çünkü bu aynı zamanda Amerika'nın ve Avrupa ülkelerinin de Türkiye'ye yaptırım uygulaması anlamına geliyordu.

Ancak Türkiye'nin Filistin konusundaki pozisyonunda beklenenin ötesinde bir şey yapması noktasındaki oluşan baskı ve talepler sonucunda mesele ileri bir aşamaya taşındı. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan sınırları aşan bir açıklama yaptı. Tarihi noktalardaki birtakım meselelere atıf yapması çok önemliydi.

Özellikle Osmanlı döneminde Filistin'in önemi Kudüs'ün, Mescidi Aksa'nın Müslümanlar için ehemmiyetini hatırlatan bir açıklamadır bu.

İSRAİL TÜRKİYE İÇİN MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ!

Cumhurbaşkanımızın “Büyük İsrail” projesinin dayandığı iddia edilen ve Türkiye’nin bir bölümünü de kapsayan “Arz-ı Mevud’’ meselesine değinmesi çok önemliydi. Bu durumda İsrail Türkiye için önemli bir güvenlik meselesi diyebilir miyiz?

İsrail'in genişleme stratejisi, bölgeyi tamamen güvenlik istihbarat, askeri, siyasi, ekonomik anlamda kilitleyecek şekilde kendine bağımlı hale getirme düşüncesi artık aşikâr.

Radikal siyonist grupların Tevrat'a atıfta bulunarak Nil'den Fırat'a kadar ki bütün coğrafyanın Tanrı tarafından kendilerine vaat edildiği gerekçesiyle buraların büyük İsrail projesine katılması gerekliliğine dair açıklamaları gizli değil.

Bu meselenin onlara göre dini ve siyasi boyutları var. Bölgedeki bütün aktif ve etkin ülkeleri iç çekişmelerle, savaşlarla ve hatta sınırlarının hemen içinde veya yanı başında bir takım terör gruplarını destekleyerek zayıflatıp parçalıyorlar.

Ülkelerin enerjilerini bu noktalara harcatıyorlar. Türkiye'nin gerek Suriye gerek diğer sınırlarında uğraştığı mücadele verdiği bütün askeri noktalar, siyasi alanlar dikkate alındığında bu açıklamanın önemi bir kez daha açığa çıkıyor.

arz-i-mevudharitasi_43272a238af7a3439c15e548adfa610b.jpg

HAMAS KÖKLÜ BİR HAREKETTİR!

Hamas’ı konuşmak istiyorum özellikle sizinle. Herkes Hamas’ı yürütülen algılar sonucu tanıyor. Hamas hangi şartlar sonucunda doğmuştur? Özellikle Türk Kuvayı Milliye hareketine benzeyen yanları nelerdir?

Hamas aslında çok köklü bir harekettir. 100 yıllık bir işgal neticesinde verilen büyük mücadelelerin, ödenen bedellerin neticesinde ortaya çıkan bir halk hareketidir. Bu yönüyle Kuvayi Milliye benzetmesi de çok örtüşmektedir. Çünkü Kuvayi Milliye tam bir halk hareketidir. O toprakların bağrından çıkmış halkın küçük imkanlarla 7 düvele karşı verdiği mücadele tam halk anlamıyla halk direnişidir. Dünyanın dört bir yanından toplanan büyük imkanlara sahip ordulara karşı ellerine geçirdikleri iptidai imkanlar destansı bir mücadele vermekteler.

Ayrıca Hamas hareketinin doğuşunun sebeplerini iyi tahlil etmek gerekir. 1917 tarihinde İngiltere'nin Osmanlı'dan bu toprakları aldı. 30 yıllık Manda yönetimi oldu. Sonrasında Filistin topraklarının çoğunu İngiltere'nin himayesinde Siyonistlerin dünyanın dört bir yanından getirdiği ve yetiştirerek silahlandırdığı milis güçler köy köy kasaba kasaba şehir şehir gezerek Filistinli halkı çoluk çocuk demeden katliama tabi tuttu.

Büyük felaket olarak isimlendirilen Nekbe neticesinde Filistin nüfusunun %70'ine yakını 1948'de Filistin'den çıkarıldı.

Filistin halkının az bir kısmı Filistin'de kaldı ve Filistin içerisindeki direnişi devam ettirdi.

Hamas katliamlar kültürel işgaller sonucunda kurumsal yapısına 1987 tarihinde ulaşan bir direniş hareketidir. Bu hareket dışarıdan gelmemiştir. Dışarıdan kimseyi kabul de etmemiştir. Mescitlerde, okullarda, üniversite gençliği içerisinde, halkın kültürlü kesimleri içerisinde neşvu neva bulmuştur.

Müslüman Kardeşler Hareketi'nin Filistin kolu olarak ortaya çıkan bir harekettir. 1967'de, 1973'de Arap ülkelerinin Filistin'i korumak, işgalden kurtarmak adına verdikleri savaşlarda bir netice alınamamış olmasının ve bazı ülkelerin İsrail ile iş birliği yapması sonucu bu hareket doğmuştur. Sürekli daha fazla toprak işgal eden İşgalci rejime karşı Filistin halkı kendi imkanları ile teşkilatlı bir yapıya dönüştürmüştür.

filistin-topraklari_8da726e239fc99ff0adce1531f783c4c.jpg

HAMAS KADRO HAREKETİDİR!

Hamas hangi mücadeleleri vererek bugüne gelmiştir? Yönetim kadrosu kimlerden oluşmaktadır?

Hamas'ın yönetimi tamamen çekirdekten yetişen insanlardan teşekkül etmiştir. Örneğin bugünkü hareketin lideri olan İsmail Haniye topraklarından edilmiş bir ailenin çocuğu olarak Gazze'deki kamplara sığınan, o kamplarda yetişen birisi. Çocukken orada Hamas'ın hocalarının, eğitmenlerinin eğitimiyle yetişmiştir. Örneğin Şeyh Ahmed Yasin ki Hamas'ın kurucu lideridir. Vücudu felçli, sadece boynu çalışan bir kişi olarak İsmail Haniye'nin hocalarındandır.

Dolayısıyla nesilden nesile tevarüs eden bir liderlikten, bir kadrodan bahsediyoruz. Hamas bir kadro hareketidir. Liderlerinin şehit edilmesiyle bitecek bir hareket değildir. Kurucu kadronun tamamı şehit olmuştur. Ondan sonra gelen kadro da şehit olmuştur. Bugün 3. kadro belki şu anda iş başındadır. Bugün süren savaş içerisinde ya kendisi ya ailesinden bir fert veya daha fazlasını şehit vermeyen bir yönetim kadrosu yoktur. İsmail Haniye yakın zamanda içerisinde evlatlarını ve torunlarını şehit vermiştir. Büyük bir metanet ve özveri örneği dünyaya karşı sergilemiştir. Dolayısıyla lider kadrosu tepeden inmeci bir lider kadro değildir. Çekirdekten yetişme bir kadrodur.

Hamas Gazze savaşında nasıl bir direniş göstermiştir? İsrail bütün dünyayı arkasına almasına rağmen aylardır nasıl bir direnişle mücadele etmektedir?

17 yıllık Gazze kuşatması içerisinde yaşanan 5 büyük savaşın bugün belki en büyüğünü ve en uzununu, en çetin olanını 7 Ekim'den bu yana yaşıyoruz.

Direniş 570 kilometrelik bir yeraltı şehri inşa ederek bu Gazze’nin ileri bir safhada savunulmasını sağlamıştır. Çünkü dünyanın süper güçlerinin İsrail'in arkasında olduğu biliyorlar. Bu sebeple kendisi savunma stratejilerini geliştirdiler. Savunma stratejisi Tanklara yönelik kendilerinin geliştirdiği Yasin 105 füzeleri var. Yasin, Şeyh Ahmet Yasin isminden ilham alınarak anti tank füzesi olarak geliştirilmiştir. Ayrıca Şuvaz isimli anti personel patlayıcısı, El Ghul isimli komutanlardan birinin ismini taşıyan kanas silahı gibi en temel direniş malzemelerini ve bunlardan çok daha önemlisi kendi direniş gücünü, 40 bini aşkın savaşçı milislerini oluşturmuştur.

SİYONİSTLERİN ALGI OPERASYONU

Hamas Türkiye’de yeteri kadar tanınıyor mu? Siyonistlerin algı operasyonu etkili oluyor mu ülkemizde?

Aslında Türkiye'de Hamas bu savaş öncesinde yeteri kadar tanınmamaktaydı. Özellikle Türkiye'nin, İsrail'in kara propagandasının altında olduğunu çok net bir şekilde gördük. Çünkü dünyada İsrail lobisi özellikle sosyal medyada çok aktif.

Sosyal medyadaki şirketlerin sahiplerinin Yahudi ya da Yahudilerin kontrolünde olduğunu düşünürsek durum daha iyi anlaşılır.

Holokost üzerinden bir masumiyet geliştirerek, Antisemitizm üzerinden bir kara propaganda geliştirerek İsrail'in ve Yahudi halkının ne kadar masum olduğu gibi birtakım propagandalar yapmışlardır.

Avrupa ülkelerinde de Antisemitizm kanunları çıkarılarak Yahudiler bir manada koruma altına alınmıştır. Türkiye içerisinde de Yahudi lobisinin ne kadar güçlü olduğunu belirtmek gerek.

Üniversitelerde geçmiş dönemlerde İsrailli akademisyenler buradaki siyaset camiası, sanat camiası üzerinde de çok aktif bir rol oynadı.

Bütün bunların sonucunda zalim bir savaş yaşanırken bile bazı kesimlerin İsrail propagandasına yenik düştüğünü görmek çok da zor değil.

VİCDAN SAHİPLERİ FİLİSTİN’İN YANINDA!

Son olarak dünya geneli vicdan sahibi sivil insanların Filistin’e yönelik destek eylemlerini nasıl yorumluyorsunuz?

Hamas bu süreci doğru yöneterek bütün dünyadaki İsrail’in kara propagandasını boşa çıkaracak bir sürece imza attı. Savaşın başında İsrail'e karşı yapılan Hamas'ın saldırısının sanki İsrail orada işgalci değilmiş gibi, sanki onlar dünyanın dört bir yanından gelip oradaki Filistinleri halkın asıl sahiplerini öldürmemiş gibi yaptıkları bir propaganda vardı.

Bir takım yalan temelsiz iddialar kısa sürede boşa çıktı. Nitekim süreç uzadıkça İsrail'in caniliği, bütün dünyayı ve kurallarını, adalet, hukuk sistemini tanımadan hiçe saydığını herkes görmüş oldu.

İsrail'i savunmaya hiç kimsenin bu noktadan sonra herhangi bir mecalinin olmadığını, bunu yapacak kimselerin de iyi niyetli olmadığı da çok net bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Bundan dolayı Hamas yürütmüş olduğu kaliteli ve ahlaklı bir mücadele stratejisiyle, sabırla, direnişle bırakın sadece İslam alemini, bütün dünyanın halklarını, özgür insanlarını, üniversite gençliğini, elitlerini, sanat camiasını, üniversite akademisyenlerini yani dünyanın hür, özgür düşünen bütün insanlarını yanında toplamayı başardı.

İsrail'in i para vererek büyük gayretler sarf ederek, lobi çalışmaları yaparak yaptığı propaganda Hamas'ı uluslararası bir kahraman yaptı. Hamas'ın haklı direnişini kendi elleriyle dünyaya anlatmış oldu. Vicdan sahipleri Filistinlilerin yanında durdu. İsrail Filistin savaşının çok ötesine taşan bir sonuç yaşadık.

Yani artık mevcut savaş vicdan sahibi özgür insanlarının verdiği bir mücadele ile dünyanın müstekbirlerin zalimlerinin ve despot yönetimlerinin verdiği mücadeleye dönüştü.