Hain darbe girişimi sonrası yapılan Ankara ziyareti
Yrd. Doç. Dr. Erkan ÇAV (Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi)
15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar sonrasında, Ankara'nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin anlamı, önemi ve değeri dönüşmüştür. Bu anlam ve önemi idrak etmek için, yıl boyunca 15 Temmuz Karanlık ve Kirli Darbe Girişimi'ni yapanların ve yaptıranların saldırılarına karşı şuurla hareket eden Maltepe Üniversitesi gençleri ile birlikte, mücadele sebeplerimizi daha iyi kavramak, saldırıları yerinde görmek ve bir kez daha yapılan alçaklıkların vahametini anlamak için bir Ankara Ziyareti gerçekleştirdik. 15 Mayıs 2017 günü, Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi Kulübü öncülüğünde ve Öğrenci Konseyi katkısında yapılan ziyaret bu amaçla gerçekleşti.TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ziyareti için haftalar öncesinden yaptığımız hazırlıkların sonuna gelinmiş, alınan izinlerle birlikte Ankara'nın yolunu tutmuştuk. Gece başlayan gidiş yolculuğu sabah saatlerinde, ilk durağımız Meclis önünde noktalandı.
TBMM'yi ziyaret
Meclis ziyaretimiz, 10-11 saatleri arasında, Ankara bölgesinden gelen ilkokul öğrencileri ile birlikte yarım saat civarında sürdü. Toplumun her dilimiyle temsil edildiği Meclis'in havası, bize, herkesin yasalar ve ilkeler ölçeğinde konuşma hakkının ve fikrini açıklama özgürlüğünün ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.Bireylerin ve toplumun varoluşu, açıkça dile getirilebilen düşüncelerle, uygulamalara ve politikalara yönelik eleştirilerin ortaya konulabilmesiyle, insanların yönetimde temsil edildiklerine inanmasıyla gerçekleşebilir.Bu anlamda Meclis'in varlığı bütün toplum için kuşatıcı bir varlık zeminidir. I. ve II. Meclis'ten sonra yapılmış olan III.Meclis'in tarihini, binanın inşasını, sahip olduğu özelliklerini, çalışma düzenini ve faaliyetlerini aktaran rehberimizin sözleri eşliğinde Meclis'in atmosferini idrak ettik.Grubumuzun bir kısmı TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı, bazı milletvekillerini ve danışmanları ziyaret ederken, diğer kısmı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni ziyaret etti. Kendilerini ziyaret eden öğrenci grubumuz, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'a Ayasofya'nın seramik kabartma üretimi hediyelerini ve "Halep'i Unutma! -Halep Haftası Kitabı"nı (Hazırlayan: Erkan Çav, Piya Yayınları, 2017) takdim ettiler.
TBMM neden bombalandı?
Meclis'te aklımızda kalan en önemli şey, hayasız canilerin ve katillerin bir araya geldiği 15 Temmuz Vatana İhanet Gecesi'ndeki hain asker elbiseli vatansızların attığı bombaların karanlık ve kara izleridir. Bu izlere bakarken hür ve demokratik seçimlerin sağladığı varlık alanının, toplum ve ülke kapsamında nasıl bir mesele olduğunu fikri ve gündelik yaşam düzeyinde bir kez daha değerlendirdik. Meclisi bombalayan vatan hainlerinin, vatansızların; vatanını, izzetini, namusunu, onurunu ve şerefini kaybetmişlerin Meclis'e nasıl bomba yağdırdığını, parçalanmış camları, duvarları, bahçeyi izlerken bir kez daha 15 Temmuz İşgal ve İç Savaş Girişimi bağlamında içselleştirerek, direniş ve mücadele azmimizi de bir kez daha canlandırdık. Vatanı işgal etmek isteyen vatan hainlerinin hedefi olması, Meclis'in toplumu temsil ettiği düşünüldüğünde, şahsiyetsizlerin ve vatansızların amaçları için doğaldır. Ancak millet, ne Meclis'ini, ne Külliye'sini, ne seçilmiş Yönetimini, ne de vatanını; vatanını, kimliğini, şahsiyetini, şerefini emperyal güçlere satmış hainlerine teslim etmiştir, etmektedir ve de edecektir.
Beştepe Camii: Bambaşka bir dünya
Külliye çıkışında İstanbul'a dönerken bu sefer, "İstanbul'a dönüşünüu2026" cümlesini söylemeyen bir Ankara Ziyareti yaşamıştık.Birkaç saat daha rahatlıkla kalabileceğimizi hissettiğimiz bu mekandan, Külliye'den çıkarken, istisnasız bütün grup olarak düşünsel ve ruhsal genetik kodlarımız değişerek çıktık. Beştepe Camii'ne, Millet Camii'ne giden kapından içeriye ilk adımımızı attığımızda bambaşka bir dünyanın sınırlarına girmiş gibi olduk. Oraya, iki rehber ve görevli koruma polisimiz eşliğinde 1 Numaralı kapıdan otobüsle getirilmiştik.Cami, dışarıdan sıradan gözüküyorken, içeride adeta bir cennet bahçesine dönüştü.Turkuazın-mavinin-yeşilin en mükemmel bileşimi ile, her bir ayrıntısı şaheser olan şaheserler şaheseri bir eser çıkmış ortaya.Bakmaya, dalmaya, hislenmeye, dokunmaya, seyretmeye, içinde gezinmeye doyamadık.Camiden çıktığımızda farklı bir enerjiyle, ruhla, duygu ve düşünceyle donanmıştık; tıpkı olması gerektiği gibi.Ardından 3 Numaralı kapıdan merkez binaların olduğu bölgeye geçtik.Harika bir bahçe tasarımı bizi karşıladı.Ağaçlar, çiçekler, patikalar, süslemeler ve havuzlar.Bahçeleri sadece dünya saraylarının belgesellerinde görmeyecekti artık halk, kendi ülkesinde de görecekti. Sonra indik araçtan, yürüyerek merkez binaların ortasında geldik, havuzlu bahçeli, yemeklerin verildiği geniş alan. Devamında Cumhurbaşkanlığı Ofisinin olduğu, yabancı konukların karşılandığı binanın içinde Muhtarların ağırlanmasıyla popüler olan konferans salonu, dünya siyasetine yön veren açıklamaların yapıldığı Basın Açıklaması Salonu ve yine Cumhurbaşkanı'nın yemeklerini verdiği salonun olduğu binadaydık. Sadeliğin ihtişamı. Önce alta kata, konferans salonuna geçtik.Derinlik hissi veren süslemeler, yeşilin en güzel tonlarını içeren mermerlerin büyüleyiciliği altında, sizi farklı bir atmosfere götürüyor.Salonun hemen dışında Cumhurbaşkanına verilen ve gelen hediyeler sergileniyor.Üst katta, içerisindeki her bir ayrıntının başka bir anlama işaret ettiği müthiş Basın Açıklaması Salonu'na geçtik.Geçtik ve kaldık. Çıkamadık. Her bir ayrıntıyı yutarcasına inceliyoruz, seyrediyoruz.Neden sonra rehberimizin hafif tebessümle gelen uyarısı ile salondan çıktık, cevap verdik hafif tebessümler ile, hayranlığın tebessümleri ile. Sonra yemeklerin verildiği içinde 16 canlı ağacın bulunduğu kapalı bölümden Cumhurbaşkanlığı Merkez Ofisi'ne çıkılan merdivenlerin olduğu bölüme, derken oradan 15-20 kişilik yemeklerin verildiği klasik tarzda döşenmiş ve Osmanlı döneminden kalan tarihi eşyalarla döşenmiş bölüme geçtik. Attığımız her adımda başka bir güzelliği yudumluyorduk.Derken dışarı, bahçeye çıktık tekrar.Bahçeden bu sefer ziyaret edeceğimiz ofis bölümlerinin bulunduğu kuzey binasına geçtik.Ziyaretimizin bu bölümünde Cumhurbaşkanlığı Sosyal ve Kültür İşleri Başkanı Nurcan Yurdakul'un yönetimindeki birime yöneldik. Nurcan Yurdakul ve çalışma arkadaşları bizi sıcak bir duyguyla karşıladı, toplantı salonunda sosyal ve kültür alanında yapılan faaliyetler ve eğitim konularında soru-cevaplı faydalı ve kapsamlı bir paylaşım yaptık, güzel ikramlarla ağırlandık, ülkemizin merkezinde değerli bir zaman yaşadık. İstanbul'un kokusunu getiren Kız Kulesi Seramik kabartma üretimi hediyemiz ile "Halep'i Unutma!" ve harika bir tasarımla yapılmakta olan Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne verilmek üzere diğer kitaplarımızı Yurdakul'a takdim ettik, sonrasında grup olarak büyük bir memnuniyetle oradan ayrıldık.
İstanbul'a dönüşü hatırlatmayan Ankara ziyareti
MECLİS ziyaretinden sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin yolunu tuttuk.Güvenlik birimindeki kontrollerden sonra saat 14:15 gibi Külliye ziyaretimize başladık. "Ankara'nın en çok neyini seviyorsunuz?" diye sormuşlar Yahya Kemal'e, o da cevaben "İstanbul'a dönüşünü.." demiş. Bu sefer, böyle bir duygu ve düşünce hissetmedik. Türkiye'nin merkezinde Ankara'daydık, Ankara'nın merkezi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeydik, en önemlisi Külliye'yi kendi kimliğimiz ve şahsiyetimiz ile birlikte ve bütün olarak ziyaret edebiliyor, kendi evimiz gibi orada yer alabiliyor, varlığımızı bütün boyutlarıyla hissediyorduk. Cumhuriyet Ankara'sı, on yıllar boyunca yaşandığı gibi, artık toplumuna, milletine, insanlarına yabancılaşmış bir şehir değildi.
YARIN:
Külliye'nin etkileyici özellikleri
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.