Gençlere kurulan tuzak
NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
İstanbul'da, Diyanet İşleri Başkanı'nın 'sapıklık' olarak değerlendirdiği deizmi savunan bir dernek kuruldu. FETÖ ve Adnan Oktar gibi yapıların oluşturduğu tahribatı kullanan Türkiye düşmanları deizm fikri ile yeni bir deneme yapmış ve gündemi uzunca bir süre meşgul etmişlerdi. Suni bir şekilde başlatılan deizm tartışması sonrası bu fikri ete kemiğe büründürerek ‘Deizm Derneği’ni kuranlar, toplumsal kargaşayı ve yozlaşmayı artıracak yeni adımlarını daha kurumsal bir zemine oturtmaya çalışıyorlar.
Derneğin kurulması ve kurucu üyelerin yaşam hikâyeleri ile toplumda çok ciddi bir propaganda yapmaya başlamaları, bu yapının ve fikrin arkasında yabancı ellerin olduğu hissiyatını güçlendiriyor. Konu hakkında MİLAT’a konuşan uzmanlar, Türkiye’nin kodlarında bu tür fikirlerin bulunmadığını bu yapılara karşı çok dikkatli olunması gerektiğini söyleyerek bazı önemli noktaların altını çizdi.
Deizm en büyük şirktir
Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, deizmin insanın Allah'a karşı egemenlik savaşı anlamına geldiğinin belirtti. Deizm tehdidine dikkat çeken Prof. Dr. Çeker, “Yani İnsan 'Allah kâinatı yarattı, O'nun işi bitti, kenara çekildi, kâinatı ben idare edeceğim, Allah idareye karışmasın' diyor. İşte bu, en büyük şirktir ve İslâm'a karşı uydurulmuş bir küfür hareketidir. İnsanı, kendi kendisinin tanrısı olarak kabul etmektir. Kur'an bunlar hakkında 'nefsini ilah edinenler' ifadesini kullanmaktadır. İnsanoğlu hiç unutmamalı ki, 'Yaratma da Allah'ındır, yürütme de” dedi.
Müslüman’ın kâfir yapılması için çalışıldığını dile getiren Çeker, “İnsanımız bu gibi yaldızlı söylemlere karşı uyanık olmalı ve dinine/imanına sahip çıkmalıdır. İnsan haddini bilmeli, hâşâ ilah ve Rab olma iddiasına sakın kalkışmamalıdır” uyarısında bulundu.
Amaçları dinsel birlikteliği yok etmek
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Üyesi Felsefe ve Din Bilimleri Başkanı Prof. Dr. Ahmet Onay, Deistik inançların ‘Tanrı var mı, var. Biz ne yapmamız gerekiyorsa bilimle yaparız” anlayışında olduğunu kaydederek, İslam’ın temel anlayışının ‘la ilahe illallah’ inancı ile her şeyin Allah’tan geldiğine inanmak olduğunu söyledi. Prof. Onay asıl amacın toplumu bir arada tutan dinsel birlikteliği yok etmek olduğunu dile getirdi.
Dışarıdan gizli bir elle yapılıyor
Deistlikten sonraki aşamanın sekülerizm, daha sonrasının ise ateistlik olduğunu vurgulayan Onay, şunları kaydetti: “Dünya, dini sonuna kadar eleştirerek dinsizliğin bir çıkış olmadığını artık anlamış ve dini destekleyici açıklamalar yapar bir duruma gelmişken Türkiye’de Deizm konusu ile aksi yönde gidilmesi çok anlaşılabilir değil. Bu da sanırım bu olayın dışarıdan gizli bir elle yapıldığı algısını güçlendiriyor. Bunlarla mücadele için din eğitiminin baştan aşağı elden geçirilmesi gerekiyor. İlahiyatların anlayışlarını tekrar sorgulamak icap ediyor.”
Dert din değil dert başka
FETÖ’nün bıraktığı “Dinler Arası Diyalog” anlayışını andıran deist düşüncelere sosyologlardan da eleştiri geldi. Sosyolog İsmail Öz, “FETÖ ve Adnan Oktar gibi yapıların din üzerinde oluşturduğu tahribatı kullanmak isteyen fırsatçılar Türkiye’nin bu açığından çıkar elde etmek isteyen grupları harekete geçirdi. Kendilerini deist olarak lanse etseler bile arka planda bunlar bir kukla olarak kullanılıyor. Bu yapılar dini duyguları zedelenmiş gençleri hedefleyerek ve onları kendi içlerine katarak bunun üzerinden başka bir yol arayışındalar” şeklinde konuştu.
Deizm nedir?
Deizm, tüm dinleri reddeden bir inanç olarak ortaya çıktı. Deizm genel olarak dünyaya ve evrenin işleyişine müdahale etmeyen tek tanrı olduğuna inanır. Dinsel bilgiye akıl yoluyla ulaşılabileceğini savunur. Vahiy gibi konular reddeder. İstanbul’da kurulan derneğin başkanı Özcan Pali, sosyal medya üzerinden yaptığı gerçek dışı açıklamalarla genç beyinleri zehirliyor.
Gençlere kurulan tuzak
Deizmi sapık ve batıl bir anlayış olarak nitelendiren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Bizim milletimiz bu anlayışa asla prim vermez. Ateizm Tanrı'yı da dini de her şeyi inkar etmek ama deizm çok enteresan bir tuzaktır. Bu tuzağa gelme noktasında olan arkadaşlarınız olursa onları uyarınız" çağrısında bulunmuştu.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.