Dolar (USD)
34.20
Euro (EUR)
37.14
Gram Altın
2987.82
BIST 100
8793.61
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Gençler toplumsal barışın sigortasıdır

Gençler üzerinden nefret söylemlerini tetiklemek son derece tehlikeli ve gayri ahlaki bir siyasi tutumu ihtiva eder. Gençlik Kuruluşları İcra Kurulu üyesi Mustafa Alpay "CHP ve HDP gençleri sokakları karıştırmaya hazır militanlar olarak görmekten ivedi olarak vazgeçmelidir" dedi.
Gençler toplumsal barışın sigortasıdır
12 Şubat 2015 01:00:00
Gençler üzerinden nefret söylemlerini tetiklemek son derece tehlikeli ve gayri ahlaki bir siyasi tutumu ihtiva eder. Gençlik Kuruluşları İcra Kurulu üyesi Mustafa Alpay "CHP ve HDP gençleri sokakları karıştırmaya hazır militanlar olarak görmekten ivedi olarak vazgeçmelidir" dedi.

Söyleşi/Miktat Çakar

Gençlerin toplumda ki statüsünü belirleme, haklarına sahip çıkma ve demokratikleşme süreci içerisinde toplumun ve devletin desteğini alması için gençlik kuruluşları çalışmalarını sürdürüyor. "Gençler geleceğimiz değil bugünümüzdür" diyen Gençlik Kuruluşları İcra Kurulu üyesi Mustafa Alpay ile Yeni Türkiye'de gençlerin rolünü konuştuk.

Gençler geleceğimiz değil bugünümüzdür

- Gençlerin sorunlarını çözmek ve potansiyellerini ortaya çıkarmak için sizce nasıl çalışmalar yapılmalı?

Öncelikle gençlerimizin istemediği mesleklerde istihdam olmalarının önüne geçmemiz gerekir. Bunun için yaratılışta Allahın verdiği yetenekleri keşfetmeli ve yetenekleri doğrultusunda meslekleri seçmeleri gerekir. Yeni gelen 4+4+4 eğitim sistemi tam da bu söylediğimiz konu ile ilgili aslında. Üniversite okumuş fakat meslek sahibi olamamış, okuduğu mesleği sahada tatbik etme imkanı yakalayamamış gençler ne yazık ki istemedikleri işlerde istihdam olmak zorunda kalıyorlar. İkinci dört yıllık eğitimin sonunda gençler yetenekleri doğrultusunda okullara yönlendirilmeliler. Alacakları 4 yıllık mesleki eğitim sırasında mutlaka iki yıl mesleklerini sahada tatbik etmeli ve mesleklerini pratik olarak icra edebilir hale gelmeliler. Bu sayede kaynak kaybının önüne geçeceğimiz gibi gençlerin hayata dört yıl erken atılmasını sağlayabiliriz. Hem de daha etkin, nitelikli ve mesleklerini icra edebilir halde. İstedikleri mesleği seçen ve mesleğini aşkla icra eden gençlerimiz hem sosyal hayatta mutlu olacaklardır hem de ülke ekonomisine ciddi oranda katma değer sağlayacaklardır.

Manevi kalkınma da gerekli

Bir de gençlerimizin her şeyden önemli manevi kalkınmaları var. Yaratılıştan gelen manevi yönümüzü doyuramadığımızda mutlu bireyler olmak için gençlerimizin gelişmiş maddi kaynaklara sahip olmaları yetmez. Bu sebepten devlet - sivil toplum - ebeveyn iş birliği ile hayata geçireceğimiz doğru gençlik politikaları ile gençlerimizin manevi ve maddi kalkınmalarını eş zamanlı olarak yürütmek mecburiyetindeyiz.

- Sivil toplum kuruluşları gençlerin sorunlarını çözmek için yeterli çaba harcıyor mu?

Sivil toplum kuruluşları alanlarına göre çeşitli çalışmalar yaparak gençlerin sosyal yönlerini kuvvetlendiriyor elbette. Genç Sanayici ve İş adamları dernekleri, gençleri girişimci olma noktasında KOSGEB ile iş birliği yaparak ciddi manada desteklemeye gayret ediyorlar. Genç TÜMSİAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak şahsen Anadolu muzun ilçelerinde liseli gençlerle bir araya gelmeye çok önem veriyorum. Söyleşi davetleri geldiğinde gençler ile buluşarak onlara KOSGEB desteklerini, üniversitelerde ki ERASMUS programlarını ve yeteneklerini ön plana çıkartarak sevdikleri meslekleri seçmelerini gerektiğini anlatmaya çalışıyorum.

Gençleri vandalizme sürüklüyorlar

- Siyaseten gençlerin önemini nasıl görüyorsunuz?

Siyasetende gençlerin fikirleri mutlaka alınmalı. Milletvekili seçilme yaşının 25 yaşına düşürülmüş olması bu noktada çok önemli bir gelişme. Hükümetin bu noktada attığı adım son derece kıymetli. Gençlerin parlamento da geniş bir yelpazede temsil edilmesi, icra noktasında Türkiye'nin dinamik bir yapıya bürünmesinin önünü açacaktır. Bu dönem listelerde daha fazla genç görmeyi ümit ediyoruz. Bu noktada AK Parti cephesinde olumlu adımlar gelmekte. Aynı adımlar CHP, MHP ve HDP den de gelmeli mutlaka. Özelikle CHP ve HDP gençleri sokakları karıştırmaya hazır militanlar olarak görmekten ivedi olarak vazgeçmeli. Gençler üzerinden nefret söylemlerini tetiklemek son derece tehlikeli ve gayri ahlaki bir siyasi tutumu ihtiva eder. Bundan kaçınmalılar. Gezi parkı olaylarında özellikle CHP ve HDP'nin gençleri vandalizme iten çağrıları çok yanlış bir tutum oldu.

Siyasi partiler gençleri şiddete sürüklüyor

Gençler protesto haklarını kullanmak yerine Vandalizm ve şiddete yönlendirildiler. Herkes hükümeti bu konuda suçluyor. Fakat gençlere nefret söylemlerini yükleyenler yine hükümeti suçlayanlardır. Fakat kişisel kanaatim gezi parkı olayları sırasında kaybettiğimiz canların vebali onları Vandalizm ve şiddetsel olaylara yönlendirenlerin üzerinedir. Gezi parkında yaşanan sürecin aynısı Kobani eylemleri sırasında da yaşandı ne yazık ki. HDP gezi olaylarında takındığı tavrı daha ileri noktaya taşıyarak gençlere aleni olarak şiddet çağrısı yaptı. Bu çağrılar toplumsal barışı zedeleyici son derece çirkin olaylardır. Gençler protesto haklarını kullanırken asla şiddete başvurmamalılar. Toplumsal barışın temin edilmesi için sağduyulu gençlerin bir araya gelerek diyalog kurması gerekir. Bu noktada CHP ve HDP nefret söylemlerini gençlerin üzerinden çekmeliler. Bu yaptıkları asla siyaset değildir.

Gençler barışın sigortasıdır

Çözüm süreci noktasında gençler toplumsal barışın sigorta görevini görmeliler. Sahip oldukları bilgi edinme olanakları artık çok fazla. Okuyup araştırmalı ve karşı görüşten gençler ile bir araya gelerek ortak bir dil geliştirmelidirler. Yıllarca bir birine komşuluk eden bu ülkenin gençleri siyasetin sert iklimine kendilerini kaptırmamalı ve her zaman diyalog kapılarını toplumsal barış noktasında açık tutmalıdırlar. Bu süreçte bazı noktalarda ihtilaflar çıkması oldukça doğaldır. Fakat bu noktada gençler şiddet çağrılarına kulaklarını tıkamalı ve çıkan ihtilafları müzakere masalarında çözmelidirler. İhtilaflar kaba kuvvetle değil ancak ve ancak vicdanlara girmek suretiyle giderilebilir.

Çözüm sürecinde HDP artık samimi ve somut adımlar ile masaya oturmalıdır. Bu noktada Kürtlerin siyasal temsilini elinde bulundurduğunu iddia eden HDP Kürtlerin büyük bir kısmının müslüman dindar kesimden olduğunu artık inkar etmemeli. Laik ve materyalist bir söylemde ısrar eden HDP tabanın sesine kulak vermeli ve halkların ortak paydası olan müslümanlığı söylemlerine dahil etmelidir. HDP içerisinde müslüman Kürtlerin söylemlerini temsil eden tek Milletvekili Altan Tan beydir. Gelin görün ki aynı HDP Altan Tan 'ı bu süreçte oyun dışı bırakmaya çalışıyor. HDP bu çizgisinde ısrar ederse genel seçimlerde Ak Parti doğu da zaferlerine bir yenisini daha ekler. CHP ise bildiğimiz CHP olmaya devam edecek süreç onu gösteriyor. Şayet böyle devam ederse oda sahilleri bu kez AK Partiye kaptıracaktır. Ülkemizde yaşayan her kesimden insanlarımıza kulak vermek siyasal partilerin asli görevi olmalıdır. Gençlerin ve toplumun temsil edilmediği siyasal hareketlerin artık karşılık bulmadığı gerçeğini CHP ve HDP 'nin de kabullenmesi gerek.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin
Masrafsız Bankacılık
Görüntülü Görüşme