Gemi adamları yıpranma paylarını geri istiyor
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Tirebolu Civil Yalı Köy Derneği Başkanı ve Tirebolu Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Recep Karakoç konuyla ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılmasını istiyor. Giresun insanının % 90 ının gemi adamı olarak çalıştığına dikkat çeken Recep Karakoç; 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasa ile gemi adamlarının yıpranmaya bağlı erken emeklilik haklarının ellerinden alındığını ifade ediyor.
İlgili yasayla denizcilik mesleğinin "risk taşıyan işler" kapsamından çıkartıldığını, 2012 yılında yapılan değişiklikle farklı meslekler yeniden kapsama alınırken gemi adamlarının kapsam dışı tutulduğunu belirterek; bunun mecliste bulunan armatör milletvekilleri tarafından yapıldığına işaret ediyor.
Uzun yıllar gemicilik yapan ve sektörde ki çalışma koşulu ilgili bilgi birikimine sahip olan Recep Karakoç yıpranma payıyla ilgili sorunu şöyle dile getiriyor: " 1 Ekim 2008 tarihinden önce gemi adamlarına çalışma koşullarının ağırlığı bu çalışma koşullarının, psikolojilerinde ve bedenlerinde yarattığı yıpranmaya karşılık denizde çalıştıkları her yıl için sigortalılık sürelerine 90 gün ilave hizmet süresi veriliyordu. Erken emeklilik olarak ifade edilen bu süreye camiada yıpranma payı denilmekteydi. "
1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasayla geçmiş yılların yıpranma payı uygulamasının iptal edildiğinin altını çizen Recep Karakoç bazı sektörel gerçeklere işaret ederek şöyle devam ediyor:
" Yeni düzenleme ile denizcilik mesleği risk taşıyan işler kapsamından çıkartılmış, bir başka deyişle yıpranma payından yararlananların kapsamı daraltılmış, ancak 2013 yılında yapılan başka bir değişiklikle kapsama farklı meslekler dahil edilmiştir. Deniz emekçilerinin hak ettikleri yıpranma payı iptal edilmiştir."
Gemi adamı kime denir?
Gemide görev yapan ve sefere katılan miçodan kaptana kadar değişik yeterlikteki denizcileri kapsayan her bir kişiye " gemi adamı" denildiğini belirten Recep Karakoç gemi adamlarıyla ilgili şu tespitlerde bulunuyor:
"Gece gündüz demeden, fırtına ve harikeyne aldırmadan yılın 11 ayını yurt dışında geçirmeye mahku00fbm; sıla ve yurt özlemi konusunda çelikleşmiş, statik elektriğin ve vibrasyonun durmadan vücuduna baskı kurduğu yüzer hapishaneyi işyeri edinmiş, uzun seferlerde kamara-oturma salonu- gemi güvertesi üçgeninden oluşan sınırlı bir mekanda uzun süre yaşamak zorunda kalan gemi personeliu2026
Çok ortam değiştirmenin yarattığı bıkkınlık ve içe kapanma, gemi üzerinde sadece belli sayıda insan ile ilişki halinde bulunma, her türlü sosyal aktivitenin dışında kalma, deniz ve gemi ortamının içinde yıpranan ve ömürlerini, sağlıklarını, sosyalliklerini, ailelerini kaybettikleri halde bunun farkında olamayan insanlardır gemi adamı.
Denizin ortasında şirketten gelen telgrafla evladının ve ya bir yakınının ani vefatını öğrenen ve bu haberi arkadaşına limana yanaşana kadar söyleyemeyen; evladının ya da yakınının ölümünü on beş gün sonra öğrenen babanın içinde kopan fırtınadır gemi adamıu2026"
DENİZCİLERİN YIPRANMA PAYLARINI ALDILAR KIYAK EMEKLİLERE VERDİLER
2008 de denizcilerin yıpranmalarını alıp milletvekillerine yıpranma payı ve kıyak emeklilik verildiğine işaret eden Recep Karakoç, yapılacak bir yasal düzenlemeyle denizcilere yıpranma paylarının işe başladıkları tarih itibariyle yeniden verilmesini talep ediyor. Bu yasanın denizcilere ait kısmının denizcilik iş kolunda yaşanan zorluklar göz önüne alınarak hazırlanmadığını belirten Recep Karakoç şöyle devam ediyor:
"Bürokraside bu kadar denizci kökenli insanın yer aldığı, Dönemin Ulaştırma Bakanı'nın ve son başbakanın denizde çalışması ve yılların denizcisi olduğu, iktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri arasında çok sayıda tecrübeli denizcilerin mecliste bulunduğu bir dönemde denizcilerin yıpranma hakkı kaldırılır mıydı?"
Deniz kazalarında meydana gelen ölümlerin kesin sayılarının tam olarak bilinmediğini, çalışma şartlarına bağlı kronik hastalıkların ve bunlarla ilgili ölümlerin gerek dünyada ve gerekse Türkiye'de tam olarak belirlenmediğini kaydeden Recep Karakoç gemi adamlarının çalışma şartlarının 1954 den bu yana revize edilmediğine işaret ederek sözü 4 Aralık 2012 de yaşanan bir deniz kazasına getiriyor ve şu gerçeğe vurgu yapıyor:
" 4 Aralık 2012 tarihinde Karadeniz'de SOS veren bir gemiye kurtarma operasyonu yapmak üzere Şile Limanı'ndan çıkış yaparken kötü hava koşulu sebebiyle taşlara vurarak hayatlarını kaybeden üç denizci kardeşimiz tüm dünyanın gözü önünde göz göre göre hayatlarını kaybettiler.
Bu kazaya sebebiyet veren yöneticilerin kusurlu olup olmadıkları için soruşturma açılmasına izin verilmedi. Olay araştırılmadan kapanıp gitti."
50 YAŞ ÜZERİNE İŞ VERİLMİYOR
Gemi adamlarının 2008 yılında haksız yere ellerinden alınan haklarını geri almak için gemi adamlarının üye oldukları sendikalar ve diğer denizci sivil toplum kuruluşlarıyla her fırsatta ve her platformda gündeme getirmeye ve yıpranma haklarını geri almaya çalıştıklarını söyleyen Recep Karakoç; 50 yaşın üzerindeki deniz çalışanlarının iş bulamadığına özellikle dikkat çekiyor.
Recep Karakoç bir de çağrı yaparak şöyle dedi; Sayın Cumhurbaşkanının iş adamlarına yaptığı istihdam çağrısını armatörlere ve denizcilik şirketlerine de yapmasının bir zorunluluk olduğunu hatırlatmak isterim. Gemilerimizin Yapıldıkları tarihindeki emniyetli personel donanımı günümüze gelindiğinde, gemilerin yaşları aynı olmasına rağmen yarı yarıya azaltılmıştır. Gemilerde en az iki personel istihdam edildiğinde hem güvenli çalışma ortamı, hem de istihdam sağlanacaktır.
Denizciliği bir meslekten ziyade bir yaşam biçimi olarak değerlendirdiklerini ortaya koyan Recep Karakoç bunun bir illet olduğunun da altını çiziyor. Diğer iş kollarında çalışanların akşam evlerine gittiklerinde, hafta sonu aileleriyle yapacakları bir etkinlikle yorgunluklarını atabileceğini ifade eden KARAKOÇ Denizcilerin böyle bir imkanlarının olmadığına dikkat çekiyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO' ya göre denizciliğin en tehlikeli sektörlerden birisi olduğunu belirten Recep Karakoç sözü sektörde yaşanan bir başka gerçeğe getiriyor:
"Gemi sahipleri ve yöneticileri 50 yaşın üzerindeki deniz çalışanlarına iş vermiyor. Bu yaşlardaki gemi adamları iş bulmakta çok ciddi sıkıntı çekmektedirler.
İş bulma yaşı giderek 40 yaşına kadar indirilmeye başlamıştır" diyen Recep Karakoç STK olarak gemi adamlarının yıpranma paylarının geri verilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla, siyasilerle ve milletvekilleriyle temaslarının sürdüğünü, taleplerini her fırsatta dile getirdiklerinin üstünde durarak; Karadeniz halkının % 90 ın, Marmara, Ege ve Akdeniz halkının çoğunluğu, coğrafi ve sosyal yönden gemi adamı olduğu bu insanlar adına uğraş verdiklerinin altını çiziyor.
Gerekirse % 2 lik primin gemi adamları tarafından karşılanabileceğini söyleyen Tirebolu Civil Yalı Köy Derneği Başkanı ve TİRDEF Genel Sekreteri, gemi adamı Recep Karakoç bu konuda acilen yasal düzenleme yapılarak bu haklarının geri verilmesini istiyor.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.