Galip Mendi Paşa'yı zehirlediler
Erdal ŞİMŞEK
BALYOZ ve casusluk gibi davalarda Türk Silahla Kuvvetleri'nin şerefli general ve subaylarını harcayan asker kılığına girmiş FETÖ'cü teröristler, hain emelleri uğruna 15 Temmuz'da ülkeyi kan gölüne çevirmek istedi. Casusluk ve ihanet şebekesi FETÖ, acımasızlıklarını ve vahşetlerini Türk Silahlı Kuvvetleri'nde de yaptı.
Ergenekon çetesi ile Balyoz'daki Çetin Doğan gibi ultra faşistleri bir yana bırakırsak, Balyoz ve casusluk davalarının tümü suikast ve itibar cellatlığı davalarıdır. General ve subayları harcama, katletme operasyonlarıdır. Kumpas, desise ve hilelerle tasfiye edemediği namuslu subay ve generallere yönelik kısa ve uzun vadeli suikast girişimlerinde bulundular.
Hedefteki son paşa "GALİP MENDİ"
FETÖ'nün suikastına uğrayan son general ise Jandarma Eski Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'dir. Tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir ki Jandarma, FETÖ'nün ordu içerisindeki kuluçka yeridir. Orduya ve devlete yönelik birçok kumpasta jandarma pro aktif rol almıştır. Orgeneral Galip Mendi, FETÖ yapılanmasının dışında kalmayı başarmış ordunun namuslu subaylarından biri idi. Ve Jandarma Genel Komutanlığına atanınca casusluk şebekesinin tüm planları altüst oldu.
Zehir, rutin ilaçlarla verilmiş
Paşanın önüne konan tayin, atama, harcama, faaliyet gibi temel işler hemen onaylanmayıp hatta birçoğunun geri gönderilmesi üzerine "ebedi uyku" eylemine start verildi. Belirli rahatsızlıkları olan (hem insani hem mesleki ahlak gereği Mendi'nin duçar olduğu hastalıkları zikretmiyoruz) Sayın Mendi, düzenli olarak ilaç kullanmak zorunda olan bir generaldi.
FETÖ işgal ve terör saldırısının savuşturulmasından sonra GATA'ya yatırılan Mendi'nin kanında aşırı dozda antihistamin bulundu. Doktorlar ilk bulgulara inanamadılar. Çünkü paşanın kanındaki antihistamin izleri yeni değildi. İkinci ve üçüncü tahlillerden sonra bu ilaçların düzenli olarak paşa tarafından tüketildiği anlaşıldı. Ve yapılan sorgulamalar sırasında Sayın Mendi'ye bu ilaçlar, kullanmak zorunda kaldığı rutin ilaçlarla birlikte paşaya içirilmiş!
Peki, bu ilaç türü insanda neye sebep oluyor? Tıpta adı "Amnezi" olarak adlandırılan geçici hafıza kaybı, dikkat dağınıklığı ve aşırı yorgunluğa sebep oluyor.
Bu belirtiler paşada baş gösterince Jandarma karargahındaki FETÖ'cü teröristler tarafından paşanın normal koşullarda asla kabul etmeyeceği kara, tayin, taltif, harekat, taktik ve stratejiler imzalatılıp yürürlüğe sokuluyor.
Bu ilaçların yoğun FETÖ'cüler tarafından paşaya içirildiği emniyette yapılan sorgulamalarda ortaya çıktı. GATA'nın raporları başka Genelkurmay olmak üzere ilgili tüm devlet yetkililerine ulaştırıldı.
Ve bu gün artık devlet, bu terör örgütünün devletin bürokratlarını ilaçla yavaş yavaş öldürme eylem ve teşebbüslerini anlatmak zorundadır.
Paşayı sonsuza dek uyutacaklar
Bu arada Sayın Mendi'ye içirilen bu haplar bünyesini daha da zayıflatmış ve başka bir hastalığın pençesine atmış olup geri dönülmez tahribatlara sebep olmuştur. Bu hastalığın seyri ve acımasızlığı ile ilgili tek bir kelime dahi yazmayacağım. Ancak devlet, FETÖ'nün kovanlarından biri olan GATA'dan bir an önce Orgeneral Galip Mendi'ye derhal tahliye edip güvenilir bir üniversitenin ilgili kliniklerinde tedavi altına almalıdır. Yoksa bu casusluk ve ihanet şebekesi, Paşa'yı konuşturmamak için 'sonsuza dek uyutacaklardır.'
FETÖ'nün bu ülkeye yaptığı kötülüklerin sadece başlıklarını saymak için haftalar yetmez.
Son 40 yılda bütün temel kötülüklerin altında bu terör örgütünün imzasının olduğu gün gibi aşikar. Bu şebekenin devletin içine sızma harekatı 1971 darbesi ile başlar.
Kenan Evren ve çetesinin gerçekleştirdi 1980 CIA-NATO darbesi ise FETÖ'nün devleti organize bir şekilde işgal zeminini hazırlar. 1984'te bu işgal harekatı en yüksek hıza ulaşır ve devletin güvenlik ile adliye bürokrasisi hızlı bir şekilde işgal altına alınmaya başlanır.
1986'da özellikle MİT'in 1960'ların sonların, 70'lerin başlarında İslami kesim içerisinde GLADIO faaliyetleri çerçevesinde kurduğu bir örgüt mensuplarının ANAP hüku00fbmetinde etkin bir şekilde yer almaları ile birlikte, devletin tüm kapıları bu örgüte ardına kadar açıldı. Emniyet ve adliyenin yanı sıra askeri okullar da bu işgal harekatının ana hedeflerinden biri oldu.
Casusluk ve ihanet şebekesi FETÖ, kadro hareketi olduğundan dolayı devlet kademelerini işgal etmek için seçici davrandı. Onun bu davranış yöntemi, İngiliz taktiğine oldukça benzemektedir. İngilizler, gelecekle ilgili planlarını kısa uzun ve orta vadeli yaparlar. Ve kısa vade 22-26 yıl arasındadır.
Mezku00fbr tarihi 15 Temmuz 2016 işgal amaçlı üniformalı terör saldırısı ile hesapladığımızda yaklaşık çeyrek yüz yıl geçmiş demektir. Yani, taktik hesap, Anglo-Sakson yöntemi olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Fetullahist ihanet ve casusluk şebekesi, devletin kılcal damarlarına sızma konusunda kendilerine engel olan tüm bürokratları itibar cellatlığından tutun, ölümle sonuçlanan suikastlar gerçekleştirdiler. Ve bu eylemlerde, "İslamcısından ayrılıkçı terör örgütüne kadar bütün illegal silahlı enstrümanları devreye koydu.
1991 yılından bu yana Türkiye'de bütün faili meçhul ve faili meş'um cinayetlerin dosyaları yeniden açılırsa, FETÖ izine çok rahatlıkla ulaşılacağından hiç kuşku yoktur.
Özellikle Kürt yurttaşlarımızın büyük ilgi gösterdiği Hizbullah'ı kamuoyunda bir canavar, bir heyula olarak gösterilmesinde ve domuz bağları, Molla İzzet ile Konca Kuriş cinayetlerinin tamamında FETÖ izi aranmalı. Özellikle Molla İzzet ile Konca Kuriş cinayetlerinde GLADIO/FETÖ izine çok kolay ulaşılacaktır. Çünkü bu iki cinayet, Hizbullah cemaatini Türkiye kamuoyunun tüm kesimleri nezdinde mahku00fbm etmiştir. Özellikle İslami kesim nezdinde maalesef halen mahku00fbm pozisyonunda tutmaktadır.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.