Furkan suresi kaç ayettir?
Furkan suresi hidayet rehberimiz son mukaddes kitap Kuranı Kerimde 25. suredir. Furkan suresi Mekke döneminde nazil olmuştur. Furkan suresi adını 1. ayetinde geçen Furkan kelimesinden alır. Furkan hakkı batıldan ayıran anlamına geliyor. Furkan suresinde Kuranı gönderilmesinin hikmeti anlatılmaktadır. Peki Furkan suresi kaç ayettir? Furkan suresi okunuşu ve anlamı nasıldır? Furkan suresi Arapça ve Türkçe okunuşu nasıldır? Son mukaddes kitap Kuranın 25. suresi olan Furkan suresine dair detaylı bilgiler haberimizde...
Kuran'ı Kerim'in 25. suresi olan Furkan suresi Mekke döneminde inmiştir. 77 ayet olan Furkan suresine 1. ayetinde geçen Furkan kelimesinden dolayı Furkan suresi denilmiştir. Furkan hakkı batıldan ayıran demektir. Surede; Kur’an-ı kerimin gönderilmesinin hikmetleri, müşriklerin Kur’an-ı kerim ve Resûl-i ekremin karşısındaki inatçı tutumları, Allah'ın kudret ve azameti peygamberlik, kıyamet halleri, halis mü’minlerin özellikleri anlatılmaktadır.
Fazileti: Kim Furkân sûresini okursa, geleceği şüphesiz ve muhakkak olan kıyâmet gününde,Allahü teâlâya mü’min olarak kavuşur ve hesâbsız olarak Cennet’e girer. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Kısaca Konusu : Furkan sûresi, Allah Teâlâ’nın yüceliğini, evrendeki hükümranlığının mutlaklığını vurgulayan ve O’nu ulûhiyyetine yakışmayan niteliklerden tenzih eden âyetlerle başlar; Kur’an’ın ilâhî kaynaklı ve Hz. Muhammed’in hak peygamber olduğu hususundaki kuşkuları reddeden açıklamalarla devam eder.
Ortaya konan delillere rağmen bu gerçekleri inkâr edenlerin, inat ve inkârları yüzünden âhirette uğrayacakları âkıbet hakkında bilgi verilerek uyarılarda bulunulur. Özellikle Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkâr edenlerin, onun beşerî sıfatlara sahip olduğunu ileri sürerek bu durumu kendisi için bir kusurmuş gibi değerlendirmeleri eleştirilir.
Daha sonra Hz. Peygamber için bir teselli olması maksadıyla geçmiş peygamberlerin de bu tür düşmanca davranışlara mâruz kaldıklarına dair örnekler verilir. Allah’ın yaratıcılığı ve evren üzerindeki hükümranlığını konu alan âyetlerin ardından Allah’ın has kullarının iman, ibadet ve ahlâka dair güzel hasletlerinden örnekler verilir ve bunların âhirette elde edecekleri mutluluktan söz edilir.
FURKAN SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim
1. Tebarakellezi nezzelel furkane ala abdihi li yekune lil alemine nezira
2. Ellezi lehu mulkus semavati vel erdi ve lem yettehiz veledev ve lem yekul lehu şerikun fil mulki ve haleka kulle şey’in fe kadderahu takdira
3. Vettehazu min dunihi alihetel la yahlukune şey’ev ve hum yuhlekune ve la yemlikune li enfusihim darrav ve la nef’av ve la yemlikune mevtev ve la hayatev ve la nuşura
4. Ve kalellezine kefer in haza ila ifkunifterahu ve eanehu aleyhi kavmun aharune fe kad cau zulmev vezura
5. Ve kalu esatiyrul evvelinektetebeha fe hiye tumla aleyhi bukratev ve esiyla
6. Kul enzelehullezi ya’lemus sirra fis semavati vel ard innehu kane ğafurar rahiyma
7. Ve kalu mali hazer rasuli ye’kulut taame ve yemşi fil esvak lev la unzile ileyhi melekun fe yekune meahu nezira
8. Ev yulka ileyhi kenzun ev tekunu lehu cennetuy ye’kulu minha ve kalez zalimune in tettebiune illa raculem meshura
9. unzur keyfe darabu lekel emsale fe dallu fe la yestetiy’une sebila
10. Tebarakellezi in şae ceale leke hayram min zalike cennatin tecri min tahtihel enharu ve yec’al leke kusura
11. Bel kezzebu bis saati ve a’tedna li men kezzebe bis saati seiyra
12. İza raethum mim mekanim beiydin semiu leha teğayyuzav ve zefira
13. Ve iza ulku minha mekanen dayyikam mukarranine deav hunalike subura
14. La ted’ul yevme suburav vahidev ved’u suburan kesira
15. Kul e zalike hayrun em cennetul huldilleti vuidel muttekun kanet lehum cezaev ve mesiyra
16. Lehum fiha ma yeşaune halidin kane ala rabbike va’dem mes’ula
17. Ve yemve yahşuruhum ve ma ya’budune min dunillahi fe yekulu e entum adleltum ibadi haulai em hum dallus sebil
18. Kalu subhaneke ma kane yembeğiy lena en nettehize min dunike min evliyae ve lakim metta’tehum ve abaehum hatta nesuz zikr ve kanu kavmen bura
19. Fe kad kezzebukum bima tekulune fe ma testetiy’une sarfev ve la nasra ve mey yazlim minkum nuzikhu azaben kebira
20. Ve ma erselna kableke minel murseline illa innehum le ye’kulunet taame ve yemşune fil esvak ve cealna ba’dakum li ba’din fitneh e tasbirun ve kane rabbuke besiyra
21. Ve kalellezine la yercune likaena lev la unzile aleynel melaiketu ev nera rabbena le kadistekberu fi enfusihim ve atev utuvven kebira
22. Yevme yeravnel melaikete la buşra yevmeizil lil mucrimine ve yekulune hicram mahcura
23. Ve kadimna ila ma amilu min amelin fe cealnahu hebaem mensura
24. Ashabul cenneti yemeizin hayrum mustekarrav ve ahsenu mekiyla
25. Ve yevme teşekkakus semau bil ğamami ve nuzzilel melaiketu tenzila
26. Elmulku yevmeizinil hakku lir rahman ve kane yevmen alel kafirine asira
27. Ve yevme yeadduz zalimu ala yedeyhi yekulu ya leytenit tehaztu mear rasuli sebila
28. Ya veyleta leyteni lem ettehiz fulanen halila
29. Le kad edalleni aniz zikri ba’de iz caeni ve kaneş şeytanu lil insani hazula
30. Ve kaler rasulu ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kur’ane mehcura
31. Ve kezalike cealna li kulli nebiyyin aduvvem minel mucrimin ve kefa bi rabbike hadiyev ve nesiyra
32. Ve kalellezine keferu lev la nuzzile aleyhil kur’anu cumletev vahideh kezalike li nusebbite bihi fuadeke ve rattelnahu tertila
33. Ve la ye’tuneke bi meselin illa ci’nake bil hakki ve ahsene tefsira
34. Ellezine yuhşerune ala vucuhihim ila cehenneme ulaike şerrum mekanev ve edallu sebila
35. Ve le kad ateyna musel kitabe ve cealna meahu ehahu harune vezira
36. Fe kulnezheba ilel kavmillezine kezzebu bi ayatina fe demmernahum tedmira
37. Ve kavme nuhil lemma kezzebur rusule ağraknahum ve cealnahum lin nasi ayeh ve a’tedna liz zalimine azaben elima
38. Ve adev ve semude ve ashaber rassi ve kurunem beyne zalike kesira
39. Ve kullen darabna lehul emsale ve kullen tebberna tetbira
40. Ve le kad etev alel karyetilleti umtirat metaras se’ e fe lem yekunu yeravneha bel kanu la yercune nuşura
41. Ve iza raevke iy yettehizuneke illa huzuva e hazellezi beasellahu rasula
42. İn kade le yudilluna an alihetina lev la en saberna aleyha ve sevfe ya’lemune hiyne yeravnel azabe men edallu sebila
43. E raeyte menit tehaze ilahehu hevah e fe ente tekunu aleyhi vekila
44. Em tahsebu enne ekserahum yesmeune ev ya’kilun in hum illa kel en’ami bel hum edallu sebila
45. E lem tera ila rabbike keyfe meddez zill ve lev şae le cealehu sakina summe cealneş şemse aleyhi delila
46. Summe kabadnahu ileyna kabday yesira
47. Ve huvellezi ceale lekumul leyle libasev ven nevme subatev ve cealen nehar nuşura
48. Ve huvellezi erseler riyaha buşram beyne yedey rahmetih ve enzelna menis semai maen tahura
49. Li nuhyiye bihi beldetem meytev ve nuskiyehu mimma halakna en’amev ve enasiyye kesira
50. Ve le kad sarrafnahu beynehum li yezzekkeru fe eba ekserun nasi illa kufura
51. Ve lev şi’na le beasna fi kulli karyetin nezira
52. Fe la tutiil kafirine ve cahidhum bihi cihaden kebira
53. Ve huvellezi meracel bahreyni haza azbun furatuv ve haza milhun ucac ve ceale beynehuma berzehav ve hicram mahcura
54. Ve huvellezi haleka minel mai beşeran fe cealehu nesebev ve sihra ve kane rabbuke kadira
55. Ve ya’budune min dunillahi ma la yenfeuhum ve la yedurruhum ve kanel kafiru ala rabbihi zahira
56. Ve ma erselnake illa mubeşşirav ve nezira
57. Kul ma es’elukum aleyhi min ecrin illa men şae ey yettehize ila rabbihi sebila
58. Ve tevekkel alel hayyillezi la yemutu ve sebbih bi hamdih ve kefa bihi bi zunubi ibadihi habira
59. Ellezi halekas semavati vel erda ve ma beynehuma fi sitteti eyyamin summesteva alel arşir rahmanu fes’el bihi habira
60. Ve iza kiyle lehumuscudu lir rahmani kalu ve mer rahmanu e nescudu li ma te’muruna ve zadehum nufura
61. Tebarakellezi ceale fis semai burucev ve ceale fiha siracev ve kameram munira
62. Ve huvellezi cealel leyle ven nehara hilfetel li men erade ey yezzekkera ev erade şukura
63. Ve ibadur rahmanillezine yemşune alel erdi hevnev ve iza hatabehumul cahilune kalu selama
64. Vellezine yebitune li rabbihim succedev ve kiyama
65. Vellezine yekulune rabbenasrif anna azabe cehenneme inne azabeha kane ğaram
66. İnneha saet mustekarrav ve mukama
67. Vellezine iza enfeku lem yusrifu ve lem yakturu ve kane beyne zalike kavama (60. Ayet secde ayetidir.)
68. Vellezine la yed’une meallahi ilahen ahara ve la yaktulunen nefselleti harramellahu illa bil hakki ve la yeznun ve mey yef’al zalike yelka esama
69. Yudaaf lehul azabu yevmel kiyameti ve yahlud fihi muhana
70. İlla men tabe ve amene ve amile amelen salihan fe ulaike yubeddilullahu seyyiatihim hasenat ve kanellahu ğafurar rahiyma
71. Ve men tabe ve amile salihan fe innehu yetubu ilellahi metaba
72. Vellezine la yeşhedunez zura ve iza merru bil lağvi merru kiram
73. Vellezine iza zukkiru bi ayati rabbihim lem yehirru aleyha summev ve umyana
74. Vellezine yekulune rabbena heb lena min ezvacina va zurriyyatina kurrate a’yuniv vec’alna lil muttekiyne imama
75. ulaike yuczevnel ğurfete bi ma saberu ve yulekkavne fiha tehiyyetev ve selam
76. Halidine fiha hasunet mustekarrav ve mukama
77. Kul ma ya’beu bi kum rabbi lev la duaukum fe kad kezzebtum fe sevfe yekunu
FURKAN SURESİNİN ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Âlemlerin uyarıcısı olsun diye kuluna hakkı bâtıldan ayırdeden Kur’an’ı indiren Allah’ın şânı ne yücedir.
2. O Allah ki göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Hiçbir çocuk edinmemiştir. Mülkünde hiçbir ortağı yoktur. Her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, mukadderatını tayin etmiştir.
3. Onlar Allah’ı bırakıp bir takım ilâhlar edindiler. Ki onlar hiçbir şeyi yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmışlardır. Kendilerine bile ne zarar ne de fayda veremezler. Ne kimseyi öldürebilirler, ne kimseye hayat verebilirler, ne de yeniden diriltebilirler.
4. İnkâr edenler: “Bu Kur’an olsa olsa onun uydurduğu bir yalandır. Başka bir topluluk da bu hususta kendisine yardım etmiştir.” dediler. Böylece onlar kesin bir haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır.
5. Yine onlar dediler ki: “Kur’an eskilerin masallarıdır, başkalarına yazdırmış, sabah akşam kendisine okunmaktadır.”
6. Resulüm! De ki: “Onu göklerdeki ve yerdeki sırları bilen Allah indirmiştir. O çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.”
7. Ve dediler ki: “Bu ne biçim peygamber! Yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Kendisine bir melek indirilip, onunla birlikte o da uyarıcı olmalıydı!”
8. “Yahut kendisine bir hazine atılmalı veya meyvelerinden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil miydi?” O zâlimler: “Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.” dediler.
9. Bir bak, senin hakkında ne biçim temsiller getirdiler ve saptılar. Artık bir daha da yol bulamazlar.
10. Şânı ne yücedir o Allah’ın ki, eğer dilerse sana onların söylediklerinden daha hayırlısını, altından ırmaklar akan cennetler verir ve senin için köşkler ihsan eder.
11. Üstelik onlar kıyameti de yalanladılar. Biz o saati yalanlayanlara alevli bir ateş hazırladık.
12. Cehennem onları uzak bir yerden gördüğü zaman, onlar bunun müthiş gazaplanışını ve uğultusunu işitirler.
13. Elleri boyunlarına bağlanarak o ateşin dar bir yerine atıldıkları zaman, orada ölümü çağırırlar.
14. “Bugün bir ölümü çağırmayın, birçok ölüm çağırın!”
15. De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakilere vaad olunan Huld cenneti mi?” Orası onlar için bir mükâfattır ve bir varış yeridir.
16. Ebedî kalacakları cennetlerde, diledikleri her şeyi bulurlar. Çünkü bu, Rabbinin yerine getirilmesi istenen bir vaadidir.
17. O gün Rabbin onları ve Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyleri toplar ve: “Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?” diye sorar.
18. Derler ki: “Seni tenzih ederiz, seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz. Sen onlara ve atalarına bol nimetler verdin, sonunda da seni anmayı unuttular ve helâkı hak olan bir topluluk olup çıktılar.”
19. Söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne kendinizden azabı çevirmeye gücünüz yeter, ne de bir yardım görebilirsiniz. Sizden kim zulmederse büyük bir azap tattıracağız.
20. Resulüm! Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler ve çarşılarda dolaşırlardı. Sabredecek misiniz diye bazınızı bazınıza fitne kıldık. Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.
21. Bize kavuşmayı ummayanlar: “Bize melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik.” dediler. Andolsun ki onlar kendi kendilerine büyüklenmişler ve azgınlıkta haddi aşmışlardır.
22. Melekleri görecekleri gün, işte o gün suçlulara hiçbir sevinç haberi yoktur ve: “(Size sevinmek) yasaktır yasak!” derler.
23. Yaptıkları her işi ele alır, onu toz-duman ederiz.
24. O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi, dinlenip barınacakları yer çok güzeldir.
25. O gün gök beyaz bulutlar halinde parçalanacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir.
26. O gün gerçek hükümranlık Rahman olan Allah’ındır. Kâfirler için ise çok çetin bir gündür.
27. O gün zâlimlerden her biri ellerini ısırarak: “Ne olurdu, ben de Peygamber’in maiyyetinde bir yol edineydim!” der.
28. “Vah başıma gelene! Keşke falancayı dost edinmeseydim!”
29. “Andolsun ki beni zikirden, bana Kur’an gelmişken o saptırdı. Şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakıyor.”
30. Peygamber dedi ki: “Ey Rabbim! Doğrusu kavmim bu Kur’an’ı büsbütün terkettiler.”
31. Biz böylece her peygambere suçlulardan bir düşman verdik. Hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter!
32. Küfredenler: “Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu ağır ağır okuduk.
33. Onların sana getirdiği her misale karşı, mutlaka biz sana daha doğrusunu ve daha açığını getirdik.
34. Yüzükoyun cehennemde toplanacak olanlar var ya, işte onlar, yerleri en kötü, yolları en sapık olanlardır.
35. Andolsun ki Musa’ya kitap verdik, kardeşi Harun’u da ona yardımcı yaptık.
36. “Âyetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!” dedik. Sonunda onları tam bir helâk ile helâk ettik.
37. Nuh kavmini de, peygamberleri yalanladıkları zaman suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir âyet (ibret) kıldık. Biz zâlimler için acıklı bir azap hazırladık.
38. Âd’ı, Semud’u, Ress halkını ve bunlar arasında birçok nesilleri de helâk ettik.
39. Onların her birine misaller getirdik. (Amma öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.
40. Resulüm! Andolsun ki onlar, belâ yağmuruna tutulan o memlekete uğramışlardır. Onlar onu görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar tekrar dirileceklerini ummuyorlardı.
41. Seni gördüklerinde: “Bu mu Allah’ın elçi olarak gönderdiği?” diye mutlaka alaya alırlar.
42. “Eğer ilâhlarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse ilâhlarımızdan saptıracaktı!” (diyorlar). Azabı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler.
43. Resulüm! Gördün mü o nefis arzusunu ilâh edineni? Artık ona sen mi vekil olacaksın? (Onu şirkten sen mi koruyacaksın?)
44. Onların çoğunu hakikaten söz dinlerler, yahut akıllanırlar mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar daha şaşkın haldedirler.
45. Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzattı? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra biz güneşi o gölgeye delil kıldık.
46. Sonra o uzayan gölgeyi azar azar alıp kendimize çektik.
47. Sizin için geceyi örtü, uykuyu dinlenme, gündüzü de dağılıp çalışma zamanı yapan O’dur.
48. Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O’dur. Biz gökten tertemiz bir su indirdik.
49. Ki o su ile ölü toprağa can verelim, yarattığımız hayvanları ve birçok insanları onunla sulayalım.
50. Andolsun ki biz bunu, insanların ibret almaları için aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır. Fakat insanların çoğu nankörlük edip diretmektedir.
51. Eğer biz dileseydik, her memlekete bir uyarıcı gönderirdik.
52. Kâfirlere boyun eğme ve bununla onlara karşı büyük cihad yap.
53. Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip, aralarına da karışmalarına engel olan bir perde koyan Allah’tır.
54. İnsanı sudan yaratarak, onların aralarına soy ve hısımlık meydana getiren O’dur. Rabbin her şeye kâdirdir.
55. Böyle iken Allah’ı bırakıyorlar da kendilerine fayda ve zarar veremeyen şeylere tapıyorlar. Kâfir, Rabbine karşı gelenin (şeytanın) yardımcısıdır.
56. Resulüm! Biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
57. Resulüm! Onlara de ki: “Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Sadece Rabbine doğru bir yol tutmak dileyen kimseler olmanızı istiyorum.”
58. Ezelî ve ebedî hayat ile bâki olan ölümsüz Allah’a tevekkül et ve O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter.
59. O ki gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yarattı. Sonra Arş’ı istivâ etti. (Oturdu, oradan mülkünü yönetmektedir). Rahman’dır. (O’nun rahmeti bütün varlıkları kaplamıştır. Varlık ve hayat O’nun rahmetinin eseridir. Bütün kâinata Allah’ın Arş’ından hayat ve vücut dağıtmaktadır). Bunu bir bilene sor! (Sana gerçekten böyle olduğunu anlatacaktır).
60. Onlara: “Rahman olan Allah’a secdeye varın!” dendiği zaman: “Rahman da neymiş? Bize emrettiğin şeye mi secde edecekmişiz?” derler ve bu emir onların nefretini artırır.
61. Gökte burçlar yaratan, orada ışık saçan güneşi ve nurlu ay’ı vâreden Allah, yüceler yücesidir.
62. İbret almak ve şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O’dur.
63. Rahman’ın kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzu ve vakar ile yürürler. Câhiller kendilerine lâf attıklarında: “Selâm!” derler.
64. Onlar ki, gecelerini Rabbleri için secdeye vararak ve kıyama durarak geçirirler.
65. Onlar ki şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Cehennem azabını bizden uzaklaştır. Doğrusu onun azabı devamlıdır.”
66. “Orası ne kötü bir yer, ne kötü bir konaktır!”
67. Onlar ki, harcadıkları zaman ne israf ederler ne de cimrilik ederler. Harcamaları bu ikisi arasında dengeli olur.
68. Onlar ki, Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina etmezler. Bunları yapan cezaya uğrar.
69. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli kalır.
70. Ancak tevbe edip iman eden ve sâlih amel işleyenler başka. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
71. Kim tevbe edip sâlih amel işlerse, şüphesiz ki o tevbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.
72. Onlar ki yalan yere şâhitlik etmezler. Boş sözlerle karşılaştıkları (faydasız bir şeye rastladıkları) zaman izzet ve şereflerini koruyarak oradan geçip giderler.
73. Ve kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.
74. Onlar ki şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve zürriyetimizden gözümüzün aydınlığı olacak insanlar lütfeyle ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!”
75. İşte onlar sabretmelerine karşılık olarak, cennetin en yüksek odaları (makamları) ile mükâfatlandırılacaklardır. Orada hürmet ve selâm ile karşılanacaklardır.
76. Orada ebedî kalacaklardır. Orası ne güzel bir karargâh ve ne güzel bir makamdır.
77. De ki: “Duâ ve ilticanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Yalanladığınızdan ötürü azap yakında yakanıza yapışacaktır.”
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.