Fransız yargısının alnında utanç lekesi!
Fransa'da tutuklu bulunan Lübnanlı George Abdullah, cezası 20 yıl önce dolmasına rağmen Fransız yetkililerin onay vermemesi nedeniyle demir parmaklıklar ardında kalmaya devam ediyor.
Hapiste geçirdiği en az 36 yılın ardından "Fransa'nın en eski mahkumu" olmak durumunda kalan George Abdullah, arkadaşları ve yakınlarının ifadelerine göre, tutukluluk halinin devamı için yasal bir gerekçe bulunmaksızın Fransa tarafından alıkonuluyor.
Abdullah'ın avukatı Mazin Hatit ise müvekkilinin içinde bulunduğu durumu, "tüm uluslararası insan hakları yasalarının ihlali" olarak değerlendiriyor.
"Ben bir savaşçıyım, suçlu değilim"
"George Abdullah'ın serbest bırakılması için Uluslararası Kampanya" isimli sitede yer alan bilgilere göre Abdullah, 1951 yılında Lübnan'ın kuzeyindeki Akkar'a bağlı El-Kubayat beldesinde doğdu.
Yetmişli yılların sonunda Lübnan Ulusal Hareketi'ne dahil olan, daha sonra da Filistin direnişine katılan Abdullah, 1984 yılında Fransa'da bulunduğu sırada tutuklandı; 1987 yılında çıkarıldığı mahkemede "biri İsrailli diğeri Amerikan iki diplomatın öldürüldüğü suikaste yardakçılık yapmaktan" müebbet hapis cezasına mahkum edildi.
Yargılandığı yıllarda "Ben bir savaşçıyım, suçlu değilim" sözüyle ünlenen George Abdullah, 1999 yılında müebbet hapis cezasını tamamladı. Abdullah hakkında 2003 yılında şartlı tahliye kararı çıktı. Ancak Fransız Başsavcılığı kararı temyize götürdü ve Abdullah tutuklu kalmaya devam etti.
"Tutuklu değil, esir"
Fransa'nın George Abdullah'a yönelik tutumunu AA muhabirine değerlendiren avukatı Mazin Hatit, Fransız "yargı demokrasisine" karşı tepki gösterilmesi gerektiğini, batıdan gelen kavramlara ilişkin soru işaretleri taşıdıklarını söyledi.
"George Abdullah, tutuklu değil, esirdir" ifadesini kullanan Hatit, Fransa'nın ve arkasındaki ABD makamlarının, tavırlarıyla, Abdullah'ın hapiste göreceği herhangi bir zararın sorumluluğunu üstlendiğini kaydetti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Lübnan ziyaretinde konuyla ilgili soruya (George'un) "imzalaması gerekiyor" şeklinde cevap verdiğini belirten Hatit, şunları kaydetti:
"Bu, Abdullah'ın "hata yaptığını itiraf etmesi, düşüncesinden ve direnişten vazgeçmesi anlamına geliyor. Tüm bunlar da, söz konusu kendi çıkarları ve İsrail'in maslahatı olunca Batı demokrasisinin ne kadar sahte olduğunu gözler önüne seriyor. Aynı zamanda Fransa yönetiminin ABD'nin diktelerine boyun eğdiğini, Washington yönetiminin yargı meselelerine kadar karışabildiğini ortaya çıkarıyor."
"Keyfi olarak" Fransız hapishanelerinde tutuluyor
Lübnanlı George Abdullah'ın kardeşi Robert de Fransa'nın adalet, eşitlik ve özgürlük otoritesi olduklarını iddia eden yalan söylemleri aksine kardeşinin keyfi olarak Fransız hapishanelerinde tutulduğunu belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında düzenlenen eylemlerde göstericilerin, kardeşinin serbest bırakılmasını istediğini ifade eden Robert, "Batının Lübnan sevgisi, yalan bir sevgi. Batılı bir devlet her zaman kendi çıkarına göre hareket eder." dedi.
Robert, ABD'nin de kardeşinin serbest bırakılmasını engellemek için meseleye müdahil olduğunu söyledi.
"George Abdullah meselesi, Fransız yargısının alnında bir utanç lekesi"
"George Abdullah'ın serbest bırakılması için Uluslararası Kampanya" kapsamında çalışmalarda bulunan Avukat Fida Abdulfettah da "Bu mesele, Fransız hükümeti ve yargısının alnında bir utanç lekesidir. Çünkü George'un serbest bırakılması kararlarını engellemek için uydurulan yalanlar ve bu dosyayla alakalı yaşananlar, dünyada hiçbir dosyada vuku bulmamıştır." diye konuştu.
George Abdullah dosyasını yaklaşık 20 yıldır takip eden Fida Abdulfettah, "egemenlik ve bağımsızlığıyla övünen Fransa'nın ABD'nin kararlarına boyun eğmesinin skandal olduğunu" dile getirdi.
Abdulfettah, Lübnanlı yetkililerin, Macron'un ziyareti sırasında meseleyi yeterince gündeme getirmemesinden de şaşkınlık duyduğunu ifade etti.
Eski Lübnan Başbakanı Necip Mikati, 2012 yılında, davası artık "bir insanlık meselesi" haline gelen George Abdullah'ın serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.
Lübnan medyasında 2018 yılının son aylarında çıkan haberlerde de, Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın Kamu Güvenliği Genel Müdürü'nü, Fransız Dış İstihbarat Teşkilatı'yla iletişim kurarak meseleye çözüm aramakla görevlendirdiği yazılmıştı.
Öte yandan, Fransa'nın Beyrut Büyükelçiliği önünde zaman zaman Abdullah'ın serbest bırakılması için gösteriler düzenleniyor.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.