Fransa'da başörtüsü sorunu
Fransa'da başörtüsü tartışmaları, 25 yıl öncesine dayanıyor. 1989'da ülkenin kuzeydoğusundaki Vosges bölgesinde İran'a özgü bir çarşaf türü olan Çador giyen kız öğrenciler, laiklik ve özgürlük konularında tartışmalara neden oldu. Kız öğrencilerin hikayesini sayfalarına taşıyan bir günlük gazete, başörtüsü konusunu ilk kez okuyucularıyla paylaştı ve konuyu entegrasyon sorunu olarak niteledi.
Yine aynı yıl bu kez Oise bölgesinde 3 kız öğrencinin başörtüsü kullandıkları gerekçesiyle okuldan atılması, insan hakları örgütleriyle laiklik savunucularını karşı karşıya getirdi. İlk kez 1980'lerin sonunda ortaya çıkanbaşörtüsü problemi, 1990'larda Fransa'daki Müslümanların karşısına sık sık çıkmaya başladı, 2000'li yıllarda da toplumsal bir sorun halini aldı.
Başörtüsü, okullarda 10 yıldır yasak
Takvimler 17 Mart 2004'ü gösterdiğinde Fransız yargısı, ülkedeki Müslüman nüfusu derinden sarsacak bir karara imza attı. İlk ve orta dereceli okullarda başörtüsü başta olmak üzere dini sembollerin kullanımı yasaklandı.
Yasağın sadece Müslümanları hedef almadığını savunan Fransız hükümeti, uygulamanın dini sembol kullanan tüm dinleri kapsadığını dile getirdi. Avrupa'nın en kalabalık Müslüman nüfusuna ev sahipliği yapan Fransa'da, bu uygulamanın İslamafobiye zemin hazırladığı görüşü ön plana çıktı.
Öğrencilerden sonra velilere de "yasak"
Sosyalistlerin iktidara gelmesiyle boyut değiştiren başörtüsü yasağı, öğrenci velilerini de kapsayacak şekilde yeniden düzenlendi. Eski Milli Eğitim Bakanı Luc Chantel imzasıyla Mart 2012'de çıkan yönetmelik, başörtülü annelerin okul gezilerinde çocuklarına eşlik etmesini yasakladı. Yönetmelik, Fransa'daki okullarda "dini sembollerin giyilemeyeceğine" ilişkin yasağın kapsamının genişlemesine yol açtı.
Yasağa gelen itirazların ardından Danıştay, başörtülü annelerin dini tarafsızlık kanununa okul dışında tabi olmayacağına hükmetti. Ancak Danıştay kararında okul gezilerinde çocuklarına eşlik eden başörtülü annelerden gerekli görüldüğünde üzerlerindeki dini sembolleri çıkarmalarının, yani başlarını açmalarının istenebileceğini de belirtildi. Konuyu okul yönetiminin inisiyatifine bırakan tavsiye niteliğindeki karar, okul müdürlerine kadınların başlarını açmaları için karar alma olanağı tanıdı.
Yasak İslamafobik saldırıları arttırdı
2000'li yıllarda Fransa'da başörtüsü ve peçe, sadece okullarda değil sosyal hayatın her noktasında sorun teşkil etmeye başladı. 2010'da Nantes'da peçeli bir kadın, sürüş güvenliğini tehlikeye attığı gerekçesiyle para cezasına çarptırıldı. Dönemin İçişleri Bakanı Brice Hortefeux, para cezası verilen kadının eşi Lies Hebbadj'nin çok eşli olduğu gerekçesiyle Fransız vatandaşlığından çıkarılması gerektiğini savundu. Ülkede büyük tartışmalara neden olan Hebbadj olayından sonra Nicolas Sarkozy hükümeti, 2011'de kamusal alanlarda çarşaf giyilmesini tamamen yasakladı.
Fransa İslamafobiyle Mücadele Derneği'nin (CCIF) 2012 verileri, çarşaf yasağının Müslümanlara yönelik saldırıları artırdığını ortaya koyuyor. Örgütün 2012 raporu, İslamafobik saldırıların bir önceki yıla oranla yüzde 57,4 oranında arttığını, İslam karşıtı saldırıların da 2005'den günümüze giderek yükseldiğini gözler önüne seriyor. Rapor, 2012'de 40 cami dahil 51 enstitünün İslamafobik saldırı kurbanı olduğuna dikkati çekti. Rapora göre İslam karşıtı saldırıların yüzde 77'si, başörtülü ya da peçeli kadınları hedef alıyor.
Peçe kararında tarihi eşik
Fransa'da 25 yıllık başörtüsü meselesinde yarın yeni bir eşiğe girilecek. Paris'te yaşayan ve ismi açıklanmayan Pakistan asıllı bir kadın, 2011'de yürürlüğe giren peçe yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin insanlık dışı muamele, özel yaşama saygı, din, ifade ve toplantı özgürlükleri ve ayrımcılıkla ilgili maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruda bulunmuştu.
AİHM'nin ilgili dairesi, 28 Mayıs 2013'te davanın karmaşık olması nedeniyle Büyük Daire tarafından ele alınması gerektiğine karar vermişti. Büyük Daire'nin, yarın peçe yasağı ile ilgili kararını açıklaması bekleniyor. Karar, hem Fransa'daki diğer davalara emsal teşkil edecek, hem de üye ülkelerde içtihat oluşturacak.
Kaynak: AA
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.