Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Fiziki varlığımız çok önemli

Toplumsal sorunların çözümü noktasında genç bir bakış açısı geliştirmek adına kurulan Türkiye Sivil Toplum İnisiyatif Merkezi (TUSİM) ilk programını Dış işleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ile gerçekleştirdi.
Fiziki varlığımız çok önemli
29 Temmuz 2021 20:17:15
Toplumsal sorunların çözümü noktasında genç bir bakış açısı geliştirmek adına kurulan Türkiye Sivil Toplum İnisiyatif Merkezi (TUSİM) ilk programını Dış işleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ile gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü TUSİM Başkanı Mustafa Alpay’ın yaptığı programda konuşan Yavuz Selim Kıran, “Beklentinin zirveye ulaştığı bir dönemdeyiz. Bugün dünyanın bütün meselelerinde Türkiyesiz kimse masaya oturmuyor. Güçlü argümanlarla katkı sunuyoruz. Bizzat o ülkenin yöneticisinin ve halklarından bizzat Türkiye’nin katkısı bekleniyor.

Türk bayrağını gördüğünde yüreği titreyen ve umutlanan kardeşlerimizi gördüğümüzde çok daha fazla çalışmak adına güç buluyoruz” dedi.

İlk olarak dış politikada FETÖ Terör Örgütü ile yapılan mücadaleden bahseden Bakan Yardımcısı Kıran, “Türkiye aleyhinde ne kadar kampanya varsa FETÖ içerisinde. En öncelikli hedefimiz FETÖ Terör Örgütünü dünyadan tamamen temizlemek. Maalesef müttefiklerimizin pek çoğu FETÖ’yü hala terör örgütü olarak kabul etmiş değil. 14-25 Aralık Darbe girişiminin farkında olmalarına rağmen, 15 Temmuz’un ne anlama geldiğini çok iyi bilmelerine rağmen ve FETÖ’yü çok iyi anlatmamıza rağmen hala müttefik ruhuyla bağdaşmayan şekilde FETÖ’yü terör örgütü olarak kabul etmiyorlar ve onlara güvenli bir liman haline geliyorlar. Biz gerekli hukuki ve siyasi takibi yapıyoruz” diye konuştu.

Mücadaleye son FETÖ'cü kalmayana kadar devam

“FETÖ”nün terör örgütü ilan edilmesi için çok kararlıyız” diyen Kıran, “Pakistan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Asya Parlamenterler Asamblesi FETÖ’yü terör örgütü ilan etti. Bu mücadeleyi sürekli kıldığımız için ülkeler farkına veriyor. Pakistan 1 günde 28 tane FETÖ okulunu Türkiye devredip, FETÖ’cüleri sınır dışı ettiler” ifadesini kullandı.

Kıran, “FETÖ’nün istismar ettiği en önemli alan eğitim. Maarif Vakfı kurulalı henüz daha 3 yılı geçti. Buna rağmen biz 40 ülkede FETÖ tarafından okulları devraldık. 100’ün üzerinde FETÖ’cüyü bulundukları ülkelerden getirdik. Bu terör örgütüne karşı o ülkelerdeki güçlü hukuk firmalarıyla çalışıyoruz. Çok kapsamlı bir mücadele örneği gösteriyoruz. Bu mücadele son FETÖ’cü terörist kalmayana kadar devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Her yerde bayrağımızı dalgalandırmamız lazım

“Temsilcilik bakımından dünyada 5’inci ülke olduğumuzu söyleyen Yavuz Selim Kıran, “Sahada ve masada güçlü olmamız için arazide bayrağımızı dalgalandırmamız gerekiyor. Bundan 20 yıl öncesinde temsilci sayımız 163 iken bugün 252 temsilciliğimiz var. En kısa sürede 273’ün üzerine çıkaracağız” şeklinde konuştu.

“Gidemediğin yer senin değildir anlayışının medeniyetine sahibiz” ifadesini kullanan Kıran şunları söyledi: “Bu coğrafya süt liman bir coğrafya değil. Etrafımızda ayrı sınamalar ve sıkıntılar var. Her tehdit ve kriz fırsatıyla birlikte geliyor. Tüm bunlarla başa çıkacak güce sahibiz.

Örneğin Suriye’den atılan havan topları yüzünden Şanlıurfa’da kısıtlamalara gitmiştik. Artık oradan tek bir havan topu atılabiliyor mu? Yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla bunların önüne geçtik.”

Atak helikopterlere ABD ambargosu

Kıran, “Savunma sanayimizdeki başarımız çok çok önemli. Savunmada yüzde 70 yerliliği başardık. Atak helikopterleri kendi ihtayaçlarımız dışında bölge ülkelerden de ciddi talep var. Fakat ABD Senatosu’ndaki ambargo sebebiyle Atak helikopterlerimizi ihraç edemiyoruz. İHA’larımız, SİHA’larımızın küçücük bir parçası için Almanya’nın ve Kanada’nın da ciddi ambargoları da var. Tüm bunları aştık ve aşıyoruz. Bütün bunlardan güçlenerek çıkmamız için her yerde bayrağımızı dalgalandırmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.

Afrika’da 12 temsilciliğimiz varken bugün 44 temsilciliğimizin açıldığını belirten Kıran şöyle konuştu: “Bu ekonomide de önemli sonuçlar getirdi. 2002’de Afrika ile toplam ticaret hacmimiz 3 milyar dolarken, bugün 25 milyar dolar.

Yani Türkiye’nin temsilciliğinin varlığı o ülkeyle ticaret hacmimizi yüzde 27 büyütüyor. Fiziken varlığımız çok önemli. En son BM Genel Kurulu’nun Filistin meselesinde toplanması, temsilcilik olarak ülkelerdeki fiziki varlığımızın önemini ortaya koyuyor.”

Filistin kırmızı çizgimizdir

Filistin’de, Kudüs’te yaşanan hadiselerle ilgili de konuşan Kıran, “Bütün İslam dünyasının kırmızı çizgisi olan Kudüs’ün varlığı Filistin meselesini bizim için kırmızı çizgi haline getiriyor. Dış polikada o yüzden Filistin davasına en güçlü desteği veren Türkiye. İsrail saldırılarının alışagelmiş bir durum olmadığı göstermek adına ciddi çabalarımız oldu. Türkiye İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olan Sayın Cumhurbaşkanımız, İsrail’in uyguladığı mezalimle alakalı İstanbul’da toplantı yaptı. Ve orada alınan kararları BM’ye taşıyıp kabul edilmesini sağladık. Manevi duyarlılığımızı somutlaştırıyoruz” dedi.

Güvenlik konseyi açıklama dahi yapamadı

Kıran konuşması şöyle devam etti: “Filistin meselesi uluslararası sistemin adeletsizliğinin sembolize edilmiş hali. Buna rağmen kararlı bir duruş sergiliyoruz. İsrail’in son saldırısını da hemen durdurması için ve Filistin halkının korunması için uluslararası koruma gücünün gönderilmesi karar metninin kabul edilmesini sağladık. Ardından bu kararı BM Genel Kuruluna taşıdık. Fakat Güvenlik Konseyi’nin içerisinde bulunduğu durum çok vahim. Bırakın karar almayı ABD vetosu nedeniyle bir basın açıklaması dahi yapamadılar.

Biz de boş durmadık ve kararı BM Genel Kurulu’na taşıdık. Sayın Bakanımız her bir maddeyi bütün dünyanın gözü önünde bir kez daha ifade etti.

En büyük diplomatik mücadelemizi İsrail ile ilişkilerimizde ortaya koyuyoruz. Şu anda İsrail ile ilişkilerimizde yaşadığımız sorunun sebebi; Filistin halkına yapılan mezalimdir. Mücadelemizi tüm platformlarda sürdüreceğiz.”

Cümleye Uygur kardeşlerimizle başlıyoruz

Türkiye’nin ve Müslümanların yüreğini dağlayan Uygur Türklerinin maruz kaldığı muameleyle ilgili de Dış politikada yaşananlardan bahseden Kıran, “Doğu Türkistan konusunda net ve kararlı bir tutumumuz var. Hepimizin yüreğini burkan görüntüleri izliyoruz. Fakat bunlar ne kadar sağlıklı. Uluslararası sistemdeki ABD-Çin rekabetinin de bir unsuru haline getirilmeye çalışılıyor Uygur meselesi. Dünyanın elinde sağlıklı bir veri ve bilgi yok. Ama Uygur kardeşlerimiz bizim soydaşlarımız. Nerede olursak olalım karşımızda bir Çinli bir muhatabımız varsa orada cümleye Uygurlu kardeşlerimizle başlıyoruz. Tabi bu yaptıklarımızı kamuoyuyla pek paylaşmıyoruz. Oradaki kardeşlerimizi daha da zor durumda bırakmamak için. Bunun siyasete de malzeme edilmemesini düşünüyoruz. Ve her düzeyde de mücadelemizi devam ettireceğiz. Uygurlu kardeşlerimizin her an yanındayız” dedi.

Kıran, “Çin’in ülkesinde yaşayan Uygur kardeşlerimize terörist muamelesi yapmasını doğru bulmuyoruz ve bu konuda gerekli adımları atıyoruz.

Katettiğimiz en önemli mesafe de Uygurlu kardeşlerimizin olduğu bölgeye kapsamlı bir heyet gönderilmesiydi. Heyetin oluşumuyla birlikte o bölgeye göndereceğiz. Tabi ki gidecek heyetimiz de bizim belirlediği yerleri ziyaret edecek” ifadesini kullandı.

Bakış açımız bizi güçlendiriyor

Girişimci ve insani bir dış politikamızın olduğunu altını çizen Kıran, “Türkiye kabuğu kırıp küresel güç olma yolunda ilerleyen bölgesel bir güce dönüştüyse bu bakış açısından. Aynı anda Yeniden Asya Açılımını yürütüp, bir taraftan Dijital Diplomasi girişimini başlattık. Konsolosluk hizmetlerinde en çığır açıcı dünyanın en modern açılımına vesile olduk. Afrika ve Karayiplerle ilişkilerimizi güçlendirdik.

NATO’nun en büyük ikinci ordusuyuz” diye konuştu.

Kıran şu ifadeyi kullandı: “Somali’nin kalkınması için en çok destek olan ülke Türkiye. Afganistan’daki istikrar için ülkeler bize muhtaç.

Bu vizyonun sahada ve masada güçlü Türkiye’nin somut yansımaları.

Bizim rotamız bütün dünya. Türkiye için geleceğin ne kadar aydınlık olduğunu hepimiz müşahede ediyoruz.”

Türkiye olmadan başaramazlar

“Doğu Akdeniz’te ve Kıbrıs’ta Türkiye’yi hapsetmeye çalıştılar. Fakat bugün gelinen noktada Doğu Akdeniz’de Türkiye olmadan hiç bir şey başaramayacaklarını gördüler” ifadesini kullanan Kıran şu değerlendirmeyi yaptı: “Son teknolojisi gemilerimizle Fırkateynlerimizle birlikte varlık gösterince pandemiyi bahane edip bölgeden ayrıldılar. Gelinin noktada Doğu Akdeniz’de sözü en çok geçen ülke Türkiye. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nen haklarınında takipçisi olacağmıız dünya gördü. Kıbrıs meselesiyle alakalı hangi masa kurulduyza, Türkiye güçlü tezleriyle her zaman masadan güçlü kalkan ülke oldu.”

Kıran, “Avrupa Birliği adada sorun çözülmeden Güney Kıbrıs’ı üye yaptı. Kıbrıs meselesine taraf hale geldi ve güvenilir bir arabulucu olmaktan çıktı.

Daha Nisan ayında Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda uzun süre sonra Cenevre’de toplantı yapıldı. Kısır döngüye karşı kendi tezimizi ortaya attık. Kıbrıs’ta iki egemen ülke olduğunu ve sorunu da bu iki ülkenin çözmesi gerektiğini söyledik. Ama yine masadan kaçtılar. Her şeye rağmen Türkiye garantör devlet olarak KKTC’nin yanındadır.

Programa çok sayıda TUSİM üyesi katıldı.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin