FETÖ''nün güçlendiği darbe: 28 Şubat
HABER: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye’de Müslümanlara yapılan zulmün zirveye ulaştığı 28 Şubat postmodern darbesinin bugün 23. Yıl dönümü. Milletin dinine savaş açan cuntacıların ‘1000 yıl sürecek’ dediği 28 Şubat sürecinde Kıdemli Üstçavuş olarak görevini sürdürürken ihraç edilen YAŞ mağduru Kerim Sürel, Topçu Kıdemli Yüzbaşı Mehmet Kanmaz, Emekli Tabip Kıdemli Albay Dr. Hüseyin Uludağ, Jandarma Kurmay Binbaşı Kemal Şahin, Emekli Hava Kıdemli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları yaşadıklarını ve YAŞ kararıyla ihraç edilme nedenlerini Milat’a anlattı.
Namaz kılıyorum diye oda hapsi verdiler
Kıdemli üstçavuş rütbesindeyken 16 Haziran 1998’de TSK’dan atıldığını ifade eden YAŞ mağduru Kerim Sürel “Eşimin başörtülü olması ve namaz kılıp dini kitap okuyor olmam nedeniyle TSK ile ilişiğimin kesildiğini öğrendim. Bundan önce 1993 yılında da Ankara’da görev yaptığım sırada namaz kıldığım için oda hapsi cezası aldım. Yine aynı yıl eşim başörtülü olduğu için silahsız olarak beni doğuya göreve gönderdiler. Eşime de sağlık cüzdanı çıkartmadılar. Muhtelif zamanlarda da ikaz ve ihtarlar aldım. En sonunda da YAŞ kararıyla ihraç ettiler” dedi.
FETÖ’cü kendi eşini rütbelilerle dans ettirdi
28 Şubat sürecinde başörtüsü eylemleri sürerken terörist FETO’nun ‘başörtüsü füruattır’ açıklamasının Müslümanların direncini kırdığını kaydeden Sürel, “FETÖ’cüler sadece başörtülerini çıkarmakla kalmadı, normal açıklığın daha da ötesine gittiler. Öyle ki FETÖ’cüler eşlerini ortalığa saçtı. O dönemde askeriyede sık sık yapılan eğlencelerde eşinin başını açtıranlardan birinin sırf kendilerini onlara kabul ettirebilmek için eşini tüm rütbelilerle dans ettirdiğine şahit oldum” diye konuştu.
Dini yaşantımdan ötürü ihraç edildim
40 yıllık bir çalışmayla FETÖ’nün TSK içindeki dindar subay ve astsubayları tasfiye ederek kendi önünü açtığını belirten YAŞ mağduru Mehmet Kanmaz, “Ağrı’da topçu kıdemli yüzbaşı olarak görevimi sürdürürken disiplinsizlik bahanesiyle 17 yıllık meslek hayatım 1997’de ihraç edilerek son buldu. Oysa 1997 Nisan ayında verilen sicilim 100 üzerinden 98’di. 3 ay içerisinde ne olduysa Haziran ayında gelen bir talimatla sicilim düşürüldü. Daha sonra çıkan haklarımızı öğrenme noktasında çıkan kanunla birlikte ailemle dini değerlere bağlılığımız ve yaşantımızla birlikte çocuklarımızın irticai isimlere sahip olduğu şeklinde karalamalar neticesinde TSK’dan ihraç edildiğimi öğrendim” ifadelerini kullandı.
28 Şubatçılar 1991’de harekete geçti
28 Şubat döneminde tesettürlü eşler ve çocukların gittiği okullar dâhil herkes fişlendiğini vurgulayan YAŞ mağduru Hüseyin Uludağ şöyle konuştu: “Ben Kırıkkale’de başhekimlik yaparken bir emir yayınlandı. ‘Eşi tesettürlü olan, kadın erkek tokalaşmasından imtina eden, sosyal faaliyetlere katılmayan personel teşhir edilerek bunlar hakkında oluşturulacak dosyalar hiçbir işleme tabi tutulmadan kuvvet komutanlarına gönderilecek’ şeklindeki emirle 28 Şubat, 1991 yılında aktif olarak harekete geçti. Tespitler yapıldıktan sonra ilk YAŞ’ta 1995’te atılmalar başladı. Benim hiçbir cezam sicilimde hiçbir problem yoktu. Hatta üstün disiplin anlayışım dolayısıyla takdir verdiler. Kademe ilerleme yapan subay-astsubaylar arasında ismim de bulunmaktaydı. Buna rağmen bir ay sonra YAŞ kararlarıyla atıldım. Ailece muhafazakârız. Eşim de başörtülü olduğu için TSK’dan ihraç edildim.”
Tüm dindar grupları TSK’dan tasfiye ettiler
TSK’dan 16 Haziran 1998’de olağanüstü toplanan YAŞ kararlarıyla ihraç edilen YAŞ mağduru Kemal Şahin“ Jandarma kurmay binbaşı olarak görevimi sürdürürken eşimin başörtülü olması nedeniyle ordudan ihraç edildim. TSK’dan ülkücüler de dâhil olmak üzere tüm dindar grupları tasfiye ettiler. Bizi o dönem 28 Şubatçı Kemalistlere ihbar edenlerin kripto FETÖ’cüler olduğunu 15 Temmuz’da öğrendim” dedi.
TSK’yı FETÖ’ye 28 Şubatçı hainler teslim etti
28 Şubat darbesini yapan generallerin TSK’yı FETÖ’ye teslim eden hainler olduğunu ifade eden YAŞ mağduru Mustafa Hacımustafaoğulları, “28 Şubat döneminde yaşanan olayları 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra daha iyi anladık. 15 Temmuz darbecisi FETÖ çetesinin 28 Şubat’ı gerçekleştiren Batı Çalışma Grubu çetesiyle işbirliği içerisinde faaliyet yürüttüğü ortaya çıktı. 28 Şubat döneminde FETÖ’cülere dokunulmazken 10 bine yakın dindar personelin hiçbir suçu olmadığı halde orduyla ilişkisi kesildi. Postmodern darbe sürecinde FETÖ ile Ergenekon işbirliği yaparak bu tasfiyeleri gerçekleştirmiş ve vatansever personelin yerine FETÖ’cüler yerleştirilerek FETÖ’nün önü açılmıştır. Bunlar, millete karşı topyekûn savaş açıp bu milleti düşman olarak gördüler. Ergenekon ve Balyoz davaları da Ergenekon çetesini temize çıkarmak için FETÖ tarafından yapılan bir operasyondur” şeklinde konuştu.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.