Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2442.35
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

FETÖ terör koalisyonunun bir parçası

FETÖ'nün terör koalisyonunun bir parçası olduğunu ifade eden Gazeteci-Yazar Aslan Değirmenci, "Direndiğimiz sürece sadece FETÖ değil, koalisyonunun diğer ortakları PKK ve DAİŞ'i de alt edeceğiz" dedi.
FETÖ terör koalisyonunun bir parçası
02 Eylül 2016 10:07:00
FETÖ'nün terör koalisyonunun bir parçası olduğunu ifade eden Gazeteci-Yazar Aslan Değirmenci, "Direndiğimiz sürece sadece FETÖ değil, koalisyonunun diğer ortakları PKK ve DAİŞ'i de alt edeceğiz" dedi.

ENES BABACAN / MİLAT

Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci ile Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 günü kalkıştığı darbe girişimini konuştuk. Merhum Erbakan Hoca ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Emperyalizmin ve FETÖ'nün istemediği iki lider olduğunun altını çizen Gazeteci- Yazar Aslan Değirmenci, ABD, Batı ve İslamofobi merkezlerinin FETÖ üzerinden dünyaya sunduğu projenin yeni bir din olduğunu açıkladı. Değirmenci, bütün Ümmet aleyhine olan, Neo-Concuların kontrolünde, kapitalist sistemle barışık bu projenin önünde duran iki liderin ise Erbakan ve Erdoğan olduğunu belirti.

Emperyalizm ve FETÖ istemedi

Batı, özellikle de ABD, FETÖ'den desteğini neden çekmiyor?

Vazgeçmezler, çünkü kendi projeleri. ABD, Batı ve tabi ki İslamofobi merkezleri FETÖ üzerinden dünyaya yeni bir din sundu. Bütün Ümmet aleyhine olan, Neo-Concuların kontrolünde, kapitalist sistemle barışık sapkın bir din. Bu proje kapsamında siyaseti de sürekli dizayn etmek istediler. Kirli projeye uymayan iki siyasi lider merhum Erbakan Hoca ve Erdoğan'dı. İki lider hem FETÖ'nün hem kan emici küresel emperyalist sistemin hedefindeydi.

15 Temmuz darbe girişimi 28 Şubat koalisyonudur

Biraz açar mısınız? Biz eski bir senaryonun devamına mı tanıklık ettik?

Evet tam öyle aslında. Bakın 15 Temmuz kanlı darbe/işgal girişimi bir bakıma 28 Şubat postmodern darbesinin devamıdır. O günden bu güne birliktelikleri devam etmektedir. D-8 bunların korkulu rüyasıydı. Faiz lobisine karşı çekilen rest kabuslarıydı. Anadolu sermayesinin büyümesi, Anadolu insanının uyanması kabul edemedikleri bir durumdu. Yine nükleer güç olma yolunda atılan adımlar, İslami ve adaletli bir duruş, anlayışla dirilmek ise darbecilerin, işbirlikçilerinin ve tabi FETÖ'nün sonunu hazırlıyordu. Bu hem Erbakan hem Erdoğan döneminin yol haritasıydı.

Erbakan hükümetinin yönetimden çabuk indirilmesinin nedeni neydi sizce?

Erbakan Hoca döneminde ciddi bir örgütlü yapı yoktu, millet de gerçekleri tam anlamıyla göremiyordu. Çünkü medya gücü de yoktu. Bu iki yokluk yüzünden Refah Partisi alaşağı edildi. Özellikle bu sürece brifingli ve apoletli medya aracılık etti. Direnecek, süreci terse döndürecek örgütlü bir yapı sahada olmayınca kısa sürede elde edilen kazanımlar alaşağı edildi. Dün sahada bugünkü kadar güçlü bir Memur-Sen olsaydı, Hak-İş ve STK'lar olsaydı 28 Şubat postmodern darbesi de püskürtülürdü. Memur-Sen ve Hak-İş sahadaydı ama yalnızlardı. Sahadaydılar ancak örgütlü güçleri zayıftı. Direniyorlardı ancak güçleri yetmiyordu. Karşılarında beşli çete vardı ve algıyı tersten yönetiyorlar, büyük ihanete ortak oluyorlardı. İstanbul sermayesi de bütün gücüyle darbecilere destek veriyordu.

Bahsettiğiniz STK'lar 15 Temmuz'da nasıl bir rol oynadı?

15 Temmuzda 1 Milyon üyeli Memur-Sen, yüzbinlerce üyesiyle Hak-İş gibi örgütlü yapılar, bilinçlenmiş toplum, şeffaf medya vardı. 28 Şubat'tan bu yana direniş ruhunu kuşanmış bu yapılar, diriliş ruhu için hazır bekleyen millet ile beraber sahaya indiklerinde tüm dünya büyük bir zafere tanıklık etti. Küresel emperyalizm ve kapitalist sisteme karşı bir duruş sergileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan etrafında toparlanan milli irade 22 saat içinde kanlı işgal girişimi alt etti, dünyanın 5'ten büyük olduğunu gösterdi. Sapkın bir din ile İslam'ı zehirlemeye kalkanları ve büyük Anadolu yürüyüşünü durdurmaya yeltenenleri millet alt etti.

Putçuluğun, günümüzdeki şekli FETÖ'cülük

FETÖ'nün üst kademesi nasıl bir ruh halinde?

Bence öncelikle ruhsuzlar. İlahlaşma, putlaşma eğilimi içindeler. Firavun gibi rüya ile yaşayıp çocukları öldürecek kadar acımasız, Nemrut gibi 'ben de öldürüp diriltirim' diyecek kadar zavallı. Bunlar, kardeşlik, adalet, tevhid ilkelerine karşıdırlar. Bencil duygular ağır basar. Hedefleri uğruna iyi olan herşeyi devre dışı bırakırlar. Muhalif duruşa karşıdırlar. Kendilerine muhalif olan herkesi düşman ilan ederler. Tek tipleştirme hatta en ufak bir farklılığı cezalandırma peşindedirler. Irkçılardır. Mezhepçilerdir hatta insani değerlere karşıdırlar. İlkelliği yaşamlaştırdıkları gibi mutlak teslimiyet beklerler. Yaşanabilir, adil bir dünyanın kapısını aralamak için mücadele veren kim varsa ona tuzak kurarlar. Direniş ilmini hayat felsefesi haline getiren kim varsa onu yok etmek isterler. İnsanları köleleştiren, ilahlık taslayan çağdaş Firavunlardır. Putçuluğun, günümüzde geçerli olan sapkın anlayışın temsilcileridir.

Batı medyası hain bir algı operasyonu denedi

Peki Batı medyasının son süreçteki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Darbe girişiminin olduğu ilk saatlerde özellikle ABD ve İngiliz medyasında darbeyi örtülü olarak destekleyen haber ve makaleler yer aldı. Sol-liberal tandanslı olarak bilinen The Guardian Gazetesi, ilk saatlerde "Erdoğan, Türkiye'de gerginliği nasıl ateşledi?" şeklinde bir makale yayınlarken, sağ tandanslı The Daily Mail gazetesi ise "Erdoğan taraftarlarını sokağa çağırırken otel odasında saklanıyor" başlıklarıyla darbenin başarılı olacağı tahminlerinde bulunarak darbecilere örtülü destek verdi. Hain bir algı operasyonuna başlayan iki gazetenin ürettiği sanal materyalleri anında sosyal ağlar üzerinden paralel terör örgüt elemanları yaygınlaştırdı. NYT, "darbe girişiminin Türkiye'yi kaosa soktuğunu iddia ederken, Newsweek dergisinin bünyesinde bulunan Daily Beast ve diğer gazeteler "Erdoğan Almanya'ya gitmeyi kabul etmedi, Londra'ya doğru yola çıktı" şeklinde manipülasyon operasyonuna imza attı.

Yabancı medya da darbecilerin yanında yer aldı diyebiliriz o halde öyle değil mi?

Daha önce FETÖ'nün yayın organlarından Todays Zaman'da yazı yazan Andrew Finkel, The Guardian'da "Türkiye zaten Erdoğan yönetiminde bir darbe yaşıyordu" başlığıyla alçak bir makale yazdı. İngiliz ve Amerikan gazetelerinin darbenin ilk saatlerinde örtülü bir şekilde darbeyi destekleyen yayınlar yapması, darbecilerin bu ülkelerle işbirliği içerisinde olduğunu da belgeledi.

Aynı şekilde 81 ilde, 79 milyonun ayakta oluşu, kanlı kalkışmaya göğsünü siper edişi, söz konusu gazeteler tarafından sansürlendi. Darbe girişimine karşı başlayan milli devrime herkes gözünü kapattı.

Demokrasi nutukları atan ülkeler, meşru bir hükümete ve halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanına karşı gerçekleştirilmeye çalışılmış bu darbeyi neden görmek istemediler sizce?

Bir ülkenin Cumhurbaşkanına karşı belgeli, kayıtlı ve itiraflı suikast girişimini bile görmedikleri gibi, darbe girişimi sırasında jetlerin bombaladığı noktaları sansürlediler, şehitleri yok saydılar, özgürlükleri için direnirken hayatını kaybedenleri, ensesinden vurularak katledilen polisleri, taranan gazetecileri sayfalarına taşımadılar. Kanlı işgal girişimi püskürtüldükten sonra Batı medyası özellikle de CNN, skandal yayınlarına ara vermeden devam etti. O kadar ki terörist başından demeç alındı, FETÖ soruşturması kapsamında aranan tetikçi gazetecilerin analizlerine defalarca yer verildi. Türkiye de ise medya, milletin yanında durarak, jetleri, helikopterleri, tankları ve tam otomatik silahlarla sahayı kuşatan cuntacıları yendi. Yeni bir tarih yazan milletin yanında duran medyamız, yeni Türkiye inşasında sorumluluk aldı.

FETÖ terör koalisyonunun bir parçasıdır

Şimdi ne olacak? Millete düşen görev nedir?

Önce doğru teşhis ve tespit yapacağız. Fikri donukluk, mücadelede patinaj yaptırır. Patinaj yapmayacağız. Davaya inanmayan önce direncini kaybeder. Direncini kaybeden, dayatılanı kabullenendir. Bu millet ise davasına inandığını 15 Temmuz gecesi göstermiştir. Dayatılanı reddetmiş, direncini diri tutmuştur. Direnmeye devam edeceğiz. Direndiğimiz sürece sömürülmeyeceğiz. FETÖ Terör Koalisyonunun bir parçasıdır. Direndiğimiz sürece sadece FETÖ değil koalisyonunun diğer ortakları PKK ve DAİŞ'i de alt edeceğiz. Etmek zorundayız. Bunu sadece Türkiye için değil mazlum coğrafyalar için başarmak zorundayız.

Mazlumların umuduyuz

İslam Dünyası darbe kalkışmasını bertaraf eden Türkiye'ye nasıl bakıyor?

Biz mazlumların umuduyuz. Bu umudu boşa çıkartmayacağız. Oluşan kardeşlik iklimi sadece Türkiye'yi topyekun kurtuluşa kavuşturmayacak, bu topraklarda filizlenen diriliş kısa süre sonra dünyayı saracak. Çünkü Türkiye'de verilen büyük mücadele, daha adil bir dünya mücadelesidir. Bu mücadeleyi dünya halklarına çok iyi anlatmalıyız. Dünya halkları küresel sistemden, baronlardan, adaletsizlikten, savaş ve işgallerden rahatsız. Dünya halkları bir çıkış, bir model arıyor. O model Türkiye. Türkiye'de verilen mücadele. Türkiye'de sergilenen onurlu ve destansı duruş.

-------------------------ASLAN DEĞİRMENCİ KİMDİR----------------------------

Türkiye Yazarlar Birliği'nin 2008 Yılı "Yılın Yazar, Fikir Adamları ve Sanatçıları" ödül töreninde "Basın-Haber" dalında yılın gazetecisi ödülüne layık görüldü. Haftalık yayınlanan 'Özgün Duruş Gazetesi'nde Genel Yayın Yönetmeliği görevinde de bulunan Değirmenci, "Kürt Sorununda Yeni Dönem" adlı kitabı 2009 yılında 'Vadi Yayınları', "Tanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 Eylül" kitabı ise 2011'de 'Çıra Yayınları' tarafından yayınlandı. 28 Şubat davasında ifadesine başvurulan ilk gazeteci olan Değirmenci, TBMM Darbeleri araştırma komisyonu tarafından da dinlenmiştir. Kısa süreli kritik gündem başlıklarında raportör olarak görevler almıştır. Yeni Söz Gazetesi'nde Yayın danışmanı görevi de yapan Değirmenci, Kayyum ataması sırasında Bugün Gazetesi'nde günlük yazılar yazdı.

Değirmenci şuanda UMED Başkanlığı ve Memur-Sen basın müşavirliği yapmaktadır.

*** Biz mazlumların umuduyuz. Bu umudu boşa çıkartmayacağız. Oluşan kardeşlik iklimi sadece Türkiye'yi topyekun kurtuluşa kavuşturmayacak, bu topraklarda filizlenen diriliş kısa süre sonra dünyayı saracak.

***FETÖ'cüler Firavun gibi rüya ile yaşayıp çocukları öldürecek kadar acımasız, Nemrut gibi 'ben de öldürüp diriltirim' diyecek kadar zavallı. Bunlar, kardeşlik, adalet, tevhid ilkelerine karşıdırlar. Bencil duygular ağır basar.