FETÖ orduyu nasıl ele geçirdi?
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin hazırlanan ana iddianamede, Gülen örgütünün TSK yapılanmasına dair bilgilere yer verildi.
Gülen örgütünün TSK'nın bütün birimlerine elemanlarını yerleştirdiği, ancak özellikle tayinleri yönetmek için kuvvet komutanlıklarındaki personel daire basu0327kanlıklarına, kurmay subaylara hakim olmak için Harp Akademelerine ve bilgi havuzuna sahip olmak için de istihbarat başkanlıklarına özel önem verdiği belirtildi.
Savcılık, "15 Temmuz 2016 basu0327arısız darbe girisu0327imi göstermisu0327tir ki, FETÖ, TSK'nın en üst kadrolarına atanan ve en üst rütbeler olan general rütbesine ciddi miktarda eleman sızdırmısu0327tır" bilgisine yer verdi. Bunun, Gülen örgütünün Harp Akademilerini ele geçirip, buralarda kadrolasu0327tıgu0306ı örgüt mensubu personele kurmaylık sınav sorularını vermeleri sayesinde gerçekleştirildiği belirtildi.
İddianamede, örgütün TSK'da yapılanma sürecindeki dört aşama dört bölümde anlatıldı.
Birinci Aşama (1980 öncesi): TSK üzerinde ilk çalışma
İddianamede, birinci aşama, '1980 öncesi dönem' olarak belirtildi. 1974 yılında örgütün TSK üzerinde çalışmalarına başladığını belirten savcılık, "Bu dönemde, örgütün de kurulusu0327 asu0327amasında bulundugu0306unu göz önüne alarak, münferit olsa da az miktarda örgüt mensubunun TSK personeli yapıldıgu0306ını söylemek mümkündür" dedi.
İkinci aşama (1980-2000): Askeri okullara eleman yerleştirme
İddianameye göre, ikinci aşama, 1980-2000 yılları arasındaki faaliyetleri kapsıyor.
Gülen örgütü bu dönemde elemanlarını askeri okullara girmeleri için yönlendirdi. Askeri okula girecek elemanlarının eğitimlerine özel önem verdi. Bu dönemde sistematik bir biçimde Askeru00ee Lise, Harp Okulları ve Astsubay Hazırlama Okullarına örgüt elemanları yerlesu0327tirilmeye basu0327landı.
TSK'ya girebilen örgüt elemanları, örgütün "mahrem hizmetler" veya "çok hususi hizmetler" adı verilen ayrı birimler tarafından kontrol altında tutuldu.
Örgütün TSK'ya sızmaya başlaması ile birlikte 'gizlilik' kurallarına azami önem gösterilmeye başlandı.
Askeru00ee ögu0306renci olarak TSK'ya yerlesu0327tirilen örgüt üyeleri, ikisu0327er üçer kisu0327iden olusu0327an birbirinden ayrı ve habersiz hücreler halinde "abilerin" sorumlulugu0306una verildi.
Bu öğrencilere kod adı verildi ve gerçek isimleri ile iletişime geçilmedi.
Hiçbir hücre digu0306er bir hücreden haberdar olmayacak su0327ekilde yetiştirildi.
Öğrencilerle ayda sadece bir iki kez örgütün evlerinde yüzyüze görüşüldü.
Darbe girişiminin generalleri öğrencilik yıllarında soruşturmaya uğramış
Örgütün tüm çabalarına ragu0306men, TSK tarafından sızma girisu0327imleri tespit edildi. Askeri okullarda soruşturmalar açıldı. Ancak, bu soruşturmalarda hakkında yeterli kanaat edinilemeyen bazı ögu0306rencilerin, yasu0327larının küçük olması nedeniyle ilisu0327ikleri kesilmedi. Savcılık, ilişkisi kesilmeyen bu öğrencilerin tamamının '15 Temmuz darbe girişiminde 'general veya albay rütbesiyle ön saflarda' yer aldıgu0306ı tespitinde bulundu. Savcılık bu isimlerden bazılarına da yer verdi. Darbe teşebbüsünden tutuklanan Tuğgeneral Su0327ener Topuç, Tuğgeneral Murat Yetkin, Tuğgeneral Erdem Kargın, Tuğgeneral Hidayet Arı, Tuğgeneral Mehmet Nuri Başol, Tuğgeneral Eyüp Gürler 1980'li yıllarda Gülen örgütünden soruşturulan ancak haklarında herhangi bir işlem yapılmayan isimler arasında yer alıyor.
1994 devresi subayların yüzde 66'sı atıldı
İddianamede, örgüt elemanı öğrencilerin 1986 yılında, bazı derslerden tüm soruları doğru cevaplandırarak askeri liselerin sınavlarını kazandığı belirtildi. Sınav sorularının verildiği belirtilen bu örgüt elemanları, 1994 yılında teğmen olarak göreve başladı. Yapılan incelemede, tüm soruları doğru yapan bu kişilerin kurmay subay olduğu belirlendi. Savcılık, "Darbe girisu0327imi neticesinde, 1994 devresi olan karacı 89 kurmay subaydan 66'sı TSK'dan çıkarılmısu0327tır. Digu0306er kuvvetlerde de benzer durum söz konusudur" bilgisini paylaştı.
TSK, 250 örgüt öğrencisini 'itirafçı' diye atmadı
TSK'daki ilk Gülen örgütü soruşturması da 1986 yılında gerçekleştirildi. Maltepe Askeri Lisesi'nde yapılan sorusu0327turmalarda, yaklasu0327ık 450 kisu0327ilik bir devrede 300'e yakın askeri öğrencinin Gülen örgütü ile ilişkisi belirlendi. Bu öğrencilerden 250'si 'itirafçı' oldu. İtirafçı olan öğrenciler, " Gülen örgütüne ait evlere gittiklerini, bu evlerde Askeri Lise soruları verilerek örgütsel amaçlı bu okullara sokulduklarını, abilerle görüsu0327tüklerini' anlatı.
Soruşturmalar sonucunda, 'itirafçı olmayan' 20-30 arasında örgüt mensubu ögu0306rencinin okulla ilisu0327igu0306i kesildi. Diğer öğrenciler ise görevine devam etti.
Günümüze kadar 400 örgüt mensubu atıldı
Savcılık, Gülen örgütü ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle TSK'dan günümüze kadar atılan asker sayısının ise 400 olduğunu belirtti.
1987 yılında 7 subay 17 astsubay, 1988'de 7 astsubay, 1989'da 40 astsubay, 1990'da 2 subay 43 astsubay, 1991'de 1 subay, 21 astsubay, 1992'de 2 astsubay, 1994'de 2 subay, 1995'de 2 subay 1 astsubay, 1996'da 11 subay 10 astsubay, 1997'de 59 subay 73 astsubay, 1998'de 42 subay 31 astsubay, 1999'da 7 subay, 8 astsubay, 2000'de 5 subay, 6 astsubay, 2001'de 1 subay, 2003'de 2 astsubayın ordu ile ilisu0327igu0306i kesildi.
Bu rakamları veren savcılık, "TSK, 2003 yılından sonra, FETÖ üyesi oldugu0306unu bildigu0306i hiç kimsenin ilisu0327igu0306ini kesmemisu0327tir. Oysa, bu süreçte dini inançlarından ötürü atılanların sayısı birkaç bin rakamına ulasu0327mısu0327tır" dedi.
487 askerin eşi KPSS şüphelisi
İddianamede, Gülenci askerlerin eşlerinin devlet kadrolarına yerleştirilmesi için de çalışmalar yapıldığı bilgisi yer aldı. Esu0327i KPSS sorusu0327turmasında su0327üpheli durumda bulunan asker sayısının 487 olduğu belirlendi. Bu askerlerden yüzde 90'nının Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu karacı kurmay subay olduğuna dikkat çekildi .
Üçüncü aşama (2000-2008): TSK'da yerleşme ve yayılma
Gülen örgütünün orduyu ele geçirme sürecindeki üçüncü aşamayı kapsayan 2000-2008 yılları ise, iddianamede, 'TSK içerisinde yerlesu0327me ve yayılma dönemi' olarak tanımlandı.
Savcılık, "70'li yıllardan itibaren TSK'ya sızmayı basu0327aran FETÖ mensupları, 90'lı yılların sonundan itibaren personel temin, atama ve sicil birimleri, istihbarat ve istihbarata karsu0327ı koyma birimleri, basu0327ta Harp Akademileri olmak üzere egu0306itim kurumlarının ölçme degu0306erlendirme birimleri ve digu0306er askeri okul, egu0306itim ve kurs birimlerinde yuvalanmısu0327tır" tespitinde bulundu.
Darbeye isu0327tirak eden örgüt elemanlarının mesleki safahatlarını inceleyen savcılık, darbeci askerlerin atama dairelerine yaklasu0327ık 20 yıl önce yerlesu0327meye basu0327ladıklarını tespit etti.
"Personel başkanlıklarının tamamına yakını örgütün eline geçti"
Örgüt elemanlarının gücü, etkisi ve sayısının her geçen yıl arttığını ifade eden savcılık, "Nihai olarak Genelkurmay ve Kuvvet Personel Basu0327kanlıklarının neredeyse tamamının FETÖ mensubu kisu0327ilerden olusu0327tugu0306u anlasu0327ılmısu0327tır. Örgüt, güvenilirligu0306ini çesu0327itli su0327ekillerde sadakat testiyle kanıtlayan mensuplarını faydalanabilecegu0306i en kritik kadrolara (atama subaylıkları, istihbarat birimleri, adli müsu0327avirlikler, vb.) atama dairelerindeki mensupları vasıtasıyla yerlesu0327tirmisu0327tir" dedi.
Komutanlara yakın markaj
Örgütün, TSK'nın üst kademesinde bulunan komutanlara da yakın markaj uyguladığı belirtildi. Komutanlara yakın olmak için 'Emir Subaylıgu0306ı, Özel Kalem Müdürlügu0306ü, Iu0307cra Subaylıgu0306ı' kadrolarına özel önem verildiğine dikkat çekildi.
"Son 10 yılda Komutanların emir subayları Gülen örgütünden"
Son 10 yılda emir subaylarının, özel kalem müdürlerinin ve icra subaylarının tamamına yakınının Gülen örgütüne mensup askerlerden seçildiğini belirten savcılık, "Bu sayede komutanların vakıf oldugu0306u en kritik bilgiler FETÖ'ye, hatta bizzat örgüt lideri Fetulah Gülen'e servis edilmisu0327tir. Bu birimlerde görev alan sadık örgüt mensuplarının neredeyse tamamının 15 Temmuz hain darbe girisu0327iminde aktif olarak görev aldıkları görülmüsu0327tür. Hain darbe girisu0327iminde, basu0327ta Genelkurmay Başkanı ve 2. Basu0327kan olmak üzere neredeyse kritik emir subayı ve özel kalem müdürlerinin büyük bir bölümü dogu0306rudan bu girisu0327imde rol almısu0327lardır. Jandarma Genel Komutanı, sekiz yıldır yanından ayırmadıgu0306ı emir subayı tarafından derdest edilmisu0327tir" ifadelerine yer verdi.
"Yurt dışındaki personelin 513'ü örgütten"
Savcılık, yurtdışında görev yapan TSK personelinin de ağırlıklı olarak son yıllarda Gülen örgütünden seçildiğini belirtti. Savcılık bu konuda rakamlara da yer verdi.Darbe girişiminin ardından yurtdışındaki 703 askeri personelden 513'ünün Gülen örgütü bağlantısı ile görevlerinin sonlandırıldığı açıklandı.
Savcılık, yurtdışında lisansüstü egu0306itim, yabancı devlet akademileri/kurmay kolejleri ve muhtelif kurslara devam eden personel için; Türkiye'deki birliklerine dönmeleri maksadıyla emir yayımlandığını belirtti. Yurtdışında bulunan bu 113 personelden 36'sı ihraç edildi. 12'si de firari olarak aranıyor.
"TSK'yı yönlendirecek güce erişti"
Gülen örgütünün son 15 yılda TSK'yı tamamen kendi amaçları dogu0306rultusunda yönlendirecek bir güce eriştiğini belirten savcılık, "Darbe girişimine fiilen iştirak eden generaller ve kurmay subaylar arasında son on yılda harp akademilerinde görev yapmış, 50'nin üzerinde personel bulundugu0306u ve bu kisu0327ilerin mezun ettikleri ögu0306rencilere "Ögu0306retmenlik yapabilir" kaydı koyarak neredeyse tüm öğretim kadrosunun kendi mensuplarından olusu0327masını sağladığı görülmüştür. Örgüt mensubu ögu0306retim elemanlarının soruları kendi mensuplarına dagu0306ıtması neticesinde neredeyse tüm harp akademileri mezunlarının örgüt elemanlarından oluşmasını sağlamışlardır" tespitine yer verdi.
Dördüncü aşama (2008-2014): TSK'da örgütten olmayanların tasfiyesi
İddianamede dördüncü bölüm olarak ise, 2008-2014 yılları ele alındı. Bu yıllar, 'TSK'yı tamamen ele geçirme ve örgütten olmayanların tasfiye edilmesi' olarak tanımlandı.
Savcılık bu bölümde, "Her geçen gün TSK içinde serpilen ve güçlenen örgüt, artık kendinden olmayanlara tahammül edemez hale gelmisu0327 ve 2007 yılından itibaren, öncelikle TSK'nın komuta kademesini, müteakiben tamamını ele geçirmek maksadıyla tasfiyeye basu0327lamıştır" vurgusunu yaptı.
"2007'de tasviye için harekete geçti"
İddianameye göre örgüt son asu0327ama olarak komuta kademesini de kendi istekleri dogu0306rultusunda su0327ekillendirebilmek maksadıyla 2007 yılından itibaren harekete geçti ve kendisine mensup olmayan ve kendileri için engel gördükleri herkesi sistematik su0327ekilde tasfiye etmeye basu0327ladı.
Tasfiye için farklı yöntemler denendi. İddianamede bu yöntemler şöyle sıralandı:
1- İsimsiz ve imzasız mektuplarla personelin yıpratılması hedeflendi. Personel ve istihbarat birimleri ile adli müsu0327avirlikler tarafından bu mektuplara isu0327lem yapılarak ilgili personel hakkında güvensizlik ortamı yaratıldı.
2- Sosyal medyada personeli itibarsızlasu0327tırmak adına, imzasız mektuplar örgüt elemanları tarafından Gülen örgütüne ait internet siteleri ve yayın organlarına servis edilmisu0327 bu sitelerde asılsız ve abartılı haberlerle süreç isu0327letilmisu0327tir.
3- Örgüt, kendine bagu0306lı olmayan personeli emekli olmaya sevk edecek teamüller dısu0327ı tayin ve uygulamalara yöneldi.
4- Çesu0327itli kumpas davalarıyla kendileri için tehdit olusu0327turan personelin bertaraf edilmesi kapsamında, örgüt elemanları tarafından kumpas kurmak maksadıyla hazırlanan düzmece belgeler örgütün medyadaki mensuplarına servis edilmisu0327, örgüte mensup savcılar tarafından sorusu0327turma ve kovusu0327turmalar basu0327latılmısu0327tır.
"2013 yılı terfilerinin tamamına yakını Gülen örgütünden"
2013 yılındaki Yüksek Askeri Şura (YASu0327) neticesinde terfi eden generallerin neredeyse tamamının Gülen örgütüne mensup oldugu0306unu belirten savcılık, "2013 YASu0327'ta terfi eden generallerin bir iki istisna hariç hepsi darbeye fiilen isu0327tirak ettikleri için TSK'dan ihraç edilmisu0327 veya tutuklu durumdadır" dedi. Savcılık, 2011 ve 2012 yıllarında icra edilen YASu0327 toplantıları neticesinde de durumun aynı su0327ekilde olduğunu vurguladı.
İddianameye göre, darbe girişiminin ardından 2014 ve 2015 yıllarında albaylıktan Tugu0306general ve Tuğamiralliğe terfi ettirilen personelin %80'i de ihraç edildi.
"TSK'da soruşturmalar engellendi"
İddianamede, 2013 Aralık ayından itibaren birçok kamu kurumunda örgüte yönelik sorusu0327turmalar basu0327latılmasına ragu0306men, TSK içerisinde örgüt mensuplarını ortaya çıkarılarak tasfiye edilmesi süreci basu0327latılamadığı belirtildi.
Soruşturma süreçlerinin örgüt elemanları tarafından akamete ugu0306ratıldığını belirten savcılık, "FETÖ mensubu oldugu0306una dair hakkında bilgi elde edilen personeli korumak ve kollamak maksadıyla 'Bilgi, belge yok' veya 'Tetkik ediyoruz, geregu0306ini yapıyoruz' gibi ifadelerle hiçbir su0327ey yapılmamısu0327, aksine bu personelin FETÖ mensubiyeti örtbas edilmeye çalısu0327ılmısu0327tır. Somut bilgiler içeren ihbar ve su0327ikayetlere dahi gereken isu0327lem yapılmamısu0327tır. Düzmece adli sorusu0327turmalar neticesinde FETÖ mensubu personel hakkında 'Sorusu0327turmaya gerek yok' kararları çıkarılarak, bu personelin, dolayısıyla da örgütün yoluna devam etmesi sagu0306lanmısu0327tır" vurgusunu yaptı.
Örgütün 2016 YAŞ çalışması bulundu
Örgütün, darbe girişiminde bulunduğu 2016 yılı YAŞ için de çalışma yaptığı belirlendi.
Örgütün, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kritik yerlerini ele geçiren asker üyelerinin 2016 yılı için yapmısu0327 oldukları Yüksek Askeri Su0327ura çalısu0327maları basu0327lıgu0306ında hazırlanan dosya savcılık tarafından incelendi. Yapılan incelemede, terfi ettirilecek personelin büyük çogu0306unlugu0306unun darbe faaliyetlerine katılmısu0327 örgüt üyeleri oldugu0306u tespit edildi. Al Jazeree
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.