Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

FAO ''Açlığa son'' diyecek!

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yıl Dünya Gıda Günü''nü "Açlığa son" temasıyla karşılayacak.
FAO ''Açlığa son'' diyecek!
14 Ekim 2018 13:57:00
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yıl Dünya Gıda Günü''nü "Açlığa son" temasıyla karşılayacak.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi ve Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü Viorel Gutu, Dünya Gıda Günü temasının bu yıl "Açlığa son" olacağını belirterek, "İnsanlar zamanla milyonların aç olduğu gerçeğine karşı duyarsızlaştı. Yeni bir düşünce tarzının benimsenmesi gerekiyor." dedi.

Dünyada aç insan sayısı son yıllarda artış gösterirken, "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri" doğrultusunda 2030'a kadar açlık ve yetersiz beslenmenin her biçiminin sona erdirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, 16 Ekim Dünya Gıda Günü'nün bu yılki teması "Açlığa son" olarak belirlendi.

Gutu, Dünya Gıda Günü ile 2030'a kadar dünyada açlığın sonlandırılmasının mümkün olduğuna dair farkındalığın artırılmasının hedeflendiğini söyledi.

FAO Türkiye olarak geçmiş yıllarda olduğunu gibi bu yıl da "heyecan verici" etkinlikler yapacaklarını vurgulayan Gutu, Dünya Gıda Günü'ne ilişkin kutlamaların en önemlisinin Tarım ve Orman Bakanlığı, Sürdürülebilirlik Akademisi ve Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası ile 17 Ekim'de İstanbul'da gerçekleştirecekleri "Sürdürülebilir Gıda Konferansı" olacağını bildirdi.

Açlığa karşı iş birliği vurgusu

Gutu, son tahminlere göre dünyada yetersiz beslenen insan sayısının 2017'de üçüncü kez artış gösterdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Geçen yıl 821 milyon insan açlık çekti. Bu sayı, dünya nüfusunun yüzde 11'ine denk geliyor. Her 9 kişiden 1'i aç. Bu insanların çoğu Sahra Altı ve Güneydoğu Afrika'nın yoksul kırsal alanlarında yaşıyor. Türkiye'deki açlık oranı dünyanın en düşükleri arasında. FAO'nun tahminlerine göre, Türkiye yüzde 2,5 ile açlık oranının dünyada en düşük olduğu yerlerden biri ancak ülke bir diğer kötü beslenme türü olan yüksek obezite oranıyla karşı karşıya."

Açlığın sonlandırılması için iş birliği içinde çalışılması gerektiğine işaret eden Gutu, ülkelerin, diyaloğun kolaylaştırılması ve farklı sektörler için teşviklerin yaratılması için yönetim ve koordinasyon mekanizmasını geliştirmesi gerektiğini dile getirdi.

"İnsanlar zamanla milyonların aç olduğu gerçeğine karşı duyarsızlaştı"

Gutu, hükümetlerin açlığın sonlandırılmasında önemli bir rol oynadığını ancak bunu tek başlarına yapamayacaklarını belirterek, şöyle konuştu:

"İnsanlar zamanla milyonların aç olduğu gerçeğine karşı duyarsızlaştı. Yeni bir düşünce tarzının benimsenmesi gerekiyor. Dünyanın kaynakları daha akılcı kullanılmalı, besleyici diyetler takip edilmeli, aynı zamanda israfın azaltılmasını ve daha sürdürülebilir bir yaşam tarzını amaçlayacak şekilde günlük alışkanlıklar değiştirilmeli. Savunmasız kırsal nüfusun da yeterli gıda ve istihdam haklarını elde etmek için bir araya gelmesi, yerel kooperatifler kurarak kendilerini güçlendirmeleri ve sürdürülebilir tarım hakkında bilgilerini paylaşmaları gerekiyor."

Obezite uyarısı

Artan obezite tehdidine de değinen Gutu, mevcut küresel gıda sistemlerinin yüksek kalorili, enerji yoğun, yağlı, şekerli ve tuzlu işlenmiş gıdalara ulaşılabilirliği artırdığına dikkati çekti.

Gutu, gıda sistemlerinin insanların sağlıklı ve besleyici gıdaları tüketebilmesine yönelik dönüştürülmesi ve obezitenin kamusal bir sorun olarak ele alınması gerektiğini belirterek, "Eğer artan obeziteyi durdurmak için acil eylem çağrısı yapmazsak, yakında dünyada yetersiz beslenen insanlardan çok obez insanlar olabilir. Yetişkinlerde obezite oranı artmaya devam ediyor. 2012'de yüzde 11,7 olan obezite oranı 2016'da yüzde 13,3'e yükseldi." diye konuştu.

"Açlığa son" hedefinin sadece yetersiz beslenmeye karşı mücadeleyle sınırlı olmadığını vurgulayan Gutu, bu hedefin her türlü kötü beslenme şeklinin ortadan kaldırılması fikrini kapsadığını söyledi.

Gutu, gıda güvensizliğinin obeziteyle ilişkili olduğunu, besleyici taze gıdaların pahalılığından dolayı yüksek kalorili daha ucuz yiyeceklerin tercih edildiğini vurgulayarak, "Türkiye'de nüfusun yüzde 32,2'sinin obez olduğu tahmin ediliyor. Bu oran, dünya ve Avrupa'daki en yüksekler arasında. Obezite, diyabet, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları gibi hastalıkların riskini artırıyor. Obezite ve bu hastalıklar, sadece insani acılara değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal gelişmenin engellenmesine de neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yılda 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor

Gıda israfına da değinen Gutu, israfın azaltılmasının ekonomik maliyetlerin en aza indirilmesi ve gıda sistemlerinin gelişmesi için önem taşıdığını ifade etti.

Gutu, gıda israfına ilişkin küresel rakamların oldukça çarpıcı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Üretilen gıdaların üçte biri küresel olarak israf ediliyor. Bu oran yıllık yaklaşık 1,3 milyar tona denk geliyor. Dünyada gereğinden çok gıda üretilmesine rağmen açlık, kalkınmanın önündeki en acil sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Türkiye'de de hanehalkının her gün ortalama 816 gram gıdayı israf ettiği tahmin ediliyor. Günlük yaşamımızda yapabileceğimiz basit değişiklikler var. Akıllıca alışveriş yapın, "çirkin görünen" meyve ve sebzeleri satın almaktan çekinmeyin. Yemeklerinizi planlarken daha önce aldığınız yiyecekleri kullanmayı deneyin. Gıdaların ambalajlarındaki tarihleri okumayı öğrenin. Yemek artıklarını kullanın. Çok miktarda yemek yaptığınız zaman onları çöpe atmayın."

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin