Eyvallah nedir? Eyvallah kelimesi ne anlama gelir?
Arapca kökenli Eyvallah kelimesi konuşma dilimizde sıklıkla kullandığımız bir kavram. Peki Eyvallah demek ne anlama geliyor? Genelde onaylama anlamında kullandığımız Eyvallah kelimesinin gerçekte ne anlama geldiğini ve Eyvallah'ın orjinalinde ne amaçla kullanıldığını sizler için araştırdık. İşte eyvallah kelimse ile ilgili tüm detaylar.
EYVALLAH NE DEMEKTİR? NE ANLAMA GELİR?
Merhaba kelimesi selam yerinde kullanılmaktadır. Arapça asıllı bir kelimedir.
Merhaba: Hoş karşılamak, genişlik bolluk dilemek. Başımızın üstünde yerin var. Benden sana zarar gelmez...
Eyvallah kelimesi ise şöyledir;
Eyvallah: Hakk'la kabul ettik, Hakk'tandır... Allahaısmarladık, hoşça kalın, teşekkür ederim, evet, öyle olsun gibi anlamlarda da kullanılır.
Tasavvufu00ee kültürün en latif tabirlerinden biri olan 'eyvallah', çoğu kimseler tarafından yerli yersiz, gelişigüzel kullanılmasına rağmen, yine de işitildiğinde veya söylenildiğinde ruhlara serinlik ve rahatlama bahşeden tılsımlı bir söz. Manevu00ee terbiyeyi insanu00ee hayatta nakış nakış işleyen ve inceleyen tasavvuf, bu hassasiyeti konuşma üslu00fbbunda da göstermiştir.
Eyvallah, üç ayrı kelimeden oluşan Arapça bir cümle. 'Ey' veya '-iy', 'evet, tabii' gibi anlamlara gelir. Bilhassa vav'la beraber kullanıldığında dilimizdeki ifadesiyle 'aynen öyle, tastamam' gibi manaları içine almaktadır. 'Tamam, peki'manasına pratik Arapça'da halihazırda 'eyva' şeklinde söylenişine halkımız aşinadır. Bazen ayvaa olarak müstehzi bir edayla fevkalade kötü taklitlerini de duyduğumuz bu kelam, esasında Allah lafzı düşünülerek bizdeki eyvallah'ın Araplardaki söyleme tarzıdır. "Ve" harfine gelince; sadece gramer açısından incelendiğinde, en az on iki ayrı işlevi olan bu harfi, kültürel boyutuyla ciltlerle kitapla ifade etmek mümkün.
Bu tabirde geçen "vav" için çeşitli fikirler öne sürülmüş. Bazıları cevabı kuvvetlendirmek için, bazıları da yemin manası için kullanıldığını öne sürmüşlerse de maiyyet yani beraberlik bildirmek için kullanıldığı fikri ağır basmıştır.
İkinci kelime olan "Allah" ki daha çok lafzatullah şeklinde ifade edilir. Cenab-ı Hakk'ın yüzlerce ismi olmasına rağmen Allah ismi gibisi yoktur. Çünkü 'Zat-ı Ehadiyyet'in kendisini tesmiye ettiği isimdir. Öyle bir zat ismi ki, semavu00ee kitapta beyan edilen bu isim etimolojik olarak bile incelense, eşi benzeri olamayan bir kelime olarak kalmayıp, ayrıca ikiliği ve çoğulluğu kabul etmeyen bir yapıya sahiptir. Sadece içinde geçen lafzatullah bile eyvallah'ın alelade kullanılmamasına yeter bir sebeptir. Belki de gündelik Arapçada "eyvaa" olarak ifade edilmesi bundan kaynaklanıyordur.
"Eyvallah"ın yukarıda geçen manasıyla beraber, tasavvuftaki ıstılahu00ee sahasını mülahaza edersek bu gerçek daha bariz bir hal alacaktır. 'Hakla kabul ettik, haktandır' manasını ihtiva ettiğinden eyvallah, sufu00eeyyede hemen hemen her halde zikredilir, bir virddir adeta.
"Her tecelli eden, mademki Cenab-ı Hakk'ın takdiri ve muradıyladır, o halde hakla kabul ettik, eyvallah. Şu anda anlayabildiğime, yahut sonra idrak edeceğim irfana şimdiden eyvallah. Güzel-çirkin diye tavsif ettiğimiz velakin hepsinde gizli ve aşikar olan hikmete gördüğüm görmediğim esrar-ı ilahiyeye eyvallah."
"Eyvallah"ın ruhuna nüfuz edebilirsek, içinde samimi bir tasdik havası barındığını fark edebiliriz. Samimi, içten kabulleniş ancak muhabbetle olur. Zaten din de bu muhabbetin tesiri içindir. Öteki türlü, inanç sistemini sadece bir dizi ameller olarak algılamak ki menzile yani o rızaya asla ulaştıramaz. İkilik de burada başlar, bu muhabbet olmazsa her muhatap kalınan emrinde o bir sen olmuş olur ki, kişi bu durumda ibadet ederken ikilikten kurtulamaz. Halbuki muhabbetle teslimiyet gerçek birliği sağlar. Eyvallah böyle bir halin nişanesidir. Bu mefhum ile alakalı Kitap'tan ve sünnetten pek çok örnek vardır.
Mesela Bakara Su00fbresi'nde anlatılan Hz. Mu00fbsa (as)'nın kıssasında; Hz. Mu00fbsa (as) kavmine Hz. Allah'ın "bir inek kes" emri verdiğini söylediğinde onlar, "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" diye karşılık verirler. Mu00fbsa (as)'nın işin ciddi olduğunu belirtmesi de ikna olmalarına yetmez. "Bu ineği bize anlat, rengi nedir, neye benziyor, şöyle mi böyle mi?" gibi sorularla işi yapmamak için kırk dereden su getirirler.
Maide Su00fbresi'ndeki kıssaya göre ise önce Allah'tan doymak için rızk isterler, kendileri kudret helvası ve bıldırcın eti ile nimetlendirilmeleri ve bu mucize karşısında sayısız hamd ü sena edip Hak Teala'ya şükredecekleri yerde, 'bu sofrada soğan, sarmısak yok' diyerek onda bile kusur bulurlar. Anlaşılan ne emirlere karşı ne de nimetlere karşı eyvallah diyerek bir teslimiyet göstermezler. Zaten bu gibi hususlarda çok fazla itiraz etmelerinden dolayı Cenab-ı Hakk'ın Yahudi şeriatını çok ağır kıldığını söylemişlerdir.
Kur'an-ı Keru00eem'de ve hadis-i şeriflerde geçen bu ve benzeri misaller tecellileri eyvallah ile kabullenemeyişin Mevla'sı ile kulu arasındaki muhabbet bağını nasıl kopma noktasına getirdiğini ibretle göstermektedir.
Dinu00ee kaynaklarda ve kültürümüzde ahlaku00ee güzellikte numune teşkil edebilecek abidevu00ee şahsiyetlerin hep eyvallah'ın o tasdiki ruhuna ermeleriyle bu derecelere nail olduklarına işaret vardır. İnsan birçok musibete 'ben' belasından, çekişmekten dolayı uğramaz mı? Başka bir ifadeyle inayet-i Hak'la, halkla yaşamayı kendisine şiar edinerek eyvallah'ı vird edinen kolay kolay gaflete, hırsa, kavgaya düşer mi? Adım adım benlikten kurtulmaya basamak olan eyvallah, hak suretinde batılın ayrılmasına vesile olduğu gibi, haktan ve hak ilminden ayrı düşmeye de lazım bir virddir. "Kişi böylesi bir hakikat rehberine erişirse, eyvallah'a iyi tutunmalı" der sofiler.
Hz. Mu00fbsa (as)'nın Cenab-ı Hızır ile olan arkadaşlığı bu mevzuya pek güzel misal teşkil eder. Bir zata sormuşlar: "Her şeye eyvallah, peki gafilin gafletine de mi eyvallah?" Cevaben, "Gaflete eyvallahımız yoktur; fakat gafil bir kimse gördüğünde, 'Bu, benim halim de olabilirdi; ama Cenab-ı Hak şu an beni muhafaza etti.' diye tefekkür edersin. Ve ibretle eyvallah dersin." demiş. "Peki, yanlış olan şeyi nasıl düzelteceğiz?" diye sormuşlar. O zat devamla, "Kendi acizliğini hatırına getirerek karşısındakini ikna etmen daha kolay olur, sen kendi egonu aradan çıkarırsın, böylece sözünün tesiri olur." diye cevaplamış.
Cenab-ı Pir Mevlana Celaleddin-i Rumi (kds)'nin oğlu Sultan Veled, şahane bir beytinde bu güzellikleri özetlemiş:
"Bize ne irs-ı peder, ne servet ü ne cah kalmıştır, Şuu00fbr-ı hikmete karşı bir eyvallah kalmıştır."
"Bizlere babamızdan maddi bir miras, büyük bir servet ve makam kalmadı. Bizlere kalan (bunlardan çok daha kıymetli, bizleri evvelkilerin mevkiine erdiren) Hakk'ın hikmet tecellilerini eyvallahlakarşılama hali kalmıştır."
EYVALLAH NE ANLAMA GELİYOR?
eyvallah isim (e'yvalla:hı) 1. isim "Allah'a ısmarladık" anlamlarında kullanılan bir seslenme sözü "Benden eyvallah! Yarın erkenden yola çıkacağım, diyerek kalktı." u2013 N. Cumalı
2. "Teşekkür ederim" anlamında kullanılan bir söz
3. "Kabul ediyorum, razıyım" anlamında kullanılan bir söz
'Eyvallah' sözü ile ilgili atasözü, deyim ve birleşik fiiller:
Eyvallah demek: 1. hoş görerek kabul etmek veya edilmek "Mersi denir. Sonra teşekkür edilir. Eyvallah denir, çok mersi denir." u2013 S. F. Abasıyanık 2. hoşça kalın, sağlıcakla kalın demek
Eyvallah etmemek: Birinden yardım istememek, gönül borcu olmamak, boyun eğmemek.
"Ben kimseye eyvallah etmeyeceğim, dedi. Bir gece amcasının konağından kaçtı." u2013 Ö. Seyfettin
Eyvallahı olmamak: Kimseye gönül borcu, minneti olmamak.
TDK Güncel Türkçe Sözlük
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.