Erdoğan''dan Suud''a Kaşıkçı çağrısı
Erdoğan'ın konuşmasından Kaşıkçı ile ilgili olan bölümü şu şekilde
Grup toplantımızın partimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.
Gönül sınırlarımız içindeki soydaşlarımızla olan ilişkilerimizi asırlar sonra tekrar olması gereken düzeye çıkarıyoruz. Bu irtibatı her geçen gün daha da sıklaştırarak güvenli bir ortak gelecek inşasını kesintisiz sürdüreceğiz.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ NASIL İŞLENDİ;? Suudi Arabistan'ın konsolosluğunda öldürüldüğü kesinleşen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmak istiyorum. Cemal Kaşıkçı ilk olarak 28 Eylül Cuma günü saat 11:50'de konsolosluğa gidiyor. Kaşıkçı'nın bu ziyaretinin ekibe haber verildiği anlaşılıyor. Bir planlama çalışmaya başlıyor. Görevlilerden bazılarının acele ile ülkelerine gitmeleri, hazırlık çalışmalarının orada yapıldığına işaret ediyor. 1 Ekim'de 16:30'da operasyondan bir gün önce, 3 kişilik bir ekip tarifeli seferler İstanbul'a inip otele yerleşiyor sonra başkonsolosluğa gidiyor. 3 kişilik ikinci ekip yine İstanbul'a gelip otele yerleşiyor. 9 kişilik 3. ekip ise bir başka otele hareket ediyor. 15 kişiden oluşan bu ekip sabah 09:50 ile 11:00 arasında başkonsoloslukta buluşuyor. Kameradaki hard disk önce sökülüyor. Aynı gün erken saatlerde Londra'dan İstanbul'a dönen Kaşıkçı saat 13:08'de binaya giriyor.
Emniyet ve istihbarat derinlemesine araştırmaya başlarken savcılığımız da soruşturma açıyor. Derinleştikçe çok ilginç bilgilere ulaşılıyor. Cinayetin olduğu günün arifesinde 15 Suudi güvenlikçi, adli tıpçının ülkemize geldiği görülüyor. Şahıslar akşam Türkiye'yi terk ediyor. Kıyafeti, gözlüğü ve sakalıyla Kaşıkçı'ya benzetilmeye çalışılan kişinin gece yarısı Riyad'a hareket ettiği belirleniyor. Suudi yönetimi 4 Ekim'de iddiaları reddediyor, hatta başkonsolos 6 Ekim'de Reuters muhabirini davet ederek lakayt bir havada kendini savunmaya çalışıyor. Emniyet ve istihbarat birimlerimiz çalışmalarını yürüterek yeni belgeler çıkarmaya gayret ediyor. Dışişlerimiz de muhataplarıyla görüştü.
Bazı şeyleri sormak, cevaplarını aramak zorundayız. Bu olay İstanbul'da oluyor. Sorumluluk makamındayız. Öyleyse bunu sorgulamak hakkımız. Sis bulutu ortadan kalktıkça diğer ülkeler de harekete geçti. Biz de sessiz kalmayacağımızı ,her türlü adımı atacağımızı ifade ettik. Hiç kimseyi zan altında bırakmamak için soruşturmanın sonucunu bekledik.
Suudi Arabistan Kralıyla yaptığım görüşmede meseleyi anlattım. Olayı araştırmak üzere kendisinin gönderdiği heyetle yaptığım görüşmeyi ve ortak çalışma grubu oluşturmada mutabık kaldık. Kralın talimatıyla, ekiplerimiz konsoloslukta çeşitli incelemeler yaptı. Konsolosun kifayetsizliğiyle bir takım şeyler söyledim. Başkonsolos 1 gün sonra görevinden alındı ve ülkesine döndü.
'TRUMP İLE MUTABIK KALDIK'
18 Ekim'de başkonsolosluk binasında inceleme yapıldı. 19 Ekim'de Suudi Arabistan yönetimi Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında öldürüldüğünü kabul etti. Yönetim adına yapılan açıklamada arbede sırasında öldüğü söylendi. Aynı gün Kral ile bir telefon görüşmesi daha yaptık. Olaya karıştığı belirtilen 18 kişinin tutuklandığını bana ifade etti. Verilen listedeki kişilerin olaya karıştıkları tespit edildi. Bu gelişmeler cinayetin kabul edilmesi bakımından önemlidir. 21 Ekim'de Trump ile kapsamlı bir görüşme yaparak, olayın aydınlatılması konusunda mutabık kaldık.
'GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ'
Türkiye olarak bu süreci devlet ciddiyeti, uluslararası hukuka göre yönettik. Ülkemizi karalamak için çeşitli medyada yoğun bir kampanya yürütüldü. Bu suikast girişimleri bizi gerçekleri arama çalışmalarından geri koyamaz. Burası Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisindedir. Viyana Sözleşmesi de böyle bir vahşi cinayetin soruşturulmasını diplomatik dokunulmazlık zırhının altına gizlenmesine izin veremez. Biz gereğini yerine getireceğiz.
Cemal Kaşıkçı'nın dünya çapında tanınan bir gazeteci olması bize uluslararası bir sorumluluk da yüklüyor. İnsanlığın ortak vicdanının temsilcisi olarak Türkiye bu meselenin takipçidir. Ortaya çıkan bilgi ve deliller, Cemal Kaşıkçı'nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini gösteriyor. Bu cinayet insanlığın vicdanını yaralayacaktır.
'BU YERLİ İŞBİRLİKÇİ KİM?'
Suudi Arabistan yönetiminden bundan sonra meselenin tüm sorumlularını ortaya çıkarmalarını ve hukuk üzerinde gereken cezalara çarptırılmalarını bekliyoruz. Planlı olduğuna dair güçlü emareler bulunuyor. Bu 15 kişi cinayet günü niçin İstanbul'da toplanmıştır? Bu kişiler kimden emir almışlardır? Başkonsolosluk binası günler sonra incelemeye açıldı? Cinayet ortadayken ondan tutursız açıklamama niye yapıldı? Cesedi niçin hala ortada yok? Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği ifadesi doğruysa, bu yerli işbirlikçi kimdir?
Suudi Arabistan'da çağrımdır. Cinayetle ilgili sorumluların yargılanmasının İstanbul'da yapılması teklifimdir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.