Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Erdoğan gördükten sonra infilak edecek

AK Parti seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Ali İhsan Yavuz 2019 yerel seçimlerine ilişkin çalışmalarını anlatarak yeni sistem hakkında bilgi verdi. Yavuz, "Sonuçlar Cumhurbaşkanımıza ulaştıktan sonra infilak edecek" dedi.
Erdoğan gördükten sonra infilak edecek
15 Ekim 2018 11:58:00
AK Parti seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Ali İhsan Yavuz 2019 yerel seçimlerine ilişkin çalışmalarını anlatarak yeni sistem hakkında bilgi verdi. Yavuz, "Sonuçlar Cumhurbaşkanımıza ulaştıktan sonra infilak edecek" dedi.

AK Parti seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Akşam gazetesine verdiği röportajda 31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlere hazırlık için AK Parti içerisinde nasıl bir yol haritası izleneceğini açıkladı.

Yeni bir sistem geliştirdiklerini söyleyen Yavuz, amaçlarının bir günde temayül yoklaması yapmak olduğunu kaydetti. Yavuz, yeni sistemde yoklama sonuçlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşmasının ardından "infilak" edeceğini bildirdi. Yavuz, yerel seçime dair yaptığı değerlendirmede "CHP'ye tamamen teslim olmuş gibi gözüken yerleri de AK Partiye döndüreceğiz" ifadesini kullandı.

İşte yapılan röportajdan bir kesit;

31 Mart'ta önemli bir seçime gideceğiz. Siz de seçimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısısınız. AK Parti'nin seçime nasıl hazırlandığı ve takviminiz merak ediliyor. 94 ruhu ve bölge bölge çalışma ifadeleri geçiyor. Ne yapıyorsunuz?

AK Parti her an seçim yapılacakmış gibi kendini hazır tutan bir partidir. Seçim koordinasyon merkezi seçim işleri bünyesinde kurulan ve operasyonel işleri yapan bir merkezdir. Orada olduğum için bir yandan 24 Haziran'ı koordine ederken bir yandan da yerel seçimlerin hazırlıklarını başlattım. Çünkü zaman kısaydı. AK Parti'nin geleneksel ama çok güçlü bazı yöntemleri var. Bu Cumhurbaşkanımızın büyükşehir belediye başkanlığı sürecine dayanıyor. Orada sistematik hale getirilen bir takım geleneklerden söz ediyorum.

Bunları somutlaştırmak isterim. Neler onlar?

Biz seçim koordinasyon merkezlerini önemsiyoruz. Bunlar başka partilerde de olabilir ama bizde uygulandığı şekliyle yok. Şu an harıl harıl çalıştığımız SKM başkanları. Her ilden 3'er örnek alıyoruz. İl başkanları oturuyor kim daha iyi seçim sürecini koordine eder diye kafa yoruyor. En iyi yorabilecek 3 kişi üretiyor. Bu 3 kişiyi bize gönderiyor. Biz bu 3 kişiden hangisiyle daha iyi yol alırız diye oturup gerektiğinde mülakata tabi tutarak ve gerektiğinde yeniden araştırma yaparak güçlü seçim koordinasyon merkezleri başkanı yapıyoruz.

"ARKADAŞLARIMIZ ARAZİDELER"

Şu anda başkan yapılan isimler var mı?

Daha önce mülakat yapmıyorduk, il başkanlıklarına diyorduk ki; SKM başkanlıklarını belirleyin. Baktık ki ilkokul mezunu ya da deneyimsiz isimler önümüze gelebiliyor. Biz 18. yıla girmiş partiyiz. 24 Haziran'da görev yapmış il, ilçenin tüm SKM başkanları şu anda var. Arkadaşları güncelliyoruz. Şu anda her ilden 3'er kişi geldi.

Bu 3 isimden biri 24 Haziran'da görev yapmış olan. Bunların yanına 2 de güçlü aktör koyuyorlar. Bizim 7 tane bölgemiz, bir de yurt dışı 8 bölgemiz var. Bu 8 bölgenin her birinden sorumlu başkan yardımcısı arkadaşlarımız var bunların çoğu milletvekili. Bu arkadaşlarımız şu anda arazideler.

Siz seçim koordinasyon merkezlerini çok önemsiyorsunuz. Nedir bu merkezleri bu kadar önemli kılan?

Kampanya başladıktan sonra tüm koordinasyonu SKM'ler üzerinden yapıyoruz. Artık o günler gol atma günleri. Bir örnekle izah edeyim. Çilek yetiştirdiğimizi düşünelim oy demek çilek demek olsun. Hepimiz o meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Teşkilat başkanlığı fidesini dikiyor. Tanıtım medya suluyor bir başka birim onu kazıyor. İl başkanı onu gübreliyor kadın kolları başka bir şey gençlik kolları başka bir şey yapıyoruz. O meyve tam olgunlaştığı esnada bir el de uzanıp oradan alacak onu. O elin adı bizim SKM'lerimiz. O el o çileği tam olgunlaştığı anda kopartmalı ve doğru sepete atmalı. Biz bu eli en iyi şekilde yetiştirmek zorundayız. Bu eli gerçeğe uyarlayalım. SKM'ler temayül süreçlerini, mülakat süreçlerini yürütüyorlar. Takvimin işleyişini sağlıyorlar. Genel başkan yardımcılarının, bakanların, her ilin aday programları var. Sandığın bütün işlemleri ve seçim akşamındaki seçim kurulunun tüm işlemleri koordine ediliyor. Nasıl önemsiz diyebiliriz? Seçim sandıkta kazanılır diyoruz. Sandık seçimin namusudur diyoruz. Her şeyi SKM'ler eliyle yapalım derken kadın ve gençlik kollarını bunun içine çekmezsek bu da olmazdı. SKM Başkan yardımcısı olarak bir kadın ve bir de gençlikten almak mecburiyeti var. Bunu alırken de kendi belirleyip alamaz. İl teşkilatlarımızdan şöyle bir eleştiri getiriyordu. Bazen kadın kolları hiç SKM'yi haberdar etmeden kendi başına program yapıyordu. Koordinasyon bozuluyordu. Koyduğumuz kuralla karmaşayı tamamen ortadan kaldırdık. SKM'lerin önemli bir özelliği de seçim sürecinin artıları ve eksilerini doğru şekilde gözlemlemek ve sonraki süreçlerde o hatayı bir daha yapmayalım diye raporlaştırmak.

"ARTIK SÜSLENECEK YER BELLİ"

O zaman siz 24 Haziran'dan sonra rapor aldınız. Ne diyordu o raporlar?

Çok şey geldi. Ve biz raporları didik didik ettik. Türkiye raporunu 7 artı yurt dışı 8 bölge çıkardık. Türkiye raporuna bakınca bizden beklentiler çok net ortada. Bakın propaganda materyallerinin ne zaman ne kadar gideceğinin çok iyi bilinmemesini bir eleştiri olarak gördük. Buradan materyaller gönderiyoruz ya onlar da bana bir broşür göndereceksen ben bunu ne zaman geleceğini ne kadar geleceğini önceden bileyim diyor.

Bu kadar önemli mi bu?

Çok önemli. Adam diyor ki bana malzeme gelmiyor, üreteyim diyor. O belki bize uymuyor. Genel merkez son 10 güne çok klas malzeme üretiyor ama bunu yerel bilmezse ya başka üretim yapıyor ya ekip kuramıyor. Sn. Başkan şu parti bayrağı süslemeleri hala rahatsız edecek düzeyde karşımıza çıkabiliyor. Biz değiştirdik bunu biliyorsunuz. 2011 seçimlerine kadar bu süslemeler ilçe seçim kurullarının müsaade ettiği sokak ve caddelerde serbestti, son 20 günde. Son 10 günde aşırı derecede artıyordu. Biz bu yasayı değiştirdik. Artık süslenecek yer belli. Şu anki süslemeler çok net söylüyorum yasal değil. Parti binaları süslenebilir. Ama binadan karşı karşıya geçerek değil. Eğer bir parti miting yapıyorsa miting yerini süsleyebilir ama sadece o gün için. Seçim bürolarını süsleyebilirsiniz. Eskiye oranla çok azaldı. Bu zihniyet değişimi.

Seçim takviminden birkaç soru soracağım. Başkan Erdoğan ne zaman start verecek? Kampanya ne zaman başlayacak? Adaylar ne zaman açıklanacak gibi. Özellikle şu soru da çok dillendiriliyor, AK Parti'nin iddiasının olmadığı yerlerde adaylar daha erken açıklansın. Farklı tarihler görecek miyiz?

Sürecin başlangıcına aslında çok yaklaştık. AK Parti 2014'te 1 Ekim'de müracaat almaya başlamış. 2009'da ise 10 Kasım'da başlamıştı. En son seçime göre düşüneceksek geç kaldık, 2009'a göre düşüneceksek az vaktimiz kaldı. Anlayalım ki süreçler son derece yaklaştı. Seçim işleri başkanlığı olarak 2 kez MYK'da parti içi takvimi sunduk. Bunu enine boyuna da istişare ettik. Çünkü bu süreçler için yapacağımız çok şey var. Temayül yoklamalarımız var mesela. Ne zaman yapılacak? Kimler katılacak? Kimler oy kullanacak? Nasıl sayılacak? Bir sürü işimiz var. Bu sürecin takvimlendirilmesi var ki yaptık ve sunduk. Ama bu işi bir karara bağlamadık. Bu sefer bir farkla başlayacağız inşallah hiç açıklamadık bunu.

"DIŞARI SIZMASIN DİYE CANIMIZ ÇIKTI"

İlk defa açıklayacağınız ve farkla başlayacağınız şey ne gerçekten çok merak ettim.

Hazırlığımızı çok iyi yapıyoruz. Önceki seçimlerde 1 ayda yaptığımız hazırlık aşamalarını bu seçimde 10 günde hatta çok daha kısa sürede yapacağız. Girişte dedim ki çok güçlü geleneklerimiz var ama güncelleme lazım. Evet, teknolojiden, yazılımdan istifade etmemiz lazım. Bir tanesini size açıklayayım. Mesela geçen dönem temayül yoklamalarını 3 Kasım'da başlattık, 16'sında da 26'sında da yaptık. Kasım'ı biz temayülde geçirmişiz. Bir ayı bölmüşüz 3'e. 2014 yerel seçimindeki temayül sayımını 15 günde zor yaptık. Bir büyük odada dışarı sızmasın diye canımız çıktı. Bu 3-4 tarihte yaptığımız ve sayımı için 10- 15 gün geçirdiğimiz işlemleri 1 günde yapmayı düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımıza yansıttık. Amacımız 1 günde elektronik oylama yapmak.

Nasıl bir elektronik uygulama bu? Açalım. Sanırım bir yazılım. Eğer öyleyse kim yaptı? Güvenliği nasıl?

O geleneksel yöntemlerin güzelliklerini bertaraf etmeden yapacağız. Yani geleneksel yöntemde tüm ilin, ilçenin, oy kullanacakların bir spor salonuna toplanacak olmasının ayrı bir havası var partide. Yine toplayacağız. İlçeye uyarlanmış kartlar o gün genel merkezden gidecek. Her birinin başında genel başkan yardımcısı yetmediğinde MKYK'dan isim olan ekipler olacak ve kimlik karşılığında kart dağıtılacak. Oy verecekler o kartla kurulmuş kabinlere girecek. Kartı tanıtarak içeri geçtiğinde ilgili ilçe ekranı karşısına gelecek ve o ekranda oyunu kullanacak.

Mükerrer oyun önüne geçilecek mi? Oy verenin kime verdiği belli olacak mı?

Bir kere kullandığında kart kullanım dışı olacak. İllerde gelmeyenlerin yerine birinin oy kullanma şansı yok. Oy sayılırken hata yapma şansı yok. Zamandan müthiş bir tasarruf. Aynı gün sonuçları Cumhurbaşkanımıza yansıtabileceğiz. Yazılım kendi bünyemizden. Kurgusu tamamen bize ait. Bu işin en önemli tarafı güvenliği. Mahremiyetin ihlalidir. Kimim kime oy verdiği bilinmeyecek. Biz kartları kişilere uyarlı hale getirseydik kimin kime oy verdiğini en azından genel merkezdekiler bilme şansına sahip olurdu. Ama kartları kişiye değil ilçeye uyarladığımız için rastgele kartlar alacaklar. 24 Haziran'da biz bu aday süreçlerini koordine etme adına bir yazılım yaptık. Bunu bir flaş diske kaydetti genç. Orada illere ilişkin adaylara ilişkin her şey var ve biz yazılımcımız bile görmesin dedik. Flaş diski bana teslim ettikten sonra sadece ben o çok mahrem dediğimiz verileri de aktararak Sn. Cumhurbaşkanımızın kullanımına sunduk. Ve o bilgisayarda hiç iz kalmayacak. Yüklediğimiz program diğer fonksiyonları ortadan kalkacak. Bize gelecek, geldikten sonra kurduğumuz program kendini infilak ettirecek.

Şimdi gelelim ittifak konusuna. Genel seçimde ittifak kolaydı ancak bunun yerel de uygulaması zordur deniliyor. Neden? Siz ittifak için ne dersiniz?

Cumhur ittifakı milletimiz tarafından karşılık buldu ve memleketin de hayrına oldu. İki parti parti menfaatlerini hafif öteleyerek Türkiye'nin bekasını önceledi. Türkiye o eski krizli günlere dönmesin diye bir ittifak süreci yaşandı ki 16 Nisan'da da bu ortadaydı. Türkiye parlamenter sistemden kaynaklı handikapları yaşamasın diye Devlet Bahçeli son derece halisane bir adım attı. Onun ardından kurumsallaşan Cumhur ittifakı gördük. Başkanlık sistemine geçmeseydik Türkiye şu an kesin erken seçimleri konuşuyordu. Biz Meclis'te çoğunluğu kaybettik. Bunu istemezdik. Ama bir krizi de ortaya çıkarmadı bu sonuç. Yürütmede istikrar, yasamada biraz daha renk var.

16 Nisan'da sistem değişikliği 24 Haziran'da da başkanlık seçimi oldu. Fakat yerel seçime gelindiğinde devlet bekası bu işin neresinde?

Genel seçimlere ilişkin yasal altyapı değişikliği kuruldu. O günlerde yasa değişikliği yapılırken yerel seçimleri karşılayacak yasa değişikliği yapılması mümkündü ama bugün mümkün değil. Çünkü bugün yapacağınız yasa değişikliğinin üzerinden 1 yıl geçmeden uygulayamıyorsunuz. O zaman bu yerel seçimlere has değişiklik yapma şansımız yok. Önceki değişiklik de sadece genel seçimi kapsıyordu. O zaman tespitimizin birini yapalım. Yerel seçime ilişkin yasal ittifak sürecini öngörmüyor. Yani iki partinin de pusulada yer alabileceği, önce ittifak oylarının sayılabileceği sonra kendi arasındaki taksimin yapılabileceği yönteme ilişkin yasal altyapı yerel seçimlere ilişkin yok. 2. tespit bizim anayasamıza göre seçim kanunları 1 yıl geçmeden uygulanamayacağı için şu anda da yerel seçimlere ilişkin böyle bir değişiklik yapma şansımız yok.

Sizin bu sözlerinize göre resmi ittifak yapılamayacak.

Şöyle olabilir. İttifak kuracak parti aday çıkarmaz ya da diğer parti listesinden aday olabilir.

MHP İstanbul'dan aday göstermeyerek yaptı bunu. Gönül ittifakı mı bunun adı?

Elbette gönül ittifakı. Tüm bunlar dikkate alınarak ne yapılacaksa yapılacak. Peki, AK Parti ne yapacak? Cumhur ittifakı olarak iki parti yan yana geldik önemli de işler yaptık ama ayrı partileriz. AK Parti olarak ülke menfaatlerini gerektiren bir iş varsa parti menfaatlerini ikinci plana iteriz. Parti menfaati söz konusu olduğunda kişi menfaati ikinci plana düşer. Böyle de olunca ilk akla gelen şey her yerden aday çıkartmaktır. Bunu açıkladık. MHP de İstanbul'da aday çıkartmayacağını açıkladı.Hamleler üzerine de iki görüşme yapıldı. 3.sü de yapılacak bugünlerde. Bu görüşme trafiği sonrası da her heyet durumu kendi genel başkanına yansıtacak. Muhtemelen genel başkanlar arasında görüşme olacak. AK Parti Türkiye'nin en büyük partisi. Ve teveccüh gerçekten fazla. AK Parti'den gitmiş oylar var 1 Kasım'a oranla. Ama AK Parti'den bu oylar başkasına gitmedi. Bu oylar sadece AK Parti'ye verilmedi. Tayyip Bey'e gittiği kadar milletvekillerine gelmedi. Milletin sağduyusuna çok güveniyoruz ve milletin mesaj verme kapasitesini de biliyoruz. Bizim mesaj alma kapasitemiz sorgulanamaz. Milletin nabzını tutma anlamında çok iyiyiz. Tayyip Erdoğan'ın da net yaklaşımı var. Bir tanesini az önce söyledim parti menfaati kişi menfaatinin önündedir. 2.yaklaşım milletimizin rotası neyse biz o rotadan gideriz.

Şu anda milletin rotası tam olarak ne sizce?

Çok önemli çalışmalar yaptık. Hangi ilde ne kadar oyumuz nereye gittiğini çok iyi gördük. Biz sandık sandık analiz ettik. Bizim yaptığımız çalışmayı bugüne kadar yapanları söyleyeyim; TEPAV, Çilek Ağacı, CHP yaptı, İyi Parti, Konda. Biz kendi yaptığımız çalışmayı yaparken başkalarının çalışmasının yanlışlığını da gördük. Bu işi profesyonellere yaptırıyorlar, fakat sandığın başını bilmeden, sandık kabinini bilmeden, oy kabinini, seçim kurullarını bilmeden gerçek sonuç elde etmeniz mümkün değildir. Hataları şu: Bütünden parçaya gitmişler. Gidemezsiniz, parçadan bütüne gitmek zorundasınız. Mesela MHP'den oy geçişi var olduğunu iddia ediyorlar, en önemli iddialarından bir tanesi.

Nereye oy geçişi olmuş MHP'den?

MHP'den HDP'ye. Düşünün siz şimdi. CHP'den HDP'ye oy geçişi olsaydı, bu çok kolay analiz edilirdi. Biz iki tane unsura dayandırdık yaptığımız çalışmayı. Verilerin sonuç kısmı, sizin aracılığınızla söylüyorum bunu. Bir; kesinlikle siyasetin güncel kabulüne aykırı bir şey olmayacak, olursa tekrar araştırmamız lazım. MHP'den HDP'ye oy geçişi olamaz derse, siz bir daha yaparsınız. Kurallarını yazdık, kabullerini yazdık, her şeyini yazdık. Sandık sandık sonuç elde ettik. Ve tüm Türkiye'nin resmini il-il, sandık-sandık, mahalle-mahalle, köy-köy, il-il, ilçe-ilçe ortaya çıkarttık. Biz rakiplerimizin bu işleri çok iyi yapmasını arzu ediyoruz, çünkü biz bu işi çok iyi yapıyoruz.

Ben de şunu öğrenmek istiyorum: Siz 24 Haziran'ı il-il çıkarttınız, sonuçta da yerel seçimde de ne olacağını üç aşağı beş yukarı bekliyorsunuz noktasındayız.

Kesinlikle söylüyorum, hiç şüphe etmeden söylüyorum; millet kesinlikle kendisi gibi, siyasetçiler istiyor. Her dakika ulaşabildiği, her dakika da o siyasetçinin de ona ulaştığı, her derdiyle ilgilenen bir siyasetçi profilinden yana. Lüks içinde olmayan, israftan kaçınan, kayırmacılıkla işi olmayan, o belediyenin değerlerini en iyi yerde kullanan, halktan kopmayan, kapısını kapatmayan, üsten bakmayan kişiler istiyor. Halk Türkiye'nin başında yürütmede Recep Tayyip Erdoğan'ın olmasını kayıtsız şartsız istiyorum, ama senden biraz daha fazla şey istiyorum diyor. Ve biz bu seçimde daha fazla şey yapacağız. Mesela, biz buraya kadar nasıl geldiğimizi biliyoruz. Biz ilk geldiğimizde nasıl çamurdan-çukurdan kurtarırız diye düşünürdük bu şehirleri. Şimdi daha çevreci, daha yaşanabilir, daha modern şehirler, daha adaletin iyi işletildiği, bilginin daha kök saldığı, daha kültürel faaliyetlerin iyi kurguladığı, daha canlılara hürmetin olduğu bir süreci başlatmamız gerek.

Kıyılar özellikle CHP'de. Mutlaka siz almak istersiniz. Nasıl çalışma lazım?

Biz her şeyi masaya yatırıyoruz. Bunların sebepleri var elbette ama bu sebepleri ortadan kaldıracak 'ne yapabiliriz'e de odaklandık. Emin olun CHP'ye tamamen teslim olmuş gibi gözüken yerleri de AK Partiye döndüreceğiz. İsim vermeyeceğim. Sosyal demokrat diye kendisini tanımlayabileceğimiz türden insanlarla oturdum. Çok popülaritesi yüksek, çok kafası çalışan, çok iyi niyetli insanlarla. Uzun uzun sohbetlerim oldu. İsimleri versem gerçekten şaşırırsınız ama vermek istemiyorum. Onlarla konuştuğumda Tayyib Bey'i ve AK Partinin yaptıklarını anlattıkça gerçekten buysa biz AK Parti'ye oy verebiliriz dediklerini gördüm. Hatta ben de onlara karşı yer yer ön yargılı olduğumu gördüm. Mesela ben bu çevrelerin Abdülhamid'e karşı olan ilgisinin bu derece olacağını düşünmemiştim. Benim de ön yargılarım varmış itiraf ediyorum. Çünkü ben onun benden daha fazla Abdülhamid'i anladığını gördüm hiç sanmazdım kendisinden de özür diledim. O kişi dedi ki; üç tane çizgim var. Bir cumhuriyet, İki annelik, üç kadın.

Konuştuğunuz kişi erkek miydi?

Erkekte var kadında var onların içerisinde. Valla bunların üçü de bizim kırmızıçizgimiz dedim. Siz bizi saltanatçı sanıyorsunuz, çünkü biz Osmanlı'yı çok seviyoruz. Ama Osmanlı'yı çok seveceğimizden hareketle biz saltanatı cumhuriyetin yerine koyabilecek bir yaklaşım içinde olduğumuzu düşünmeniz hatadır. Biz cumhuriyeti gerçekten çok özümsemişiz ve çok değerli bizim için. Bizim en temel sorunumuzu söyleyeyim, Tayyip Bey'i çok iyi anlatabildiğimizi düşünmüyorum. Bizim yapacağımız en güzel büyük ustamız Recep Tayyip Erdoğan'ın ne yaptığını ve ne yapmak istediğini perdeyi tamamen çekerek ortaya koymaktır. Tayyip Bey Türkiye için bir şanstır, ümmet için bir şanstır, bu coğrafya için bir şanstır.

Son sorum sandık güvenliği. Seçim akşamına ilişkin türlü tartışmalar oluyor.

Sandık güvenliği anlamında dünyanın en güvenli ülkesiyiz. YSK her şeyi çok kurallı ve şeffaf bir şekilde yapmaktadır. Sandık güvenliği noktasında eleştiri getiren kişiler ya hariçten gazel okuyor ya da art niyetli manipülasyon yapıyor. Sandık başkanı olan kişiler partili değil artık kamu görevlilerinden. Kamu görevlileri arasından da kurayla seçiliyor başkan ve üyeler. Her sandıkta da beş tane partili görevli. Her sandıkta da her partinin müşahidi var. E be kardeşim, kurul üyeni, müşahidini doğru düzgün gönderirsen sandıkta sorun çıkar mı? Biz bir de sonuç alım sistemi yaptık, anlık sistem karşılaştırıyor. Bir hata varsa da fark ediyoruz ve gidip müracaat edip, itiraz edip düzeltiyoruz. CHP olarak sen bir sandığın başına adamını ver. Sandığın başına adam gönderemiyorsun, ondan sonra da diyorsun ki şöyle oldu böyle oldu. Bizim kurduğumuz sistemi kurmaya çalıştılar, adil seçim sistemi diye. Yasal olarak yanlış iş yapmalarına rağmen ben suç duyurusunda bulundum, üstüne gitmedim diye bakmayın. Neden? Öyle bir sistem kuruyorlar ki bu sistem ortam dinlemesinin müsait olduğu bir sisteme dönüştürüyorlar. Daha öğle saatlerinde oy kullanan herkesin CHP'lilerin sanki seçim sonucunu sandıktan açıklıyormuş gibi sisteme girdiler ve her bir oy kullananın rengini açıkladılar bu da suç. Ama bu suçları işleyerek yaptıkları programı bile yaşatamadılar, yaşatamazlar. Önce bakın bu muhalefet Türkiye'de değişmeyen ve dönüşmeyen birkaç şey var ve bunların başında muhalefet anlayışı geliyor. CHP kendini dönüştürmediği sürece AK Parti'yle yarışacak hale gelemez.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin