Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Erdoğan: Bundan sonra taarruza geçiyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtarlara hitap ediyor. Erdoğan, güvenlikte bekleyerek savunma yapma döneminin sona erdiğini, artık tehdit unsurunun kendi bölgesine gidileceğini ifade etti.
Erdoğan: Bundan sonra taarruza geçiyoruz
19 Ekim 2016 14:23:00
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtarlara hitap ediyor. Erdoğan, güvenlikte bekleyerek savunma yapma döneminin sona erdiğini, artık tehdit unsurunun kendi bölgesine gidileceğini ifade etti.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:"İster seçilmiş ister atanmış olsun kişilere kendilerine tahsis edilen imkanlar birer emanettir.15 Temmuz'a ikinci Kurtuluş Savaşı diyoruz.Hocalarımıza tarihimizi yavrularımıza iyi öğretelim diyorum. Bizi hep yalan söyleyen tarih ile aldattılar. Gençlerimizin Lozan'ı araştırması gerek. Birileri rahatsız olsun, niye korkuyorsunuz? Tartışılsın, incelensin. Ben gençliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil. Biz tek tip insan istemiyoruz, sorgulayan ve araştıran bir nesil istiyoruz.Misak-ı Milli niye rahatsız ediyor? Onu gündeme getiren Gazi Mustafa Kemal, niye rahatsız oluyorsunuz? Biz olmuyoruz.Ben Sayın Bahçeli'nin de dün dediği gibi, ona da teşekküre diyorum, siyasi hareketler de doğruda bütünleşmeyi ortaya koyduğu sürece bu millet kazanacaktır."1923 psikolojisi ile hareket edemeyiz"1914 yılında 2.5 milyon metrekare olan topraklarımızın büyüklüğü, 9 yıl sonra Lozan'ı imzaladığımızda, daha sonra katılan Hatay'la birlikte 780 bin metrekare düşmüştür. Kurtuluş Savaşı'na girerken hedefimiz Misak-ı Milli sınırlarımıza sahip çıkmaktı. Maalesef koruyamadık. Dönemin şartları itibariyle bu durumu mazur görenler, göstermeye çalışabilir. Bu yaklaşımı bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Asıl vahimi bu durumu esas olarak kabul edip, kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz işte bu anlayışı kabul etmiyoruz. Türkiye'yi bu kısır döngüye hapsedenlerin amacı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişini bize unutturmaktır. 2016 yılında 1923'ün psikolojisi ile hareket edemeyiz. Bunda ısrar etmek ülkeye ve millete yapılacak en büyük haksızlıktır. Dünyada her şey değişirken, biz o tarihteki konumumuzu korumayı başarı olarak göremeyiz."Tepelerine bineceğiz"Buradan ilan ediyorum: Türkiye artık o güvenlik anlayışını tamamen geride bırakmıştır. Bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz. Bundan sonra gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeye rıza göstermeyeceğiz. Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör örgütleri nerede yuvalanıyorsa gidip orada tepelerine bineceğiz. Bundan sonra ülke içinde ve dışında saklanan PKK'lıları inlerinde bulup bertaraf ediyoruz. Ülke içinde bunların yıllardır gizlendiği, eylem hazırlığı yaptığı yerleri birer birer tespit edip yok edeceğiz. Şimdiden söylüyorum: Biz kendilerini bulup yok etmeden nereye gideceklerse gitsinler. Ya imha olacaklar, ya teslim olacaklar ya da defolup gidecekler."Kusura bakmayın, oraya da gideceğiz"Suriye'de çözüm bulunacak diye bekledik ama baktık ki bekledikçe sorunlar üzerimize geliyor. Anladık ki endi göbeğimizi kendimiz gerekiyor. İşte, Cerablus DEAŞ'tan temizlendi. Aynı şekilde Rai. Orası da DEAŞ'tan temizlendi. Bunların meşhur, kutsalları olarak ifade ettikleri Dabık, yani bizim tarihimizde de Mercidabık olarak geçen Dabık DEAŞ'tan temizlendi. Bize akıl veriyorlar: Dabık'a girdiniz, iyi. Ama daha aşağı inmeyin. Daha aşağıda ne var? El Bab var. Kusura bakmayın, biz oraya da gideceğiz. Niye gideceğiz? Çünkü bizim tehdidi altında olduğumuz yer Dabık'la bitiyor. El Bab'ın da güneyine doğur iniyor."Bu dostu incitirsen, kaybedersin"Kendi ülkesini DAEŞ'li teröristlerin cirit attığı bir mekan haline getiren Irak hükümeti birilerinin aklı ile hareket ediyor. Irak yönetimi, bu 300 bin Iraklıya kapısını açarak seni rahatlatan Türkiye değil mi? Onun için Türkiye'ye bir laf atarken, Türkiye'ye bir söz söylerken düşüneceksin. Sen böyle bir dost bulamazsın. Eğer bu dostu incitirsen, kaybedersin. Bunun için ne diyoruz günlerdir: Masada da olacağız, sahada da. Bu yeni yaklaşımın gereği olarak, Musul meselesini Musul'da çözmek zorundayız. Suriye için nasıl harekete geçtiysek, Musul için de aynı hassasiyetle davranmak zorundayız.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin