Dolar (USD)
34.42
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2834.30
BIST 100
9389.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

'Erdoğan Arnavutluk televizyonuna konuştu'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Balkanlar'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmasının özellikle yanındayız.' dedi.
'Erdoğan Arnavutluk televizyonuna konuştu'
20 Haziran 2017 09:38:00
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Balkanlar'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmasının özellikle yanındayız.' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk'ta hafta sonunda yapılacak genel seçime ilişkin, "Yaklaşan seçim, Arnavutluk'ta tabii yeni bir dönemin de başlangıcına vesile olacaktır. İnanıyorum ki Arnavutluk halkı da kendi geleceğini bu anlamda çok daha güçlü kılacak bir sürece imzasını atacaktır." dedi.

Arnavutluk'un Top Channel televizyon kanalına konuşan Erdoğan, Türkiye ile Arnavutluk ilişkilerinin hemen hemen hiçbir ülke ile olmayan derinlikte olduğunu söyledi.

Erdoğan, "500 yılı bulan bizim bir birlikteliğimiz var ve birlikteliğimiz, o günden bugüne aynı kararlılığını koruyarak gelmiş." ifadesini kullandı.

"Seçim Arnavutluk'ta yeni bir dönemin de başlangıcına vesile olacaktır"

Arnavutluk'un kendine özgü, farklı dini gruplarını bir arada barındıran bir ülke olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu konumuyla da tabii Arnavutluk'un farklı bir saygınlığı var. Yani Müslümanıyla, Hristiyanıyla hepsi bir arada ve bu zenginliği temenni ediyorum ki bundan sonraki süreçlerde de Arnavutluk aynı şekilde devam ettirsin ve Arnavutluk'u bölme, parçalama gayreti içerisine girenler adeta orada duvara çarpsın. Çünkü Arnavutluk bu özellikleriyle, bu hassasiyetleriyle zengin bir ülke. Bu zenginliğine kimseyi bence Arnavutluk'taki halk, yönetimler dokundurtmayacaktır diye düşünüyorum. Kendilerine de bu noktada, özellikle şu anda Sayın Başbakan, değerli dostum Edi'ye (Rama) de başarılar diliyorum. Yeni seçilen Sayın Cumhurbaşkanına aynı şekilde başarılar diliyorum. Onların da kendi aralarındaki dayanışmasını doğrusu çok çok önemsiyorum. Hele hele şimdi yaklaşan seçim, Arnavutluk'ta tabii yeni bir dönemin de başlangıcına vesile olacaktır. İnanıyorum ki Arnavutluk halkı da kendi geleceğini bu anlamda çok daha güçlü kılacak bir sürece imzasını atacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk'ta yeni seçilen cumhurbaşkanı ile mevcut başbakan arasındaki olası tartışmaların kendisini üzeceğini anlattı.

Arnavutluk'ta hep başbakan ile cumhurbaşkanlığı birlikteliğini bundan sonraki süreçte çok daha güçlü bir birliktelik olarak görmek istediklerini vurgulayan Erdoğan, "Zira cumhurbaşkanı-başbakan arasındaki bu tür ayrılıklar ülkeye bir şey kazandırmaz, tam aksine kaybettirir. Kaldı ki bu süreçte de ben inanıyorum bu telafi edilecektir ve yeni seçimlerle beraber de bu dayanışma ruhu, bu birliktelik inşallah Arnavutluk'a çok büyük güç kazandıracaktır ve şu anda ayakları üzerinde güçlü bir şekilde duran Arnavutluk, bundan sonraki süreci de iyi değerlendirecektir." diye konuştu.

Türkiye ile Arnavutluk arasındaki tarihi bağlar

Daha sonra programda Erdoğan'a, "Arnavutluk'u bölmek isteyen güçler" ifadesiyle neyi kastettiği soruldu.

Erdoğan, bu soru üzerine şunları söyledi:

"Tabii burada isim vermek doğru olmaz. Konuyla ilgili olarak özellikle Arnavutluk'taki yetkili olan siyasetçi arkadaşlarımız bizimle yaptıkları görüşmelerde bunu bizimle paylaşırlar ve bize de burada ne düşüyorsa biz Türkiye olarak siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel, her alanda elimizden gelen desteği Arnavutluk'a vermekte kararlıyız. Çünkü Arnavutluk'u biz bir defa Balkanlar'da çok önemli bir dayanışma unsuru olarak görüyoruz. İstikrarı sağlama noktasında önemli bir ülke olarak görüyoruz. Çünkü Balkanlar'ın istikrarı önemli ve Balkanlar'ın istikrarında bu kadar önemli bir ülke eğer zafiyet geçirecek olursa buna biz üzülürüz. Balkanlar adına üzülürüz, Balkanlar için üzülürüz. Bunun için de böyle bir Arnavutluk'un birliğini, beraberliğini, huzurunu bozmaya çalışanlara da fırsat vermemek lazım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sunucunun "Arnavutlar sizler için özel bir yatırım mı?" sorusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Olaya bu şekilde bakmadıklarını, her şeyin ekonomik gözle ele alınamayacağını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bir de sizlerin bir tarih, medeniyet bakışınızın olması lazım. Biz tabii özellikle az önce size söylediğim gibi 500 yıllık bir birlikteliğe, geçmişe sahip olduğumuz Arnavutluk'a böyle bir gözle bakamayız. Bugün Arnavutluk'ta hala bizim tarihten kalma birçok sanat eserlerimiz var, ecdattan kalma sanat eserlerimiz var ve orada akrabalık bağlarımızın olduğu nice insanlar var. Bu sadece Arnavutluk'ta değil, tüm Balkanlar'da bunu görmek mümkün. Yani Makedonya'ya gittiğiniz zaman bunu görürsünüz. Bosna Hersek'e gittiğiniz zaman bunu görürsünüz. Bütün buralarda mevcuttur. Biz de istiyoruz ki bu ayrılık olmasın. Aynı şeyi Sırbistan'a gittiğinizde, orada da görürsünüz. Demek ki burada bizim çok tarihi derinliklerde olan bağlar var. Biz bu bağların kopmasını istemiyoruz. Bu bağlar aynen korunmalı, devam etmeli, güçlenerek devam etmeli. Böylece bu ülkeler kendi ayakları üzerinde rahatlıkla durmalı."

"Balkanlar'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmasının özellikle yanındayız"

Erdoğan programda, Arnavutluk, Makedonya ve Kosova'yı tek bir Arnavutluk devleti şeklinde birleştirme girişimlerine yönelik iddialara da değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tabii böyle bir şeyi aslında biz düşünmek istemeyiz. Her ülkeyi kendi coğrafi şartları içerisinde değerlendirmemiz lazım ve buralara bu tarihte olduğu gibi müdahaleleri asla doğru bulmuyoruz. Bunlar yanlış şeyler. İşte şu anda Ortadoğu'da olanlar ortada. Irak'ta olanlar, Suriye'de olanlar ortada. Bunları biz yanı başımızda görüyoruz. Aynı şeylerin Balkanlar'da olmasını istemiyoruz. Balkanlar üzerinde bu tür ince hesaplar yapanlar var ama ona müsaade etmemeliyiz ve biz burada, Balkanlar'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmasının özellikle yanındayız. Bunu bir defa görmemiz lazım. Onun için ha Makedonya, ha Bosna Hersek, ha Arnavutluk, Sırbistan, buralarda artık bu oyunların oynanmaması lazım. Hepsi de kendi toprak bütünlüğünü bu noktada kendi içinde nasıl geçmişte yaşadıysa, bundan sonra da yaşamaya devam etmelidir."

Arnavutluk'un, sahip olduğu ılımlı Müslüman çoğunluk nedeniyle Avrupa Birliği (AB) sürecinde karşılaşabileceği sıkıntıları da yorumlayan Erdoğan, "Şimdi tabii doğmamış çocuğa don biçmek olacak bir iş değil. Şimdi ortada sadece bir müzakereci ülke olma sıfatı var. Şu anda biz AB üyesi değiliz. Dolayısıyla burada böyle bir şeyi konuşmak da doğru değil ama şunu çok açık ve net söyleyebilirim. Yani Türkiye olarak biz hangi inançtan olursa olsun, nasıl Arnavutluk'ta farklı inançlar bir arada yaşıyorlarsa, bu bir arada yaşayışı hazmedemeyenler orayı parçalamak istiyorlarsa, biz diyoruz ki onların bir arada yaşama sürecini devam ettirmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, Dayton sisteminin Bosna Hersek'te beklenenleri getirmediğini belirtti.

Farklılıkların zenginlik olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi bizde bir ifade var ki Medeniyetler İttifakı'nda da biz bunu çok kullandık. Biz farklılıklarımızı hep zenginlik telakki etmişizdir ve farklılıkların zenginlik olmasından kimsenin kaçınmaması lazım. Burada rahat olmak lazım. Hele hele medeniyet anlayışında, kültür anlayışında bu adeta bir ilke gibidir. Bunu savunmak Arnavutluk'a da kazandırır, Makedonya'ya da kazandırır, Kosova'ya da kazandırır, Bosna Hersek'e de kazandırır, hepsine kazandırır." dedi.

"Tecrübe aktarımından da kimsenin rahatsız olmaması gerekir"

Kendisinin Balkanlar'daki bazı ülkelerde belli bazı siyasi partileri desteklediğine dair söylemleri de değerlendiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şimdi tabii bunu söylemek çok çok çirkin olur. Şimdi aynı dünya görüşüne sahip olduğumuz siyasi partiler olabilir, o başka bir şey. Aynısı Avrupa için de geçerlidir. Yani şu anda siz zannediyor musunuz Avrupa'daki ülkelerin birçoğu Balkanlar'daki birçok siyasi partiyle bu noktada görüş alışverişinde bulunuyor. Bu olağan bir şeydir. Yani Türkiye olarak bizim de bu noktada tabii ki bizden istifade etmek isteyen, siyasi kanaatlerimizi, siyasi tecrübemizi öğrenmek, ondan istifade etmek isteyenler olabilir. Biz onlara da doğrusu her türlü bu noktada fikri-düşünsel desteği veririz. Bu bir tecrübedir ve bu tecrübe aktarımından da kimsenin rahatsız olmaması gerekir ama kalkıp da orada kıran kırana bir yarışın içerisinde biz Türkiye olarak yer almayız, bunu doğru da bulmayız. O zaman oradaki bu siyasi mücadelenin anlamı da ortadan kalkmış olur ama bizden yani uluslararası anlamda diyelim ki belli fikri noktada dayanışma isteyenlerle birikimlerimizi rahatlıkla da paylaşabiliriz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile olan dostluğunu ve kendisini Türkiye'deki önemli açılışlara davet etmesini de yorumladı.

Erdoğan, şunları dile getirdi:

"Şimdi bunlar tabii Türkiye olarak sadece benim yaptığım veya bizim yaptığımız şeyler değil. Dünyadaki birçok lider bu tür çok çok önemli yatırımlarının açılışlarına kalkıp değişik ülkelerdeki dostlarının orada bulunmasını isterler ki siyasette vizyonerlik denilen bir olay vardır. Bu da o vizyonerliğin bir gereğidir. Dolayısıyla ben de zaman zaman birçok Balkanlar'daki dostlarımı, Avrupa'daki dostlarımı bu tür açılışlara davet etmişimdir. Örneğin İtalya'dan Silvio Berlusconi'yi davet etmişimdir. Daha önce Arnavutluk'tan yine aynı şekilde bir başka başbakanı davet etmişimdir. Aynı şekilde Yunanistan Başbakanı Sayın Karamanlis'i burada böyle bir çocuğumun nikahına davet etmişimdir. Bunları hem ilişkilerimizi güçlendirecek etkinlikler olarak düşünüyorum, adımlar olarak düşünüyorum. Nitekim de aradan yıllar geçmesine rağmen bir araya geldiğimizde hemen bunlar hatırlatılır. Mesela son dönemde yine kızımın nikahında da birçok ülkeden dostlarımızı çağırdım. Sağ olsun bizi kırmadılar, hepsi de bu nikaha katıldılar. Biz de çok mutlu olduk. Onlar da tabii mesela Pakistan Başbakanı'ndan tutunuz, Katar Başbakanı'nın eşine varıncaya kadar birçokları bu nikahta yer aldılar. Bizler de hakikaten çok çok mutlu olduk. Çocuklarım mutlu oldular ve bunlar kaynaşmamız için de önem arz ediyor. Sağ olsun Edi Rama da benim bu davetime icabet etti, geldi. Aynı şekilde bir köprü açılışında Edi Rama ile yine bir arada olduk."

"Yatırımcı sahaya inmiş vaziyette"

Türkiye'de geçen yıl yaşanan darbe girişiminin ardından devam eden süreci değerlendiren Erdoğan, "Şu anda biz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu FETÖ'cü terör örgütünün attığı bu adımlara rağmen çok ciddi bir mesafe kaydettik. Şu anda kişi başına milli gelirimiz 11 bin doları aşmış vaziyette ve ileri doğru gidiyoruz. Özellikle bu ilk çeyrekte yüzde 5 büyümeyi Türkiye'nin yakalamış olması önemli bir gelişme ve dünyada biliyorsunuz Çin ve Hindistan'dan sonra biz 3'üncü sırada yer aldık; yüzde 5 büyümeyle." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında FETÖ ile mücadeleye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aldığımız birçok tedbirler var. Bu tedbirlerin yanında ihracattaki tabii hamle çok çok önemli ve bu yüzde 5 büyümenin içinde 2,2 gibi ihracatın payı var. Bu adımlarla beraber bundan sonra yurt içi-yurt dışı yatırımlarda da artışlar olacak. Yurt dışından gelen yatırımcılar var. Kendileriyle görüşmeler yapıyoruz. Yurt içinde aynı şekilde yatırımlar var. Çünkü bir öz güven artık oluştu. Bu öz güvenle birlikte artık yatırımcı da sahaya inmiş vaziyette. Bunlar ülkemize tabii ki yatırımla birlikte istihdamda çok şeyler kazandıracak, üretimde çok şeyler kazandıracak. Bütün bunlarla beraber de tabii özellikle dünyadaki bu ekonomi rekabetinde gücümüzü bunlar çok çok artıracak."

Tatil için Türkiye'yi tercih edecek Arnavutlara da seslenen Erdoğan, "Memnuniyetle bekleriz. Bizim çünkü Arnavutluk'la olan bağlarımız çok güçlü. Türkiye'den de unutmayın ki Arnavutluk'a gidenler çok çok fazla. Çünkü Arnavutluk'un da özellikle sahil turizmdeki güzellikleri çok çok fazla. Oralara gidenlerin olduğunu biliyorum. Hatta Türk girişimcilerin turizmde oradaki yatırımlarını da biliyorum." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk'taki Türk yatırımlarının yeterli düzeyde olmadığı yönündeki eleştirilere de yanıt verdi.

Türkiye'nin Arnavutluk'taki yatırımlarının ciddi bir konuma geldiğini, yaklaşık 3 milyar dolar düzeyinde olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilmiyorum Avrupa ülkelerinden bu tür yatırımlar bu noktada başka ülkelerde var mı? Türkiye'nin bu yatırımları durmayacak. Bundan sonra da bu yatırımlar devam edecek. Özellikle marina olaylarında yatırımlar düşünülüyor ve bu bölgede Türkiye, Yunanistan ve İtalya'yla birlikte bir tercihli ortak olarak bir hamlenin içerisinde. Turizmde orada ciddi ataklara Türk iş adamları girecekler. Şu anda devam eden yatırımlarımız var. Seçimlerden sonra da öyle zannediyorum ki tabloyu görerek Arnavutluk'ta ciddi bir yatırım atacağı başlayacak."

"Çocuklarınızı FETÖ'nün okullarına göndermeyin"

Arnavutluk'taki FETÖ yapılanmalarına yönelik bu ülkenin yetkililerine yapılan uyarılara dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben sevgili Arnavutluk halkına şu ricada bulunacağım; çocuklarınızı kesinlikle FETÖ'nün okullarına göndermeyin." dedi.

Erdoğan, Arnavutluk'un başbakanı ve cumhurbaşkanına FETÖ okulları konusunda ricada bulunduğunu belirterek, Maarif Vakfı ile Arnavutluk Eğitim Bakanlığı ortaklığında yürütülecek çalışmaların Arnavutluk gençliğini kesinlikle mağdur etmeyeceğini, onları en ideal şekilde yetiştireceğini ve bundan endişe duyulmaması gerektiğini vurguladı.

FETÖ'nün Arnavutluk için oluşturabileceği tehdide işaret eden Erdoğan, "Şunu özellikle söyleyeyim. FETÖ nasıl bizim için bir tehdit oluşturma konumuna geldiyse, Arnavutluk küçük bir ülke, az bir nüfusa sahip, orada çok daha büyük bir tehdit oluşturabilir. Çünkü bunların en önemli şeyi şudur; kaliteli, seçkin ailelerin çocuklarını bunlar çekip alırlar, okullarında yetiştirirler, ondan sonra da devletin önemli kademelerine sokmak suretiyle yarın bunlar nasıl Türkiye'de tehdit oluşturdularsa Arnavutluk'ta da bir tehdit unsuru haline gelirler. Onun için bunlara böyle bir fırsatı asla vermemek lazım." uyarısında bulundu.

Türkiye'nin FETÖ okullarının kapatılması noktasında Arnavutluk'a bir baskı uygulayıp uygulamayacağı yönündeki soruyu da yanıtlayan Erdoğan, "Şimdi ben burada bir defa böyle bir ülkenin, Arnavutluk gibi dost bir ülkenin kendi içişlerinde tehdit oluşturacak bir ifadeyi asla kullanmam ama yarın bu FETÖ terör örgütü Arnavutluk için bir tehdit unsuru haline gelir, ondan sonra da vakit geç olur." değerlendirmesini yaptı.

"Arnavutluk ders çıkarmalı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün Türkiye gibi 80 milyon nüfusa sahip bir ülkede sızma hareketi yaparak ordu ile emniyet teşkilatına büyük zararlar verdiğine dikkati çekti.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde 249 vatandaşın şehit, 2 bin 193 vatandaşın ise gazi olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi ben bunu anlattığım zaman bu Arnavutluk için bir tehdit olmaz ancak Arnavutluk buradan ne yapması lazım? Bir ders çıkarması lazım. Yani bu terör örgütü Türkiye'de bunu yapabildiyse, yarın aynı şeyi Arnavutluk'ta da yapabilir. Ben bunu bir kardeş olarak Arnavutluk'a söylüyorum. Bir tehdit olarak asla böyle bir şeyi düşünmemiz söz konusu olamaz, olmaz. Onun için de erkenden bunu bizler hatırlatalım ki böyle bir oyuna gelinmesin ve Arnavutluk da gerekli tedbirleri almak suretiyle Maarif Vakfıyla kendi Milli Eğitim Bakanlığı müşterek bir çalışmaya girmek suretiyle bu adım atılır ve oradaki yavrularımız, oradaki gençlerimiz de bütün eğitim-öğretimi bu yeni kurulacak okullarda aynen devam ettirsinler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de özellikle darbe girişiminin ardından kendisine yöneltilen insan hakkı ihlalleri iddiaları hakkındaki soruya da cevap verdi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Buna halkım 16 Nisan'da en güzel cevabı verdi. Benim cevap vermeme gerek yok. Bak, millet oylama yaptı ve 16 Nisan'daki oylamada ne oldu? Yüzde 52'yle milletimiz dedi ki 'Biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmek istiyoruz.' Bu önemli bir adım. Şimdi 2019'un kasımında yeni sisteme göre bir seçim yapılacak. Şimdi yüzde 52 oy almak öyle her siyasi hareketin, her babayiğidin karı değil. Yani bir şeyler yapılıyor ki bu millet kalkıp böyle bir harekete, AK Parti hareketine ve Tayyip Erdoğan'a böyle bir tercih kullanıyor. Demokrasilerde ölçü nedir? Milli iradedir değil mi, milletin tercihidir. Milletin tercihi bu olduğuna göre, bunun üzerinde spekülasyon yapılabilir mi? Böyle bir tercihin üzerinde, 'Hayır, ne kadar yüzde 52 verilmiş olsa da biz bunu kabul etmiyoruz' demeye kimsenin hakkı var mı? Yok. Cumhurbaşkanı seçildiğimde de yine yüzde 52 oy ile seçildim. Bu referandumda da yine yüzde 52'ye yaklaşan bir oyla bu paket sandıktan çıktı. Şimdi bütün bu gerçekler ortadayken, hala maalesef bazı dezenformasyonlar yapılıyor. Bu dezenformasyonların peşine de ne yazık ki özellikle Batı takılıveriyor. Bu FETÖ'nün bir kampanyasıdır ve FETÖ'nün bu kampanyasına Batılı dostlarımızın takılmasını doğrusu biz anlamakta zorlanıyoruz. Siz seçimle işbaşına gelmiş olan bir partiyi, bir hükümeti veyahut da bir cumhurbaşkanını mı destekleyeceksiniz, yoksa darbe yapmak suretiyle bir ülkeyi bölmek isteyenlerin peşinde mi olacaksınız? Eğer demokrasi diyorsak, kusura bakmasınlar, o zaman seçimle işbaşına gelmiş hükümeti destekleyecekler, seçimle işbaşına gelen bir cumhurbaşkanını da destekleyecekler. Eğer desteklemiyorlarsa demek ki samimi değiller."

"Daha iyi olacak, onun için çok çalışıyoruz"

Programın sunucusu, Erdoğan'a son olarak, görüş ayrılıkları bulunmasına rağmen insanların büyük çoğunluğunun kendisini çok sevdiği ve bu sevginin nasıl oluştuğu yönündeki sorusunu yöneltti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu soru üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şu anda biliyorsunuz sandıkların neticesi ancak halka hizmetle olur. Eğer halka hizmet ederseniz, halkın gönlünü kazanırsanız, bu halk sizi ihmal etmez. İşte 15 yıldır başbakan ve cumhurbaşkanı olarak aralıksız milletime hizmet veriyorum ve milletimiz bizi kenara koymadı. Devamlı oyları yükselte yükselte bizi buraya getirdi. Fakat aldığımız Türkiye felaketti, her alanda çökmüştü. Biz şimdi üç kat büyüttük. Düşünün, 3 bin 500 dolar kişi başı milli gelir, şimdi 11 bin 500 dolara çıktı. Halk bunları görüyor. Böyle bir yere getiriyorsunuz. Dünyadaki en büyük 17'nci ülke konumuna getiriyorsunuz, satın alma gücü olarak 14'üncü konuma getiriyorsunuz. Bu vatandaş herhalde kör değil, bunu gördüğü için diyor ki şimdi Boğaz'ın üstünde üçüncü bir köprü yaptık. İstanbul'u İzmir'e bağlayan Osmangazi Köprüsü'nü yaptık. Boğaz'ın altından Marmaray Tüneli'ni yaptık. Yine Boğaz'ın altından otomobillerin geçmesi için Avrasya Tüneli'ni yaptık. Bunlar İstanbul ulaşımına yönelik önemli adımlar. 79 senede bu ülkede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı. Biz ise şu 15 senede 19 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Artık halk bunları görüyor. 25 tane havalimanı varken Türkiye'de, biz şimdi bunların sayısını 55'e çıkardık. Uçağa binildiği zaman, eskiden 'otobüs fiyatından yüksek' derdi, şimdi otobüs fiyatına uçağa binilebiliyor. Böyle bir konuma geldik. Benim halkım bunları görüyor, onun için de tabii ki kendisine hizmet edenlere sevgiyi de esirgemiyor, oyunu da esirgemiyor. Daha iyi olacak, onun için çok çalışıyoruz."

Arnavutluk halkına birlik ve beraberlik çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda son olarak, "Tüm Arnavutluk halkına şahsım ve Türk milleti adına en kalbi sevgilerimi gönderiyorum. Aman birlik olsunlar, beraberlik olsunlar ve Arnavutluk'a sahip çıksınlar." ifadesini kullandı.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin