Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

En eski aşıklar müzede sergilenecek

"Ilısu Baraj Gölü Altında Kalacak Kültür Varlıklarının Korunması" projesi kapsamında Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Ilısu köyündeki Boncuklu Tarla'da geçen yıl yürütülen kurtarma kazılarında bulunan, birbirine sarılmış bir kadın ve bir erkeğe ait iskeletler, Mardin Müzesi'nde sergilenecek.
En eski aşıklar müzede sergilenecek
09 Ağustos 2018 14:29:00
"Ilısu Baraj Gölü Altında Kalacak Kültür Varlıklarının Korunması" projesi kapsamında Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Ilısu köyündeki Boncuklu Tarla'da geçen yıl yürütülen kurtarma kazılarında bulunan, birbirine sarılmış bir kadın ve bir erkeğe ait iskeletler, Mardin Müzesi'nde sergilenecek.

Mardin'in Dargeçit ilçesinde, "Ilısu Baraj Gölü Altında Kalacak Kültür Varlıklarının Korunması" projesi kapsamında yürütülen kurtarma kazılarında geçen sene bulunan, birbirine yüz yüze dönük halde sarılmış bir kadın ve bir erkeğe ait olan, "dünyanın en eski aşıkları" diye nitelenen iskeletler, incelemenin ardından Mardin Müzesi'nde sergilenecek.

Proje doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü iş birliğiyle bazı höyüklerde 1998 yılında başlatılan kurtarma kazıları sürüyor.

Bu kapsamda Dargeçit ilçesine bağlı Ilısu köyündeki Boncuklu Tarla'da 2012 yılından bu yana devam eden kurtarma kazılarında, Neolitik çağdan Osmanlı dönemine kadar yerleşim gören Dicle Vadisi'nde Neolitik dönemden milattan önce 1000'lere kadarki döneme ait, ev tabanlarının altına, dizleri karınlarına çekik ana rahmindeki biçimde yeniden doğuş inancı ile gömülmüş 118 insana ait iskelet ile çok sayıda obje bulundu.

Bu iskeletlerden en dikkati çekeni ise geçen yıl bulunan milattan 8 bin 200 yıl öncesine ait "dünyanın en eski aşıkları" olarak nitelendirilen, birbirine yüz yüze dönük halde sarılmış bir kadın ve bir erkeğe ait iskelet oldu.

Bu iskeletlerin bulunduğu mezarda ise Neolitik dönemde yaşayan toplulukların geleneklerini betimleyen serpantin, kireçtaşı, klorit, kumtaşı, kemik, obsidiyen, fosfat, turkuaz, bakır, malakit ve değişik çay taşları kullanılarak yapılan binlerce kolye, kemer ve kemer tokaları, kemik kakmalı süs eşyası, düğme, küpe ve değişik süs eşyaları gün yüzüne çıkarıldı.

Bugüne kadar olduğu gibi kazı çalışmalarında son mezarda bulunan eserler de yapılan incelemelerin ardından Mardin Müzesi'nde teşhire sunuldu.

Mardin Müzesi'nde incelemesi süren "dünyanın en eski aşıkları" olduğu değerlendirilen çifte ait iskeletler de çalışmaların tamamlanmasının ardından aynı müzede izlenime sunulacak.

Müzede bulunan çifte ilişkin fotoğrafın altında, "İtalya'da Valdarao'daki mezarlıkta ve Diyarbakır-Bismil Hakemi Use'de bulunan aşıklardan yaklaşık 2 bin yıl daha eski olduğu bilgisi paylaşılırken, "Dünyanın en eski aşıkları" nitelendirmesi yapıldı.

"Ana rahmindeki biçimde 118 bireye ait iskelet çıkardık"

Mardin Müze Müdürü Nihat Erdoğan, Ilısu Barajı kurtarma kazıları kapsamında Boncuklu Tarla yerleşiminde kazı çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

İlk yerleşik hayata geçişin başladığı ender ve ünik alanda kazı çalışmalarının büyük bir titizlikle sürdüğüne işaret eden Erdoğan, söz konusu alanda ilk defa yerleşik hayata geçişin, organize bir şekilde bir köy hayatının oluştuğunun görüldüğünü belirtti.

Nihat Erdoğan, "Burada binlerce üretilmiş boncuk var. Adını da buradan alıyor. Takı ve süslemelerin insan hayatında ne kadar önemli bir önem taşıdığını gördüğümüz bir alan burası. Ölü gömme gelenekleri var. Ana rahmindeki biçimde 118 bireye ait iskelet çıkardık bu evlerden. Burada özel bir mezarımız da var. Bu mezarlardan milattan 8 bin 200 yıl öncesine ait birinde, yüz yüze gömülmüş bir kadın ve erkek de var. 'Dünyanın en eski aşıkları' olarak yorumladık. Üzerlerinde takılar ve süslemeler de var. Hem erkeğin, hem kadının süslendiği bocuklar var." ifadelerini kullandı.

"Dünyanın en eski takıları en iyi işçilikle işlenmiş"

Koruma altına alınan mezarlar üzerinde antropolojik incelemenin sürdüğünü dile getiren Erdoğan, mezarlarda bulunan binlerce takının ise Mardin Müzesi'ndeki "Boncuklu tarla seksiyonu" bölümünde sergilendiğini aktardı.

"O dönemde kullanılan takılar var. Bunların sosyal statü, kendini iyi hissetme, doğaya karşı tılsımlı korunma gibi iyileştirici ve koruyucu bir etkisinin olduğuna inanıyorlar ki bu kadar yoğun bir şekilde yapmışlar. Muhtemelen de buradan bütün coğrafyaya bu takıların gittiği bir üretim merkezi olduğunu düşünüyoruz. Çünkü üretim aletlerini de bulduk burada. Üretim teknolojisi açısından da dönemin en önemli boyut atladığı bir alan. Kendi dönemine ait bu kadar ince işçilikli bir başka takı yapım merkezi yok. Bu alandan binlerce takı çıkardık. Bunları dönüşümlü olarak sergiliyoruz." diyen Nihat Erdoğan, şu anda 200 parçanın sergilendiğini, kazı çalışmaları devam ettikçe de sayının artacağını belirtti.

Yüz yüze gömülen çifte ait mezarda buldukları takıların da sergide teşhir edildiğine işaret eden Erdoğan, "Bu aşıkların üzerindeki takılara baktığımızda, günümüzde belki düğünlerde takılan takıların benzeri olabilir. Dünyanın en eski takıları en iyi işçilikle işlenmiş." diye konuştu.

"Merak eden herkesi müzeye bekliyoruz"

"Aşkın yerleşik hayata geçtikten sonraki ilk izlerini de yine Mezopotamya'da görmeye devam ediyoruz. Binlerce yıl önce aşıktılar. Takılarıyla birlikte başlarına bir şey geldi ve öbür dünyaya ana rahmindeki gibi gömülüp uğurlandılar." ifadelerini kullanan Erdoğan, geçmişte o insanların taktıkları takılara dokunabilmenin büyük bir şans olduğunu vurguladı.

Nihat Erdoğan, "Onların hissettikleri, yaşanmışlıkları akla geliyor. Müzeler öyle bir şey. Geçmişin bilgisini alıyor ve geçmişle arasına bir kapı açıyoruz. Merak eden herkesi müzeye bekliyoruz." şeklinde konuştu.

"Binlerce yıllık bir aşka tanıklık ediyormuşuz gibi"

Müzenin ziyaretçilerinden Zeynep Kassap, takıların ve birbirlerine bakan aşıkların çok dikkatlerini çektiğini belirtti.

Bunlara tanıklık etmenin, bu eserlerin korunarak gelecek nesillere aktarılmasının önemine değinen Kassap, "Özelikle Mardin gibi tarihi bir yerde bu eserlerin bulunması gerçekten de çok güzel. Biz de bunlara tanıklık ediyoruz. Binlerce yıllık bir aşka tanıklık ediyormuşuz gibi oldu. Güzel bir duygu." dedi.

Mahmut Lale de müzeyi gezdiklerini, özellikle müzenin bu bölümünde çok farklı duygular hissettiğini anlatarak, "Binlerce yıl öncesinden aşk kavramının doğması, çiftlerin birlikte mezara gömülmesi çok farklı bir duygu. Burada çıkan boncuklar da çok güzel. Çok şaşırdım, desenler de çok güzel bir şekilde yapılmış." diye konuştu.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin