Dolar (USD)
34.65
Euro (EUR)
36.62
Gram Altın
2938.50
BIST 100
9640.08
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Emri bil maruf, nehyi anil münkerde sekizinci derece - Gazali - İhyau Ulumiddin

Sekizinci derece, kendisinin uyarmayı becerememesi, fakat uyarma hususunda silahlı birtakım yardımcılara muhtaç olmasıdır. Büyük İslam Alimi Ebu Hamid Muhammed Gazali''nin İhyau Ulûmi''d-Dîn eserinden bölümler: Emri bil maruf, nehyi anil münkerde sekizinci derece 
Emri bil maruf, nehyi anil münkerde sekizinci derece - Gazali - İhyau Ulumiddin
27 Şubat 2019 12:25:00
Sekizinci derece, kendisinin uyarmayı becerememesi, fakat uyarma hususunda silahlı birtakım yardımcılara muhtaç olmasıdır. Büyük İslam Alimi Ebu Hamid Muhammed Gazali''nin İhyau Ulûmi''d-Dîn eserinden bölümler: Emri bil maruf, nehyi anil münkerde sekizinci derece 

Sekizinci Derece

Sekizinci derece, kendisinin uyarmayı becerememesi, fakat uyarma hususunda silahlı birtakım yardımcılara muhtaç olmasıdır. Bu takdirde çoğu zaman fasık ve uyarılan kimse de yardımcılarından imdat ister ve böylece iki tarafın karşılıklı dövüşmesine vesile olur. İşte bu ihtimalden dolayı imamın iznine ihtiyaç olup olmadığında ihtilaf baş göstermiştir.

Bir grup 'Fertler izinsiz bunu yapamaz. Çünkü bu tür uyarma izinsiz yapıldığı takdirde fitnenin tahrikine, heyecanın kabarmasına ve memleketin harap olmasına yol açar!' demiştir.

Başka bir grup İmamın iznine ihtiyaç yoktur' demişlerdir. Bu grubun sözü, kıyasa daha uygundur. Çünkü mademki toplumun fertlerine emri bi'l ma'ruf yapmak caizdir, o halde ernri bi'l ma'ruf'un ön dereceleri ikinci plandaki derecelerine, ikinci dereceler de üçüncü derecelere çekip iteler! Böylece şeksiz ve şüphesiz bir vuruşmaya insanı sokar. Vuruşma ise, yardım istemeye çağırır. Bu bakımdan emri bi'l ma'ruf'un lâzım ve ayrılmaz zorluklarından perva etmemek uygundur. Emri bi'l ma'rufun sonucu, Allah'ın rızası ve günahları kaldırmak yolunda ordular tanzim etmeye varır. Biz ise, gazilere bir araya gelmelerini ve istedikleri kâfir topluluğuyla ehli küfrün kökünü kazımak gayesiyle savaşabileceklerini caiz görürüz.

İşte böylece ehli fesadın kökünü kesmek de caizdir. Çünkü kâfiri (eğer zimmî değilse) öldürmekte sakınca yoktur. Müslüman da öldürülürse şehiddir. İşte böylece fısk ve fücurunu müdafaa eden fâsığı öldürmekte de (nizamlara riayet etmediği için) sakınca yoktur. Haklı olan uyarıcı ise, eğer mazlum olarak öldürülürse şehiddir.

Netice itibarıyla işin bu kerteye varacağı, uyarıcılık hususunda pek nadir görülmüştür. Bu bakımdan böyle nadir bir hâdisenin düşüncesi kıyas kanununu değiştiremez. Aksine denir ki, münkeri kaldırmaya kudreti olan herkes için eliyle, silahıyla, nefsiyle ve yardımcılarıyla onu kaldırmaya çalışmak gerekir.

Mademki durum budur, daha önce dediğimiz gibi meselenin çeşitli ihtimalleri vardır. İşte buraya kadar zikrettiğimiz sekiz derece, uyarıcılığın dereceleridir. Biz şimdilik onların âdâbını zikredelim. Tevfîk ve ihsan eden Allah Azimüşşan'dır.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin