Elveda Gazze'nin Karaoğlanı
Gün ortasında, kavurucu güneşin altında saatlerce yolunu gözlemiştim. Sonra gelen bir araçta sen olduğunu söyledi yanımdaki Filistinli can kardeşim…
Senden önce şehadete gönderdiğim kardeşim…
“Erdal bak şu camdan başını çıkarmış el sallayan” dedi.
Fotograf makinamın teleobjektifi ile ilk kez yüz yüze geldik seninle… Gözlerine zoomladım objektifimi.
Çeyrek yüzyıllık zindan, işkence ve Siyonist zulüm gözlerinin ferinden hiçbir şey almamıştı…
Yaklaşık 14 sene önceydi onlarca metre uzaktan teleobjektifle onlarca portreni, yüz hatlarının hareketini çekmiştim…
Sonra, son nefesime kadar unutamayacağım ilk akşam sohbeti…
Buluşmak için saatlerce beklemiş Küçücük Gazze’de güvenlikten dolayı en az 10 yer değiştirmiş ve ardından saatlerce sohbete dalmıştık.
İsrail zindanlarını, Gazze’deki tünelleri, hastanelerin yetersizliği, iç güvenlik ile ilgili planlarını…
Muhammed Dahlan isimli domuzun ihanetini sorduğumda sanki yüzüne tokat vurulmuş gibi oldun be komutan… “Bildiğin şeyi konuşmayalım” deyip kestirip atmıştın.
Sonra hemen durumu toparlamak istemiş ve Bir Hanuni Fıkrası ile sohbetimizi kahkahaya boğmuştun.
Şu anda, gülmekten kırıldığımız o Hanuni Fıkrası bana kahkaha attırmıyor, hatta yüzüm gülmüyor be komutan…
Sadece ardına düşmek için gözlerimden sana doğru akıp gelen gözyaşlarım yüzümde.
İlk tanışmamızı mı, seni ilk tanıdığım anla mı başlasam Gazze’nin Karaoğlanı?
Çeyrek yüzyıllık eziyetli zindan hayatına rağmen, Gazze’ye giriş yaptığın otobüsten gülümseyen parıl parıl parlayan o siyah inci gözlerinin Ferlerinden mi başlasam?
Hiç biri ama hiç biri yokluğunun tesellisi olmayacak…
Bizim Kürtlere, Orta Anadolu Yörük Türklerine çok benziyorsun dediğimde, yüreğimi ortadan bölen cevabını hiç unutmayacağım:
“Siz orada kaldınız Kürtçe Türkçe konuşuyorsunuz, biz burada kaldık Arapça konuşuyoruz.”
Nemli bir Gazze yaz gecesinin Siyonist “Zenane” ve “Abbaci”lerinden kaçarak Refah Kapısı yakınındaki bölgede içtiğimiz naneli çayı özleyeceğim be komutan!
Derviş bir mücahittin. Ne Allah’ın zikri dudaklarından ne de Siyonist işgali devirme eylemi hayatından bir gün dahi eksik olmadı. Buna Allah huzurunda şehadet ederim be komutan!
Devrimci duruşunu hiç bozmadın. Ölüme meydan okudun hep. Ölümün üstüne üstüne gittin hep. Soranlara;
"Evet, Ölümden korkuyorum. Yatağımda yaşlı develer gibi ölmekten, kalp krizinden veya trafik kazası ile ölmekten korkuyorum. Allah yolunda, dinim, vatanım ve mukaddesatım için ölmekten korkmuyorum. Canımız ve kanımız en küçük şehidimizden daha değerli değildir" diyordun hep.
Giden mi, kalan mı daha çok acı çeker?
Şehadetin güzeldi. Hep olmak, yaşamak istediğine kavuştun işte.
Gelen yüzlerce esirin içerisinde gözlerim tesadüfen çarpmadı sana… Özellikle aradı seni. Çünkü her Gazze’ye geldiğimde senin imar ettiğin direniş harekâtının mükemmel işleyişine olan hayranlığım gözlerimi aramaya itmişti seni…
Hayatımın en zor anıdır vedalaşmak… Hatta her insanın hayatının en zor andır kesin vedalar…
Vedalaştığın bir insan, bir arkadaş, bir dost değil, bir güzel insanla, o alanda, o sıratta yaşadığın en güzel en inçten ve en aziz anlardır aslında…
Yaşadığım bir anı “dem”leyen, bir insan güzeli ile vedalaşıyorum.
“Giden mi, kalan mı daha çok acı çeker” diye sorarlar bizde Karaoğlan.
Sen gittin. Muhammed Mustafa Aleyhisselama, Şeyh Ahmed Yasin’e kavuştun…
Bizi ise “dünya sürgününde” yalnız bırakıp gittin.
Bu oldu mu hiç komutan?
Hani Deniz Kuvvetleri kuracaktın? Hani Türkiye senin donanmanı kuracaktı? Hem de Filistin İslam Cumhuriyeti Donanma Komutanlığı adı ile. Deniz yoluyla hani İstanbul’a gelecektin?
Şehadeti görünce sevenlerini ve hayallerini bırakıp gittin. Yolun açık olsun komutan. Benden selam söyle Peygamberlerin en yücesine…
Benden selam söyle Şeyh Ahmed Yasin’e, onu özlediğimi söyle bana hakkını helal etsin. Bolca sohbetini dinlemiştim.
Racon sahibi komutan
Yurdun işgal altındayken elde tüfek mevziden mevziye atıldın ve mükafatını aldın dün.
Ömrünce; zindanda iken bile inanılmaz bir direniş/savaş organize ettin. Gazzeli Karaoğlan! İran’dan Turan’a, Çin-i Maçin’den Zulkarneyn’in yurduna kadar gezmediğim yurt kalmadı biliyorsun.
Onca diyarda tanıdığım en delikanlı adamdın sen.
Gördüğüm en RACON SAHİBİ insan sendin be komutan!
Ve senin bu Racon sahibi olman, düşmanlarını tir tir titretiyordu. Senin yanına dron olmadan yaklaşamadılar bile.
Sen, Allah’a verdiği sözden caymayan tanıdığım en delikanlı adamdın.
Ceket onu boğuyordu
Ceketi hiç yakıştırmadın kendine. "Beni boğuyor" diyordun hep. Al işte ceketten kurtuldun. Ne büyük bir şerefle döndün Rabbimize...
Cesaretine, samimiyetine, imanına ve şehadeti arzulamana şahidim Allah huzurunda!
Vallahi sen bu hasletlerinle düşmanlarını dahi büyüleyen bir yiğit olarak terk ettin dünyayı.
Senin düşmanın seni şehit ettiğini ispat etmek için senin nasıl şerefli bir yiğit olduğunu cümle aleme göstermek zorunda kaldı.
Elinde Kaleşin, dudaklarında Rasulullah Aleyhisselam'ın zikri…
Ey Filistin'in yiğit evladı, özgürlük savaşçısı Yahya Sinvar!
Bugün senin şehadetinle birlikte Filistin toprakları bir kez daha kanla sulandı. Ama bil ki dökülen her damla kan, bu kutsal topraklarda özgürlük çiçeklerini yeşertecek. Sen, zulmün karanlığında parlayan bir yıldız oldun ve şimdi cennette diğer şehitlerimizle birliktesin.
Ey cesur komutan! Senin hayatın boyunca verdiğin mücadele, esaret altındaki halklara umut oldu vallahi!
Zindan duvarları bile senin özgürlük aşkını söndüremedi. Şimdi sen, fiziksel varlığından kurtulup ebedi özgürlüğüne kavuştun. Artık her Filistinlinin, her mü’minin, her devrimcinin kalbinde bir meşalesin.
Gazzeli Karaoğlan
Gazzeli Karaoğlan, senin şehadetin boşa gitmeyecek. Her damla kanın, binlerce yeni direnişçinin doğmasına vesile olacak. Düşman seni susturduğunu sanırken, aslında senin sesini dünyanın dört bir yanına duyurdu. Artık sen sadece Filistin'in değil, tüm ezilen halkların sembolüsün.
Ey kahraman şehidimiz! Senin bıraktığın miras, gelecek nesillere yol gösterecek. Filistin'in her karış toprağında senin ayak izlerin var. Şimdi o izleri takip edecek yüz binlerce binlerce genç var.
Komutan! Senin uğruna canını verdiğin dava, hiç olmadığı kadar güçlü. Filistin'in özgürlük ateşi, senin ve senden önce şehit düşen tüm yoldaşlarımızın fedakarlığıyla daha da harlanacak. Bu ateş, zalimin saraylarını yakıp kül edene kadar sönmeyecek.
Ey Yahya Sinvar! Senin adın artık destanlara yazıldı. Anneler çocuklarına senin hikayeni anlatacak, gençler senin cesaretinden ilham alacak. Sen, Filistin direniş tarihinin en parlak sayfalarından biri oldun.
Şehadetin mübarek olsun ey yiğit savaşçı! Senin bıraktığın emaneti koruyacağımıza, davamızı zaferle taçlandıracağımıza söz veriyoruz. Ruhun şad olsun, mekânın cennet olsun.
Filistin özgür olana dek mücadelemiz devam edecek. Senin ve tüm şehitlerimizin kanıyla sulanan bu topraklar, er ya da geç özgürlüğüne kavuşacak. Ve o gün geldiğinde, senin adın özgür Filistin'in sokaklarında, meydanlarında yankılanacak.
Seni unutmayacağız, ey özgürlük şehidi Yahya Sinvar! Senin mirası, Filistin halkının kalbinde ve bilincinde sonsuza dek yaşayacak!"
Analar ne evlatlar doğurmuş, sana da annene de rahmet olsun Komutan Yahya Sinvar!
Sen savaştın, şehit oldun.
Senden sonra Sahabe gördüm demiştim. Şehadetinle bu hissimi taçlandırdın be Gazzeli Karaoğlan! Bu saatten sonra hiç Müslüman bir sahabe görmedik demesin.
Sahabe-Komutan! Hem şehit hem mücahit hem de sahabe ahlakına sahip olmanın yolunu gösterdin bizlere.
Seni hep böyle hatırlayacağım Gazzeli Karaoğlan.
Sen Rabbine kavuştun, seni şehid edenler ise cehenneme kavuşacak hiç şüphesiz.
Elveda Gazzeli Karaoğlan!
Seni Allah için sevdim demiştim taaa 14 yıl önce hatırladın mı Gazzeli Karaoğlan?!
Vallahi! Vallahi! Vallahi seni Allah için özleyeceğim
Elveda Gazze’nin Karaoğlanı, Elveda Sahabe/Komutan