Dolar (USD)
34.35
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2832.58
BIST 100
9420.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kur’an Kerim''de sadece Zariyat suresinde geçen El Metin zikrinin faziletleri - Esmaül Hüsna

"Kuvvet ve kudret kaynağı, pek güçlü" anlamına gelen El Metin isminin ebced değeri ve zikir saatini Kuran-ı Kerim’de ki Arapça ve Türkçe manasını, El Metin isminin Kuran’da geçen ayetlerini, El Metin isminin faziletlerini, Esma-ül Hüsna yani Allah’ın güzel 99 isimlerinden El Metin isminin sırlarını ve zikirlerini yazımızda bulabilirsiniz. İşte Esmaül Hüsnadan El Metin ismi hakkında bilgiler...
Kur’an Kerim''de sadece Zariyat suresinde geçen El Metin zikrinin faziletleri - Esmaül Hüsna
16 Mart 2019 10:34:00
"Kuvvet ve kudret kaynağı, pek güçlü" anlamına gelen El Metin isminin ebced değeri ve zikir saatini Kuran-ı Kerim’de ki Arapça ve Türkçe manasını, El Metin isminin Kuran’da geçen ayetlerini, El Metin isminin faziletlerini, Esma-ül Hüsna yani Allah’ın güzel 99 isimlerinden El Metin isminin sırlarını ve zikirlerini yazımızda bulabilirsiniz. İşte Esmaül Hüsnadan El Metin ismi hakkında bilgiler...

"Kuvvet ve kudret kaynağı, pek güçlü" anlamına gelen El Metin isminin ebced değeri ve zikir saatini Kuran-ı Kerim’de ki Arapça ve Türkçe manasını, El Metin isminin Kuran’da geçen ayetlerini, El Metin isminin faziletlerini, Esma-ül Hüsna yani Allah’ın güzel 99 isimlerinden El Metin isminin sırlarını ve zikirlerini yazımızda bulabilirsiniz. İşte Esmaül Hüsnadan El Metin ismi hakkında bilgiler...

Metîn olan Allah çok güçlüdür. Hiçbir şey onu sarzmaz. Mutlak güç ve kuvvet sahibi O’dur. Allah azze ve celle çok sağlamdır, hiç bir şekilde dağılmayan bitip tükenmeyen mutlak güç ve kudret sahibi de O’dur. Metîn olan Allah’ın gücü de, kuvveti de sarsılmaz, kaynağı hiçbir şekilde bitip tükenmeyen yok olmayan anlamına gelir. Metîn isminin özelliği ise hiç bir şey onu sarsmaz. Kuvvetini ve gücünü de hiçbir şey ondan almaya gücü yetmez.

Metîn Esması

Metîn : متین

El-Metin : المتين

Ya Metîn : يا متین

Metîn ismi arapça kökenli bir terimdir.

Metîn Esmaül Hüsnasının Anlamı

El-Metîn : Her şeye gücü yeter.

El-Metîn : Allah’u Teâla Çok Sağlamdır.

Metîn – اَلـْمَتِِينُ ( Kuvvetli) : Sağlam, kuvvetli, çok güçlü herdaim sapasağlam olan Metîn’dir.

El-Metîn : Çok güçlü olan, kuvveti eksilmeyen, hiçbir şekilde dağılmayan, çok dayanıklı olan Metin O’dur.

El-Metîn : Allah’ın kuvveti çok şiddetlidir.

El-Metîn : Sağlam ve kuvvetli olan O’dur.

El-Metîn : Çok sağlam, hiç sarsılmayan O’dur.

Metîn Esmasının Ebced Değeri ve Zikir Saati

Zikir Adedi : 500

Zikir Saati : Zühre

Zikir Günü : Cuma

Sabah gündoğarken

İkindi namazının son vaktinde

Akşam ile yatsı namazı arasında

Gece yarısı olan vakitte

Bu esma-i şerif “El-Metîn – Ya Metîn” diye zikir saatleri olan vakitlerde zikir adedince çekilirse tesiri çok kuvvetli olur.

Metîn Esmasının Faydaları, Havası ve Esrarı

Maddî ve manevî sağlam olmak için ismi şerifi ‘El-Metîn’ diyerek 500 defa zikir saatleri olan vakitlerinde okuyup zikredin.

Bir kimse daima güçlü ve kuvvetli olmak istiyorsa bu esmayı ‘Ya Metîn’ diyerek günlük 500 defa devamlı okumaya devam etsin.

Günlük 5 vakit namaz sonrasında bu esma-ı şerifi ‘Ya Metin Celle Celalühü’ diyerek 500 defa zikreden bir kulun bedeni ve ruhu güçlenir.

Yeni doğum yapmış ve sonrasında da sütü olmayan anneler yiyip içtiği yiyeceklere bu ism-i şerifi ‘Ya Metîn Celle Celalühü’ diyerek okuyup içtiği takdirde sütü bol olur.

Bu esma-i şerifi hasta bir kimseye bir bardak suyun içerisine ‘Ya Kaviyy-Ya Metîn Celle Celalühü’ diyerek 616 defa okuyup, o suyu o hastaya içirirse hasta yakın bir zaman içinde şifa bularak iyileşir.

Madden ve manen zayıf olan, tembellikten kurtulma niyetiyle bu ismi şerifi ‘Ya Metîn Celle Celalühü’ diye 500 defa okunduğunda bu hal ve durumu düzelir.

Günahkâr olan bir kimse bu halinden kurtulmak istiyorsa bu esma-ı şerifi ‘El-Kaviyyül-Metin’ diye 10 defa okuduğunda o günahkâr halinden kurtulur.

Metîn İsminin Kur’an-ı Kerim Ayetleri İle Açıklaması

Kur’an-ı Kerim’de Metîn ismi tek Zariyat süresinde geçiyor.

Şüphesiz Allah’ın kendisi, rızık verendir, Metîn ( sağlam olan), kuvvet sahibi olandır. Zariyat-58

En’am 44. Ayet

“Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında her şeyin kapılarını onlara açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık! Böylece onlar birden bire bütün ümitlerini yitirdiler.”

Tefsiri

İnsanlar kıtlıktan bolluğa hastalıktan sağlığa, sıkıntıdan esenliğe kavuştuları zaman, bunlara kendileri için imtihanlar bulunduğunu düşünmeli ve her zamankinden daha dikkatli, daha sorumlu hareket etmeli, bu nimet ve imkânları veren Allah’a minnet ve şükran hissi duymalıdırlar. Âyette söz konusu edilen kavimler, bu imkânların vie imtihan olduğunu düşünerek uyarılara önem verecekleri yerde, kendileri için bir istidrâc, bir imtihan olan bolluk ve rahatlığa aldandılar; ” sonunda kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları sırada ” Allah Teâla onları ansızın yakaladı. ” Bir anda bütün ümitlerini yitirdiler; böylece artık zulmeden- yanu şükretmeleri gerekirken küfredip başkaldıran-kavmin kökü kesildi. “Bu şekilde ıslah olma ümidi kalmamış olan kötülerin Allah tarafından yok edilmesi iyiler hakkında bir rahmet olduğu için, bu gelişmeleri anlatan âyetlerin sonunda “Her türlü övgü, âlemlerim rabbi olan Allah’a mahsustur” buyrulmuştur.

Â’râf 182. Ayet

“Âyetlerimizi yalanlayanları hiç bilmedikleri yerden adım adım yıkıma götürürüz.”

Â’râf 183. Ayet

” Onlara mühlet veriyorum. Cezalandırmam çok çetindir!”

182-183 Ayetin

Tefsiri

“Adım adım yıkıma götürürüz” şeklinde çevirdiğimiz fiilin masdarı olan istidrâc kelimesi, sözlükte “derece derece yükseltmek veya alçaltmak, azar azar toplamak, katlamak” gibi anlamlara gelir. Bu kelime zamanla, “Allah’ın bazı insanlara kötü niyetlerinin ve davranışlarının ardından, onların daha da şımarmaları, günahlarını daha da arttırmaları sonucunu doğurabilecek maddî veya manevî imkân ve fırsatlar vermesi” anlamında terim haline gelmiştir. Meselâ peygamberlerde görülen olağan üstü hallere ” mûcize”, velîlerde görülene “keramet” denirken inancı veya yaşayışı bozuk kimselerin zâhiren mûcize veya keramete benzer olaylar sergilmelerine istidrâc denmektedir. ” Cezalandırma” diye çevirdiğimiz keyd kelimesi ise aslında ” tuzak” mânasına gelmekle birlikte, Allah için kullanıldığında İslâmiyet ve müslümanlar için bazı tuzaklar kurmaya ve onları çökertmeye çalışan inkârcıların bu planlarını boşa çıkaran Allah’ın kusursuz, adaletli ve hikmetli planını ifade eder. Burada yüce Allah, âyetlerini yalanlayan ve böylece onları etkisiz kılmaya çalışan inkârcıları, güçlü ve şaşmaz planı uyarınca hemen cezalandırmayıp onlara mühlet verdiğini, bazı imkân be fırsatlar tanıdığını, bu suretle onları derece derece yıkıma doğru götürdüğünü veya alçalttığını ifade buyurmaktadır. Allah’ın onlara önce mühlet verip sonra da helâk etmesi zâhiren tuzak kurmaya benzediği için âyette buna keyd denmiştir.

“Yoksa onlar, Allahtan başka dostlar mı edindiler? Halbuki asıl dost ancak Allah’tır. Ölüleri O diriltir ve her şeye gücü yeten O’dur.” Şura-9

Kuran-ı Kerim’de Metîn ismi Allah’ın fiili sıfatı olarak geçmektedir. Bunlardan birisi araf suresi , diğeri ise kalem suresidir.

” Sen bu sözü yalan sayanı bana bırak! Biz onları, bilemeyecekleri bir şekilde yavaş yavaş azaba doğru çekeceğiz.”

Kalem-44

” Onlara mühlet veriyorum; ama benim planım çok sağlamdır!”

Kalem-45

Tefsiri

“Bu söz” diye çevirdiğimiz “hadis” kelimesi “ilâhî vahiy, Kur’an” veya “yeniden dirilmeyi ve âhiret hesabını bildiren ilâhî haber” şeklinde yorumlanabilir. 44. âyetteki ” Bu söz yalan sayanı bana bırak” cümlesi, vahiy ve âhireti inkâr edenleri cezalandırma yetkisinin yalnız Allah’a mahsus olduğunu ifade eder. ” Biz onları, bilemeyecekleri bir şekilde yavaş yavaş azaba doğru çekeceğiz” diye çevirdiğimiz cümle ise kısaca şunu anlatıyor: Allah verdikçe onlar şımarır; fakat O, imtihan sebebiyle vermeye devam eder. Bu durum İslâmî literatürde ” istidrâc” terimiyle ifade edilmiştir.

45. âyette ” plan” diye çevirdiğimiz keyd kelimesi, Allah için kullanıldığında, İslâmiyet ve müslümanlar aleyhinde çalışan inkârcıların planlarını boşa çıkaran Allah’ın adaletli ve hikmetli planını ifade eder. Yüce Allah kendi planı uyarınca, ayetlerini yalan sayanları hemen cezalandırmayıp onlara mühlet verdiğini, kendilerine bazı imkân ve fırsatlar tanıdığını, fakat onların bu fırsatı değerlendirmeyip derece derece kurtuluşu bir yıkıma doğru gittiklerini ifade buyurmaktadır.

De ki: “Ey mülkün sahibi Allah’ım! Dilediğine mülk verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın ve dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırsın. Hayır yalnız senin elindedir. Muhakkak ki sen, herşeye gücü yetensin.”

Âl-i İmran – 26

“Câlut ve ordusuna karşı savaşa çıktıkları zaman da şöyle dediler: “Ey bizleri yetiştiren Rabbimiz, üzerimize sabır dök ve ayaklarımıza sebat ver ve bizi kâfirler kavmine karşı muzaffer kıl.”

Bakara–250

“Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan nura çıkarır. Kâfirlerin ise velileri, tâğuttur; onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır.”

“Evet, o göklerin ve yerin bütün orduları Allah’ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Fetih-7

“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah’ın üzerinedir. Allah o canlının durdugu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir.(Bunların) hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da)dır.”

Hûd-6

Allah’u Teâla kuvvetli, sağlam ve Metîn’dir. Kullar olarak biryerde gücümüz ve kuvvetimiz biter dağılıp savrulup gideriz. Bir rüzgarın saçıp savurduğu gibi savrularak dağılırız. Kullar olarak herdaim bu yaşamda Metîn olmamız gerekir. Yalnızca Allah’u Teâla kâtti sûrette hiçbir şekilde dağılmayan tek ve mutlak güç sahibi Metîn’dir.

Metin ismi kur’an’da sadece zariyat süresinde geçer. Allah’u Teâla dilediğini yapmaya muktedir olandır. O sadece birşeye; Kun fe yekun der. Ol der ve olur.

Allah Azze ve Celle önümüze örnek alacağımız biricik sevgilimiz kainat güneşimiz bu dünya alemini ve içindekileri onun yüzü suyu hürmetine yarattığı Muhammed Mustafa s.a.v Efendimizi ve Peygamberlerimizi koymuştur.

Resulullah Efendimize bakarak gördüğümüzde tabloda Allah’u Teâla Cebrail A.s indirdiği vahiy sonrasında peygamberimize inen bu ilahi emir üzerine oldukça Metîn, güçlü ve sağlam bir duruş sergilediğini görmekteyiz. Hiç bir şekilde dininden ve Allah’ın emirlerinden hiçbir şekilde taviz vermemiştir. Bütün peygamberlerde inen vahiyler üzerine hep güçlü sağlam bir duruş sergilemişlerdir. Bütün peygamberlerimiz ümmetleri karşısında herdaim dimdik güçlü ve sağlam durmuşlardır.

Müslüman mümin kullar olarak Allah’u Teâla’ya iman ettikten sonra ilk başta ona karşı imanımızda sağlam, güçlü ve kuvvetli olmalıyız. İmani bütün bir kul olarak Allah’a dayanıp teslim olmalıyız.

Dinimiz olan İslam da son derece güçlü ve sağlam bir duruş sergileyip yaşayarak örnek mümin olmamız gerekir. Allah’a karşı tam bir teslimiyet içinde olursak bize bu dünya alemi de ahirette yurdu da güzel mükafatlara nail oluruz.

Ra’d suresindeki 28 ayette;

“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”

Kullar olarak dinimizde, yaşayışımızda her zaman dim dik sağlam yani Metîn bir duruş sergilememiz gerekiyor. Yoksa kullar üzerinde Metîn ismi tecelli etmez. O vakit insan olarak aciz bir kul haline düşer çaresizlige düçâr oluruz. Hiçbir zaman Allah’a karşı olan ihlasımızdan ve samimiyetimizi bozmamamız gerekiyor. Sağlam bir duruş gösterek, Metîn olmasını bilmeliyiz. Eğer bunu yapamıyorsak şayet ki, Metîn ismi üzerimizde tecellisini göstermez. Sonra da kul olarak çok aciz bir durumla karşı karşıya kalırız. Nefis ve şeytana yenik düşersek bizi esir alırlar. Yolumuzu, gidişatımızı şaşırır bir hale geliriz. Bu hale düşmemek için en başta imanı mubin bir kul olmalıyız ki, her zorluğun üstesinden Rabbimize sığınmalıyız. O bize Fettâh isminin hürmetine her müşkülümüzü giderip her türlü hayırlı kapıları sonuna kadar açacaktır.

İyilik Allah’tan, kötülük nefsindendir.

“Sana gelen iyilik Allah’tan her kötülük ise nefsindendir.”

Nisa Süresi : 79. Ayet

Rabbim doğru yoldan imanı mubinden, yolumuzu ve yönümüzü şaşırtmasın. Son nefesimizde de iman ile ölmeyi, cümle ümmeti Muhammed, ümmetine nasip eylesin. Bizleri, Firdevs cennetinde peygamberimize ve cennet efendilerinin gençleri Hasan ve Hüseyin Efendimize Cennetinde buluşmayı nasip eylesin. İnşaAllah…

Amin… Ecmain…

Bir hadis:

İbn-i Mesud rivayete göre şöyle anlatıyor:

‘Resulullah Sallahu Aleyhi Vessellem Efendimiz Zariyat Suresi 58. ayetini bana şöyle okuttu:

“Şüphesiz ben, güç ve kuvvet sahibi, rızık vericiyim.”

” Eğer siz Peygambere yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. O inkar edenler, O’nu Mekke’den çıkardıktan sırada sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada oldukları sırada arkadaşına “Üzülme Allah bizimle beraberdir,” diyordu. Allah onun üzerine sekineti indirdi be O’nu görmediğiniz ordularla destekledi. Be küfredenlerin sözünü alçattı. Allah’ın sözü ise en yüksektir. Ve Allah daima üstündür, hikmet sahibidir.”

Tevbe-40

Bu ayete binaen yüce Allah’a kim düşmanlık ederse mutlak yenilgiye uğrar, Rabbim onları elemle sarsılmaz bir iradi güçle ona karşı gelenleri zulmedenleri düşmanlık yapanları bozguna uğratır. Rabbimin tuzağı pek çetindir.

Kimi zaman bu düşmanlık yapan kişilere insanlarla kimi zamanda başka diğer mahlukatlarla dilediğini dileği zamanda gerçekleştiren Allah çok güç ve kuvvet sahibidir.

Metîn İsmi Duası

Ey hiçbir şeyin gücünü etkilemediği

METÎN!

Sensin gücü her daim aynı olan.

Sensin gücü için yorulma,

zayıflama düşünülemeyen.

Sensin hiçbir gücün,

kudretini aciz bırakamayacağı.

Sensin kuvvetinin önünde hiçbir

gücün duramayacağı.

Sensin bir tek, gücüne dayanılacak, sığınılacak.

İmanınla sağlamlaştır kalbimizi,

metânetimizi kuvvetlendir!

Zor günlerimizde bizi metîn kıl!

Amin… Ya Mucîb…

Allah’ın 99 Esmaül Hüsna’nın 54. sırasında yer alan El-Kaviyy zikrinin faydaları ve faziletleri
En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin