Eden bulur
Ezgi ÇelikAnkara
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, gazetemizin Ankara Temsilcisi Bayram Zilan, Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven ve Ankara Ekonomi Müdürümüz Şakir Kurter ile bir araya geldi. Bakan Çelik, Türkiye gündemi ve bölgedeki gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Burası Hukuk Devleti
HDP'li vekillerin tutuklanmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Çelik, "Siyasetçinin tutuklanmasına siyasetin içinde olan kimse olumlu bakmaz. Ama siz hukuğu tanımam, demokrasiyi tanımam, demokrasiyi kullanırım, sırtımı terör örgütüne dayarım, terör örgütüyle birlikte teröristlere silah taşırım diyorsanız hukuk devletinde gereği yapılır. HDP, milletin verdiği imkanı değerlendiremedi ve dağın emrinde hareket eden görüntüde bir siyaset yaptı. Bu bakış açısı ve yaklaşım HDP'nin kendi sonunu getirdi. Hukuk devletinde terör ile kol kola, yan yana yürüyen bir siyasi mekanizmanın hoşgörü ile karşılanması söz konusu olamaz. Terör dünyanın, Türkiye'nin ve insanlığın baş belasıdır. Zaten şu anda tutuklananların konuşmaları da çok açık. Arkalarını kime dayadıklarını, kiminle beraber hareket ettiklerini ve halkı nasıl ayaklandırdıklarını, 50-60 vatandaşımızın o ayaklandırmalarda nasıl şehit ettiklerine hepimiz şahit olduk. Dolayısıyla hukuk devletinde eden bulur. Siz demokratik ölçülerde kalmıyorsanız hukuk devletinde mutlaka bunun bedelleri karşınıza çıkacaktır" dedi.
Maşa oldukları tescillendi
Halk desteğini kaybeden HDP'nin kendi sonunu getirdiğini vurgulayan Bakan Çelik, "HDP, bölgede izlediği politika ile kendi sonunu getirdi. Eğer siz Kürt'e hizmet edeceğim diye mahallesini, evini bombalarsanız yollarını havaya uçurursanız, Kürt sizin neyinize güvenecek. Halk desteğinden yoksun hale gelmiş olan bu terör örgütü ve uzantılarının yurtdışında Avrupa'da Amerika'da destek görüyor olmaları da bir şeyi ortaya çıkarmıştır. Türkiye üzerinde hesabı olanların kimleri maşa olarak kullandığını ortaya çıkarmıştır. Şu anda HDP'nin maşa olduğu tescillenmiş durumdadır. Bunlar milletin değer yargılarını paylaşmayan, milletin ve bölge halkının inancıyla hiçbir yönü örtüşmeyen Marksist ateist bir anlayışı bölgeye ikame etmeye çalışan bir güruhtur" dedi.
Dağın talimatına uydular
Türkiye'nin AK Parti ile terörün bütün argümanlarını sonlandıracak bir dönem yaşadığını dile getiren Bakan Çelik, "AK Parti, bölgede kalkınma ve yatırım adına atılması gereken adımları yoğun bir şekilde gerçekleştiriyor. Birisi kalkıp 'Yatırım yok, ayrımcılık var. Bu ayrımcılıktan dolayı fırsat eşitliği elde edilemiyor' diyemez. Artık kimse ekonomik bazı nedenleri argüman olarak kullanamıyor. Geriye hak ve siyasi pozisyon kalıyor. Herkes demokratik ortamda dilediği şeyi söyleyebilir, dilediği talepte bulunabilir. Türkiye'de bu zemin her zaman vardır. Biz uzun yıllardır siyaset desteklenmeli, demokrasi güçlendirilmeli, demokratik platformlar ardına kadar kullanılmalı ama dağın etkinliği azaltılmalıdır dedik. Ama HDP içerde siyasi yapıyor görünüp dağın talimatları ile hareket etti. Dağın verdiği ateşle halka dönük eylemler gerçekleştirdi. Buna aracı oldu. Bunların adı siyasetçi değil. Olamaz" dedi.
Halk bunları anladı
HDP tarafından yapılan provokasyon çağrılarına bölge halkından destek gelmemesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Çelik, "Hükümetimiz bölgede çok ciddi ve doğru bir politika izledi. Çözüm Süreci diye adlandırdığımız milli birlik sürecini başlattı. Sürecin amacı, silahtan arınmış, kalkınmaya dönük vatandaşın mutluluğunu esas alan bir anlayışı sağlamaktı. Bölge halkı, şu anda 'Devlet huzur içerisinde yaşanabileceğinin örneğini sergiledi' diyor. Kalıcı bir huzur ortamının sağlanması için devlet birçok şeye tahammül etti. Ama bunlar başka türlü değerlendirdi. Silah bırakacaklarına, silah depolayarak devleti alt edeceklerini zannettiler. Böyle olmadığını gördük ve vatandaş da bunların iki yüzlülüğünü gördü. Bunların barıştan huzurdan ve bölgeye bir katkıdan yana olmadıklarını vatandaş net bir şekilde gördüğü için 2 yıl öncesi veya sonrası arasında sosyolojik anlamda büyük bir çöküşle karşı karşıya kaldı. Bölge halkı şuurlu, bilinçli ve inançlı bir halktır. Yöre halkının dili, değer yargıları Selahattin Eyyubi'lerden gelen değer yargılarıdır. O değer yargılarını bertaraf eden, bertaraf etmeye çalışan bir anlayışın bölgede kökleşmesi mümkün değil. Halkın dünyası ile bunların bakış açısı arasında 180 derecelik bir fark var. Yani Çözüm Süreci bugünkü halkın devletin yanında durmasına son derece önemli bir kilit görevi gördü" dedi.
Mücadele devam edecek
Ülkemiz ve bölgemizde çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir sürecin içerisinde olduğumuza değinen Çelik, "Bu coğrafya öteden beri problem ve sıkıntılarla iç içe. Yüzyıl önce masa başında cetvel ile bu coğrafyayı taksim edenler, yüzyıl boyunca bu katliamların sorumlularıdır. Bugün yine yaşanan bu büyük sorunlar karşısında yine cetveli kullanacaklarsa huzurdan bahsetmek mümkün olmayacaktır. Bunu bilen Türkiye yönetimi, yeni bir cetvel olayıyla karşılaşmamak adına yoğun bir gayret içerisinde. Bu durum özellikle demografik yapı ve Suriye açısından son derece önem arz ediyor. Oradaki demografik yapı korunmalıdır. Kobani Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bir bölgedir. Orada Kürt kardeşlerimizin yaşaması için Türkiye her türlü desteği verir, vermek durumundadır. Telebyad, Arap kardeşlerimizin yaşadığı bir coğrafyadır. Orada Arap kardeşlerimizin yaşaması için Türkiye her türlü desteği vermek durumundadır. Çünkü komşularımızda yaşanan huzursuzluk Türkiye'ye sirayet ediyor. Bu bakış açısını cetvelle değil, eğer mantıkla, hayatın gerçekleriyle ele alırsak sınır bölgelerimizde sükunetin ve huzurun tesis edileceği inancındayım. 30 yıldır terörle mücadelemizde Türkiye'nin huzurunun bunlarla bağlantılı olduğunu, komşu ülkelerden sızan teröristlerin plan ve projelerinin uygulandığını hepimiz biliyoruz. Onun için sınır dışındaki atmosferin gerçek politikalara dayandırılmasında büyük yarar var ve Türkiye de bunun peşinde" ifadelerini kullandı.
Huzuru biz sağlarız
"Bölgede huzur sağlayacak ülkelerin başında Türkiye geliyor" diyen Çelik, "Bizim vizyonumuz huzursuzluğun hat safhada olduğu Suriye, Irak vb. bölgelerdeki bütün unsurların sığınağı olarak Türkiye'nin olacağı gerçeği. Kürt, Zaza, Arap kardeşlerimizi doludan kurtarabilecek şemsiye Türkiye'dir. Bizim de bakışımızın bu şefkat içerisinde olması gerekiyor. Bir bütün içerisinde coğrafyadaki bu unsurları içine alacak bir bakış açısı. Sınırlarımız farklı olsa da, ufkumuz onların mutluluğunu da içeren bir safta olmalı ki bölge huzur bulsun. Türkiye'nin bu kardeşlerimizi kucaklaması gerekiyor. Onun için biz bağrımızı hiç ayrım yapmadan açtık. Ama şimdi ilave olarak sınırların ötesindeki arazilere, alanlara da şefkatimizi yaymamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Sistem tartışması var
Başkanlık Sistemi tartışmalarına ilişkin yorumlarda bulunan Bakan Çelik, "Başkanlık Sistemi aslında milletimizin karakteriyle bağdaşan bir sistem. Millet olarak bu coğrafyada öteden beri en sonunda sözü söyleyecek biri mutlaka istenir. Ailede de böyledir. Bu demokratik düzen içerisinde başkanlık sistemi bizim yapımıza en uygun, karakterimize en uygun sistemdir. Güzel gelişmeler var. Türkiye'de şu anda rejim tartışması yok. Tartışılan sistem tartışması. Sistem tartışmasında da parlamenter sistemin birçok mahsurları var. Yürütme ile yasama iç içe. 1950'den beri parlamentoda bakanın yanlışı çok enderdir. Parlamenter sistemde kendi yanlışını ortaya koyacak deşifre edecek olgunluğu hiçbir parlamento göstermez. Ama Başkanlık Sistemi böyle değil. Ciddi bir denetim sistemidir. Daha güçlü milletvekillerinden oluşan ve denetim ağırlıklı bir parlamento olacak. Bakanlar da dışardan olacağı için her an hesap vermeye hazır olduğundan Türkiye daha hızlı yol alacak. Karar mekanizmaları çok daha hızlı çalışacak. Bu konuda ciddi bir irade var. İnşallah sağlıklı bir şekilde bu süreci yönetirsek Türkiye bu sistem değişikliğini bu dönem gerçekleştirir" dedi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.