Dünya ''su günü'' ne zaman?
İnsan için hayati önem taşıyan ''su'' vücut için önemli minareller taşır. Oksijen kadar değerli olan ''su'' için savaşlar verilip katliamlar yapılmıştır. Dinimiz ve atalarımız da ''su gibi aziz ol!'' diyerek önemine binaen söylediği sözler de bize ''suya'' ihtiyacımızı anlatmaktadır. Suya muhtaç bırakılan ülkeler su ile katledilen insanlık ta tam bir dram ve insanlık dışı uygulamalar da eskiden beri var olan bir konu olarak günümüzde devam etmektedir ''su'' Yaşam döngümüzün en önemli kaynağı olan ''su'' için ''dünya su günü'' olarak kutlanan günde suya ihtiyaç ve suyun önemi bir kere daha anlaşılıyor. Dünya Su Günü önemi nedir? Dünya su günü ne zaman? Detaylar haberimizde.
Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, "22 Mart Dünya Su Günü" nedeniyle, suyun önemi ve sağlığa faydaları hakkında bilgi verdi. Dünyanın %70’i sudur ve yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık%0.3′ü kullanılabilir ve içilebilir özelliktedir.
Suyun pH değerinin 7,5 – 8,5 arası yani alkali olması idealdir. İçilen suların etiketleri okunmalı, pH değerinin bu aralıklarda olduğu sular tercih edilmelidir. Sıcak havalarda ve egzersiz sırasında daha fazla su tüketilmelidir.
Eğer yeteri kadar su tüketilemezse susuzluk ortaya çıkar. Susuzluğun hafif belirtileri; baş ağrısı, yorgunluk ve kabızlıktır. Uzun süren durumlarda ciddi hastalıklara da neden olabilir.
Suyun yerini hiçbir şey tutmuyor! Su tüketimi tek başına olduğu gibi süt, çay, meyve suyu gibi alkol dışındaki tüm içecekler ve besinlerden de sağlanır fakat bu içeceklerin suyun yerine geçmeyeceği unutulmamalıdır. Vücut susuz oluncaya kadar susama hissi ortaya çıkmaz.
Dolayısıyla susamadan önce su içmek çok önemlidir. Çocuklar ve yaşlılar susama hissini yetişkinlere göre daha az hissettikleri için, su içmeleri hatırlatılmalıdır.
Sağlıklı kişilerde su ihtiyacı; yaşa, iklim koşullarına, tükettiği besinlere, yaptığı fiziksel aktiviteye göre değişir. Yetişkinler için ortalama günde 2-3 lt. 4-8 yaş çocuklar için 1-1,5 lt. 9-13 yaş çocuklar için 1,5-2 lt. 14-18 yaş gençler için ise 2-2,5 lt Bilinçli tüketim şart Su kaynaklarının devamlılığı ve temiz bir gelecek için herkesin doğal imkanları kullanırken dikkatli olması gerekmektedir.
Su tüketirken bilinçli olunmalıdır. Örneğin; sebze ve meyveler elde yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkanırsa yılda ortalama 18 ton su tasarrufu sağlanabilmektedir. Dişleri fırçalarken, yüz yıkarken suyu akar vaziyette bırakmamak günde 6 litreye kadar sudan tasarruf edilmesini sağlar.
22 Mart Dünya Su Günü önemi nedir? 1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen kanun ile 22 Mart Dünya Su Günü olarak kutlanmaya devam ediyor.Canlılar için büyük önem taşıyan su kaynaklarının korunması açısından farkındalık yaratmak için ortaya çıkan bu gün için araştırma yapılmaya başladı.İşte 22 Mart Dünya Su Günü önemi nedir? Sorusunun cevaplarını haberimizde bulabilirsiniz...
DÜNYA SU GÜNÜ NEDİR, NE ZAMAN?
1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 22 Mart tarihini “Dünya Su Günü” olarak ilan etti.
İlk kez 1992’de Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda önerilen “Dünya Su Günü”, gerek BM üyelerinin, gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik olması amacıyla bu isme bir gün adamak anlamında oluşturuldu.
Her üç yılda bir toplanan ve 2009’da İstanbul’da düzenlenen Dünya Su Konseyi’nde katılımı artıran Dünya Su Günü, artan su krizini, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini tehdit eden bir olgu olduğunu vurgular.
SU NEDİR?
Su; Dünya'da bol miktarda bulunan ve hayat için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir bileşik. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle tabii bir mavi renge sahiptir.
Doğada su katı, sıvı ve gaz hâllerinde görülür. Kimyasal formülü (H2O) 2 hidrojen ve 1 oksijen atomundan meydana gelir. H+ iyonu içeren bir madde ile (ör. asit) ve OH- iyonu içeren maddenin (ör: baz) verdiği nörtalleşme tepkimesi ile oluşur.
Bilim insanları Dünya'daki hayatın suda başladığını düşünmektedir. Su moleküler yapısı oldukça basit ve bol bulunan bir madde olmasına rağmen belirli koşullarda diğer bileşiklerden oldukça farklı davranışlar sergiler.Örneğin katı (buz) hâldeki su sıvı hâldeki suyun üzerinde yüzer. Dünyadaki hemen hemen tüm diğer bileşiklerde ise katı faz sıvı fazdan yoğundur ve katı fazdaki bileşik batar. Suyun bu özelliğin bazı avantajları vardır. Örneğin soğuk bir bölgede göl yüzeyini kaplayan buz tabakası yalıtıcı görevi görür ve dipteki hayatı korur. Buzun çökmesi durumunda canlılar şiddetli soğuğa maruz kalacağından hayatlarını devam ettirmeleri imkansız hâle gelecektir.
Su yanıcı bir madde değildir. Bu özelliği nedeniyle ateş söndürücü olarak kullanılır. Fakat suyun bileşimindeki Oksijen yakıcı bir gazdır, Hidrojen ise yanıcı bir gazdır. Oksijen ve hidrojen birleşerek söndürücü olan suyu oluşturur.
H2O saf suyu temsil eder, saf suya tabii en yakın örnek yağmur suyudur. Saf su canlılar için içilebilir su değildir, insanlara yararı yoktur. Suyun akışkan olması dışında insanlar ve canlılar için içinde taşıdığı mineraller çok önemlidir. Canlıların içmesi gereken suda mineral olması gerekmektedir. Yağmur suyu yani saf su, yağdıktan sonra toprağa düşünce toprağın yapısındaki mineralleri toplar, yeryüzünde bu yağmur suları bir akarsu oluşturur bu içilebilir bir sudur. Genelde toprak altındaki suları kirleten bina yapılaşmaları, sanayiden, insan hayat alanından vs uzak sağlığa uygun olması için çok yüksek yerlerde, dağlardaki akarsu ya da tabii su kaynağı bulunup buralara su doldurma tesisi yapılır, bu tabii mineralli sular şişelenip marketlerde "tabii kaynak suyu" olarak satılır. Her bölgedeki toprakta mineraller ve oranları farklıdır, bu yüzden suyun faydaları bölgelere göre değişebilir.
KOHEZYON VE ADEZYON
Su, kendi molekülleri arasındaki çekim kuvveti (kohezyon) sayesinde dağılmadan kalabilir. Moleküllerinin dipol (kutuplaşmış) olması nedeniyle su, birçok maddeye yapışabilir ve ıslatma özelliği buradan gelir.
Su aynı zamanda adezyon (farklı iki maddenin molekülleri arasındaki çekim kuvveti) kuvveti yüksek bir maddedir. Hidrojen bağı nedeniyle su molekülleri birbirlerini de çekerler yani su molekülleri arasında kohezyon gücü de çok yüksektir. Suyun kohezyon ve adhezyon yetenekleri, suyun belirli kılcal yapılar içinde kopmadan yükselmesine ve taşınmasına yardımcı olur. Bu da bitkilerin karada hayatlarını sürdürmeleri açısından önem arz eder. Örneğin; civanın dağılmamasıdır.
YÜZEY GERİLİMİ
Su, molekülleri arasındaki güçlü kohezyon kuvveti nedeniyle oluşan yüksek yüzey gerilimine sahiptir. Bu görülebilir bir etkidir, örneğin, küçük miktardaki su çözünemez bir yüzey üzerine (örn: polietilen) konduğunda, su, diğer madde ile beraber düşene dek kalacaktır.
Bu kuvvetin kaynağı temel olarak su moleküllerini bir arada tutan moleküller arası çekici kuvvetlerdir. Suyun içinde olan moleküller her yönden komşu moleküllerle kuşatıldıkları için, üzerlerine etkiyen toplam kuvvet sıfırdır. Buna karşın, yüzeydeki moleküllerin sadece bir tarafı diğer su molekülleriyle çevrili olduğu için, bunlar içeriye doğru net bir kuvvetle çekilirler. Bu durum yüzeyde bir gerilme oluşturup yüzeyin minimum olmasını sağlar. Hacimleri eşit birçok geometrik şekil içinde yüzey alanı en az olan küredir. Su damlalarının küresel bir şekil alması da yüzey geriliminin en az yüzey oluşturacak şekilde molekülleri hareket ettirmesidir.
KILCAL HAREKET
Kılcal hareket, suyun çok dar (kılcal) bir boru/kanalda yerçekimi kuvvetine karşı hareketini ifade eder. Bu hareket oluşur, çünkü su boru/kanalın yüzeyine yapışır ve daha sonra boru/kanala yapışan su, kohezyon kuvveti sayesinde üzerinden daha fazla suyun geçmesini sağlar. İşlem, yerçekimi adhezyon kuvvetini yenecek kadar su boru/kanaldan yukarı geçinceye dek tekrarlanır. Bu olayı doğada da görmek mümkündür. Örneğin ağaçların kılcal damarlarında su en yüksek dallara kadar yerçekimine karşı hareket edebilmektedir.Buna aynı zamanda kapiler etki denmektedir.
ERİME
1 gram buzu eritmek için 0 °C'de 80 kalori gerekir. Erime ısısının yüksek olması suyun donmasını geciktirir; böylece biyolojik sistemler düşük sıcaklıklara dayanıklı olabilen özelliklerini kazanırlar.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.