Duaların kabul edildiği vakitler
Dua Allah'ın kullarına verdiği en büyük nimetlerdendir. Dua rahmete açılan bir penceredir. Her zaman dua edilebildiği gibi dualar için özel zamanlar da vardır. İşte duaların kabul edildiği vakitler...
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmış olduğu hâlde, ilâhî rahmetin sağanak sağanak yağdığı ve duâların makbul olduğu seher vakitlerinde uyumamış, mübârek ayakları şişinceye kadar, gözyaşları içinde namaz kılarak sabahlamıştır, Cenâb-ı Hakk’a karşı dâimâ kusur, acziyet ve hiçliğini îtiraf hâlinde, günde yetmiş kere, -hattâ bir rivâyete göre- yüz kere istiğfâr etmiştir.
Ebû’l-Hasan Harakānî Hazretleri buyurur:
“Hak dostları dâimâ büyük bir hüzün içindedirler. Bunun sebebi, Cenâb-ı Hakk’ı şânına lâyık bir şekilde zikretmek isteyip de bunu yapamayışlarıdır.”
Müteâl, yani hayal ötesi mükemmellikte olan Cenâb-ı Hakk’ı şânına lâyık bir sûrette idrâk edebilmek ve yine O’na lâyık olduğu şekilde mükemmel bir kullukta bulunabilmek, beşer tâkatinin üzerindedir. Bu sebeple mü’min, Hakk’a ibadet ve mârifet yolunda, elinden gelen bütün gayretini göstermekle birlikte, amellerini dâimâ noksan ve kusurlu görmelidir. Ayrıca Cenâb-ı Hak’tan kusur ve noksanlarının affını, ibadetlerinin lûtfen ve keremen kabûlünü niyâz etmelidir. Hakk’a kulluk edebi bunu gerektirir.
İBADETTE ÖLÇÜ NASIL OLMALIDIR?
Nitekim, Cenâb-ı Hakk’ın insanlıkta tecellî eden sanat hârikası olarak yarattığı ve emsalsiz bir örnek şahsiyet olarak beşeriyete armağan ettiği Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bile, geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmış olduğu hâlde, ilâhî rahmetin sağanak sağanak yağdığı ve duâların makbul olduğu seher vakitlerinde uyumamış, mübârek ayakları şişinceye kadar, gözyaşları içinde namaz kılarak sabahlamış, Cenâb-ı Hakk’a karşı dâimâ kusur, acziyet ve hiçliğini îtiraf hâlinde, günde yetmiş kere, -hattâ bir rivâyete göre- yüz kere istiğfâr etmiştir.
Cenâb-ı Hak, zikre bir sınır tâyin etmeksizin şöyle buyurmuştur:
“Ey îmân etmiş olanlar! Allâh’ı çokça zikredin. Ve O’na sabah ve akşam tesbihte bulunun.” (el-Ahzâb, 41-42)
İşte nebevî ahlâktan lâyıkıyla hisse almış olan Allah dostları da bu ilâhî emre riâyet ederek, büyük bir kulluk edebi içinde Cenâb-ı Hakk’ı çokça zikrederler. Fakat ne kadar çok zikretseler de, bunun, Cenâb-ı Hakk’ın şân-ı ulûhiyyeti karşısında âdeta bir “hiç” hükmünde olduğunu bilip gayret-i dîniyyelerini daha da artırmaya çalışırlar.
GAFLET ALÂMETİ
Zira kalbî duyuş ve hassâsiyeti artan bir kulun, Rabbinin azametini idrâki de ziyâdeleşir. Bu itibarla, az bir zikir ve ibadeti çok ve kâfî görmek, ancak bir gaflet alâmetidir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.