'Dombra' ile 'Ceddin Deden' genetik kardeş
SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
"Dombra" şarkısıyla Türkiye’de büyük bir popülerlik kazanan Kazakistanlı sanatçı Arslanbek Sultanbekov Türkiye’de yayınlanan tarihi dizilere de müzikleriyle renk kattı. Türk düşünüş edebiyatının en büyük şairlerinden ve tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisi Yunus Emre’nin şiirlerini de seslendiren Türk dünyasının sevilen sanatçısı Sultanbekov 2018 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Arslanbek Sultanbekov’la Türkiye’yi, Türk coğrafyasını, turanı, Türk halklarının gelecekteki yerini ve sanatı konuştuk.
AİLEMİZ TÜRKLÜĞÜMÜZ HİÇ UNUTTURMADI
Doğduğunuz ve büyüdüğünüz topraklarda Türk olmak ne demekti?
Sovyet zamanlarında Rusya’da yaşadım. Doğum yerim Karaçay, Çerkes Cumhuriyeti, Kuzey Kafkasya. Osetya, Dağıstan Çeçenistan’da büyüdüm. Biz Türk olarak büyüdük. Bize okulda “Siz Türk değilsiniz, Türk dili konuşan halklarsınız. Türkler Türkiye’de” diye propaganda yapıyorlardı. Evde annemiz babamız ‘Biz Türk’üz’ diye söylüyorlardı. Hepimizin soyu boyu var. Biz Nogay’ız Kıpçak soyuyuz. Ayrıca Türk adı taşıyoruz.
DESTANLARIMIZI BİLEREK BÜYÜDÜK
Sovyetlerde Türk kalabilmek için nasıl bir mücadele verdiniz?
Sovyet propagandası çok kötüydü. Güçlü, sabırlı ve akıllı olmak lazımdı. Okulda anne babalarımızın sözleriyle büyüdük. Destanlarımızı okuduk, bildik. Kuzey Kafkasya’da Müslümanlıkta birleşmiştik. Biz sadece Türk dili konuşan halklar değiliz, zaten Türk’üz. Büyüdük ve artık 21. asırdayız. Dünya değişti. Artık Türkler olarak kafamıza yerleşen popüler biz sözümüz var: Hepimiz Türk’üz.
TÜRKİYE’NİN KANATLARI KIRILMASIN
Son dönemlerde Türkiye’nin girişimleriyle Türk devletlerinin birbiriyle yakınlaşmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Kulağı duyan gözü gören adam; artık Türk dünyası birbirini buluyor, bugünkü Türkiye Devleti de bunda lokomotif buluyor. Allah’a dua ediyoruz; Türkiye’nin kanatları kırılmasın, Türkiye tek ağa. Allahü Teala Türk dünyasını birbirine buldurdu. Allah’a şükür atababalarımız gibi yüreğimiz gönlümüz dolu, kültürümüz, dilimiz unutulmadan devam edeceğiz inşallah.
KAN SU DEĞİLDİR
Bir zamanlar Sovyet baskısı ve o coğrafyada hala süregelen Rusça dil ve kültür baskısına rağmen Türk soylu haklar özünü kaybetmediler diyebilir miyiz?
‘Kan su değildir’ diye bir söz vardır. Biz sönmedik, bizi yok edemediler. Eğer bu kanı taşımasaydık halklarımız arasında dil de din de yok olurdu. Ülkelerimiz az olsa da Türk halkları özünü kaybetmiyor. Gelecek Türk halklarının olacak. Şimdi çocuk olduğu için bir şey anlamasa da yarın büyüyünce asker olacak, cumhurbaşkanı olacak.
ORTAK DİLİMİZ VE DİNİMİZ VAR
Türkiye ve Türki cumhuriyetler arasındaki güçlü bir bağ, kuvvetli bir birlik bu coğrafyayı nasıl etkiler?
Türkiye’de yıllardır yaşıyorum ve çok seviyorum. Dünya değişiyor, çok daha fazla güçleniriz. Türkiye sağ olsun. Bazen ‘birlik yok, birlik olmak lazım diyorlar’ ama birlik zaten var. Yoksa çoktan yok olmuş olurduk. Turan belki coğrafyada bir sınır olarak yok ama biz kendimiz turanı yürütüyoruz. Gönül derecemizi biraz daha yukarı almamız lazım. Ortak bir dilimiz ve dinimiz var.
BENZERLİĞİ DİNLEYİNCE ANLADIM
Sizce Dombra’nın Türkiye’de çok sevilmesinin nedeni nedir?
Türkiye’de Dombra bir anda popüler olunca bana ‘ne düşünüyorsunuz’ diye sordular. Kuruluş Osman dizisi için kayıt yaparken bir müzik duydum. Rusya’da büyüdüğüm için bu müziği orada hiç işitmemiştim. Bu şarkı bir şeye benziyor diye düşünürken Dombra’ya ne kadar benzediğini fark ettim. Adının ‘ceddin deden, neslin baban’ adlı mehter marşı olduğunu öğrendim. Kan su değil diyorlar ya. İşte yüzyıllardan bugüne milletinin genetikten kurulan bir şarkısı olduğu için Türkiye’de çok sevildi, insanlara sıcak geldi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.