Cumhurbaşkanı Erdoğan: Düzenleme sadece 15 Temmuz'u kapsıyor
ALİ ADAKOĞLU/TUNUS
Afrika temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sudan ve Çad ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, sohbet esnasında bilinmeyen bir konuya da açıklık getirdi. Cumhurbaşkanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İstanbul'daki zirvesi sırasında mektup göndererek Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir'i istediğini söyledi. Bu talebi gülünç bulduğunu belirten Erdoğan, "Bizimle İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir üyesi olarak böyle bir zirveye katılmış bir insani biz kalkacağız sana teslim edeceğiz. Bu nasıl anlayıştır? Nasıl bir mantıktır? Nasıl hukuktur? Bunu anlamak mümkün değil. Sadece güldük geçtik" diye konuştu.
Mahkemenin FETÖ'ye karşı ses çıkarmadığını aktaran Erdoğan, "FETÖ'nün başını bana teslim etmek için en ufak bir mücadele vermeyeceksin. Bütün deliller ortadayken bu konuda en ufak bir sesin çıkmayacak. Kalkacaksın burada Ömer Beşir ile alakalı olarak benden kendisini isteyeceksin" ifadelerine yer verdi.
Sudan ve Çad'da üniversite kuracağız
Sudan ve Çad'dan ülkelerine üniversite kurulması yönünde teklif aldıklarını dile getiren Erdoğan, gerekli adımların kısa bir süre sonra atılacağını söyledi. Erdoğan, "Sudan bizimle 'Türkiye Sudan Üniversitesi'ni kurma teklifinde bulundu. Çad da 'Afrika-Türkiye Üniversitesi'nin kurulmasını istedi. Sudan'a sözü verdik. Daha sonra da Çad'da girişimde bulunacağız" bilgisini paylaştı.
Ticari ilişkiler artacak
Sudan ile ikili ticari ilişkileri artırmada kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, mevcut ticaretin 500 milyon dolar civarında olduğunu kaydetti. Bu rakamın yeterli olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Bu ticaret hacmini artırmamız gerekecek. Bu kararlılık var. Türk firmalarının oradaki yatırımı 650 milyon dolar civarında, onları da teşvik ettik. Hartum'da uluslararası hava limanını bir Türk firması yapacak" dedi.
Sadece 15 Temmuz
-Son KHK, 15 Temmuz ile ilgili olarak sivillere yönelik yapılan düzenleme tartışmalara neden oldu. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de hukuken muğlak bulduğunu söyledi. Bu eleştirilere ne dersiniz ve bir değişiklik olacak mı?
Bu konuyla ilgili olarak, "15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemler" ibaresi geleceğe yönelik belirsiz bir genişlikte yorumlanırsa şeklinde bir tartışma yapanlar var. Bu düzenlemenin neyle ilgili olduğu aslında belli. Nitekim bundan önce de, bu ifadenin yer aldığı dört ayrı KHK düzenlemesi yapıldı. Onların hiçbirine dair bugüne kadar kimse ses çıkarmadı. Şimdi bu son KHK'yı birileri köpürtmeye başladı. Oysa dediğim gibi bu sadece 15 Temmuz'u kapsayan bir olaydır. Bunun dışında hiçbir şey söz konusu değil.
Gül'ün açıklamaları üzücü
Geçmiş cumhurbaşkanımızın da, burada kalkıp maalesef bir muğlaklıktan bahsetmiş olması üzücüdür. Neye dayanarak siz böyle bir muğlaklıktan bahsediyorsunuz? Hangi madde sizi bu muğlaklığa itebiliyor? Bu üzücü olmuştur. Kendileri tarafından yapılan o açıklama, aldığı retweet'lerle süreci çok farklı bir yere doğru işletmiştir. Ama şunu söyleyeyim: Gerek Adalet Bakanımız gerek Hükümet Sözcümüz bu konuyla ilgili gerekli cevapları vermiş durumdadırlar. Çıkarılmış olan yasal düzenleme son derece açıktır. Biz bu düzenlemenin kararlılıkla ve aynen devamından yanayız. İddia edildiği türden, ilerde yanlış yorumlamalar gündeme gelecek olursa, o vakit gereken müdahale zaten yapılır. Öyle bir durumda, ya yargı ya da parlamento, gereği neyse yapar elbet. Bu KHK'lar biliyorsunuz zaten parlamentoya da gidecek. Biz KHK'lar ile sadece süreci hızlandırıyoruz. Yaptığımız iş budur.
28 Şubat davasındaki kararlar
-28 şubat davası ile ilgili tartışma oldu. 28 Şubat için 'FETÖ'nün kumpas davası, FETÖ'cü savcının iddianamesi diyenler de oldu. Sizin düşünceleriniz nedir?
-28 Şubat'ın yanında olan bir kesim var. Bir de karşısında olan bir kesim var. Cumhurbaşkanı olarak bana düşen nedir? Sadece izlemektir, meselenin takibidir ve "gereği neyse bunu yargı yapar" demektir. Ama FETÖ'cü savcı demeyelim o sürece, bir veya daha fazla. Olayın sadece savcı boyutu da yok. Şu anda bu sürecin içinde olup beraat edenler var. Beraat edenleri kimse konuşmuyor. Onları da konuşmak lazım. Beraat etmeyip şu anda yargı süreci devam edecek olan isimler var. İşlerine geleni kabul ediyorlar, işlerine gelmeyeni reddediyorlar. Böyle bir anlayış olmaz.
Şu anda da yargı buradaki bu sıkıntıyı yanlışı gördü, bu suretle tekrar bu işi masaya yatırdı. Yargılama süreci tekrar başlamış oldu. Biz diyoruz ki: "Yargı burada adil bir şekilde kararını versin işi sonuçlandırsın." Bunların içinde onların hışmına uğrayıp ölenler var, isimleri olup da öldüğü için şu anda yargı sürecinin içine girmeyenler var. Tarih en büyük şahittir.
Mağdurların yanındayız
-Savcının mütalaasında dönemin medya kuruluşlarına atıf var. Sadece askerler mi yargılanacak, sivil sorumlularla ilgili bir şey başlar mı?
-Beni yargı makamına oturtmayın. Hani şair diyor ya: "Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; / Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bu00eezarım!". Şunu söyleyebilirim: Biz elbette mazlumların, mağdurların yanında oluruz.
-Savunma Sanayi Müsteşarlığı cumhurbaşkanlığına bağlandı. Gerekçesi nedir?
Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile ilgili Başbakan olarak 11 yıllık tecrübem var. 11 yıl toplantılara başkanlık ettim, nerelerde aksama var, nerelerde yok, yakından gördüm. Sistemin birlikte çalışması lazım. Yani birbirinden ayrıldığı zaman netice almak zorlaşıyor. Şu anda Havelsan, Aselsan, Tai vs. hepsi kendi başına bir hegemonya oluşturdukları zaman netice almak mümkün olmuyor. Buraları da FETÖ istila etmişti. Ne kadar temizlik yaparsanız yapın, hala oraların hücrelerine kadar sinmişler, girmişler. Bahsettiğim kurumlar, bu ülkenin en güçlü üniteleri, kuruluşları. Bu işi şöyle bir merkeze bağlayalım, bağlarken de Başbakan da savunma sanayinde icra komitesinde olacak. Konsey içinde İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve Savunma Sanayi Müsteşarı var.
Filistin'i dünyaya tanıtacağız
-Kudüs'te nasıl bir yol haritası öngörülüyor? Gösterdiğimiz liderlik sürecek mi?
13 Aralık'ta İstanbul'a attığımız adım önemli bir başlangıçtı Ama 13 Aralık bu işin bittiği nokta değil. Ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde ABD'nin vetoya başvurduğu sürece tanık olduk. Onun arkasından, Türkiye ve Yemen'in müracaatı ile BM Genel Kurulu'nun hemen toplanması, ABD'nin veto ettiği tasarının oradaki oylamada 9'a karşı 128 oyla kabul edilmesi önemli bir gelişme olmuştur. Oylama sonucunun ABD'yi tutumunu yeniden gözden geçirmeye sevk etmesini diliyoruz. Şimdi gerekli diğer adımları da atmak lazım. Bu çerçevede Filistin devletinin tanınması önemli. Bazı ülkeler var ki onlar Filistin'i tanırsa, AB üyelerinin ciddi bir kısmı da Filistin'i hemen tanıyabilir.
Papa ile görüşme olabilir
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un da benimle bir görüşme talebi oldu. Onunla da telefonda görüşeceğiz. Ayrıca Fransa ziyaretim olabilir. Bunları ele alacağız. Onlar da bizi bu konuda yalnız bırakmadılar. Belki bir Vatikan ziyaretimiz olabilir. Papa biliyorsunuz beni ziyaret etmişti. Şimdi iade-i ziyaret yapabilirsek, bu konuları Papa'yla yüz yüze de görüşme imkanımız olabilir.
-ABD Başkanı Trump ile de bir telefon görüşmeniz olabilir mi?
Görüşmemek için bir sebep yok. Görüştüğümüz zaman, tabii ki düşüncelerimizi aktarırız; yanlış karardan dönmelerinin isabetli olacağını, mevcut gidişatlarının doğru olmadığını kendilerine elbette anlatırız.
Terörle mücadele sürecek
-Afrika ziyaretiniz öncesinde, Hakkari ve Şırnak'taydınız. Bölgede terör sona ermiş gibi görünüyor. Bu noktada, artık terörle sınır ötesi mücadelenin kalıcı hale geldiğini söyleyebilir miyiz?
Değerlendirme yaparken, konuşurken ifadelere dikkat etmemiz lazım. Duygusallığa kapılmamak lazım. Bakın daha dün üç şehit haberi geldi. Demek ki içeride terörle mücadele bitmemiş. Eskiden dağlarda büyük gruplar halindeydiler. Şimdi küçük gruplar halinde şehirlere sızma eğilimindeler. Ama istihbarat birimlerimiz yoğun bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. İçeride terörle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. İçerde mücadelenin yanı sıra, YPG, PYD dahil bölücü terörle de yurtdışındaki mücadelemiz de aynı kararlılıkla devam edecek.
-Almanya Hollanda gibi ülkelerden Türkiye'ye yönelik olumlu açıklamalar geliyor. Bu ülkelerde hükümetler kurulduktan sonra oralara ziyaretler olur mu? AB sürecimizde bir canlanma yaşanır mı?
Bu seyahatlerin olmaması için hiçbir sebep yok. Her zaman söylediğim bir laf var. Biz düşmanı azaltmaya dostu çoğaltmaya mecburuz. Bizim ne Almanya'yla problemimiz var, ne Hollanda'yla, ne de Belçika'yla. Tam tersine oralarda iş başında olanlar benim eski arkadaşlarım. Bana karşı yanlış da yaptılar, o ayrı. Yoksa ben mesela Hollanda Başbakanı Rutte ile çok iyi görüşürdüm. Belçika hakeza öyle. Almanya'yı belirtmeme bile gerek yok. Steinmeier olsun, Merkel olsun, bunlarla münasebetlerimiz çok çok farklı olmuştur hep.
Sorunlar oldu ama son görüşmelerimiz gayet iyi. Kudüs meselesinde görüştüğümde, kendilerinden destek istedim, onlar da bizimle aynı çizgideydiler. Birkaç gün önce Steinmeier'i teşekkür için aradım. Rutte bizimle ilişkileri geliştirmek için bazı sinyaller veriyor. Tüm bunlar memnuniyet verici. Biz AB'yle, AB ülkeleriyle elbette ilişkilerimizin iyi olmasını arzu ederiz.
Sevakin Adası ayağa kalkacak
Sevakin Adası'nı aldıklarını söyleyen Erdoğan, burayı tekrar ayağa kaldıracaklarını vurguladı. Türkiye'den umre ziyaretine gidecek insanların Sevakin'den deniz yoluyla da gidebileceklerini söyleyen Erdoğan şunları aktardı: "TİKA ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile devreye girmek suretiyle hazırlanan projeye göre ve aslına uygun olarak orayı yaparız. Buraya kadar uçakla gelinip, oradan deniz yolu ile Arabistan'a geçilir. Tarih yeniden şöyle bir ayağa kalkar."
FETÖ temizliği Afrika'da sürecek
Afrika ziyaretleri kapsamında FETÖ'yle mücadelede kendilerine destek geldiğini paylaşan Erdoğan, "Sudan FETÖ ile mücadelede kararlı bir duruş sergiledi. Okullar Maarif Vakfı'na devredildi. Bundan sonraki süreçte de aynı kararlılığı beklediğimizi ifade ettik. FETÖ mensupları sınır dışı edildi. FETÖ ile mücadelemiz tüm Afrika'da devam edecek. Çad'da da FETÖ okulları Maarif Vakfı'na devredildi" açıklamalarında bulundu.
FETÖ'ye ses çıkarmayan yapı bizden Beşir'i istedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika dönüşü bilinmeyen bir konuyu kamuoyu ile paylaştı: FETÖ'ye hiç ses çıkarmayan Uluslar arası Ceza Mahkemesi, İslam İşbirliği Zirvesi için Türkiye'ye gelen Sudan Devlet Başkanı El-Beşir'i bizden istedi, biz de güldük geçtik" dedi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.