Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.60
Gram Altın
2914.83
BIST 100
9294.33
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Cuma namazı saat kaçta? 21 Aralık 2018

Cuma günü Müslümanlar için mübarektir, her Müslüman ''''Cuma'''' gününe özel kılınan namazla Müslüman olmanın şartlarından birini yerine getirir. Dinimizce Müslüman olmanın en büyük belirtisi olan ''''Cuma'''' namazı için okunan hutbe konusu da her hafta Müslümanlar tarafından merak ediliyor. Peki bu hafta Cuma namazı hutbe konusu ney? Cuma namazı saat kaçta? Hepsi haberimizde.
Cuma namazı saat kaçta? 21 Aralık 2018
21 Aralık 2018 12:16:00
Cuma günü Müslümanlar için mübarektir, her Müslüman ''''Cuma'''' gününe özel kılınan namazla Müslüman olmanın şartlarından birini yerine getirir. Dinimizce Müslüman olmanın en büyük belirtisi olan ''''Cuma'''' namazı için okunan hutbe konusu da her hafta Müslümanlar tarafından merak ediliyor. Peki bu hafta Cuma namazı hutbe konusu ney? Cuma namazı saat kaçta? Hepsi haberimizde.

Cuma günü Müslümanlar için mübarektir, her Müslüman ''Cuma'' gününe özel kılınan namazla Müslüman olmanın şartlarından birini yerine getirir. Dinimizce Müslüman olmanın en büyük belirtisi olan ''Cuma'' namazı için okunan hutbe konusu da her hafta Müslümanlar tarafından merak ediliyor. Peki bu hafta Cuma namazı hutbe konusu ney? Cuma namazı saat kaçta? Hepsi haberimizde.

21 Aralık İstanbul: 13.08

21 Aralık Ankara: 12.52

21 Aralık İzmir: 13.15

.CUMA HUTBESİ: VARLIĞIN İLAHİ MAYASI MERHAMET

Muhterem Müslümanlar! Sevgili Peygamberimizin kızı Hz. Zeynep’in çocuğu ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Hz. Zeynep, Resûl-i Ekrem’e ‘Oğlum ölmek üzere, bize kadar gelir misin?’ diye haber gönderdi. Resûlullah bir grup sahabiyle birlikte kızının evine gitti. Kucağına aldığı torununun can çekişmekte olduğunu gören rahmet Peygamberinin gözlerinden yaş akmaya başladı. Orada bulunan sahâbilerden biri, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Bu gözyaşı nedir?’ diye sordu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem’in mübarek dudaklarından şu sözler dökülüverdi: “Bu gözyaşı, Allah’ın dilediği kullarının kalplerine yerleştirdiği bir rahmettir. Allah kullarından sadece merhametli olanlara rahmet eder.”1

Kıymetli Müminler!Merhamet, kalp inceliği ve gönül yumuşaklığıdır. Yaratılan her canlıya karşı duyarlı olmaktır. Evlât sevgisi, ana babaya saygı, yaşlılara, yoksullara, hastalara, yetimlere, kimsesizlere yardım etme, hatta bitki ve hayvanlara karşı şefkatli olma gibi erdemlerin hepsi merhamet duygusunun bir tezahürüdür. Allah Teâlâ’nın Rahman isminin tecellisi olan merhamet, varlığın ilahi mayasıdır. Maddi ve manevi hastalıkların en etkili ilacı, yürekleri işgal eden türlü sıkıntıların çaresi merhamette saklıdır.

Değerli Müslümanlar!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), cahiliye toplumunu merhametle tanıştıran, merhameti hayatın her alanında yaşanılır kılan en muhteşem örnektir. O, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.2 Allah’ın rahmetiyle etrafındakilere daima yumuşak davranmıştır.3 Güzel sözlerle onların gönlünü almıştır. Kimseyi incitmemiştir. Cezalandırırken bile insafı ve adaleti elden bırakmayarak asla zulmetmemiştir. Müminlerin de birbirlerine sevgi, şefkat ve merhametle muamele etmelerini tavsiye etmiştir.

Kıymetli Müminler!

Bugün insanlık, şefkat ve merhamete, vicdan ve hakkaniyete her zamankinden daha fazla muhtaçtır. Dünyanın bambaşka köşelerinde sayısız masum insan merhametsizliğin kıskacında kıvranmakta, zulüm ve şiddete maruz kalmaktadır. Bu vicdansızlık ve insafsızlıktan sadece insanlar değil, diğer bütün canlılar ve geleceğimiz de zarar görmektedir. Hâlbuki Allah Resûlü (s.a.s), bütün varlıklara merhametle davranmayı emretmiş ve şöyle buyurmuştur: “Merhamet edene Rahman olan Allah da merhamet eder. Siz yerdeki bütün mahlûkata merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.” 4

Muhterem Müslümanlar!

Merhamet, anne babamızı yalnızlığa terk etmemek, onlara şefkat kanatlarımızı germektir. Eşimize karşı anlayışlı ve güler yüzlü olmak, gönül alıcı bir çift söz söylemektir. Çocuklarımıza karşı affedici, hoşgörülü ve adil davranmaktır. Merhamet, bir yetimin, bir öksüzün başını şefkatle okşamaktır. Yolda kalmışa, dara düşene yardımcı olmaktır. Aç ve açıkta olan bir yoksulla lokmamızı paylaşmaktır. Merhamet, kâinattaki dengeyi bozmamaktır. Kıyametin kopacağı bilinse dahi bir fidanı toprakla buluşturmaktır. Şu kış gününde aç ve susuz kalan hayvanlara bir kap yiyecek, bir tas su vermektir. Nihayetinde merhamet, bütün canlılar için dünyayı güvenilir bir yer kılmaktır.

Aziz Müminler!

Allah’ın yarattığı her bir varlığı, O’nun bir emaneti, kâinat ailesinin kıymetli bir ferdi olarak görelim. Merhametsizliği şefkat ve rahmete çevirelim. Asrın vicdanına merhameti yeniden aşılayalım. Hutbemi başta okuduğum ayet-i kerimelerin mealiyle bitiriyorum: “O sarp yol nedir, bilir misin? Köle azât etmektir. Veya bir kıtlık gününde yakını olan bir yetimi yahut aç ve açıkta kalan bir yoksulu doyurmaktır. Sonra iman edip birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti öğütleyenlerden olmaktır.”

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR, KAÇ REKAT?

Cuma namazı tek başına kılınmaz, öğle vaktinde cemaatle kılınır. Öğle ezanı okununca, önce dört rek'at Cuma namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir. Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur. İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

Son oturuşta:

Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena duaları okunur. Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur. Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur. Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur (harama yakın). Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir. Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir. Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır. Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama" Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya". Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur. Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

CUMA NAMAZI FARZ MI? HÜKMÜ NEDİR?

Cuma Namazı farz-ı ayındır. Farz oluşu Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve İcma ile sabittir. Yüce Allah, "Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah'ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz." (Cum'a, 62/9-10) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, "Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her müslüman erkeğe farzdır." (Ebû Dâvûd, Tahâret, 130; Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, III, 245-246) buyurmuştur. Cuma namazı, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden günümüze kadar kılınagelmiş ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir farklı görüş ortaya çıkmamıştır.

.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin