Dolar (USD)
34.37
Euro (EUR)
36.50
Gram Altın
2870.26
BIST 100
9226.86
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Çocuk yaşta şehid oldular!

İşgalci güçlerin şehid ettiği ikisi 13 biri 14 yaşındaki üç çocuk, binlerce kişinin katılımı ile defnedildi.
Çocuk yaşta şehid oldular!
30 Ekim 2018 10:14:00
İşgalci güçlerin şehid ettiği ikisi 13 biri 14 yaşındaki üç çocuk, binlerce kişinin katılımı ile defnedildi.

Gazze'nin merkezindeki Vadi es-Selka köyü sakinlerinden Halid Ebu Said (14), Abdulhamid Ebu Zahir (13) ve Muhammed es-Satari (13) için cenaze töreni yapıldı. Törene, aralarında Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin de olduğu Filistinli grupların liderleri ile binlerce Filistinli katıldı.

Şehit çocukların naaşları El-Hikme Camisi'nde kılınan cenaze namazlarının ardından köy mezarlığında defnedildi.

Saldırılara karşılık verilmesi istendi

Cenaze merasimine katılanlar, Filistinli gruplardan İsrail'in saldırılarına karşılık vermesini istedi.

Filistin Yasam Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Bahr, törende yaptığı açıklamada, "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerinde kadın ve erkekleri öldüren İsrail'in çocukları da öldürmesinin garip olmadığını söyledi.

İslami Cihad Hareketi liderlerinden Halid el-Batş, çocukların kendi tarlalarında avlanırken şehit edildiğini, bunun sınır şeridindeki gösterilerin durması için verilen bir korku mesajı olduğunu ancak buna kanmayacaklarını ve korkmayacaklarını ifade etti.

Batş, gösterilere barışçıl yollar kullanarak devam edecekleri mesajını verdi.

Avlanırken şehit oldular

Ebu Zahir'in annesi Aişe, oğlunun ekonomik sıkıntılar nedeniyle ailesine yardım etmek için kuş avladığını ve çiftçilik yaptığını, o gün de ikindi vakti sınır şeridi yakınında serçe avlamak için evden ayrıldığını belirtti.

Oğlunun siyasi ya da askeri hiçbir grupla bağlantısının olmadığını vurgulayan Aişe, "Ebu Zahir, okula gidip gelen bir öğrenciydi, İsrail'in iddia ettiği gibi sınır şeridine patlayıcı madde yerleştirmiyordu." dedi.

Anne Aişe, İsrail güçlerine bu olayla ilgili soruşturma açılmasını istedi.

Okuldaki sıraları boş kaldı

Bilal bin Rabah İlkokulu öğrencisi olan 3 şehidin arkadaşları ise olaydan duydukları derin üzüntüyü ifade etti.

Aynı okulun öğrencisi İbrahim Ebu Mağsib, Ebu Zahir'le kuş avlayarak sattıklarını ve saldırının gerçekleştiği gün de Ebu Zahir'in kendisine sınır şeridi yakınlarında avlanmaya çıkacağını haber verdiğini anlattı. Ebu Mağsib, kendisinin arkadaşıyla gitmek istemediğini ve onu da dikkatli olması konusunda uyardığını dile getirdi.

Okulun müdürü Salim Ebu Garabe de çocukların okulun en başarılı öğrencileri olduklarını ve her zaman hayır işlerine koştuklarını kaydetti.

Ebu Garabe, uluslararası topluma ve insan hakları kuruluşlarına Vadi es-Selka bölgesi halkına ve öğrencilerine koruma sağlanması çağrısı yaptı.

Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref Kudra önceki gün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi sınırına düzenlediği hava saldırısında 3 çocuğun şehit olduğunu duyurmuştu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ise "Gazze ile İsrail arasındaki tel örgüler bölgesinde 3 Filistinli gençten oluşan bir grubun hava saldırısıyla hedef alındığı" ifade edilmişti.

Açıklamada, "gençlerin söz konusu bölgede oyalandıkları ve patlayıcı madde yerleştirme çabasında oldukları" ileri sürülmüştü.

FİLİSTİN MERKEZ KONSEYİ İSRAİL'İ TANIMAYI ASKIYA ALDI

Söz konusu kararın, hayata geçirebilmesi için Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ve FKÖ Yürütme Konseyi tarafından onaylanması gerekiyor.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde dün "Han el-Ahmer ve İlkeleri Savunma" gündemiyle toplanan FKÖ'ye bağlı Filistin Merkez Konseyinin, toplantının son gününde Tel Aviv rejimi Filistin'i devlet olarak tanıyıncaya kadar İsrail'i tanıma kararını askıya aldığı belirtildi.

Filistin Merkez Konseyi, FKÖ ile Filistin yönetiminin, Tel Aviv'in, 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini tanıyıncaya kadar İsrail'i tanımaları ve İsrail ile yapılan tüm anlaşmalara bağımlı kalma yükümlülüğünü sona erdirdi.

Kararları uygulama yetkisi Abbas ve FKÖ Yürütme Konseyinde Konseyin sonuç bildirgesinde, bu kararın, "İsrail'in imzalanan anlaşmalar ve müteakip yükümlülükleri yerine getirmemeyi sürdürmesi ve geçiş evresinin artık mevcut olmadığı dikkate alınarak" verildiğine vurgu yaptı.

Sonuç bildirgesinde, Konseyin, İsrail ile Filistin yönetimi arasındaki güvenlik koordinasyonunun tüm biçimlerini ve ekonomik ilişkileri de durdurma kararı aldığı aktarıldı.

Bildirgede, Konsey tarafından alınan tüm kararların uygulanması yetkisinin Filistin Devlet Başkanı Abbas ile FKÖ Yürütme Konseyine verildiği kaydedildi.

Hamas'a iç bölünmeyi bitiren anlaşmalara uyma çağrısı

Filistin Merkez Konseyi bildirgede, Filistin iç işlerine ilişkin, Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas'ı, son olarak 22 Aralık 2017'de Mısır'ın başkenti Kahire'de imzalanan anlaşma da dahil olmak üzere bugüne kadar iç bölünmüşlüğü bitirmeyi amaçlayan tüm anlaşmalara uymamakla suçladı.

Bildirgede Konsey, Hamas'a Mısır'ın ara buluculuğunda iç bölünmeyi bitiren tüm anlaşmalara uyma çağrısı yaptı.

Filistin'in coğrafi bütünlüğünü hedef alan, Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü sosyolojik anlamda da bölmeyi amaçlayan tüm "kirli" projelerin reddedildiği kaydedilen bildirgede, söz konusu projelerin tamamının Yüzyılın Anlaşması planının bir parçası olduğuna dikkat çekildi.

Bildirgede ayrıca, İsrail ile herhangi bir anlaşma yapılması yetkisinin "Filistin halkının tek meşru temsilcisi" FKÖ'ye ait olduğu ve Filistinli grupların tek başlarına böyle bir karara kalkışamayacağı vurgusuna yer verildi.

Uluslararası hukuk ve sözleşmelere işaret edilen bildirgede, işgale karşı "her tür" direnişin uluslararası hukuk bağlamında Filistin halkının hakkı olduğu vurgulandı.

Ramallah'ta iki gün süren Filistin Merkezi Konseyi toplantısı, Hamas Hareketi, Filistin İslami Cihad Hareketi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC), Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ve Ulusal Girişim Partisi olmak üzere Filistin'in beş önemli direniş grubu tarafından boykot edilmişti.

Kudüs'ün ABD yönetimi tarafından "İsrail'in başkenti" olarak kabul edilmesinin ardından toplanan Filistin Merkez Konseyi, FKÖ Yürütme Konseyine "İsrail'i devlet olarak tanınması" kararını askıya alması yönünde talimat vermişti. Yine o dönem alınan kararlar arasında İsrail ile güvenlik koordinasyonu ve ekonomik ilişkilerin durdurulması çağrısı gibi önemli konular yer almıştı.

Arap Barış Planı ve müzakereler

FKÖ Ulusal Konseyi bünyesinden çıkan daimi bir heyet olan Filistin Merkez Konseyi, Filistin halkını temsil eden en yüksek yasama organı olarak kabul ediliyor.

Arap Birliğinin Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 2002'de düzenlediği zirvede, "1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması, Filistinli mültecilerin sorununa adil çözüm bulunması, İsrail'in, Suriye'de Golan Tepeleri ile Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği topraklardan çekilmesi, karşılığında da Arap ülkelerinin İsrail'i tanıması ve ilişkilerini normalleştirmesini" öngören Arap Barış Planı kabul edilmişti.

İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.

Filistin ile İsrail arasındaki barış anlaşması çabalarının çerçevesini çizen Oslo Anlaşması, 13 Eylül 1993'te dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres ile o zaman FKÖ'nün müzakereci ismi Mahmud Abbas tarafından Washington'da imzalanmıştı.

Anlaşma töreninde dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Dışişleri Bakanı Warren Christopher, Rusya Dışişleri Bakanı Andrei Kozyrev ile daha sonra Filistinlilerle barış çabaları nedeniyle İsrailli bir sağcının suikastı sonucu yaşamını yitiren İsrail Başbakanı İzak Rabin ile FKÖ Başkanı Yasir Arafat hazır bulunmuştu.

Anlaşma gereğince Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde Filistinliler için özerk yönetim kurulmuştu.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin