Dolar (USD)
34.17
Euro (EUR)
38.14
Gram Altın
2920.00
BIST 100
9777.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Çin, Uygurların organlarını satıyor

Uygur Türklerini eğitim kamplarında tutan Çin'in organize olarak organ ticareti yaptığı iddia edildi. Çin, suçlu ilan ettiği Türklerin organlarını satıyor.
Çin, Uygurların organlarını satıyor
09 Mart 2021 10:18:18
Uygur Türklerini eğitim kamplarında tutan Çin'in organize olarak organ ticareti yaptığı iddia edildi. Çin, suçlu ilan ettiği Türklerin organlarını satıyor.

İsmail Zelvi

Savaşlardan kaçan, ekonomik sebeplerle yasadışı göç eden insanlar organ tüccarlarının eline düşüyor. Küresel kara para aklama aracı olarak da görülen organ ticaretini bazı devletler organize olarak yapıyor. Çin’in de Uygur Türklerinin organlarının satışına göz yumduğu veya kolaylaştırdığı iddia ediliyor.


Göçe zorlanıyorlar

Organ ticareti yapan diğer ülke ABD’de karışıklık çıkardığı ülkelerde öncelikle insanları göçe zorluyor, ekonomik olarak yaşayamaz hale getirerek, organ tüccarlarının kucağına atıyor. Irak’ın işgali sürecinde 4.4 milyon Iraklı, Suriye iç savaşında 5.5 milyon Suriyeli yurt dışına, 6,1 milyon Suriyeli ise ülke içinde göçmen konumuna getirildi. Myanmar devleti 912 bin Rohingyalı Müslümanı Bangladeş’e sürerek göçmen yaptı. Çin, Sincan bölgesinde Müslüman Uygur Türklerini asimilasyon ve çalışma kamplarında tutması sebebiyle göçe zorluyor. Afrika’da çatışmalar, sahra altı ülkelerinde kıtlık ve ekonomik şartlar, iç etnik ayrımcılık sebebiyle 15 milyonun üzerinde sivil göçe zorlandı.

Sözde BM’nin 5 daimi ülkesinin oluşturduğu bu atmosferde insan kaçakçılığı ve sınır ötesi rüşvet ağları gibi suç şebekeleri oluşuyor. Sağlık karaborsasının organ hasadına ortam sağlanıyor.

Sağlık sektöründeki bağışçı-donör ile organ ihtiyacı arasındaki yüksek fark dünyanın pek çok bölgesinde tıp sektörünün başlıca sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yasal zeminlerde organ bağışı listelerine adını yazdıran her 10 kişiden 8’i organ beklerken hayatını kaybediyor. Her on dakikada bir kişi organ nakli bekleyenler listesine ekleniyor. Dünya çapında en az 6 milyon insanın organ yetmezliği nedeniyle organ bekliyor. Yaşanan bu sıkıntı kendisini en çok böbrek, kalp, karaciğer ve ince bağırsak organlarında göstermektedir. Covid-19 salgını ile yaşanan sağlık krizi organ konusundaki yetersizliği derinleştirmiştir. 2014 yılında 120 bin organ naklinin yapıldığı bunun yüzde 10’unun ise yasadışı gerçekleştiği belirtiliyor.

Göç yolları ve organ ağları iç içe


Yıllık ortalama 1 buçuk milyar dolara yaklaşan yasadışı organ hasadı sektörünün beslendiği temel etkiler maddi çaresizlik, yabancı toplumda tutunmak için kazanç ile şekillenirken bu yola başvuran ‘bağışçıların’ çoğu göçmenlerden, ötekileştirilmiş etnik – dini – siyasi gruplardan oluşuyor.

Göç merkezlerinin, hali ile çatışma alanlarının yasadışı organ faaliyetleri için hasat sahasına haline gelişine Orta Doğu’daki örneklerden biri de Irak’tır. Toplumunun en az 11 milyonluk kesimin şiddetli yoksulluk altında yaşadığı Irak düşük gelir nedeniyle organ hasadının yüksek olduğu ülkelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Böbrek satışının yasadışı organ sağlayıcılara kolayca ulaşılabildiği Irak’taki fiyatı 2019 yılında 6 ila 15 bin dolar arasında Daha önceki senelerde ise böbrek için karaborsa fiyatı 10 bin dolar. David Matas ile David Kilgour’un Çin merkezli organ ticaretini kaleme aldığı Kanlı Hasat kitabında ise böbrek fiyatı 62 bin dolar olarak belirtilmiştir.

Çin’deki düşünce mahkumlarından zorla organ hasadını soruşturan Çin Mahkemesi, BM ile yapılan toplantılarda, Çin hükümeti ve ÇKP’nin Falun Gong kamkumlarının yanı sıra on binlerce Uygur Türkü mahkumun bedenlerinden organlarının alındığını belirti. Mahkeme, Çin hükümetinin Uygurlardan, kan, DNA ve doku örneklerini organ hasadı maksadıyla topladığını açıkladı. Çin’in bu amaçla 19 milyona yakın Uygur Türkü’nden örnek topladığı İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından raporlandı.. Çin hükümeti adına Türkistan bölgesi başkenti Urumçi’de, Uygurların organlarını toplayan Dr. Enver Tohti mahkemeye ifade verdi

Yaklaşık 10 aydır dünyada tarihin en riskli pandemilerinden birine neden olan korona virüsünün ilk görüldüğü yer olan Wuhan Çin’in organ hasat ettiği merkezlere ev sahipliği yapıyor.