Casiye Suresi iniş (Nüzul) sebebi nedir?
Dinimizin direği olan namaz için okunması şart koşulan sureler, Kur'an'da yer alıyor. Bunlardan biri olan Casiye suresinin iniş (Nüzul) sebebi merak ediliyor. Bu haberimizde, Casiye Suresi iniş (Nüzul) sebebi nedir? sorusunun cevabını bulacaksınız.
Kaf Suresi, Kur'ân-ı Kerîm'in ellinci sûresidir. Mekke döneminde Mürselât sûresinden sonra nazil olmuştur. "Andolsun ki Biz, gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yarattık ve Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı." (âyet: 38) âyetinin Medenî olup Yahudiler hakkında nazil olduğu da rivayet edilmiştir. (bk. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/832)
Kırk beş âyet olup adını ilk âyetin başındaki "kâf" harfinden almıştır. Bâsikât sûresi olarak da isimlendirilir. Sûrelerin ihtiva ettiği âyet sayısına göre yapılan sınıflandırmada tıvâl-i mufassal grubunda yer alanların bu sûreyle başladığı kabul edilmektedir.(bk. Elmalılı, Hak Dini)
Nüzul Sebebi
“Siz ikiniz atın cehenneme her inatçı kâfiri. Hayra bütün hızıyla engel olan azgın şüpheciyi. Ki o, Allah 'tan başka bir ilâh edinmiştir. Haydi siz ikiniz onu en şiddetli azabın içine atın.” (Ayet 24-26)
mealindeki ayetlerin "Sizden her kim İslâm'a girecek olursa ben yaşadığım sürece ona hiçbir faydası dokunmayacak " diyerek kardeşinin oğullarının Müslüman olmalarını engellediği için Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında nazil olduğu söylenmiştir.(Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/619)
"And olsun ki, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yarattık ve Biz bir yorgunluk da duymadık. Söylediklerine sabret; Rabbini, güneşin doğmasından önce ve batışından önce överek tesbih et. " (Ayet 38, 39 )
mealindeki ayetlerin, Yahudilerin Hz. Peygamber (asv)'e gelip göklerin ve yerin yaratılışıyla ilgili soruları ve -haşa- Allah’ın gökleri ve yeri yarattıktan sonra dinlendiği iftiraları üzerine nazil olduğu rivayet edilir. (bk. Suyuti, Lubab, 2/620 Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 13/532; Çetiner, Esbab, 2/832-833)
“Biz, onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen, onların üstünde bir zorba değilsin. Tehdidinden korkacaklara sen Kur'ân'la öğüt ver.” (Ayet 45)
mealindeki ayet ise, bazı sahabilerin: "Ey Allah'ın elçisi, bizi biraz korkutsan ya " demeleri üzerine nazil olmuştur. (Taberî, ilgili ayetin tefsiri; Suyûtf, Lubâb, 2/621; Abdulfettah El-Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 389)
Muhtevası
Kâf sûresinde, ölümden sonra yeniden dirilişle bunu inkâr edenlerin uyarılması ve iman edenlerin müjdelenmesi, peygamberlerini yalanlayan kavimlerden bazı örnekler verilerek bunların sonlarının hatırlatılması, kavminin inkarcı ve yıkıcı tavırlarına karşı Hz. Peygamber (asv)'e teselli ve güven telkin edilmesi, inkarcıların âhirette karşılaşacakları cezalar ve inananlara verilecek nimetler gibi konular çarpıcı bir ifade örgüsü ve etkileyici bir üslûpla anlatılmıştır.
Kâf sûresinin muhtevasını iki bölümde ele almak mümkündür. Birinci bölümde (âyet 1-15) müşriklerin kendilerine gönderilen peygamberi ve ölümden sonra dirilmeyi yalanladıklarına dikkat çekilerek Allah'ın kudretine işaret eden kozmolojik delillerden örnekler verilir: gökyüzü, yeryüzü, dağlar, gökten indirilen sular, hurma ağaçları, bahçeler ve bitkilere dikkat çekilir. Böylece insanlar bunların yaratılışındaki hikmeti kavramaya ve düşünmeye teşvik edilerek bu deliller dikkate alındığında insanları ölümden sonra diriltmenin Allah için kolay olacağı bildirilir.
Aynı bölümde ayrıca, daha önceki bazı kavimlerin kendilerine gönderilen peygamberleri yalanladıklarına dikkat çekilir. Bu kavimlerin yalnız isimlerinin zikredilip ayrıntıya girilmemiş olması, o dönemdeki Arapların onlar hakkında malûmat sahibi olduklarını gösterebileceği gibi, buradaki amacın söz konusu toplulukların tarihlerini anlatmak değil davranışlarının onları sürüklediği akıbeti haber vermek suretiyle muhatapların ibret almalarını sağlamak olduğu da söylenebilir.
Öte yandan burada, karşılaştığı yalanlamanın kendisinden önceki peygamberlerin de başına geldiğini hatırlatmak suretiyle Resûl-i Ekrem (asv)'i teselli amacı da güdülmektedir.
Sûrenin ikinci bölümünde (âyet 16-45) inkarcıların ölümden sonra dirilme konusundaki şüphelerine karşı insanın yaratılışına dikkat çekilerek, insanı yaratan gücün onun en gizli duygu ve düşüncelerini dahi bildiği ifade edilir. Bu kısımda, muhatapların bilhassa âhiret hayatı konusuna dikkatlerini yoğunlaştırarak içlerinde ürperti uyandırmayı, böylece kendilerini dehşetli sondan korumayı hedefleyen bir üslûp hâkimdir. Ayrıca takva sahiplerine âhirette verilecek nimetlerden de bahsedilir. Bu bölümde yer alan,
"Biz insana şah damarından daha yakınız"
mealindeki âyet (âyet 16) insanın bütün eylem ve düşünceleri konusunda derin bir sorumluluk bilinci taşıması gerektiğini vurgulaması açısından çok anlamlıdır.
Sûrenin sonlarına doğru Hz. Peygamber (asv)'in kendisine inanmayanların sözlerine karşı sabırlı olması öğütlenerek günün değişik vakitlerinde Allah'ı saygı ve övgüyle anması istenir. Kıyamet ve mahşer sahnesine kısa ve etkili ifadelerle tekrar temas eden âyetlerin ardından sûre, inatçı müşriklerin neler söylediklerini Allah'ın çok iyi bildiğini, Resûlü Ekrem (asv)'in onları inanmaya zorlamak gibi bir görevinin bulunmadığını belirten ve Allah'ın uyarılarından yararlanabilecek iyi niyetli insanlara Kur'an aracılığıyla uyarıda bulunmasını emreden âyetle sona ermektedir.
Faziletleri
Hz. Peygamber (asv) bayram namazlarında Fâtiha'dan sonra Kâf ve Kamer sûrelerini okumuştur. (Müslim, Salâtü’l-îdeyn, 14, 15) Ayrıca bu sûre, Resûlullah (asv)'ın özellikle sabah namazlarının ilk rekatında sıkça okuduğu sûreler arasında yer alır. (Dârimî, Salât, 66; Müslim, "Şalât", 168-169)
Diğer taraftan Hz. Peygamber (asv)'in cuma hutbelerinde de çoğunlukla Kâf sûresini okumuş olması sûrenin ihtiva ettiği konuların, özellikle âhiretle ilgili açıklamaların ve uyarıların önemine, bunların insanlara sıkça hatırlatılmasının gerekliliğine işaret etmektedir. Resûl-i Ekrem (asv)'in komşusu Ümmü Hişâm bint Harise, Kâf sûresini cuma hutbelerinde Resûlullah (asv)'dan dinleyerek ezberlediğini belirtmektedir. (Müslim, Cuma, 50-52)
Bazı tefsirlerde yer alan, "Kâf ve'1-Kur'âni'l-mecîd'i öğrenin." (bk. Âlûsî, Kaf Suresi tefsiri) ve, "Kim Kâf sûresini okursa Allah onun ölüm sıkıntılarını hafifletir.” (Zemahşerî, Kaf Suresi tefsiri) şeklindeki hadislerin zayıf olduğu söylenmiştir. (İbn Arrâk, Tenzihü’ş-Şeria, I, 297; bk. TDV İslam Ansiklopedi, Kaf Suresi md.)
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.