Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.61
Gram Altın
2934.21
BIST 100
9640.08
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Casiye Suresi iniş (Nüzul) sebebi nedir?

Dinimizin direği olan namaz için okunması şart koşulan sureler, Kur''an''da yer alıyor. Bunlardan biri olan Casiye suresinin iniş (Nüzul) sebebi merak ediliyor. Bu haberimizde, Casiye Suresi iniş (Nüzul) sebebi nedir? sorusunun cevabını bulacaksınız.
Casiye Suresi iniş (Nüzul) sebebi nedir?
25 Kasım 2019 09:22:00
Dinimizin direği olan namaz için okunması şart koşulan sureler, Kur''an''da yer alıyor. Bunlardan biri olan Casiye suresinin iniş (Nüzul) sebebi merak ediliyor. Bu haberimizde, Casiye Suresi iniş (Nüzul) sebebi nedir? sorusunun cevabını bulacaksınız.

Dinimizin direği olan namaz için okunması şart koşulan sureler, Kur'an'da yer alıyor. Bunlardan biri olan Casiye suresinin iniş (Nüzul) sebebi merak ediliyor. Bu haberimizde, Casiye Suresi iniş (Nüzul) sebebi nedir? sorusunun cevabını bulacaksınız.

Kaf Suresi, Kur'ân-ı Kerîm'in ellinci sûresidir. Mekke döneminde Mürselât sûresinden sonra nazil olmuştur. "Andolsun ki Biz, gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yarattık ve Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı." (âyet: 38) âyetinin Medenî olup Yahudiler hakkında nazil olduğu da rivayet edilmiştir. (bk. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/832)

Kırk beş âyet olup adını ilk âyetin başındaki "kâf" harfinden almıştır. Bâsikât sûresi olarak da isimlendirilir. Sûrelerin ihtiva ettiği âyet sayısına göre yapılan sınıflandırmada tıvâl-i mufassal grubunda yer alanların bu sûreyle başladığı kabul edilmektedir.(bk. Elmalılı, Hak Dini)

Nüzul Sebebi

“Siz ikiniz atın cehenneme her inatçı kâfiri. Hayra bütün hızıyla engel olan azgın şüpheciyi. Ki o, Allah 'tan başka bir ilâh edinmiştir. Haydi siz ikiniz onu en şiddetli azabın içine atın.” (Ayet 24-26)

mealindeki ayetlerin "Sizden her kim İslâm'a girecek olursa ben yaşadığım sürece ona hiçbir faydası dokunmayacak " diyerek kardeşinin oğullarının Müslüman olmalarını engellediği için Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında nazil olduğu söylenmiştir.(Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/619)

"And olsun ki, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yarattık ve Biz bir yorgunluk da duymadık. Söylediklerine sabret; Rabbini, güneşin doğmasından önce ve batışından önce överek tesbih et. " (Ayet 38, 39 )

mealindeki ayetlerin, Yahudilerin Hz. Peygamber (asv)'e gelip göklerin ve yerin yaratılışıyla ilgili soruları ve -haşa- Allah’ın gökleri ve yeri yarattıktan sonra dinlendiği iftiraları üzerine nazil olduğu rivayet edilir. (bk. Suyuti, Lubab, 2/620 Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 13/532; Çetiner, Esbab, 2/832-833)

“Biz, onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen, onların üstünde bir zorba değilsin. Tehdidinden korkacaklara sen Kur'ân'la öğüt ver.” (Ayet 45)

mealindeki ayet ise, bazı sahabilerin: "Ey Allah'ın elçisi, bizi biraz korkutsan ya " demeleri üzerine nazil olmuştur. (Taberî, ilgili ayetin tefsiri; Suyûtf, Lubâb, 2/621; Abdulfettah El-Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 389)

Muhtevası

Kâf sûresinde, ölümden sonra yeniden dirilişle bunu inkâr edenlerin uyarılması ve iman edenlerin müjdelenmesi, peygamberlerini yalanlayan kavimlerden bazı örnekler verilerek bunların sonlarının hatırlatılması, kavminin inkarcı ve yıkıcı tavırlarına karşı Hz. Peygamber (asv)'e teselli ve güven telkin edilmesi, inkarcıların âhirette karşılaşacakları cezalar ve inananlara verilecek nimetler gibi konular çarpıcı bir ifade örgüsü ve etkileyici bir üslûpla anlatılmıştır.

Kâf sûresinin muhtevasını iki bölümde ele almak mümkündür. Birinci bölümde (âyet 1-15) müşriklerin kendilerine gönderilen peygamberi ve ölümden sonra dirilmeyi yalanladıklarına dikkat çekilerek Allah'ın kudretine işaret eden kozmolojik delillerden örnekler verilir: gökyüzü, yer­yüzü, dağlar, gökten indirilen sular, hurma ağaçları, bahçeler ve bitkilere dikkat çekilir. Böylece insanlar bunların yaratılışındaki hikmeti kavramaya ve düşünmeye teşvik edilerek bu deliller dikkate alındığında insanları ölümden sonra diriltmenin Allah için kolay olacağı bildirilir.

Aynı bölümde ayrıca, daha önceki bazı kavimlerin kendilerine gönderilen peygamberleri yalanladıklarına dikkat çekilir. Bu kavimlerin yalnız isimlerinin zikredilip ayrıntıya girilmemiş olması, o dönemdeki Arapların onlar hakkında malûmat sahibi olduklarını gösterebileceği gibi, buradaki amacın söz konusu toplulukların tarihlerini anlatmak değil davranışlarının onları sürüklediği akıbeti haber vermek suretiyle muhatapların ibret almalarını sağlamak olduğu da söylenebilir.

Öte yandan burada, karşılaştığı yalanlamanın kendisinden önceki peygamberlerin de başına geldiğini hatırlatmak suretiyle Resûl-i Ekrem (asv)'i teselli amacı da güdülmektedir.

Sûrenin ikinci bölümünde (âyet 16-45) inkarcıların ölümden sonra dirilme konusundaki şüphelerine karşı insanın yaratılışına dikkat çekilerek, insanı yaratan gücün onun en gizli duygu ve düşüncelerini dahi bildiği ifade edilir. Bu kısımda, muhatapların bilhassa âhiret hayatı konusuna dikkatlerini yoğunlaştırarak içlerinde ürperti uyandırmayı, böylece kendilerini dehşetli sondan korumayı hedefleyen bir üslûp hâkimdir. Ayrıca takva sahiplerine âhirette verilecek nimetlerden de bahsedilir. Bu bölümde yer alan,

"Biz insana şah damarından daha yakınız"

mealindeki âyet (âyet 16) insanın bütün eylem ve düşünceleri konusunda derin bir sorumluluk bilinci taşıması gerektiğini vurgulaması açısından çok anlamlıdır.

Sûrenin sonlarına doğru Hz. Peygamber (asv)'in kendisine inanmayanların sözlerine karşı sabırlı olması öğütlenerek günün değişik vakitlerinde Allah'ı saygı ve övgüyle anması istenir. Kıyamet ve mahşer sahnesine kısa ve etkili ifadelerle tekrar temas eden âyetlerin ardından sûre, inatçı müşriklerin neler söylediklerini Allah'ın çok iyi bildiğini, Resûlü Ekrem (asv)'in onları inanmaya zorlamak gibi bir görevinin bulunmadığını belirten ve Allah'ın uyarılarından yararlanabilecek iyi niyetli insanlara Kur'an aracılığıyla uyarıda bulunmasını emreden âyetle sona ermektedir.

Faziletleri

Hz. Peygamber (asv) bayram namazlarında Fâtiha'dan sonra Kâf ve Kamer sûrelerini okumuştur. (Müslim, Salâtü’l-îdeyn, 14, 15) Ayrıca bu sûre, Resûlullah (asv)'ın özellikle sabah namazlarının ilk rekatında sıkça okuduğu sûreler arasında yer alır. (Dârimî, Salât, 66; Müslim, "Şalât", 168-169)

Diğer taraftan Hz. Peygamber (asv)'in cuma hutbelerinde de çoğunlukla Kâf sûresini okumuş olması sûrenin ihtiva ettiği konuların, özellikle âhiretle ilgili açıklamaların ve uyarıların önemine, bunların insanlara sıkça hatırlatılmasının gerekliliğine işaret etmektedir. Resûl-i Ekrem (asv)'in komşusu Ümmü Hişâm bint Harise, Kâf sûresini cuma hutbelerinde Resûlullah (asv)'dan dinleyerek ezberlediğini belirtmektedir. (Müslim, Cuma, 50-52)

Bazı tefsirlerde yer alan, "Kâf ve'1-Kur'âni'l-mecîd'i öğrenin." (bk. Âlûsî, Kaf Suresi tefsiri) ve, "Kim Kâf sûresini okursa Allah onun ölüm sıkıntılarını hafifletir.” (Zemahşerî, Kaf Suresi tefsiri) şeklindeki hadislerin zayıf olduğu söylenmiştir. (İbn Arrâk, Tenzihü’ş-Şeria, I, 297; bk. TDV İslam Ansiklopedi, Kaf Suresi md.)

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin