Bakan Işıkhan'dan iş sağlığı ve güvenliği vurgusu
Bakan Işıkhan, İŞKUR Genel Müdürlüğünde düzenlenen, Türkiye Yüzyılı'nda İş Kazalarına Önleyici Yaklaşımlar Semineri'ne katıldı.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde köklü değişim ve dönüşüm süreci yaşadığını vurgulayan Işıkhan, ülkenin ekonomi ve çalışma hayatı başta olmak üzere, hemen her alanda büyüdüğünü ve kalkınma yolunda büyük bir adım attığını söyledi.
Ekonomideki atılımları, refahı tabana yaymak adına oluşturdukları yeni istihdam alanlarıyla kalıcı ve verimli hale getirmenin mücadelesini verdiklerini belirten Işıkhan, şunları kaydetti:
"Bir taraftan ülkemizdeki iş gücü ve istihdam oranlarını hızla yukarı seviyelere çıkarırken, diğer yandan da insan onuruna yaraşır çalışma koşullarını sağlamak için çalıştık. İş sağlığı ve güvenliği konusundaki farkındalık mücadelemiz böyle bir hassasiyetin neticesidir. Çünkü biz biliyoruz ki çalışma hayatının niceliksel yanı olan istihdam ve iş gücüne katılım kadar mühim olan diğer bir boyut da niteliksel konumu olan huzurlu ve güvenli bir iş ortamıdır. Bu bilinçle iş sağlığı ve güvenliğini bir seçenek olarak değil, bir zorunluluk olarak görüyoruz. Dolayısıyla işverenlerimiz başta olmak üzere, her bir kurum ve bireyin iş sağlığı ve güvenliği konusunda atılacak her adımı destekliyor ve onların yanında olacağımızı ifade etmek istiyorum."
"Yeni çalışma alanlarının oluşması, yeni güvenlik risklerini beraberinde getiriyor"
Işıkhan, iş kazaları ve meslek hastalıklarının dünyada her yıl milyonlarca çalışanın hayatına mal olduğuna dikkati çekerek, "İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle çalışanların sağlıkları ve yaşam standartları da olumsuz etkileniyor. Özellikle bugün ele alınacak 'Karayollarında Ulaşım Güvenliği', 'Çalışma Hayatında Kalp Damar Sağlığı', 'Yüksekte Güvenli Çalışma' konu başlıklarına baktığımızda bu güvenlik sorunlarının sadece ülkemizin değil, aslında çağımızın ve dünyanın sorunları olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin işe bağlı nedenlerle hayatını kaybettiğini aktaran Işıkhan, şu bilgileri verdi:
"Bu kayıpların çoğunluğunu ise hem ülkemizde hem de dünyada kalp damar hastalıklarının oluşturduğunu görüyoruz. Ayrıca günümüzde yeni çalışma alanlarının oluşması, yeni güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. Hedefimiz, bu riskleri ülkemizde minimum düzeye indirmek, tek bir çalışanımızın dahi mesleği sebebiyle hayatını kaybetmediği sağlıklı ve huzurlu bir çalışma hayatını tesis etmektir. Tabii bu hedefe tek taraflı bir çabayla ulaşamayacağımızın da bilinmesi gerekiyor. Bizler her alanda olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği alanında da ortak akıl ve istişare odaklı bir çalışma prensibinden yanayız. Bu alanda başarılı olmak, çalışanların, işverenlerin, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının, kısacası çalışma hayatının tüm unsurlarının katılımı, işbirliği ve koordinasyonunu gerekli kılıyor. Bu doğrultuda, tüm paydaşlarımızı dahil ederek, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi'ni kurduk."
"Destek ve teşviklerle işverenlerimizin her zaman yanındayız"
İşverenler açısından güvenli bir çalışma ortamı sağlamanın zorunluluğunu her platformda politikaları ve yaptırımlarıyla ortaya koyduklarını vurgulayan Işıkhan, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün ancak kendi sağlığını koruma ve güvenli davranış bilincine sahip bireylerden oluşan toplumda iyi düzeyde gelişmesinin bekleneceğini dile getirdi.
Güçlü bir yasal zeminin yanında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün içselleştirilmesinin de kalıcı ve sürdürülebilir iyileşme sağlamanın en önemli unsuru olduğunu kaydeden Işıkhan, "Bu kapsamda geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimiz başta olmak üzere çalışma hayatının tüm taraflarına yönelik faaliyetlerle, bireylerde güvenli davranış ve kendi sağlığını koruma bilincini oluşturma faaliyetlerimizin sürekliliği önem arz ediyor. Bu seminer de farkındalığın geliştirilmesi bakımından oldukça önemli." ifadesini kullandı.
Işıkhan, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının hem uluslararası normlarla uyumlu olmasının hem de ülke özelindeki çalışma şartlarına göre düzenlenmesinin önemine değinerek, şu görüşleri paylaştı:
"Diğer bir önemli husus da güvenlik önlemlerinin maliyeti konusudur. Söz konusu insan canı olduğunda maliyet hesabının hiçbir anlamı yoktur. Çünkü en büyük maliyet hiç kuşkusuz çalışanlarımızın canıdır. Bunu özellikle işverenlerimiz başta olmak üzere, tüm paydaşlarımızın çok iyi bilmesi gerekir. Çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunması konusunda da destek ve teşvik mekanizmalarımızla işverenlerimizin her zaman yanındayız. Önümüzdeki süreç bugüne kadar olduğu gibi başta iş sağlığı ve güvenliği olmak üzere çalışma hayatımızı, hedeflediğimiz seviyeye taşıyacak insan odaklı çalışmalar yürüteceğimiz bir zaman dilimi olacak. Ortaya koyduğumuz çalışmalar ve bunların sonuçları gelecek hedeflerimizin de teminatıdır."
"Yeni dönemin fayda ve zararlarına hazırlıklı olmalıyız"
Çalışma hayatındaki değişimlerin iş sağlığı ve güvenliği alanını da değiştirip, dönüştürdüğüne işaret eden Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek yeni dönemin iş sağlığı ve güvenliğine yönelik fayda ve zararlarına da hazırlıklı olmalıyız. Bu konuda da birimimizce etkin çalışmalar yürütülüyor, daha da ivme kazanacağından şüphem yok. Çalışanlarının sağlık ve güvenliklerini önemseyen işletmelerin, gelecekte de rekabet gücü kazanarak öne çıkacağına inanıyoruz. Yeni yüzyılın, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün, yüzyılı inşa etme hedefine sahip bir Türkiye'ye yakışır düzeyde olması için tüm imkanlarımızla ve tüm taraflarla birlik ve uyum içerisinde çalışmaya devam edeceğiz."
Seminere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan yardımcıları, TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, İŞKUR Genel Müdürü Samet Güneş, bakanlık bürokratları ve davetliler katıldı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.