Çağlara meydan okuyan bir mabed: Endülüs Camisi
İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan Endülüs Emevi Devleti’nin kültürel etkileşiminin ana üssü olan Fas’ın dört bir tarafında eserler yükselirken, Fes kentinin simgelerinden olan Endülüs Camisi de bin yılı aşkındır kentteki iki ilim, irfan ve ibadet merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.
Ünü bin yılı aşkındır kesintisiz eğitim veren en eski üniversite olarak dünyaya yayılan Karaviyyin Üniversitesi’nin kurucusu Fatıma el-Fihri’nin kız kardeşi Meryem tarafından inşa edilen Endülüs Camisi, Fas’ın eski başkentlerinden Fes’in sembol yapılarından biri olarak çıkıyor.
Ramazan ayı ile birlikte Endülüs Camisi, bölgenin ve dünyanın dört bir tarafından hem ibadete hem de ziyarete gelen misafirleriyle, Kayrevan’ın asaleti, Endülüs’ün güzelliği ve Fas’ın ruhuyla yoğrulan ihtişamına ihtişam katıyor.
İslam tarihine isimleri altın harflerle yazılan iki kız kardeş
Fatıma ile Meryem el-Fihri kardeşlerin hikayeleri, fakih olan babaları Muhammed Bin Abdullah el-Fihri’nin Tunus’taki Kayrevan kentinden Fas’ın Fes kentine göç etmesiyle başlıyor.
Bir taraftan Endülüs’ten gelenlerin yaşadığı Endülüs, diğer tarafta Kayrevan’dan gelenlerin yaşadığı Kayrevan mahalleleriyle bir kültür mozaiğine dönüşen Fes, Fatıma ile Meryem’in imzalarıyla tüm dünyaya adını duyuruyor.
Fatıma ile Meryem, babaları fıkıh alimi Muhammed el-Fihri’den kalan serveti, babalarının misyonuna uygun bir şekilde ilim ve irfan yolunda harcamayı seçerek, bu mirasın çağlara ulaşmasını sağladı.
İki kız kardeş 859-860 yıllarında Fes’in Kayrevan mahallesinde Karaviyyin Camisi’ni, Endülüs mahallesinde Endülüs Camisi’ni inşa ettirdi.
Kayrevan mahallesinde bulunan Şurefa Camisi'nin cemaate yeterli gelmemesi üzerine, daha büyük bir cami olarak inşa edilen Karaviyyin Camisi, zaman içerisinde bölgenin ilim merkezi haline gelmesiyle üniversiteye dönüşürken, Endülüs Camisi, cami olma özelliğini korumaya devam etti.
İdrisiler döneminde inşa edildi
Fas’ın ilk kurucu devletlerinden olan İdrisiler döneminde inşa edilen Endülüs Camisi, geçen yüzyıllar boyunca yaşanan tüm iklimsel ve politik dalgalanmalara rağmen ayakta kalmaya devam ediyor.
Fes şehrinin cadde ve sokaklarının simetrisiyle uyumu ve ahenkli mimarisiyle antik kentin kalbi gibi dimdik duran Endülüs Camisi, bir başyapıt olarak kabul ediliyor.
Endülüslülerden bir grubun çevresinde yaşaması ve inşaat masraflarına katkıda bulunması nedeniyle bu adla anılagelen Endülüs Camisi, Fas'ın en ünlü camilerinden biri olan ve daha sonra üniversiteye dönüşen Karaviyyin Camisi ile aynı tarzda tasarlanmış ve o dönemlerde Fes camilerinde yaygın olan sistemle inşa edilmiş.
Cami, yazıtları, namaz kılınan alanın tavanının süsleyen çizimler ve vitraylarıyla göz dolduruyor. Ayrıca tavandan sarkan bakır avizesi ve perforajlarıyla da görülmeye değer.
İmamı camisine aşık
İslam sanatının görkemini yansıtan bu nadide yapının imam-hatibi Ahmed el-Gazali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “2006 yılından beri Endülüs Camisi’nin imam ve hatipliğini yapıyorum. Camiye o kadar bağlıyım ki, onu kendimden, kendimi de ondan bir cüz olarak hissediyorum.” dedi.
Gazali, minberine çıkmak için her cumayı sabırsızlıkla beklediğini ve her ne durumda olursa olsun hutbeden geri durmamak için yoğun bir çaba sarf ettiğini belirterek, “Endülüs Camisi’ni ziyaret eden herkes, manevi olarak onda huzur bulur ve duvarları arasında otururken bir güven hisseder.” ifadelerini kullandı.
Karaviyyin Camisi ya da üniversitesinin şöhretine karşın Endülüs’ün daha mütevazı kaldığına işaret eden Gazali, “Eğitimde üstünlük daha sonra üniversiteye dönüşen Karaviyyin Camisindeyken, Endülüs Camisi geçmiş zamanlarda ilim halkalarıyla dolsa da, camilik karakterine sadık kalmış, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve namazla mamur yapısını korumuştur.” diye konuştu.
Gazali, Endülüs’ün Karaviyyin’deki ilim talebelerinin itikaf ve düşünme mekanına dönüştüğüne belirterek, İbn Nahvi olarak bilinen ünlü edip Yusuf Bin Muhammed et-Tevzeri gibi birçok ilim ehlinin de Endülüs Camisi’ndeki ilim halkalarından geçtiğini kaydetti.
O dönemde Müslümanların doğudan ve Endülüs’ten Fes kentine geldiklerini belirten Gazali, “Müslümanlar, Fes’te Hazreti Muhammed’in soyundan salih ve adil bir halifenin (el-Mevla 2. İdris) olduğunu duyunca, güven ve istikrar maksadıyla Fes’e gelip yerleştiler. İşte Fatıma ile Meryem’in babası Muhammed el-Fihri de buraya gelip yerleşenlerdendi.” dedi.
Gazali, Endülüs Camisi’nin de Meryem el-Fihri tarafından inşa edildiğini ve rivayetlere göre inşa sürecinde bilfiil yer aldığını ifade ederek, söz konusu camide İdrisiler, Muvahhidun ve Meriniler döneminde birçok genişletme çalışmaları yapıldığını, günümüzde de Fas Kralı 6. Muhammed’in talimatıyla iki defa restorasyondan geçirildiğini kaydetti.
Para ve bilimin buluşması
Fatıma ile Meryem el-Fihri kardeşler, Kayrevan’dan Fes’e uzanan para ile bilimin buluşmasının eşsiz bir düşünce ile ölümsüz bilim ve sanat eserlerinin ortaya çıkışının nadide örneklerini teşkil ediyor.
Karaviyyin Üniversitesi ile Endülüs Camii tarih boyunca birçok tarihçi, düşünür, filozof, doktor, uzman, araştırmacı, alim ve hukukçuya ev sahipliği yaptı.
UNESCO’nun Dünya Mirası Listesinde dünyanın en eski üniversitesi olarak yer alan Karaviyyin Üniversitesinde eğitim sistemi ve usulü bin yılı aşkın bir süredir zaman zaman değişikliğe uğrasa da kesintisiz devam ediyor.
Endülüs Camisi de, adeta Karaviyyin’in kardeşi olarak Fes kentindeki İslam medeniyetinin, mimari sanatının ve görkeminin şahidi bir mabet olarak, özellikle ramazan aylarında Müslümanlarla dolup taşıyor.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.