Bürokratik oligarşi sistem dışına itildi
Milat Gazetesi'nden İlhan Çulha, Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Şahin ile konuştu...
* Kentleşme ve çevre sorunları konusunda hem araştırmalarınız hem de çalışmalarınız var. Öncelikle şunu sormak istiyorum: Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı ile çevreci ve dijital bir kampanya dönemi başladı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ağzınızı ve burnunuzu birlikte kapattığınızda, çok geçmeden morarmaya ve sonrasında da ölmeye başlarsınız. Bütün canlılarda durum bu şekildedir. Parti teşkilatı da canlı bir organizmadır. Dış dünyayla enerji alış verişini keserseniz, tıpkı bir canlı gibi, parti de ölür. Ak Parti, ulaşım ve iletişim alanında ciddi yatırımlar yaparak zaten etkileşimi artıran faktörlerinin önemli olduğunu gösterdi. Bugün itibariyle 50 milyonu aşkın insan sosyal medya kullanıyor. Bu insanlar ortalama 3 saatini sosyal medyada geçiriyor. Ak Parti, 2002’de iktidar oldu. O gün doğan çocuk, önümüzdeki yıl oy kullanacak yaşa gelecek. Bugün oy kullanan gençlerin önemlice bir bölümü Ak Parti döneminde çocukluklarını yaşadılar. Ve bu gençler, “görsel” ve “işitsel” malzeme üzerinden kişiliklerini inşa ediyorlar. Bu iki malzeme üzerinden de iletişim kuruyorlar. Yani yukarıdaki rakamlar içinde bu kitle önemli bir yer tutuyor. Ak Parti’nin, sosyal medyanın önemini erken fark etmiş olması, bir başarı olarak görülmelidir. Zira bu mecra, parti ile seçmen arasındaki iletişimin kopmamasını sağlayacak. Parti, bu yolla bir bakıma nefes alıp vermiş de olacak. Söylemeye bile gerek yok: Ortalıkta çevre kirliliği oluşmayacak. Gürültü patırtı olmadan bir seçime gideceğiz. “Hayatın olağan akışı” içinde seçim gelip geçecek. Bu kampanya, en üst düzeyde himaye edilen “sıfır atık” anlayışıyla da uyumlu gözüküyor. Şunu da belirtelim: Ak Parti, sosyal medyanın kullanımı konusundaki ilk adımı 2015’te atmıştı. Şimdi, bunu bir adım daha ileriye götürmüş oluyor. Yani aslında yeni bir şey yapmıyor, daha önce başlattığı bir süreci devam ettiriyor.
YATAY MİMARİ TOPRAKLA BAĞIMIZI KURUYOR
* “Kentleşme Politikası”, “Çevre Politikası”, “Mahalli İdareler”, “Kent ve Bölge Plânlaması” gibi derslere de giren birisi olarak, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli gündeme getirdiği ve uyardığı, yatay mimari konusu hakkında neler söylemek istersiniz?
Benim öğrencilerime sürekli sorduğum bir soru vardır: Nasıl bir evde yaşamak istersiniz? Ortalamada öğrencilerimizin çoğu, iki katlı bahçeli bir evde yaşamak istiyor. Yatay mimari meselesini bu memlekette, galiba, en çok Turgut Cansever vurguladı. Ama uygulama, biraz farklı oldu. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Yatay mimari, bizim toprakla olan bağımızı da sürdürmemize yardımcı oluyor. Yatay mimari, sokak ve caddelerde olan bitenleri görme/gözetleme imkânı da verir. Örneğin, altıncı kattan sonra çocuğunuzu aşağıya oynasın diye göndermek istemezsiniz. Zira çocuğu o yükseklikten fark edemezsiniz. Yatay mimari, sokaktaki suç işlenme ihtimalini azaltıcı etkiye de sahiptir. Zira herkesin gözünün önünde suç işlenmesi daha zordur. Yirminci kattan aşağıya baktığınızda gördüğünüz karınca gibi bir şey olacaktır. Bir de şu var: Özellikle Anadolu’daki pek çok şehirde bahçeli evlerimizi çok katlı apartmanlara çevirip de ömrümüzün ilerleyen yaşlarında şehirlerin çeperlerindeki sayfiye yerlerine gitmeye çalışmamız bizim modernleşme sürecimizin ürettiği bir patolojidir. Cumhurbaşkanımızın yatay mimari vurgusu, bizim zaten aşina olduğumuz bir mimariye geri dönüş de demektir.
YENİ HÜKÜMET SİSTEMİ ESKİYİ BERTARAF ETTİ
* 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik oluşturulan “Yürütmenin Yapılandırılması Komisyonu”nda görev aldınız. Oldukça hayati çalışmaları yerinde gözlemlediniz, katkı sundunuz. Peki, hükümet sistemine geçiş ile birlikte ülkemizin en önemli kazanımları neler oldu?
Bu Komisyonda bize görev veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum. Komisyon üyeleriyle Külliye’de yapılan toplantıda Cumhurbaşkanımız şu vurguyu yapmıştı: Birincisi, bürokrasi yerine siyasetin etkili olduğu bir sistem olacak. İkincisi de siyaset kurumu tarafından belirlenen politikaları hayata aktaracak “etkin” bir bürokrasi oluşturulacak. Üç ayı aşkın süre boyunca çalıştık. Bakanlıkların sayısı 16 Türk devletine de atıf yapacak şekilde sadeleştirildi. Politika kurulları oluşturuldu. Kurulların yaptığı çalışmalar, Cumhurbaşkanlığı makamında politikaya dönüştürülecek. Bakanlıklar ise icracı olacak. Yani eskisi gibi politika belirleyemeyecek. Politika kurulları, bakanlıklardaki uygulamaların geri bildiriminden hareketle, tekrardan Cumhurbaşkanlığına politika oluşturmak için girdi sağlayacak. Kanaatimce, bu sistemle sağlanan en önemli kazanım, hızlı karar alma ve uygulama olacak. Öteden beri şikâyet edilen bürokratik oligarşi, karar alma sürecinin dışında bırakıldı. Politika oluşturan Cumhurbaşkanlığı makamı, aynı zamanda millete karşı da sorumlu. Seçim, bu sorumluluk bağını kurmaktadır. Eskiden olduğu gibi kerameti kendinden menkul kişi ve kurumların bir takım emrivakileri de bertaraf edilmiş olacak.
OLİMPİYAT BİRİNCİLERİNİ ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ
* Üniversiteyi de konuşalım biraz. YÖK tarafından başlatılan “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Projesi” kapsamında rektörlüğünü yaptığınız Aksaray Üniversitesi “Spor ve Sağlık” alanında desteklenecek pilot üniversite olarak seçildi. Bu iki alanda ne tür planlamalarınız var?
Spor ve sağlığın kesiştiği alanda çalışmalar yapmak üzere Cumhurbaşkanlığı ve YÖK bizi bu süreçte destekleyecek, Üniversitemiz ilave kaynak kullanacak. Bu kaynakla biz, bulunduğumuz bölgede toplumun hayatını değiştirecek, sürdürülebilir bir etki bırakacak işler yapılmasına aracılık edeceğiz. Örneğin, bize verilen kaynaklarla yeni bir spor malzemesi üreteceğiz. Ama bu yeterli olmayacak. Bizim laboratuvar şartlarında başardığımız işi alıp birisi üretime de dönüştürmeli, onlarca, yüzlerce insanın istihdamına katkı sağlayacak bir işletmeye dönüştürmelidir. Biz biraz da akılda kalsın diye, hep aynı örneği veriyoruz: Neredeyse tamamını ithal ettiğimiz okçuluk malzemelerinden biri olan “ok”u üreten bir şehir olalım, diyoruz. Bir “ok”u bile üretemiyorsak, ortada gerçekten ciddi bir sorun var demektir. Ülkemizde “veledrom”u olan tek üniversite biziz. Bisiklet sporunun yaygınlaşmasına ve bisiklet malzemelerinin üretimine katkı vermeye çalışacağız. Bunun Ak Parti tarafından takip edilen çevreci seçim kampanyasıyla da ilgisi kurulabilir. Okçuluk konusunda iddialıyız. Hasandağı, dünyada yamaç paraşütü yapılmaya en elverişli ilk dört yer arasında yer alıyor. Türkiye’nin tek paralimpik spor merkezi Aksaray’da. Aksaray’ın rakımı yaklaşık bin metre. Yani spor yapmak için ideal bir yükseklik. Örneğin, Rıza Kayaalp bizim öğrencimiz. Pek çok branşta dünya çapında başarılar yakalanacak bir ekosistemi kurmak için uğraşacağız.
KURUMSALLAŞMA ÖNEMLİ ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA * Aksaray Üniversitesi, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen ISO 9001 Kalite Yönetimi Sistem Standardı Belgesine sahip bir Üniversite. ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ile kurumsallaşmayı amaçladınız. Süreç nasıl devam ediyor.
Türkiye’de yaklaşık 130 devlet üniversitesi var. Bunlar arasında çok kıdemli olanların da olduğunu unutmamak gerekir. Biz kalite belgesi alan 9 devlet üniversitesinden birisiyiz. Bu da işlerimizi bir ciddiyet içinde yaptığımızı gösterir. Bu yıl, YÖK Kalite Kurulu tarafından bir değerlendirme sürecinden de geçtik. Bu da kendimize bir “dış göz” tarafından bakılması anlamında önemlidir. Üniversitemizde yer alan “İç Denetim” birimi de her yarıyıl, birden fazla iş kaleminde denetime devam ediyor. “Denetim yönetimin sigortasıdır” düsturuyla hareket ediyoruz. Bu da bizi karşılaştığımız riskler karşısında “kırılgan” olmaktan uzak tutuyor.
İÇ ANADOLU’NUN YÜKSELEN DEĞERİ OLACAĞIZ * Yaklaşık 24 bin öğrenciyi bünyenizde barındıran bir üniversitesiniz. Başta sosyal etkinlikler olmak üzere bir öğrenci neden Aksaray Üniversitesi’ni tercih etsin?
Bunun için pek çok sebep var. Burası Türkiye’nin tam ortası, inanmayan ölçüp bakabilir. Aksaray’da barınma sorunu yok. Bu yıl KYK yurtlarında dolmayan bir kapasite de mevcut. Aksaray tarım ve hayvancılık merkezi; sebze ve meyve ucuz. Kiralar da ucuz, evler oldukça geniş. Aksaray, yatay mimariyle şehirleşiyor. Şehrin hemen her yerine yarım saat içinde ulaşabiliyorsunuz. Üniversitemizin kadrosu, genç bir ekipten oluşuyor, bu öğrenciler için bir imkân. Türkiye’nin her ilinden öğrencimiz var. Ayrıca, 45 farklı ülkeden yaklaşık bin 200 öğrencimiz bulunuyor. Kampüs içinde akıllı bisiklet sistemi var. Aktif 7 bin bisiklet kullanıcımız var. 24 saat açık bir kütüphanemiz mevcut. Kampüsümüz engellilere uygun; “turuncu bayrak” ödülü aldık.
ÜNİVERSİTE OLARAK AKSARAY’I EKONOMİK OLARAK DA KALKINDIRACAĞIZ
* Üniversitenin Aksaray kentine katkılarından da söz edebilir misiniz? Üniversite yaptığı projeler ile kente ne tür katkıları sunmayı sürdürecek?
Yaklaşık 24 bin öğrenci şehirde zaten ciddi bir ekonomi oluşturuyor. İleriki yıllarda bu sayının biraz daha yukarıya çıkacağını tahmin ediyoruz. Örneğin, Üniversitemizde kurduğumuz embriyo transfer merkeziyle hayvancılık alanında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş oluyoruz. Spor ve sağlık alanındaki ihtisaslaşma süreci de burada “sürdürülebilir etki” oluşturacak çalışmalar yapmamızı sağlayacak, buna yürekten inanıyoruz.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.