Bu nasıl bir ifade özgürlüğü
SÖYLEŞİ: Özlem DOĞAN
Dünyanın birçok yerinde gerek terör örgütleri gerekse iç savaş yüzünden binlerce insan ya hayatını kaybediyor ya da yurtlarını terk ediyor. Başta Suriye olmak üzere İslam coğrafyalarında yaşanan zulmü görmezden gelen ülkeler, Paris'te yaşanan Charlie Hebdo saldırısı üzerine ayağa kalktı. Charlie Hebdo saldırısının ardından yaşananları ve Türkiye gündemini AK Parti Erzurum Milletvekili Dr. Cengiz Yavilioğlu'yla konuştuk.
Paris yürüyüşünde bir araya gelen liderlerin İslam coğrafyasında yaşananlara ses çıkarmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu ayrımcı, tahakkümcü anlayışın tarihsel ve felsefi boyutları var. Hiç kimse insanların ve toplumların olaylar karşısındaki reflekslerini bir günde oluşmuş anlık tepkiler olarak algılamamalı. Toplumsal tepkileri inşa eden uzun bir geçmiş ve inanç alt yapısı mevcut. Bu iki unsur anlaşılmadan mevcut olayları anlamaya çalışmak beyhude bir çabadan ibaret olur.
Sabıkalı bir dergiye yapılan ve organizeli olduğu anlaşılan saldırı sayesinde İslam düşmanlığı tezinin Avrupa'da daha da güçlenmesi olası gözükmektedir. Avrupa'da Müslümanları dışarı atmaya dönük gizli bir operasyon izlenimi de hissediliyor.
BATI'NIN SEKÜLER ANLAYIŞI
Batı neden sadece kendisi için barış ve huzur çığırtkanlığı yapıyor?
Batı medeniyeti neredeyse 500 yıldır, seküler bir anlayış üzerinden inşa edildi. Bu medeniyetin inşa ettiği birey de seküler bir anlayışla olaylara yaklaştığından dolayı modern dünyada aynı olaylara farklı tepkiler verilebilmektedir. Batı seküler anlayışı, bilimi bile bir tahakküm üzerine inşa etmiştir.
Saldırı neden Fransa'da gerçekleşti?
Avrupa'da en fazla Müslüman'ın yaşadığı ülkelerden biri Fransa. PEGIDA, gösterilerine bu ülkede beklendiği kadar destek bulamadı. Fransa, Suriye konusunda Türkiye'nin tezlerine yakın şeyler dillendirmeye başlamıştı. Aynı şekilde enerji konusunda Rusya ve Türkiye ile hareket etme eğilimleri dikkat çekiyordu. Filistin'e yönelik politikalarının değişmesi de bunların tuzu biberi oldu.
FİLİSTİN KARARI İSRAİL'İ RAHATSIZ ETTİ
Fransa'nın Filistin kararının yapılan saldırıya etkisi olabilir mi?
Avrupa'daki birkaç ülkeden sonra Fransa'nın da Filistin'i bir devlet olarak tanımasının İsrail'i çok rahatsız ettiği bilinmektedir. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde bu işin üst akıl tarafından organize edilen bir algı operasyonu olduğu tezini güçlendirmektedir.
Haftalarca konuşulan bu saldırı uzun vadede ülkeleri nasıl etkileyebilir?
Bu saldırı Ortadoğu, Afrika ve Asya'da Türkiye örneğini esas alan demokratik yapılar yerine, IŞİD türü yapılanmaların gelişmesine zemin oluşturulmasına malzeme de yapılacaktır. İslam dünyasının büyük bir kısmının şu an içinde bulunduğu, tekfirci, mezhepçi yorumlar üzerinden yaşanan çatışma ve iç savaşlar bu bağlamda daha ileri boyutlara taşınabilir.
Protesto yürüyüşünde eli kanlı terörist bir lideri terörist bir saldırıyı protesto ederken görmek oldukça ironik. Saldırıların yeri, zamanlaması, hedefi ve saldırı sonrası gelişmeler çok iyi analiz edilmeli. Saldırıların Sultanahmet saldırılarıyla paralel gerçekleşmesi, konunun Türkiye açısından daha titizlikle incelenmesini gerektirmektedir.
ERMENİ SOYKIRIMI YOKTUR DEMEK YASAK
Fransa'da Charlie Hebdo'nun karikatürleri kadar diğer yayınlarda da ifade özgürlüğü var mı?
Fransa'da Siyonizm hakkında olumsuz yazılar kaleme almak o kadar da serbest değil. Roger Garaudy'nin Siyonizm Dosyası kitabı antisemitizm adı altında değerlendirilip yasaklanmıştır. Aynı özgür Fransa'da "Ermeni soykırımı" yapılmamıştır ifadesini kullanmak yasaktır. Bu nasıl bir ifade özgürlüğü?
Türkiye'de de belli kesimlerden Charlie Hebdo'ya büyük bir destek geldi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Müslüman toplumların "biz yapmadık", "bizim suçumu yok" söylemleri üzerinden düştükleri içler acısı durum çok derin analizler gerektirmiyor aslında. Kendimizi eleştirelim ama bunu suçluluk ve eziklik psikolojisiyle yapmayalım.
AKIL TUTULMASI YAŞIYORLAR
Zaman Gazetesi'nin Charlie Hebdo'yu yayınlama kararı alan Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği desteği sadece medya dayanışması olarak nitelendirebilir miyiz?
Zaman Gazetesi Charlie Hebdo'dan alıntılar yapan Cumhuriyet Gazetesine tam destek vererek bir tuhaflığa öncülük etti. Aynı gazetenin 2008 yılında Fethullah Gülen'in karikatürize edilmiş bir videosuna yer veren bir gazetenin internet sitesine yönelik tepkisine bakarak Müslümanların en kutsal değerine yapılan bu saldırıyı fikir özgürlüğü olarak görmesi tam bir akıl tutulmasıdır.
Suriyeli mültecilerin büyük bir bölümü Türkiye'ye sığındı. Gerek paralel yapı, gerekse küresel güçlerin hükümete yönelik saldırılarının kaynağınDda başta Erdoğan olmak üzere AK Parti hükümetinin mazlumlara kucak açması temel neden olabilir mi?
Nasıl ki Gezi Olayları ya da 17-25 Aralık girişimleri Hükümeti ve AK Parti'yi iktidardan düşürmek için ulusal ve uluslararası boyutu olan bir darbe ise, aynı şekilde Suriyeli göçmenler üzerinde de AK Parti'ye bir darbe teşebbüsü tertip edildi ancak başarılı olunamadı.
Suriyeli mültecilerin ülkedeki varlığını hükümeti yıpratma girişimlerinde kullanmak isteyenler var mı?
Kadın, çocuk, yaşlı ve toplumun her katmanından insanın göç destinasyonu Türkiye oldu. Burada huzursuzluk yaratmak suretiyle, kentleri karıştırmak, gelenlerle yerlileri tahrik etmek ve bunun üzerinden AK Parti'ye yüklenmek üzere epey çabalar oldu. Toplumumuzun, ensar-muhacir metaforu üzerinden "hamiyet duyguları" harekete geçirildi. Çok şükür, toplumumuz bu çağrılara hep olumlu yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu kararlılıkla paralel yapı ile mücadele edeceklerini vurguluyorlar. Paralel yapının emniyet, yargı ve diğer kurumlardaki etkinliği hangi aşamada?
Devlet içinde devlet olmak isteyenlerle ve hukuku çiğneyenlerle mücadele, bugün olduğu gibi yarın da hukuk içinde ve hukuk yoluyla sürdürülecektir. Yargı, emniyet ve diğer kamu kuruluşlarında oluşturdukları ve kime hizmet ettiği belli olan bu illegal örgütlü yapının yok edilmesi sağlayacaktır bu bağımsızlığı. Aksi düşünülemez.
TÜİK rakamlarına göre 2002 yılında Türkiye'de her 100 çalışanın 52'si kayıtdışıydı. 2014'ün sonu itibarıyla ise her 100 kişinin 38'i kayıtdışı. Türkiye, kayıtdışılıkla mücadelede en hızlı mesafe kat eden ülkelerden biri. Kayıtdışılığın milli gelire oranı AB ortalamasında yüzde 19.2 bizde bu oranları kısa sürede yakalayabiliriz.
Başbakan Ahmet Davutoğlu "Kamuda Şeffaflık Paketi'ni" açıkladı. Paket neleri kapsıyor?
Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının şeffaflaştırılmasına ilişkin, adaylara ve siyasi partilere yapılacak ayni ve nakdi yardımlara bazı sınırlar getirilebilecek. Siyasi partilere yapılan bağış miktarı elektronik ortamda ilan edilecek. Yolsuzluğu ihbar eden kamu görevlisi ödüllendirilecek. İhbarda bulunan kamu görevlisinin amiri onunla ilgili değerlendirme yapamayacak.
İmar planlama konusunda ne tür değişimlere gidilecek?
İmar planlarının yapım süreçlerini daha saydam yapacağız. İmar uygulamalarının daha adil ve hızlı yapılmasını sağlayacağız. İmar planı değişiklikleri sonucunda değer artışından belediyelerin pay almasını sağlayacağız. Tarihi, kültürel dokuyu ve doğal çevreyi koruyacak plan değişikliklerinden belediyelerin pay alması sağlanacak.
Kentsel dönüşümle ilgili yeniliklerde geliyor sanırımu2026
Kentsel dönüşüm için pay ikiye ayrılacak. Biri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşümü için diğeri ise belediyelerin kentsel dönüşüm için yaptığı çalışmalar için gelir alanı oluşturulacak. Çevre Şehircilik, TOKİ bir imar planı yaparsa Belediye bundan yine pay alacak. Değer artış uygulaması bugünden itibaren geçerli olacaktır.
Erdoğan paket açıklamasına ilişkin bir açıklama yaptı ve "kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almayı başardığınızda diğerleri arkasından gelir" dedi. Ülkenin kayıt dışı ekonomi dolayısıyla kaybı nedir?
Kayıt dışı ekonominin büyümesi kayıtlı ekonominin küçülmesi anlamına geliyor. Kayıtlı ekonominin küçülmesi de devletin vergi gelirlerinin azalması anlamına gelir. Kayıt dışılığın ekonomi, kamu maliyesi, çalışma hayatı, sosyal yapı üzerinde etkileri var.
Kayıt dışı ekonomi sıralamasında ülkelerarası durumumuz nedir?
Biz kayıt dışılık anlamında Avrupa'nın 6. ülkesiyiz. Bu yeterli değildir. Türkiye'de kayıt dışı ekonominin AB ortalamalarına çekilmesi halinde, vergi oranlarıyla oynamadan 2015 yılında 58 milyar lira ilave gelir elde edilebileceğini Maliye Bakanımız da ifade ediyorlar.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.