Bu işin arkasından da FETÖ çıktı
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nı ele geçirmeye çalışan FETÖ'cülerle ilgili hazırlanan iddianamede şok detaylar yer aldı. İddianameye göre; eski Kilis Belediye Başkanı ve eski CHP Gaziantep Milletvekili Ekrem Çetin ve oğlu Cahit Çetin'in öldürülmesinin arkasında FETÖ'cü polis müdürü çıktı. Suikastın işlendiği 3 Haziran 2005'te Kilis İl Jandarma İstihbarat Şubesi'nde görevli olan uzman jandarma Vakıf Ertürk, eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe ve 15 Temmuz sonrası tutuklanan dönemin cumhuriyet başsavcısı Bülent Bingöl'ü cinayetleri karartmak ve şüpheli Orhan Aslan'ın kaçmasına izin vermekle suçladı. Ertürk'ün 22 Aralık 2016'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadeden satırbaşları şöyle:
2000 - 2007 arasında Kilis İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yaptım. 03 Haziran 2005'te Ekrem Çetin'in Kilis şehir merkezinde suikast sonucu öldürülmesi olayı faili meçhul kalınca Kilis Valisi Aslan Kütükçü tarafından yazılı ve sözlü olarak görevlendirilerek cinayeti araştırmak üzere emniyet ile ortak çalışmaya başladım. Bu olaylar olduğu esnada Aktepe, Kilis İl Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü'ydü. Bingöl ise Kilis Cumhuriyet Başsavcısı'ydı. Olayın faili olarak Orhan Aslan'ı tespit ettik.
Aslan'ı yakalamak için gittiğimiz arazi emniyete ait aracın farları ile aydınlatılarak bulunduğumuz yer deşifre edildi ve böylece Aslan'ın olay yerine gelmeyerek kaçması sağlandı. Şüphelinin kaçmasından sonra bu cinayet olayı basın ve medya yolu ile jandarma personeli olan bana ve diğer görevli arkadaşlarıma "Cinayet için örgüt kurmak, cinayete iştirak, cinayete yardım etmek, cinayet zanlısını korumak, çete üyesi olmak" gibi birçok suç isnat edilerek hakkımızda soruşturma açılmasına neden olundu.
Aktepe, Bingöl, komiser Mehmet Nurtaşkın ve Levent isimli komiser, Kilis'te bulunan diğer FETÖ mensupları tarafından Ekrem Çetin'in öldürülmesine ilişkin olayı bizim üzerime yıkmaya çalıştı. Bu olayın faili olan Orhan Aslan'ın da kaçmasına yardım ederek onu temize çıkarmaya çalıştılar. Bu Orhan Aslan isimli şahıs halen yakalanmamıştır. Cinayeti bizim üzerimize yıkmaya çalışmaları ve Orhan Aslan'ın kaçmasına yardım etmeleri nedeniyle şüphelilerin bu cinayette parmağının olduğunu düşünüyorum. Aktepe Kilis Emniyet Müdürlüğü'nde aslen görevli iken 2007'den sonra Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı'na geçici görevle geldiğini ve Ergenekon davasının da mimarlarından olduğunu öğrendim.
"FETÖ'CÜ KATİLLERİ FETÖ'CÜLER KORUMUŞ"
BABASI Ekrem Çetin ile kardeşi Cahit Çetin'i kaybeden Hurşit Çetin konuştu. Cinayetlerin işlendiği tarihte FETÖ'cü Gürsel Aktepe'nin Kilis Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olduğunu belirten Çetin şunları anlattı:
3 Haziran 2005'te Kilis merkezde gündüz gözü yapılan suikastın ardından Kilis Cumhuriyet Başsavcılığı'na birçok kez suç duyurusunda bulunduk ama hakkında suçlamalar yaptığımız kişiler ile ilgili o tarihte müdür olan Gürsel Aktepe de dahil olmak üzere, sanki bir güç hep engel oluyordu. Sonradan öğrendik ki suç duyurusu yapmış olduğumuz Kilis Adliyesi'nden pek çok savcı ve hakim FETÖ'den ya tutuklandı ya görevden alındı. Demek ki FETÖ'cüleri FETÖ'cüler koruyormuş.
Gürsel Aktepe, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Uysal ve KOM Daire Başkanı Ahmet Pek hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Bunların hepsi şimdi FETÖ'den tutuklu. Olayı aydınlatması için görevlendirilen Mustafa Uysal, sanki olayı kapatması için görevlendirilmiş gibi işini tamamladı. FETÖ'den tutuklu olan Ahmet Pek, suikastın aydınlanmaması için özel ekip kurmuş.
YAPIYI ARAŞTIRIP RAPOR HAZIRLADIM
Bu olaylar üzerine ben de bana iftira atan Aktepe ve Bingöl'ü araştırdım. Bu şahısların FETÖ mensubu olduklarını öğrendim. Bir rapor düzenledim. Bu raporu da 2006'da yeni Kilis İl Jandarma Komutanı olarak atanan Mürsel Şahin'e sundum. Daha sonra Şahin beni odasına çağırdı ve bana "Senin ne haddine devletin başsavcısını, şununu bununu fişlemek, senin gibi zihniyetler hep böyle, şunu imha et, s..ktir git" dedi. Raporu işleme koymadı. Şahin benim bu raporumdan sonra bana yönelik olarak mobbing uygulamaya başladı.
2006'nın ikinci yarısında da sonradan öğrendiğime göre beni dinlemeye başlamışlar. Hakkımda birçok asılsız suçlamayla dava açıldı. Tüm bu iftira ve davalar sonucunda tutuklandım. Hakkımda açılan tüm davalardan beraat ettim. Ancak tüm bu asılsız suçlamalar ve iftirayla açılan davalar nedeniyle meslekten 2009'da ihraç edildim.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.