Boğaz'ın lâmbaları
Fahri SARRAFOĞLU / İstanbul Seyyahı
DENİZ Fenerleri, İstanbul Boğazı’nda ve kentin kıyılarında yanıp sönüyor. Denizde olanlar için bir enerji, bir müjde, bir kurtarıcı. Karada olanlar için ise bir dost, bir arkadaş, gecelerin bekçisi. İstanbul’da bulunan deniz fenerlerini ve ilginç hikayelerini sizler için yazıya aldık.
Boğaz'daki fener sayısı
1755 tarihli Ahırkapı Feneri, İstanbul’da yapılan ilk deniz feneriydi. Sonrasında Rumeli, Anadolu, Fenerbahçe, Yeşilköy ve Şile fenerleri ışıklarını yaktı. Bugün, deniz fenerleri artık otomatik düzeneklerle çalışıyor. Boğaz’daki fenerlerin sayısı 37 tane olup, bunların büyük kısmı çakaralmaz şeklinde, bir bölümü mendirek uçlarındaki fenerler, bir bölümü de tarihi kule fenerlerdir.
Ülkemizde 407 deniz feneri bulunuyor (2005 yılı verileri), bunların 53 tanesi İstanbul'da yer alıyor. Türkiye'de fenerlerin tarihi Kırım Harbi yıllarına (1853-1857) dayanıyor. Bu dönemde inşaa edilen fenerler Bahriye Nezareti'ne (Donanma Komutanlığı) bağlıydı. Daha sonra Osmanlı Devletinden alınan imtiyazlarla Fransızlara geçti.
Boğaz'daki fenerler, manzaraya ayrı bir güzellik katıyor.
Gazyağından elektriğe
Fransızlar tarafından boğazın iki yakasına birer deniz feneri yapılmış. Birisi Karadeniz’in Anadolu yakası girişinde, denizden 75 metre yükseklikte bulunan Yon Burnu üzerine, yapı yüksekliği 20 metre; diğeri Rumeli yakasında, 30 metre yüksekliğinde olmak üzere inşa edilen bu iki deniz fenerinde, önceleri gazyağı yakılırmış. Daha sonra bir süre bütan gazı ile çalıştırılan bu iki fener, günümüzde elektrikle, elektrik kesildiğinde ise otomatik olarak devreye giren bütan gazıyla aydınlatmaktadır. Ayrıca, sisli havalarda saniyede bir çalan, sis düdüğüyle de görevlerini yerine getiriyorlar.
İlk deniz feneri
Ahırkapı Feneri, 5,5 saniyede bir yanma özelliği ile boğazdaki tek fener. Aynı zamanda bu özelliği ile pusula işlevi de gören deniz feneridir. Deniz fenerimiz boğaza girdiğinizde size hoş geldin diyen ilk deniz feneri olma özelliğine de sahip. 1755 yılında 3. Osman tarafından yaptırılmıştır. İstanbul Boğazı’nın Marmara’ya bakan kısmının batı kıyısındadır. Beyaz kule şeklinde olan fener İstanbul’u çeviren surların burçlarından birisinin üzerine oturtulmuştur. Denizden yüksekliği 40 metredir. Her 6 saniyede bir yanıp sönerek gece karanlığında denizcilerin yön bulmalarına ve gemilerin karaya oturmamalarına yardımcı olur. Ahır Kapı Deniz Feneri’nin yıllar içinde başından geçen o kadar çok hikâyesi var ki biz simdi onlardan bir kaçını anlatacağız.
Türkiye'nin en büyük deniz feneri
Şile Feneri, Karadeniz sahillerinde seyir yapan gemiler için rota feneri olarak Osmanlı'lar zamanında Fransızlara verilen imtiyaz neticesinde Fenerler İdaresi tarafından 1859 yılında inşa edilmiştir. Türkiye’nin en büyük feneri olup deniz seviyesinden 60 metre yükseklikteki kayalıklar üzerine 110 cm. kalınlığında örme taş kuleye sahiptir. Fenerin sekizgen şeklindeki kulesinin yüksekliği 19 metredir. Gündüz iyi görünebilmesi için kule siyah - beyaz yatay bantlar şeklinde boyanmıştır.
İlk deniz kazası ve Sultan'ın emri
Ahırkapı Feneri'nin 1950'li yıllardaki görüntüsü..
AHIRKAPI Feneri önemli bir deniz kazasından sonra yaptırılmıştır. Bu deniz kazası 1755 yılında Mısır’a gitmekte olan Hacı Kaptan emrindeki bir kalyon, fırtınaya tutularak gece vakti Kumkapı’ da karaya oturur. Olayı öğrenen Padişah 3. Osman ve Sadrazam Sait Paşa derhal Kumkapı’ ya giderek kalyon ve denizcilerin kurtarılmasında hazır bulunur. Kurtarılan gemicilerden birisi padişaha şöyle der: “Eğer burada ve surlar üzerinde bir fener yapılırsa, uzağa gidip gelen gemiler ışığı görünce yollarını bulurlar.” Bunun üzerine 3. Osman bir fener yapılmasını emreder ve Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa da Ahırkapı Feneri’ni yaptırır.
Fransızlar yaptı
Bugünkü Ahırkapı fenerinin yapılması ise yine Osmanlı İmparatorluğu döneminde Fransız müteahhitler tarafından 1857 yılında fenerler idaresi için yaptırılmış olup halen mevcudiyetini ve eski güzelliğini muhafaza etmektedir. Gemilerin Marmara Denizi’nden gerek İstanbul Limanına girişi, gerekse İstanbul Boğazı’ndan geçişlerinde rota feneri durumundadır. Marmara Denizi’nden İstanbul Boğazı girişinde bulunan ışığı 16 deniz mili mesafeden görülen ve çakma karakteri Fl.W.6.0 Sn. olan fener, deniz seviyesinden 36 metre yükseklikte olup kulesi 26 metre yüksekliğinde örme taş kuledir.
Şile Deniz Feneri, halen en büyük deniz feneri olarak nizmet veriyor.
Fener görevini yapıyor
Eskiden her iki buçuk saatte bir kurmak gerekirken arık günümüzde fener elektrik çalışıyor. Akşamları 20.40’da yanıyor, sabaha karşı 06.00 gibi sönüyor. Ancak herhangi bir sebepten dolayı fener çalışmasa bile 1857 yılındaki kurmalı sistemi devreye sokabiliyoruz. Yani, fener ilk günkü işlevini hala koruyor.
Yapılırken birkaç kez yıkıldı
Türkeli (Rumeli) Feneri, gemilerin Karadeniz'den İstanbul Boğazı'na emniyetle girmelerini sağlamak üzere 1856 yılında tesis edilmiştir. Fenerin ilk inşasını yapan Bennard, Bonnue&Tuanne firması yapım esnasında kulenin birkaç kere yıkılması üzerine bu mahaldeki köyün ileri gelenleri tarafından burada bir yatır ( türbe ) olduğu ve bundan dolayı kulenin yıkıldığını söylemeleri üzerine, önce türbeyi yapmışlar ve üzerine bugünkü fener kulesini inşa etmişlerdir. Halen fener kulesinin içinde Saltuk Hazretlerinin türbesi bulunmakta ve halk tarafından ziyaret edilmektedir. Deniz seviyesinden 58 metre yüksekliktedir. Kule yapısı ise örme taştan 3 kademe şeklinde,30 metre yüksekliktedir.
Rumeli Feneri'nin karşıdan görünüşü.
Dünyadaki 3. güçlü fener
Rumeli Karaburun Tahlisiye İstasyonunun hizmet verdiği fener, Karaburun eski kale ucunda yer almaktadır. Fener ışık gücü bakımından dünyanın üçüncü güçlü feneridir. Fenerin ışık gücünü uzaklara yansıtması için kristal mercekler kullanılmıştır. Tavan ve yan cephelerde bulunan kristal aynaların (24 adet) yansımaları orta mercekte toplanarak güçlü bir ışık elde edilmiştir. Şile fenerinden sonra Türkiye'nin ışığı en uzun erişime sahip feneri olarak bilinir. Orijinal bakır kubbenin yanlarında yer alan yağmur suyu saçakları aslan kafaları ile süslenmiştir.
Kimsesizler Mezarlığı
KARABURUN Deniz fenerinin denize doğru eteğinde tel örgü ile çevrili "Kimsesizler Mezarlığı" yer almaktadır. Tarih boyunca denizden çıkan, kim olduğu bilinmeyen, sahipsiz cesetler buraya gömülmüştür. Fenerin bulunduğu burun önceki yıllarda daha ileride olmasına rağmen liman yapımı için dinamitle patlatılan kayalar buradan alınıp kullanılmıştır. Kıyıdan deniz fenerine doğru veya fenerden aşağı bakanlar, burun çıkıntısının törpülenmiş yerlerini görebilirler.
Karadeniz'den gelenlere selam
Anadolu Feneri, İstanbul Boğazı'ndaki ışık kaynaklarından birisi.
Anadolu Feneri, 1856 yılında Fransızlar tarafından yapılmıştır. Bu fener Karadeniz’den İstanbul Boğazına girişte Anadolu yakasında Anadolu feneri köyünde önemli bir mevkiinde bulunmaktadır. Fenerin deniz seviyesinden yüksekliği 75 metre olup kâgir olarak inşa edilen kule yüksekliği ise 20 metredir. Fenerde önce ışık kaynağı olarak fitilli gaz yağı lambası ve daha sonra LPG ile çalışan parlak ışıklı manşonlu ( gömlekli ) lambalar kullanılmış ve şu anda 1000 W'lık elektrik lambası ile aydınlatma sağlanmaktadır.
Tapınak üzerine yapıldı
Fenerbahçe Feneri, bölgede ilk deniz fenerinin Bizans döneminde yapıldığı ve burada Tanrıça Hera'ya adanmış bir tapınak bulunduğu ve kayalıklar üzerinde de bir fenerin olabileceği düşünülmektedir. Günümüzde Fenerbahçe burnunda bulunan ve bulunduğu semte adını veren bu günkü Fenerbahçe feneri Osmanlı İmparatorluğu zamanında 1857 yılında Fenerler İdaresi tarafından yaptırmış olup halen mevcudiyetini ve eski güzelliğini muhafaza etmektedir.Fenerin denizden yüksekliği 25 metre fener kulesinin yüksekliği 20 metredir.
Fenerbahçe Koyundaki fener
Marmara girişinde
Marmara Denizi'nden seyirle İstanbul Boğazı'na giriş yapacak olan gemilerin boğaz giriş rotalarını tespit etmek için gördükleri ilk fener İstanbul Yeşilköy feneridir. Yeşilköy burnu üzerine 1856 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından taş kule olarak inşa edilen bu fenerin ilk adı Ayastafonas feneri iken daha sonra semtin ismine uygun olarak Yeşilköy Feneri olarak değiştirilmiştir. denizden yüksekliği 23 metre olan fenerin kulesinin yüksekliği 16 metredir.
İSTANBUL BULUNAN DENİZ FENERLERİ
Ahırkapı Feneri, Eminönü, Rıhtım
Anadolu Feneri, Boğazının Kuzey Doğusunda
Anadolu Kavak Feneri, Kavakburnu Üzerinde
Anadolu Kavak Filburnu Feneri, Filburnu Mevkii
Arnavutköy Feneri, Arnavutköy Akıntı Burnunda
Balta Limanı Feneri, Hidrobiyoloji Enstitüsü Bahçesinde
Bebek Feneri, Bebek Koyu Bankı Üzerinde
Beykoz İncirköy Feneri, İncirköy Shell Deposu Yanı
Beykoz Selviburnu Feneri, Beykoz
Beylerbeyi Feneri, Beylerbeyi Sarayı Duvarında
Büyükdere Feneri, Büyükdere İskelesi Ucunda
Büyükliman Çalıburnu Feneri, Çalıburnu Üzerinde
Çengelköy Feneri, Kuleli Askeri Lisesi Sahilinde
Defterdar Ortaköy Lido Feneri, Ortaköy'de
Dikilikaya Feneri, Rumeli Kavağı Önünde
Fenerbahçe Öreketaşı Feneri, Fenerbahçe Burnu'nda
Harem Güney Mendirek Feneri, Üsküdar, Feribot Limanı'nda
Harem Kuzey Mendirek Feneri, Üsküdar, Mendirek Ucunda
Haydarpaşa Dış Dalgakıran Güney Mendirek Feneri,
Haydarpaşa Dış Dalgakıran Kuzey Mendirek Feneri,
Haydarpaşa Eski İç Dalga Kıran Güney Mendirek Feneri,
Haydarpaşa Eski İç Dalgakıran Kuzey Mendirek Feneri,
İstinye Feneri, İstinye Araba Vapuru İskele Yanı
Kandilli Feneri, Kandilli Trafik Kontrol Binası Üzerinde
Kanlıca Feneri, İstanbul, Burundan 50 metre İçeride
Kız Kulesi Feneri, Üsküdar Karşısındaki Adacık Üzerinde
Kireçburnu Feneri, Boğazıın Kireçburnu Mevkiinde
Kuruçeşme Feneri, Sahilden 60 metre Açıktaki
Paşabahçe Feneri, Alkol Fabrikasının Batı Ucunda
Rumeli Balıkçı Barınak Batı Mendirek Feneri
Rumeli Balıkçı Barınak Doğu Mendirek Feneri
Rumeli Hisarı ( Aşiyan ) Feneri, Rumeli Hisarı-Bebek Arasında
Salıpazarı Feneri, Beşiktaş, Salıpazarı açıklarında
Türkeli Feneri, İstanbul Boğazı Kuzey Batı Ucunda
Umurbank Güney Kazıklı Feneri,
Yeniköy Feneri, Yöniköy sahili 100 metre açıklarında
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.