Birkaç yıla yanan alanlar yeşille kaplanır: Orman yok olmaz
ÖZLEM DOĞAN
Yaklaşık 12 gündür Akdeniz bölgesini kasıp kavuran orman yangınları tüm Türkiye’yi üzüntüye boğdu. Devletin aldığı önlemlerle dünyanın birçok noktasında aylarca söndürülemeyen orman yangınları Türkiye’de birkaç gün içinde söndürüldü, kontrol altına alındı. Peki bundan sonra ne olacak? Yanan alanlar bir daha yeşil örtüye kavuşabilecek mi ya da ne kadar sürede yeşillenecek? Zarar gören bölgelerde ağaçlandırma yapılırken hangi ağaçlar tercih edilmeli? Çabuk tutuşan çam yerine ekonomik getirisi de olan zeytin ağaçları dikilebilir mi? Harran Üniversitesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Akan ve Balıkesir Üniversitesi Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Satıl, Türkiye’nin akciğerleri ormanlarımızı ve konuya ilişkin önemli başlıkları Milat’a değerlendirdi.
Yanmış orman kendini yeniler
Kaybedilen yeşil alanların geri kazanılmasında en iyi yöntemin beklemek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hasan Akan, “İşi ilahi fıtrat kanununa bırakmalı; tabiat yeniden yeşermeli. Yanmış bir orman yok olmuyor, sadece bu bir süreç. Fıtri ve tabii yeşillenme için insan müdahalesi en aza indirgenmeli. Çoğu orman türü yangın sonrası kendini yenileyebilme kabiliyetinde yaratılmıştır” diye konuştu.
Çam ağaçları milyonlarca yıldır
var
Son günlerde tartışma konusu olan
çam ağacı yerine zeytin ağacı dikmek fikrinin yanlış olduğunu kaydeden Akan, “Çam
ağaçları Akdeniz bölgesinde milyonlarca yıldır doğal bitki olarak yayılış
gösteriyor. Yani sonradan dikilmiş bir ağaç değil. Akdeniz ormanlarında kızılçamlar
kesilir ya da yanarsa yerine maki bitki örtüsü, maki yok edilirse de frigana
dediğimiz bir bitki grubu gelir. Bu Akdeniz ekosistemlerine yerleştirilmiş olan
ilahi denge kanunu gereği doğal bir ekolojik süreçtir” ifadelerini kullandı.
Meyve ağaçlarıyla orman olmaz
Meyve ağaçlarıyla orman olmayacağının
altını çizen Akan şöyle konuştu: “Ceviz, badem, zeytin gibi meyve ağaçları ile
orman kurulmaz, olsa olsa meyve bahçesi oluşturulur. Bu türler sulama,
gübreleme yapmadan gelişemezler. Yangın sonrası birçok bitki yangından hemen
sonra sürgün vermeye başlar. Hatta bazı bitkiler ancak yangın sonrası ortaya
çıkan sıcaklık sayesinde çimlenebilir. Yangınla birlikte birçok bitki yeniden
dirilir, orman yenilenir ve biyolojik çeşitlilik yeniden şekillenmeye başlar.
Ancak, bu durum 30-40 yıl gibi uzun bir süreçte gerçekleşiyor.”
Birkaç yıl içinde alanlar
yemyeşil olacak
Yangın sırasında açığa çıkan tohumlar vasıtasıyla ormanların yeniden doğduğuna dikkat çeken Akan, “Küle dönen yerlerin yeniden yeşil örtüye kavuşması için öncelikle ekolojik sistemin ilahi gücün takdiriyle kendini tamir etmesini beklemek en doğrusu. Çevredeki yanmamış doğal ağaç veya tohumların toplanıp toprağa serpilmesi ve bir sonraki baharda bu tohumların ekilmesi gerekir. Tohumlar 1 yıl içinde çimlenerek 3-5 yıl içinde belli boya ulaşarak, sahanın yeşil örtü ile kaplanmasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Tohum stoklarımız, fidanlarımız
mevcut
Türkiye’nin yangın sonrası
ağaçlandırmaya hazır olduğunu belirten Akan sözlerini şu şekilde noktaladı: “Ülkemiz
yangın sonrası yeniden ağaçlandırma ve tohum stok merkezlerine sahip. Soğuk
hava depolarında milyonlarca tohum, fidanlıklarda bu maksatla üretilen yüz
milyonlarca fidanımız var. Türkiye’de 16 yılda 4 milyar 300 milyon fidan
dikildi. 2023 yılında ise bu sayı 7 milyar olarak hedefleniyor.”
Zeytin sökülüp Kızılçam dikilmedi
Kızılçamların Akdeniz bölgesinin
asli ağaç türü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Fatih Satıl, “Kızılçamlar,
Akdeniz iklim şartlarının hüküm sürdüğü sahalarda en iyi yetişen ve biyokitle
verimi en fazla olan bir ağaçtır. Bölgenin ekolojik özellikleriyle kızılçamın
ekolojik istekleri arasında tam bir uyum olup bölgenin klimaks
ağacıdır. Milyonlarca yıldır bu coğrafyanın doğal bitkisidir. Yani bazı
iddialara konu olduğu gibi sonradan insan eliyle dikilmiş bir ağaç türü değil”
dedi.
Çam tutar, zeytin toleranslı değil
Zeytin ağaçlarının iklim istekleri bakımından toleranslı olmadığını belirten Satıl, “Örneğin rakımı 800 m’den yüksek olan yerler ekonomik anlamda yetiştiricilik için uygun değil. Ağaçlandırma yaparken doğayı taklit etmeliyiz. O bölgenin doğal ağaç türleri neyse ona yakın türleri dikmeliyiz. Her yer çam olmasın denebilir fakat dikilen çam ağacının tutma ihtimalinin diğer türlere göre daha yüksek olduğunu unutmamakta fayda var” ifadelerini kullandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.