Dolar (USD)
33.98
Euro (EUR)
37.82
Gram Altın
2819.73
BIST 100
9577.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Birgül Ulusoy'dan, sektörle ilgili samimi açıklamalarda bulundu

Ünlü oyuncu Birgül Ulusoy, sektörle ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Doğru yerde ve doğru insanlarla karşılaşmanın oyunculukta başarının anahtarı olduğunu söyleyen ünlü oyuncu Ulusoy: "Magazin nedeniyle karakter rolleri göz ardı edilebiliyor. Bu durum da sektörün ve oyunculuğun gelişmesini yavaşlatıyor." dedi.
Birgül Ulusoy'dan, sektörle ilgili samimi açıklamalarda bulundu
07 Eylül 2024 23:59:06
Ünlü oyuncu Birgül Ulusoy, sektörle ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Doğru yerde ve doğru insanlarla karşılaşmanın oyunculukta başarının anahtarı olduğunu söyleyen ünlü oyuncu Ulusoy: "Magazin nedeniyle karakter rolleri göz ardı edilebiliyor. Bu durum da sektörün ve oyunculuğun gelişmesini yavaşlatıyor." dedi.

Söyleşi: Zeynep Sueda Karadeniz

Karakter oyuncu denildiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Birgül Ulusoy, 90’lı yıllardan bu yana film ve dizilerle ekranlarımıza konuk oluyor. Sektör hakkında samimi açıklamalarda bulunan Ulusoy, yıllar içerisindeki değişimi ve parıltılı sahnelerin arkasında yaşanan zorlukları paylaştı.

Rol aldığınız yapımlar içerisinde sizi en çok etkileyen karakter hangisi oldu?

Yıllar önce Kanal D’ye bir iş çekmiştik, adı "Veda" idi. Ayşe Kulin’in hikâyesiydi ve 6 bölümde yayından kalktı. Didar Hala karakterini oynamıştım ve o karakterin tadı damağımda kaldı. Dönem dizisiydi ve halk tabakasından bir karakterdi. Gecekondu da yaşıyordu, 3 çocuğu vardı, tam bir alt tabaka insanını yansıtıyordu. O karakteri bir sezon oynamak isterdim ama erken bitti. Dizi yayında kalsaydı ve senaryo ilerleseydi, çok güzel sahneler oynayabilirdim. Çok büyük bir zevkle oynadım o karakteri. Ve yıllar sonra aynı keyifle "İncir Ağacı" isimli günlük bir dizide oynadım TRT’de. O da pandemi kurbanı oldu ve yayından kalktı.

Peki, önünüzde yeni projeler var mı?

Yeni bir projelerimiz evet var. Birkaç gün sonra görüşeceğim; güzel bir karakter analizi geldi. Ana akımda haftalık dizilerden de teklif geldi, güzel işler var, değerlendirmekteyim. Yani sektör olarak birbirimizi yokladığımız bir dönemdeyiz.

Menajerlerin role göre 'beden' baskısı

Sektöre gelecek olursak, menajerlerin oyunculara ‘tanınmak için magazinde görün’ dediklerini duyuyoruz. Bu işin aslı var mı?

Evet, bunu genç oyuncular için yapıyorlar. Ayrıca yapımcıların sıfır beden olma baskıları var. Genç erkek ve kadın oyunculara vücut geliştirme yapma baskıları oluyor. Zayıf bir kıza daha da zayıf ol, sıfır beden ol diye rejim yaptırılıyor. Kız sadece bir salata, bir çorbayla gün geçiriyor. Şişmanlık ya da çirkinlik gibi kalıplar var ve o kalıpları kabul etmiyorlar. Menajerler, "Şu açılışa git, magazinde görün, şu resepsiyona katıl" gibi baskılar yapıyor. Genç oyunculara yönelik bu baskılar yoğun oluyor. Ben yaş ve kariyer olarak belli bir noktadayım, ama gençken de böyle bir şeye tamah etmedim. Her zaman sadece karakter rolleri oynamak istedim ve bu yolda ilerlemeye çalıştım. Magazinle işim çok nadir olmuştur; o durumlar da genelde benim dışımda gelişti.

birgul6_f0db62bcdce6aa63308aea9e0fee5581.jpg

Uzay haklarımızdan bile feragat ediyoruz

Başka ne tür sıkıntılar var, örneğin yapımcılar ya da oyuncular zarar ediyor mu?

Tüccar olan, yani bu işin ticaretini yapan kişiler genelde zarar etmiyor. Paranın yarısı yapımcının yarısı kanalın cebine girer. Eğer başrol oyuncusunun özel bir anlaşması yoksa diğer oyuncular fazla para kazanamaz. Okuyucularımız şunu bilmez: Biz ödemelerimizi yüksek vadelerde alıyoruz. Birinci bölüm yayınlandıktan 60 gün sonra ödemeleri almaya başlıyoruz. 2 ay bölüm öncesi, 2 ay da bölüm sonrası olmak üzere toplamda 4 ay sonra ödeme almaya başlıyoruz. Dizi devam etmezse ödeme almak da zorlaşıyor tabii. Biz muvafakatname diye bir şey imzalıyoruz; uzay haklarımızdan bile feragat ediyoruz. Diyelim ki; Mars’ta bir koloni kuruldu ve dizin orada izletildi. Bundan hak talep edemezsin ve imzalamazsan yapım şirketi paranı yatırmaz. Ben bir oyuncu sendikasına üyeyim, teliflerle uğraşıyor ve aynı zamanda kurucu üyesiyim. Şu anda 1400 üyesi var. Daha yeni, iki senedir İspanya’dan telif alıyoruz. Bu para da Euro bazında yılda bir kere oyunculara dağıtılıyor. Normalde bütün ülkelerden telif almamız gerekiyor, çünkü dizilerimiz bütün dünyaya satılıyor.

birgul-film3_39ff3443568c27604fa83b2ec13b54ca.jpg

'Bu işi ancak Başkan Erdoğan çözer'

Dizilerin sürekliliği veya kısa sürmesinin sizleri etkiliyor mu veya zararı oluyor mu?

Bazı diziler Türkiye’de tutmuyor ama yayından kalkmıyor, çünkü dizi yurt dışında tutuluyor ve "Bari oradan para kazanayım" düşüncesiyle diziyi yayından kaldırmıyorlar. Bakanlık bu konuda çok yavaş ilerliyor. Bu durumun turizme katkısı var aslında. Ürgüp’te "Aşk ve Mavi”yi çekerken tur otobüsleri çalıştığımız konağa geliyordu ve çevreye çok büyük katkısı oluyordu. Bu işi çözebilecek tek insan Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Bazı oyuncular sözleşmeyi imzalarken "Dünya satışlarından yüzde 2 alacağım" maddesi koyuyor ve her satıştan para kazanıyor. Tabii bu anlaşmayı da sadece bazı başrol oyuncuları yapabiliyor. Bazen yapımcılar fuarlara gidiyor ve "Şu oyuncu oynayacak, projelerim bunlar" diyerek dizi satıyorlar ülkelere; o parayla burada dizi çekiyorlar. Hatta bazen yapımcılar günlük diziyi birleştirip haftalık dizi diye satıyor. Orada da biz zarardayız; maaşımızı alıp çekiliyoruz, o ise onu birleştirip para kazanıyor. Bu hikâyenin en acıklı kahramanları oyuncular. Bu yüzden oyuncuların kazandığı paranın lafının edilmemesi gerekiyor. Popüler oyuncuları omuzlayan bir karakter kadrosu vardır her zaman. Karakter kadroları işin omurgasıdır. Ben hep karakter rolleri oynadım; kendim tercih ettim karakter oynamayı.

'Kendi kültürünü anlamamış bir toplum var'

Türkiye kültür ve sanatta ilerlemenin yavaş olduğu konuşulur hep. Sizce bunun sebebi ne?

Biz kültürel anlamda çok oturmamış bir toplumuz. Bu yüzden sürekli bir şeyleri taklit ediyoruz. Kendi kültürünü anlamamış bir toplum; sanatçı, senarist ya da oyuncu nasıl bir şey üretecek? Bu durumda hep kötü taklitler ortaya çıkıyor. Amerika’nın kültürü nedir ki? Senin koskoca Malazgirt’ten gelen bir kültürün var. İlla Osmanlı dönem filmleri çekelim demiyorum. Yemek, yemek doğada dolaşmak bile bir kültürdür. Toplumu toplum yapan şey aslında kültürdür. Sen bu kültüründen beslenmediğin sürece hiçbir şey ortaya koyamazsın; hep bir taklit olur. Bağımsız sinemacılar güzel işler çekiyor. Bir filmde oynadım çok basit bir hikâye anlatıyor ama çok güzel bir şekilde anlatıyor. 2 sene önce Kültür Bakanlığı'na vermiş, yani bütçe de 2 sene öncenin bütçesi. Biz de arkadaşımıza destek olduk. Çok iyi bir teknik ekiple çalıştı. Gençler sinemayı diri tutuyor, bu da bir avantaj. Şu an 53 yaşındayım, herhalde 63 yaşında ulusal kanallara iş çekmeyi bırakırım.

birgul-flim2_2976e378f94d52788f047bde49b11ef5.jpg

'Bizim topluma ne sunarsan izler'

Mevcut Türk dizileri hakkındaki eleştirilere katılıyor musunuz, genç oyunculara tavsiyeleriniz neler olacak ?

Bunu küçümsemek için söylemiyorum ama bizim toplumumuza ne verirsen izler. Hem konuşurlar hem izlerler. İzlendiği için o diziler yine çekilecek. Konservatuvarda bir hocamız vardı, Canan Gökmil. "Çocuklar," dedi, "Bu meslek, doğru yerde doğru insanlarla karşılaşma mesleğidir." Okul bitti, piyasaya girdik, o zaman anladım kadının ne demek istediğini. Dünyanın en harikulade oyuncusu olsan da, doğru zamanda doğru yerde doğru insanlarla karşılaşacaksın. Ben 40 yaşından sonra meşhur oldum; o yaşıma kadar kimse bana adam akıllı bir rol vermedi. Bu yüzden belki de benim kariyerim bu kadar sağlamdır. Kendi kariyerimi kendi ellerimle inşa ettim. Yanımda destekleyici birileri olsaydı çok başka şeyler konuşuyor olabilirdik. Genç oyuncularda aşırı telaş ve acele görüyorum; çaba göstermeden bir şeyler olsun istiyorlar ama olmuyor işte. İyi bir oyuncu olabilmek için mezun olduktan sonra üstüne 25-30 yıl koymak gerekiyor. Genç oyuncuların iyi bir akıl hocası yoksa çok yetenekli oyuncular yok olup gidiyor.